1. yüz (Toplam 1 yüz)

Muhteşem begüm tarihi yeniden yazdı

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 12, 2014 14:33
gönderen Balasagun
ALTIN ADAM’DAN SONRA ALTIN HATUN DA ŞAŞIRTTI

Muhteşem begüm tarihi yeniden yazdı


Kurgandaki parçalar yerlerine yerleştirilince, ortaya çıkan muhteşem Türk medeniyetinin pırıltıları göz kamaştırdı. Batılı tarihçilerin, ısrarla Sakaları Farsi kökenli gösterip, Avrupa medeniyetini kurtarma çabaları da Altın Begüm’ün kurganına gömüldü

ResimKazakistan’da Altın Adam’dan sonra, bir de Altın Hatun (Altın Prenses - Altun Begüm) bulundu. Bu buluntu ile Batı dünyasının tarih anlayışını da yerinden sökülüp attırdı.

Son zamanlarda Kazakistan’daki mezarlarda giysileri altından yapılmış tiginlere (prenslere) sıkça rastlanmaya başlandı. Bu altın adam veya kadınlar, M.Ö. devirlerde veya M.S. ilk asırlarında yaşayan Saka ve Hun Türklerine ait. Sıkça altın giysilerle gömülmüş “altun tiginler” in bulunması, o dönemdeki Türklerin atalarının refah içinde bir hayat yaşadıkları ve medeniyetlerinin bir hayli yüksek olduğunun en büyük delili. Bilindiği gibi, ilk “altın adam” 1970’da Esik Kurganı’nda bulunmuştu. Son yıllarda Kazakistan’da yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında beş-altı “altun tigin” daha bulunduğu belirtiliyor. Altın elbiseleriyle gömülen bu insanların Hakan ailesine mensup tiginler olduğu ifade ediliyor. Ancak ilk defa bir “altın prenses” in çıktığı Egemen Kazakistan gazetesinin muhabiri Berikhan Tayjigit’in haberiyle dünyaya duyuruldu.

Altın işleme

Altın begüm (prenses), Kazakistan’ın Doğu Kazakistan eyaletinde Ürjar ilçesi yakınlarında Taskesken-Baktı taş yolu boyunda Laybulak ve Jana Tilek köylerinin arasında kalan bir bölgede bulundu. Esik Kurgan’da bulunan altın adamda olduğu gibi, altın kadının da başlığı ve üstündeki elbisesi son derece korunmuş bir halde. Elbiselerin hepsi altın işlemeli. Prensesin kulaklarındaki altın küpesi, başındaki altın başlığı, koç boynuzu motif işlemelerine bakılırsa, bu günümüzden 2500 yıl önce yaşamış olmalı. Öğrencilerin kazı çalışmalarına danışmanlık yapan Semey Pedagoji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Amantay İsaulı; “Kurganda bulunan ‘altun hatun’ M.Ö. V.-III yüzyıllarda bronz devrine, hatta Hun-Sarmat dönemlerine kadar götürülebilir” diyor.


Saka ve Türkler arasındaki soy birliği belgelendi...

• Kazakistan’ın Terekti bölgesinde bulunan Altın Giysili Kadın yeniden yaşama döndürüldü. Kazakistan’ın en batı bölgelerinden birinde çıkarılan bu bulgular, 1969’da Kazakistan’ın güney doğusunda bulunan 4 bin altın parçalık “Altın giysili adam” ile oldukça benzer özellikleri bulunuyor. 500 parçalık altın takılarının yerli yerine yerleştirilmesi ile yaşama döndürülen Altın giysili kadının yanında bulunan tahta bir tarak üzerinde Saka ve Pers savaşı işlenmiş. İki kadının daha birlikte gömülü olduğu Kurganın 2500 yıllık bir gömü olduğu belirtiliyor.

• Başlığının en tepesinde altın bir elik (dağ keçisi) bulunuyor. Bilindiği gibi dağ keçisi, eski Türklerde kutludur ve “il tutmayı, her bölgeye erişmeyi, gücü, dayanıklılığı” simgeler. Başlığın süslemelerinde elik, yaşam ağacı ve uçucular kullanılmış. Giysi yaka, kol ve kesim yerleri altın parçalar ile süslenmiş. Bu parçalar “OZ” tamgaları biçiminde elik simgelerinden oluşuyor. Bulunan bir altın kaplama ise, bir kurt dişinin giysinin kolluğuna bezenmiş. Çok ince işlenmiş altın küpeler, bilezikler, kolye de bu değerli altın parçalar arasında. Altın saplı bir ayna, tunç kazan ve bir mangal da gömüden çıkan diğer eşyalar.

• Asıl önemli bulgulardan biri de bileziklerde yer alan betimleme. Koç boynuzlu ve pars suratlı bir canlının kurt suratlığı takıyor olması. Bilgeliğin, gençliğin, yiğitliğin, gücün, egemenliğin ve savaşçılığın iç içe tasvir edilerek kullanıldığını görüyoruz.

• Batılı tarih görüşünün “Sakalar Farsidir” söylemleri ise, tahta tarak üzerinde birbirinden ayrı yapılarda işlenmiş Saka ve Pers savaşı ile yine yerle bir oluyor. Sakalara ait bulunan tüm bulgular, giysiler, süslemeler ve altın işlemeleri, Saka ve Türkler arasındaki soy ve kültür bağlantısını güçlendirmeyi sürdürüyor.

Yeniçağ, 11 Aralık 2014