3. yüz (Toplam 3 yüz)

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ağu 29, 2011 13:59
gönderen Erhan Sandıkçı
Şöyle bir on madde hazırladım bu meczubun kitaplarındaki ihanetlerden

- Mustafa Kemal ve İsmet’in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır[1]

- Kemalizm ve İsmet hükûmeti bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salip kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir.[2]

- Mustafa Kemal'e karşı Nurun tokadı ise altı mahkeme ve Ankara makamatı bilmiş, ilişmemişler ve bize beraat verdiler ve Beşinci Şua ile beraber bütün kitaplarımızı iade ettiler.[3]

- Ey efendiler!
Ben, herşeyden evvel Müslümanım ve Kürdistan’da dünyaya geldim.[4]

- Ben çok zaman evvel bekliyordum ki, Urfa tarafında Nurlara karşı kuvvetli eller sahip olmaya çıksın. Çünkü orası hem Anadolu’nun, hem Arabistan’ın, hem Kürdistan’ın bir nevi merkezi hükmündedir.[5]

- Hem, o nahiyemiz olan Hizan kazasına tabi Isparta da, birden bire, meşhur Seyda namında Şeyh Abdurrahman-ı Taği himmetiyle o kadar çok talebeler ve hocalar ve alimler çıktılar ki, bütün KÜRDİSTAN ONLARLA İFTİHAR EDER BİR ŞEKİL aldığı zaman, içlerinde münazara-i ilmiye ve pek büyük bir himmetle ve pek geniş bir daire-i ilim ve tarikat içinde öyle bir vaziyet hissediyordum ki, güya ru-yi zemini fethedecek bu hocalardır.[6]

- Ezcümle, bir hadiste, "âhir zamanda dehşetli bir şahıs sabah kalkar, alnında ’Hâzâ kâfirün’ yazılmış bulunur" diye hadis var deyip benden sordular. Dedim: "Bir acîp şahıs bu milletin başına geçer ve sabah kalkar, başına şapka giyer ve giydirir."
Bu cevaptan sonra bunu sordular: "Acaba o zaman onu giyen kâfir olmaz mı?" Dedim: "Şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat, baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşaallah Müslüman edecek." [7]

- 65: Süfyan ve bir İslâm deccalı, Mustafa Kemâl olduğu Beşinci Şuada anlaşılıyor.[8]

- Bana hücum eden garazkarların en esaslı sebebi, Mustafa Kemal in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar.
Ben de o garazkarlara derim ki:
Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükumetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir hadis-i şerifin ihbarıyla Kur'ân a zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal o adam olduğunu zaman gösterdi.[9]

- Baştaki başların çoğu sarhoş, okumaz. Okusa da anlamaz, yanlış mânâ verip ilişir.[10]

Vatan Haini Said-i Nursi




[1] - Emirdağ Lahikası, Sayfa 278
[2] - Emirdağ Lahikası, Sayfa 277
[3] - Şualar, Sayfa 334
[4] - Tarihçe-i Hayat, Sayfa 202
[5] - Emirdağ Lahikası, Sayfa 406
[6] - Emirdağ Lahikası, Sayfa 49
[7] - Emirdağ Lahikası, Sayfa 313
[8] - Şualar, Sayfa 361
[9]- Emirdağ Lahikası, Sayfa 247
[10] - Lem'alar, Sayfa 108

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 19, 2011 19:32
gönderen emersonwakeman
613 Sayfalik akademik tekik elestiri
http://www.islah.de/menhec/men00015.pdf
Cok uzun süreli bir de belgesel ...
http://www.youtube.com/watch?v=h9PINiYOq64

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 19, 2011 19:33
gönderen emersonwakeman
613 Sayfalik akademik tekik elestiri
http://www.islah.de/menhec/men00015.pdf
Cok uzun süreli bir de belgesel ...
http://www.youtube.com/watch?v=h9PINiYOq64

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Sal Ara 20, 2011 10:10
gönderen oguzhan1071
bu adam için bu kadar yazı yazmaya gerek yok!kurtuluş savaşı yıllarında vaktini çamlıca da kitap yazmakla geçirdi dersin biter gardaşım!!!!

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Cmt Mar 10, 2012 14:03
gönderen hatice kürtoğlu
He he musto, zaten elinde senet var densizin, Allah, ona sormadan kimseleri komaz cennetine.
risaleyi bırak da biraz Kur'an oku.

Şu son yazdığın cümle bile, cehenneme gitmeye yetebilir.
Yine de Allah bilir, bence tövbe et.
Tüh görüyor musun saitin tövbe şansı da yok şimdi...
gördün mü kim gidebilir cehenneme?
artık tevbe kapısı kapanan, yani ölen bir sa-it

"yaşasın cehennem" miş, Peygamber dememiş böyle birşey, neyinize güveniyorsunuz? Hiç mi ahiret inancınız yok sizin?

Bak doğru söyle, yoksa,
papazlar gibi cennetten toprak tapusu mu satıyorlar size?

yazık değil mi parana, yani o kadar da tutuşursunuz para da para diye,

yazık değil mi musto?

