3. yüz (Toplam 4 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Prş Mar 05, 2009 13:48
gönderen kut
Sultan 2.Abdülhamitin döneminde bir çok yeni kuruluşun açıldığı doğrudur.
Hattâ bu okullardan bir çok aydın ve ilerici insanların yetiştirildiği de doğrudur. Ancak burada 2. Abdülhamitin payı olmakla beraber asıl oluşumların mimarı olan Sultan 2.Mahmutu unutmak da haksızlık olacaktır.
Olayın üzücü tarafı 2.Abdülhamitin zamanında yetişmiş bu parlak ve ilerici insanların sırf siyasi tehdit olarak algılanmalarından ötürü bir çoğu pasif görevlere atanmış, kimisi sürgün edilmiş, bazıları ise tutuklanmıştır. Ayrıca ilerici düşüncelere sahip bu okumuş insanların (mektepli) başına bir "alaylı" amir ve-veya kumandan atanarak bu şahısların kontrol altında tutulmasına da özenle dikkat edilmiştir. Tabii bunun doğal sonuçlarını biliyoruz.

Gelelim Düyun-u Umumiye konusuna...
Muharrem Kararnamesi ile kuruluşu kabul edilen bu idarenin amacı Osmanlının Avrupa ülkelerine olan borçları için önlem almak veyahut programlar uygulamak amacı güden "milli" ya da "Osmanlı" kuruluşu değildir.Kabaca, Bu tamamen alacaklı devletlerin Osmanlının tebaâsından topladığı vergileri haczetmekle görevli bir kuruluştur. Dış borçlarla ilgili düzenlemeler Osmanlı Bankası aracılığı ile yapılırken bu kurum devletin içişleri meselesi olan topladığı vergilerini ele almış hattâ bazı kaynaklarda tekel kurmuştur. Gayet tabii bu borç yükü 2.Abdülhamitin günahı değildir. Ama bu idareyi 2.Abdülhamit kurmamıştır onun kurulmasına müsade etmiştir dersek daha doğru olur kanaatindeyim. Bugün ki İmf ile bu kurumu karşılaştıranlara İmfyi öpüp başlarına koymalarını öneririm. Ama bu da salt Abdülhamitin hatası demek yerinde olmaz.
İkinci konu yapılan güzel eserler ve kurumlar..
Bu kurumlar arasında ülkemize büyük yararlılıklar sağlayanları , günümüzde dâhi sağlamaya devam edenleri vardır. Bunlar Sultanın kişisel servetinden mi yapıldı, bunu bilmediğim için yorum yapamam. Ancak bir Mutlakiyet yönetiminde tüm hazinenin Sultanın serveti sayılması söz konusudur. Her ne surette yapılmış olsalar da bize düşen yaptırana, planlayıp projelendirenlere, yapımı için emeği geçenlere ve verimli şekilde işletenlere şükranlarımızı sunmak olmalıdır.

Son konu ise bir hayli karışık..
Bahsettiğiniz 1897 Dömeke Savaşı (Osmanlı-Yunan savaşı) Osmanlının galibiyeti ile bitmiştir.
Sayıca yunan kuvvetlerinden üstün olunsa da, gerektiği gibi teçhiz edilmiş Yunan ordusu yenilerek başarı kazanılmıştır. Burada ortaya çıkan başka bir husus 2.Abdülhamitin Avrupa baskısından çok çekinmesinden ötürü Kumandan Ethem Paşaya bir an önce savaşı bitirmesi (gayet tabii kazanıp bitirmesi) için yaptığı etkilerde dikkat çekicidir. Hattâ Sultan , Ethem Paşaya "Yıldırım Harbi" emri vermiştir.Bunun üzerine, Sizin de ifade ettiğiniz gibi bir çok arazi arızasına sahip bir hatta çok kuvvetli savunma hatları kuran yunan ordusuna "dömeke" mevkiinde saldırı yapılarak savunması yok edilmiştir.Ama bunun da bir bedeli olmuştur. Ha kuşatma yapılır mıydı , yapılmaz mıydı bunu bugünden o gün üzerine konuşmakda yerli olmaz. Ancak daha sonra düşmanı bertaraf eden ordunun Atina yolunda hiçbir engeli yokken Avrupa devletleri devreye girince durdurulduğu ise açıktır. Yine bu da o günün şartlarına göre değerlendirilmelidir. Ancak sonra yapılan antlaşma ile girite özerklik verilmesi ve başına bir yunan prens atanması kabul edilmiş, bu özerk yönetimde ilk fırsatta yunanistana kendini bağlamıştır. Yani yapılan ile alınan sonuç uyuyor mu değmiş midir, bu tartışılır.

Küçük bir ekleme yapmak istiyorum. Med-Cezirin alıntı yaptığı yazarın hayal gücünü tebrik ediyorum.

