1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkçü, Milliyetçi ve Vatansever Şair: Mağcan Cumabay

İletiGönderilme zamanı: Cum Eyl 26, 2014 12:45
gönderen Balasagun
Türkçü, Milliyetçi ve Vatansever Şair: Mağcan Cumabay

Resim
Mağcan Cumabay, Kazak Türkleri edebiyatının 20. asrın başındaki yıldızlarından biri ve önemli bir şairi idi. Cumabay, Orta Asya’nın yetiştirdiği tüm genç dinamik vatansever entelektüellerdendi. Mağcan Cumabay’ın da aralarında bulunduğu Kazak milliyetçiler tarafından Mart 1917’de Alaş Orda adında bir siyasi parti kuruldu. Partinin ismi ayrıca, ‘Alaş’ milliyetçi dergisinden esinlendi. (Kazak mitolojisine göre, Kazaklar Alaş adındaki bir atadan türemişlerdir)

Kazak Türkleri aydınlarından şair Mağcan Cumabay Bekenoğlu, 25 Haziran 1893’de Kuzey Kazakistan’da, Akmola vilayetinin, Bulaev kasabasında varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Altı erkek kardeşi ve 2 kız kardeşi olan Mağcan, ilk olarak dil eğitimi gördü. 4 yaşında Çağatay Türkçesi, Arapça ve Farsça öğrendi. Edebiyata merak salan Cumabay, Kızılorda şehrinde bir Tatar medresesinde eğitim gördü ve oradan 1910 senesinde Ufa şehrinde en iyi, en kapsamlı islami eğitim veren Galiya Medresesinde okudu. 14 yaşında şiir yazmaya başlasa bile, ilk yazıları 1911-13 yılları arasında yayınlandı. Yazıları çeşitli Kazak ve Tatar dergi ve gazetelerinde yer aldı. Özellikle ‘Aykap’ ve ‘Kazak’ adlı gazetelerde yazıları yayınlandı ve 1912’de ilk şiir koleksiyonu ‘Şolpan’ Kazan’da Arap alfabesi ile Kazak dilinde yayınlandı. Aynı dönemde Rusçayı öğrenmeye başlarken daha ciddi bir eğitim arayışı içinde olan Cumabay, 1913 senesinde Kazakistan’ın o tarihte başkenti olan Omsk’a hereket etti. Omsk’daki eğitimini en yüksek derece ile tamamladı. ‘Kazak’ gazetesi ile bu sıralarda ilişki kurdu ve bunu ilerleyen yıllarda devam ettirdi. Omsk’da iken ‘Balapan’ (Civciv) isimli elyazısı ile yazılan öğrenci gazetesini çıkarttı.

Alaş Orda partisi kuruldu

Mağcan Cumabay’ın da aralarında bulunduğu Kazak milliyetçiler tarafından Mart 1917’de Alaş Orda adında bir siyasi parti kuruldu. (Kazak mitolojisine göre, Kazaklar Alaş adındaki bir atadan türemişlerdir) Partinin ismi ayrıca da ‘Alaş’ milliyetçi dergisinden esinlendi. Bu dergi Kasım 1916 - Mayıs 1917 arasında 22 kere yayınlandı. Rusya’daki sol eğilimli Menşevik, Sosyal-ihtilalci ve Anayasal-Demokrat partilerinin programında bulunan benzer öneriler ve düşünceler Alaş Orda tarafından teklif edilmekteydi. Sosyal konularda ilerici olan parti, otonom bir Kazak bölgesinin kurulmasını talep etmekteydi. Parti Programı Orenburg’da basılan ‘Kazak’ adlı gazete tarafından desteklendi. Satışı 8 bin olan bu etkili gazete, Bolşevikler tarafından Mart 1918’de kapatıldı. Cumabay, Aralık 1917 tarihinde Orenburg kentinde toplanan İkinci Kazak Kongresi’ne Akmola bölge temsilcisi olarak katıldı. Kongre, Baytursunov ile beraber kendisini okul ders kitaplarının hazırlanması ile görevlendirdi. Kongrede halkın açlığı, fakirliği, eğitim sistemi, dini konular ve bölgesel otonomi masaya yatırıldı. Halkın birlik için mücadele etme fikri destek gördü. Aralık 1917’de Alaş Orda Otonom Kazak Hükümeti ilan edildi. Ekim ihtilalinin hemen ardından, iç savaş patlak verdikten sonra, 1918’in başlarında Cumabay tutuklandı ve 7 ayını Omsk’daki hapishanede geçirdi. Yılsonunda Omsk’da yeni açılan Kazak öğretmen eğitim merkezinde çalışmaya başladı. Mağcan Cumabay, Alaş milliyetçi siyasal hareketine destek vermeye devam ederken ‘KızılYer’ ve ‘Znamia Svobody’ (Bağımsızlık Simgesi) adlı gazetenin yazı işleri müdürlüğünü de yaptı. Tanıştığı Züleyha ile 1921’de evlendi ve yeni başkent Orenburg’a taşındı.