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Cum Eki 12, 2012 15:11
gönderen Oğuz Kağan
Cumhuriyet düşmanı, emperyalizmin işbirlikçisi

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Van Valilliği tarafından adına “Said-i Nursi / Medresetüzzehra” başlıklı sempozyum düzenlenen Said-i Nursi Cumhuriyet ve bilim düşmanı ve bir ABD-İngiltere işbirlikçisiydi. Birçok yerde Atatürk’e de dil uzatmıştı.

Zamanın harikası anlamına gelen "Bediüzzaman" adının yanı sıra "Said-i Nursi", "Said-i Kürdi" gibi isimler kullandı. İlk eğitimini Nurs köyünde, medresede aldı. Akıl dışı hayatından kesitler de o günlerde başladı. Bir ara medrese eğitimini bıraktı ama sonra “rüya” gördü ve medreseye geri döndü. ‘Tarihçe-i Hayat’ta anlattığına göre, rüyasında kıyametin koptuğunu gördü, sırat köprüsünün başına gidip durdu, ardından “Herkes oradan geçer, ben de orada beklerim” diye düşündü ve ve sırat köprüsünün başına gitti. Peygamberleri teker teker gördü ve nihayet Hz. Muhammed'i ziyaret ettikten sonra uyandı. Bu rüyadan etkilenerek babasına eğitimini sürdürmek istediğini söyledi. Ve hayatı hep “rüyalar”la geçti ve bilim düşmanı oldu!

AKIL HASTANESİNE KAPATILDI

Said-i Nursi, fen bilimleriyle İslami ilimlerin birlikte okutulacağı, idealindeki üniversite kavramını hükümete iletmek için 1907 yılında İstanbul'a geldi. Mısır'daki El Ezher Üniversitesi’ne kardeş olarak tarif ettiği bu üniversiteye Medresetüz-Zehra adını verdi. Fikrini gerçekleştirebilmek için 1907 yılında II. Abdülhamit'e çıkarken üzerinde yöresel kıyafetleri, başında sarığı ve hançeri vardı ve bu püzden önce tutuklandı daha sonra akıl hastanesine kapatıldı.

İNGİLİZ EMPERYALİZMLE İŞBİRLİĞİ

1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen önce İstanbul'da gerici Derviş Vahdeti'nin Volkan Gazetesi'nde yazdı. İngiliz emperyalizminin desteklediği İslamcı bir siyasal parti olan İttihad-ı Muhammedi Fırkası'nın (Fırka-i Muhammediye) kurucuları arasında yer aldı. 31 Mart olayında 23 gün tutuklu kaldı, beraat etti.

KÜRDİSTAN TEALİ CEMİYETİ’Nİ KURDU

Mondros Ateşkes Antlaşması günlerinde 1918 yılında İstanbul’a geldi. Bu dönemde, İstanbul’da, Kürdistan Teali Cemiyeti’ni ve Kürt Neşriyat Cemiyeti’ni kurmaya zaman ayırdı. İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Bağdat’tan yazılan gizli raporda, Kürtleri Türklere karşı kışkırtarak ayaklandırmak amacıyla kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı.

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN KARŞISINDA

Kuvay-ı Milliye’yi örgütleyen Mustafa Kemal’in “Din adamları Anadolu’yu örgütlesin” çağrısına “ruh hesaplaşmalarını” bırakamadığı için olumlu karşılık vermedi. 1925 yılında İngiliz emperyalizminin desteklediği Şeyh Said Ayaklanması patlak verdi. Şeyh Said isyanıyla ilgisi olduğu iddiasıyla Burdur'a sürgün edildi.

DEMOKRAT PARTİ ÖNÜNÜ AÇTI

1948’de 20 ay hapse mahkûm olan Said-i Nursi, Nur talebeleriyle birlikte Afyon Hapisanesi’ne konuldu. O sırada hükümete başvurdu “Bolşeviklere karşı birlikte mücadele etmeyi” önerdi:

“Beni serbest bırakınız. El birliğiyle komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına Allah’ın birliğine hizmet edeyim.” 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti hükümetinin Risale-i Nur hareketine destek vermesi, yayınlarına engel olmaması yüzünden risaleler bu dönemde matbaalarda basıldı. Gerek Anadolu’ya, gerek Mısır, Pakistan, ABD, İtalya gibi çeşitli ülkelere gönderildi. 27 Ekim 1957 seçimlerinde Isparta’daydı. Oy kullanmak istediğini bu nedenle seçim sandığının kendisine getirilmesini istedi! Sandık başkanı bu isteği reddedince yanına Zübeyir Gündüzalp’i alarak sandığa gidip göstere göstere DP’ye oy verdi.