İletiGönderilme zamanı: Çrş Nis 22, 2009 20:36
gönderen sungur
Alman prensi Bismark şöyle der : "Dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı Abdulhamit'tedir..." doğru söze ne hacet

İletiGönderilme zamanı: Çrş Nis 22, 2009 22:02
gönderen Türk-Kan
sungur yazdı:Alman prensi Bismark şöyle der : "Dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı Abdulhamit'tedir..." doğru söze ne hacet

Otto von Bismarck prens degildir, ilk Alman sansölyesidir. II. Abdulhamit dönemi, Alman etkisinin Osmanli Imparatorlugu'na yerlestigi dönemdir. Sömürgecilikte "geri kalan" Almanya'nin, gücünü Osmanli topraklarinda artirmayi hedefledigini düsünürsek, velev ki böyle bir söz söylenmis olsun (ki, kaynak belirtilmemistir), bu sadece "yalakaliktan" ibarettir.

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 09, 2010 16:38
gönderen kkulaoglu
Türkkan şu bilgi sanırsam Abdülhamidi Hana karşı azda olsa sempati ile bakmanı sağlayacaktır.

Said Nursi'nin Üsküdar'daki Toptaşı Akıl Hastanesi'ne kapatıldığını ve bir Ermeni doktor tarafından muayene edildiğini . Saray doktorunun raporuyla akıl sağlığının yerinde olduğunun anlaşılması üzerine de hapishaneye konulduğunu... ittihatçılar tarafından serbest bırakıldığını biliyoruz

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 09, 2010 18:57
gönderen Türk-Kan
kkulaoglu yazdı:Türkkan şu bilgi sanırsam Abdülhamidi Hana karşı azda olsa sempati ile bakmanı sağlayacaktır.

Said Nursi'nin Üsküdar'daki Toptaşı Akıl Hastanesi'ne kapatıldığını ve bir Ermeni doktor tarafından muayene edildiğini . Saray doktorunun raporuyla akıl sağlığının yerinde olduğunun anlaşılması üzerine de hapishaneye konulduğunu... ittihatçılar tarafından serbest bırakıldığını biliyoruz

Ilginc :hmm:
1) Benim Abdülhamid'e antipatim oldugu kanisina nasil vardiniz?
2) Diyelim ki öyle, bir deliyi timarhane kapatti diye mi sempati duymam gerekiyor?
3) Verdiginiz bilgi forumda bir cok yerde mevcuttur. En son, Teke Tek'te meczubu aklamaya kalkan Umumhaneci'ye göndermistim.

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 10, 2010 14:31
gönderen kkulaoglu
1.Ben antipatiniz olduğunu söylemedim.Siz sempatiniz olmayan birisine antipatik misiniz?
2.O size kalmış. Dikkat edersen "sanırsam " yazmışım.
3.Forumu o kadar takip etmiyorum

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 10, 2010 16:14
gönderen Türk-Kan
kkulaoglu yazdı:Türkkan şu bilgi sanırsam Abdülhamidi Hana karşı azda olsa sempati ile bakmanı sağlayacaktır.
kkulaoglu yazdı:1.Ben antipatiniz olduğunu söylemedim.Siz sempatiniz olmayan birisine antipatik misiniz?

İnsaf :) Bir diğer merak ettiğim konu ise, bu başlıkta sadece 1 yorumum (o da düzeltmedir) olmasına rağmen, neden özellikle benim sempati duymam icin çaba sarfetmenizdir.

kkulaoglu yazdı:2.O size kalmış. Dikkat edersen "sanırsam " yazmışım.

Bana fikir sahibi olma fırsatı verdiğiniz icin çok teşekkür ederim. Öneriniz biraz, bu başlıkta da olan, bir diğer örneğe benzemiş: Halife-i Müslimin'in Filistin'i para ile satmaması da az da olsa sempati duymamızı gerektirir.

kkulaoglu yazdı:3.Forumu o kadar takip etmiyorum.

Bence edin, faydalı olacaktır.

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 10, 2010 16:59
gönderen kkulaoglu
Öyle bir niyetim yoktu.,:)
Yalnız Filistin konusunda masonlara karşı gelmesi insana sempati kazandırır. Ama 1900-1923 arası herhalde saniye başına entrika ve olayların döndüğü bir zaman

Yalnız şu devrik şiir yazmaya ara vermem lazım cümleleride oyle kuruyorum olay oluyor :)

Güzel bir forum lakin işlerim yogun bu aralar vakit buldugum için yazabiliyorum.

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 10, 2010 17:38
gönderen Türk-Kan
kkulaoglu yazdı:Yalnız Filistin konusunda masonlara karşı gelmesi insana sempati kazandırır.
Siyonistler diyoruz biz. Bir Halifenin yapması gereken zaten budur, aksi abesle iştigal olur. Lâkin, işin gerçeği yine farklıdır:
Theodore Herzl, Osmanlı Arşivleri'ndeki belgelere göre, Sultan Abdülhamid ile görüşmüş ama bu görüşme sırasında Herzl'in Filistin'de bir Yahudi vatanı kurulması, dolayısıyla da Abdülhamid'in bu talebi tek bir cümleyle reddetmesi gibisinden bir olay yaşanmamış; Abdülhamid, aksine, "Filistin'e değil, Mezopotamya'ya yerleşin" demiştir.

