mukanorkan yazdı:Oktay Sinanoğlu diyorki ''Biz hem Osmanlının devamıyız, hem Cumhuriyetiz. Bu ayrımı yapmak Türkiyeye en büyük kötülüktür. Onun için köksüz, ne olduğunu bilmeyen, kendi atasına küfreden bir hale getirilmişizdir. Bugün büyük dedesi Osmanlı paşası olan ama bunu söylemeye utanan insanlar vardır. Hem Atatürk de, Osmanlı eğitiminin, siteminin, Osmanlı devlet anlayışının yetiştirdiği son adamdır ve devamıdır. Mesela Sultan Abdülhamit kötülenmektedir. Kızıl sultan denir falan. Çünkü siyonistlere İsraili satmamıştır. Ama Batı sömürgecilerinin coştuğu, en büyük hunharlıkları yaptığı dünyanın en belalı döneminde onun izlediği denge siyaseti sayesinde imparatorluk gücünü korumuştur. Dünyadaki ilk denizaltıyı Haliçte yaptıran, tüneli yaptıran birine iftiralar atmanın ardında kasıt vardır. II. Abdülhamit ve Atatürk son dönemde yetişen iki önemli şahsiyettir Sultan Abdülhamit 33 sene bir karış toprağı kaybetmemiştir. Atatürk gibi o da bir tarafa yamanmamıştır. Ondan sonra gelen İttihat terakki Almanlara yamandığı için imparatorluk elden gitmiştir. Atatürkün devamında gelenler de işte Amerikaya yamanmışlardır. En başta İnönü. Onun zamanında her şeyin Amerikaya teslim edilmesi gayet doğaldır. Çünkü Kurtuluş Savaşından önce de, İnönü Amerika mandası deyip duruyordu. Ne zaman birine yamansak bir taraflarımız gitmiştir.''
Sonraki dönemde Türkiyenin yarısını II. Abdülhamite, diğer yarısını da Atatürke düşman ettiler''
Yazmayayım diyorum, ama olmayacak.
Paşa torunu olan biri her zaman, her dönem bunu gururla söyler. Ancak soyu son padişah ile yönetimine dayananlar ve de İzmir Suikastı'na karışan dedeleri varsa utanabilir ya da sıkılabilirler, söz etmekten kaçınabilirler. İlk mesele dedelerinin bıraktığı kötü bir mirastır. İkinci mesele ise, Gazi'nin tavrına baktığımız vakit zaten unutulabilir, ayrıca çocuklar-torunlar da boş yere sıkılmışlardır bugüne kadar. Şeyh-şıh ya da doğudaki isyanlara karışmış dedesi olanlar zaten utanmıyor, dedelerinin izinden gidiyor bugün, bu da ayrı bir meseledir.
Dün de hatta Gazi'nin ölümünden dört-beş ay sonra "
Türküm" demekten utananlar türemeye başlamıştır. Bugün bunun zirve noktasındayız. Esas sorun buradadır. Eğer tek-tük varsa Osmanlı Paşa dedesinden utanan, bu bir sorun teşkil etmez.
Evet, ATATÜRK son Osmanlı'dır diyebiliriz, bununla bizim söylediklerimizin de bir ilgisi yoktur. Abdülhamid'e burada daha "
kızıl sultan" denmedi, fakat olur da haklı-haksız gerekçelerle bu tabiri kullanan olursa, bu tüm Osmanlı'ya hakaret mi olur¿? Ya da bu tabiri kullanan İsrail yanlısı mı olur¿? Ayrıca neden Abdülhamid'e "
kızıl sultan" denmiştir¿? Nedeni istibdat olmasın¿? Gerçi sen Abdülhamid'i evliyâ olarak görebildiğin için, kutsallığının büyüklüğüne göre "
Abdülhamid'e gelen söz=Osmanlı'ya gelen söz" denklemini de kurabilirsin rahatça...
Hâlâ inatla denge siyaseti demektesin. Denge siyaseti dediğin şey herhalde gücü olmadığından yalpalayarak manevralar yapmaya çabalamak, zaman zaman da "
kınamak" olsa gerekir. Zira sonuç ortadadır. "
İmparatorluğun gücü korumuş", tabii... Hasta adam kimdi bu arada¿?
Haliç'teki filo ne oldu Allah aşkına bir söyle¿? Bu arada Abdülhamid'e atılan iftira nedir, onu da çözemedim. Gerçi hâlâ "
bir karış toprak kaybetmedi Abdülhamid" diyorsun. Sen "
Mustafa Armağan" denen zâttan mı bilgilendin¿?
Allah Allah, şimdi de Abdülhamid ve Gazi kıyasını görüyoruz. Mustafa Kemâl baskı kurup İttihatçılık mı yaratmış¿? Mustafa Kemâl bir imparatorluk mu yönetmiş¿? Mustafa Kemâl, senin gözündeki Abdülhamid gibi evliyâ da değildir ayrıca. Abdülhamid, çöküşün kırılma noktasında doğrusuyla-yanlışıyla hükmetmiş bir padişahtır; ne bilgi düzeyi, ne dünya görüşü ne de duruşları ile yaptıkları, ne kaşı-gözü birbiriyle örtüşür.
Biz falanca göçmüşün düşmanı değiliz. Abdülhamid'i de her çöküşün baş sorumlusu ya da çöküşü önleyebilecek çok mühim şeyler yapabilecekken bilerek yapmamış bir padişah olarak gördüğümüz de yoktur. Isıtılıp çarpıtılıp yalan-yanlış-eksik olarak öne koyan bazı konular vardır. Yok efendim Vahüdeddin hain değil kahramanmış, yok efendim Abdülhamid "ulu hakan"mış, "evliya" imiş, yok efendim Osmanlı şeriatı gibisi yokmuş, yok efendim Gazi İngilizler'in adamıymış, yok efendim ATATÜRK diktatörmüş, yok efendim ATATÜRK dinsizmiş, yok efendim ATATÜRK Kürtler'i katletmiş, saymakla bitmez bunlar. Fakat, hepsinin ve daha fazlasının birlikte dayatıldığı hiçbir dönem olmadı, ta ki bugüne kadar. Biz de biliriz Osmanlı'nın şatafatlı günleriyle övünüp başarısızlıklarını es geçmeyi. Biliriz de, bu birilerinin ekmeğine yağ süreceği için bunu yapmayız.