“Ne görsem de, Alaş için görürüm,
Bana armağandır, Yüce halkım için ölürüm.”


Kitapları yayınlandı

Aynı yıl Omsk’da yayınlanan ve daha sonra Petropavlovsk’a taşınan Hürriyet Bayrağı gazetesinin başına geçti ve 1922’de ‘Pedagoji’ isimli kitabını yayınladı. Daha sonra, Turar Rıskulov tarafından Taşkent’e davet edilip oradaki Kazak-Kırgız Eğitim Enstitüsü’nde ders vermesi istendi. Cumabay, Taşkent’e gitti. Orada ‘Batır Bayan’ adlı destanı ve çeşitli Türkistan şiirlerini kaleme aldı. ‘Ak Yol’ gazetesi ve ‘Şolpan’ dergisi ile yakından ilgilendi. 1922-23 yıllarında Taşkent ve Kazan’da iki şiir kitabı yayınlandı. Lermontov, Gorki ve Blok gibi ünlü Rus şairlerinin yanısıra Goethe gibi Avrupalı şairlerin eserlerini de tercüme etti. Bu şiirler Moskova’da yayınlandı. Cumabay, Yüksek Enstitü’nün rektörü Rus şair Brusov’un önermesiyle Lenin’den tercümeler yaptı. Ayrıca üç ciltte Kazak, Türkmen ve Özbek edebi eserlerini Rusçaya çevipd. 1925’de ‘Beyaz At’ adlı şiirleri yayınlandı. 1927’de ‘Yusuf Han’ ve ‘Hikayeler’ onu takip etti. Ta ki, 1929’a kadar. O yıl tevkif edildi. Eşi, kocasının aylarca nerede tutuklu bulunduğunu öğrenemedi. Tutuklu bulunduğu yer Karelya’ydı, Finlandiya hududunda olan Karelya, Kazakistan’dan coğrafi olarak en uzak yerdi. Cumabay masum olmasına rağmen ilk önce idam cezasına çarptırıldı, bu sonra 10 yıl hapse dönüştürüldü. Kendisi eşinin Moskova’ya yerleşmesini istedi. Orada Gorki ve eşinden yardım dilemesini önerdi. 5 yıl zarfında Züleyha, Mağcan’ı 14 kere ziyaret etti ve 1933’de daha da yakın olabilmek için Leningrad’a (bugünkü St. Petersburg) taşındı. Bu arada Gorki ve eşi ile temasa geçip durumunu bildirdi. Gorki’ni eşi Uluslararası Kızıl Haç’ın Rusya bölümünde çalışmaktaydı ve onların yardımlarıyla Mağcan Mayıs 1936’de hürriyetine kavuştu. Özgürlüğü çok kısa sürdü. 1936’dan itibaren Orta Asya’nın yetiştirdiği tüm genç dinamik vatansever entelektüeller tevkif edilmekteydi. Cumabay’a, dostu olan Avezov hakkında yalan ithamlarda bulunması emredildi. Kendisi bu alçak yaklaşımı reddedince, Aralık 1937’de tutuklandı. Safhası belliydi: Kendisi Orta Asya’lı Türk kardeşlerinin yanında yerini seve seve göz kırpmadan aldı. Stalin bütün milli ve Türkçü faaliyetlere meydan okumakta ve hepsini sistematik biçimde imha etmekteydi. Züleyha bu sefer Cumabay’ın nerede olduğunu öğrenemedi. Ayrılırken kocası Züleyha’ya kendisinin masum olduğunu hatırlamasını ve bundan dolayı geri dönmesi gerektiğini söyledi. Bu sefer Cumabay geri dönmedi. Şubat 1938’de alınan bir kararla ikinci defa idam cezasına çarptırıldı. 19 Mart 1938’de Alma-Ata’da kurşuna dizildi.

Yeniçağ, 7 Eylül 2014