ATATÜRK'E OLAN KİNİ

Said-i Nursi’nin baş düşmanlarından biri Atatürk’tü. Emirdağ Lahikası’nın 247. Sayfasında şu düşüncesini dile getirdi: “Bana hücum eden garazkârların en esaslı sebebi, Mustafa Kemal’in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Ben de o garazkârlara derim ki: Ölmüş, gitmiş ve dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında 30 sene evvel bir hadis-i şerifin ihbarıyla Kur'ân a zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi”.

YURT, 12 Ekim 2012

Re: Said-i Kürdi'nin Türk düşmanlığı

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 13, 2012 10:29
gönderen Oğuz Kağan
Sen hangi Cumhuriyetin Valisisin?

YURT’un dün ve önceki gün manşet ve sürmanşetinden duyurduğu “Van’da Said-i Nursi/ Medresetüzzehra Sempozyumu” AKP iktidarının valisinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Van Valisi Münir Karaloğlu, Said-i Nursi’yi övdü ve “Van’a medrese istiyorum” vasiyetini gerçekleştireceğini söyledi.

Van Valiliği ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin düzenlediği Said-i Nursi’nin eğitim felsefesinin tartışılacağı “Medresetüzzehra” sempozyumu dün Van Elit Otel’de başladı. Sempozyumun aynı zamanda Onursal Başkanlığı’nı da yapan Vali Münir Karaloğlu, Said-i Nursi’nin vasiyeti olan medreselerin açılması isteğini, “Medresetüzzehra artık kurulmalı” diyerek destekledi. Akla şu soru geldi: Sayın Vali Karaloğlu sen hangi Cumhuriyetin Valisisin? Sempozyumun yapıldığı salonda alkışlarla karşılanan Vali Karaloğlu yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Cennet gibi bir baharda yaşıyoruz. Mirasımız yeniden canlanıyor. Selçuklu, Osmanlının varisi benim, biziz diyoruz. Ey büyük mütefekkir Bediüzzaman. Seni duyduk diyoruz. Bir asır sonra Bediüzzaman'ın projesini keşfediyoruz. Akademisyenler eğitim modelini deşifre ediyor. Medresetüzzehra projesine cansuyu vermeye çalışıyoruz. Bir Kürt olan Said Nursi'yi Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Çerkeslerin herkesin ortak değeri yapan medeniyetimize sondaj yapıyoruz. Said Nursi manevi Medresetüzzehra'yı zindanlarda, sürgünlerde kaleme aldığı Risale-i Nur ile kurdu, geliştirdi. Sıradan insanlardan hocalar, önderler yetiştirdi. O sıradan insanlara çok şey borçluyuz. Said Nursi'nin projelendirdiği Medresetüzzehra artık kurulmalı. Eğitim modeli tüm İslam dünyasında en üst seviyede tartışılmalı. Vasi belli, vasiyet belli, mirasçılar belli.”

‘VAN’DA DA NUR TALEBESİ OLSUN’

Sempozyumun yine düzenleyicilerinden Risale Akademi adına konuşan İsmail Benek ilginç bir itirafta bulunarak, “Medresetüzzehra sempozyumu”nu nasıl organize ettiklerini anlattı. Benek, “Bu sempozyum için Vali’den randevu istedik. Kendisi bizi kabul etti. Vali bey bize, ‘Sadece Medresetüzzehra’yı mı yapacaksınız? Neden Isparta’da olduğu gibi Nur talebeleri olarak Van’da bulunmuyorsunuz’ dedi. Bu da bizi çok heyecanlandırdı. Bunun üzerine yine bize ‘Daha sonra ne yapacaksınız?’ diye sordu. Biz de ‘münazarat okulunu açacağız’ diye cevap verdim” dedi.

ARINÇ VE ÇELİK KATILMADI

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Peyami Battal babasının vefatı nedeniyle sempozyuma katılmadı. Yerine katılan Rektör Yardımcısı Ramazan Şekeroğlu ise, “Bu sempozyumun yararlı ve yol gösterici olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Öte yandan sempozyuma davet edilen ve programda protokol konuşmacıları olarak yer alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik sempozyuma katılmadı. Kulislerde, Arınç ve Çelik’in YURT’un haberlerinde sonra sempozyuma katılmadıkları konuşuldu.

BAKANLARDAN TELGRAF YAĞDI

Sempozyuma katılamayan ama davetli olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de aralarında bulunduğu birçok isim de sempozyuma “telgraf” göndererek desteklerini sundular.

NURCULAR YURT’UN HABERLERİNDEN RAHATSIZ OLDU

“Medresetüzzehra” sempozyumu ile ilgili Yurt Gazetesi’nin haberleri Nur Cemaati’ni rahatsız etti. Sempozyumun sponsorlarından Risale Akademi’nin haber sitesi Risale Haber, Yurt’un iki gündür sempozyumla ilgili haberlerini, “Medresetüzzehra’ya kızdı, Said Nursi’ye hakaret etti” olarak verdi. Haberinde “Said Nursi’ye ağır hakaret ve iftira ettiler” diye veren Risale Akademi Yurt’un sempozyumun konusu ve içeriğiyle ilgili haberlerini ise görmezlikten geldi.

YURT, 13 Ekim 2012