:arrow: israil-az-kalsin-kuzey-irak-ta-kurulacakti-murat-bardakci-t19616.html

Ayrıca bakınız: :arrow: teke-tek-15-03-09-vahdettin-engin-murat-bardakci-t19735.html

Mezopotamya teklifi ise, Abdülhamid'in 1900'lerde "fedakarlıklar içerisinde" çalışmasını yaptırdığı "Petrol Haritası" ile değerlendirildiğinde ayrı bir "ilginçlik" kazanıyor: :arrow: ii-abdulhamid-in-petrol-haritasi-akp-nin-petrol-yasasi-t206.html

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 13:29
gönderen kkulaoglu
Zaten Kendisinin kovmadığı yönünde bir bilgim vardı. Çünki kendisi Siyonist lobisini kullanıyor. Lakin Vaadedilmiş topraklarıda onlara vermiyor. Bir siyasi oyun oynuyor.

Siyonistler bu oyunun farkına vardıklarında yüz yüzemi yoksa aracılar şeklindemi orayı kesin olarak bilmiyorum Ama onu yerinden edeceklerini söylüyorlar. Ve sonuçtada da ediyorlar.

Benim şahsi olarak mezopotanya üstündeki düşüncem yahudileri oraya yerleştirerek veya onları oraya verecegini vaad ederek ingilizlerin oyununu bozmak istemesi olabilir. Tabii ki bir düşünce. Yıldız arşivlerinin çoğununda yandığı düşünülürse gerçek biraz uzak gibi. Birde saklı arşivlerimiz var orasıda ayrı konu :)

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 13:44
gönderen bulendk
II.Abdülhamid in başarıları ve başarısızlıkları iyi değerlendirilmeli. Osmanlı donanmasını kendisine karşı kullanılabileceğini düşünerek kızağa çektirmesi (gemiler bakım yapılmadığı için kullanılamaz hale gelmiş) ilerde 12 adayı kaybetmemizde önemli rol oynamıştır. Artık Padişahları bırakıp (yenilerine hiç tahammülümüz olmamalı zaten.) Cumhuriyet imize sahip çıkmalıyız.

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 13:54
gönderen Ram
Vaadedilmiş topraklarıda onlara vermiyor.


Kimilerince "evliya" olan Abdülhamit'in vermek(satmak) istediği Irak'ın kuzeyi, birilerine vaat edildiği öne sürülen toprakların içinde yer almıyor muymuş yoksa¿?

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 14:57
gönderen kkulaoglu
Asıl istenen kısım orasıdır.Asıl Vaad edilmiş topraklar. Kudustür. O kısım şuanda Kurmak istedikleri Büyük israil devletinin sınırlarına denk geliyor olması lazım. Bunla ilgili bir araştırma yapmıştım. Tiberya Projesi olarak geçen bir proje karşıma çıkmıştı. Orda bir siyasi oyun var sonucta Abdülhamit onların oraya yerleşmesinede izin vermiyor. Böyle baya bir politik olaylar oluşuyor. Neyse araştırmamdan çıkan sonuç aşağıad çok fazla detayına inmedim.

http://www.netpano.com/newsdetail.asp?NewsID=480

yeniden bulunca vikipedia yada ekledim.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Tiberya_Projesi

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 15:49
gönderen Ram
Asıl Vaad edilmiş topraklar


Neyin istendiğiyle veya büyük-küçük İsrail ile ilgili soru sormuyorum. Kudüs neye dayanılarak asıl vâdedilmiş yer oluyor¿? Hangi din kitabında bu kesinlik belirtilmiştir¿? Belki asıl yer Irak'tır, belki Suriye, belki de Mısır'ın doğusu. Her şeyden önce "asıl yer" diye bir tanımlama var mıdır¿?

Re: Ulu Hakan II.Abdülhamid Han

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 16:36
gönderen kkulaoglu
Bir zamanlar Musa kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size lütfettiği nimetini hatırlayın; O içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Alemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi/Ey kavmim! Allah'ın size yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz. (Maide: 5/20-21).

Mûsâ, MÖ. 1272 yılında 120 yaşında Moab ovasında Eriha karşısında bulunan Nebo dağındaki Pisga tepesine çıkar. Oradan Vaad Edilmiş Topraklar’a son bir kez bakar ve ölür. Moab ülkesinde Bet-Peor nehrinde gömülür. Mezarının yeri bugün bilinmemektedir.

"Ve Rabb'in sözüne göre; Rabb'in kulu Musa orada, Moab diyarında öldü. Ve Moab diyarında Beyt-peor karşısındaki derede onu gömdü; fakat bugüne kadar kimse onun kabrini bilmez. Ve Musa öldüğü zaman yüzyirmi yaşında idi; gözü zayıflamadı ve kuvveti eksilmedi. Ve İsrailoğulları, Moab ovasında, otuz gün Musa'ya ağladılar; ve Musa için yas/ağlama günleri tamam oldu".(Tesniye: Bab:34 Ayet:5-8)

Moab Lut gölüne yakın bir yerdedir. Google maptan Lut gölü yazarsanız mevkiinin Filistin yakınlarında oldugunu görürsünüz.