6. yüz (Toplam 7 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 8:14
gönderen Nihan
kaye, Sevr'in gerek Osmanlı hukuku gerekse uluslararası hukuk açısından geçerliliği var mıdır? Yürürlüğe girmiş midir? Bir anlaşmanın yürürlüğü girmesi parlamentonun onayına bağlıydı. Parlamento feshedildiğine göre padişahın onayı işe yaramazdı. Vahdettin'in yapabileceği bir şey yoktu, mümkün olduğunca İngilizleri oyalamaya çalıştı. Sevr'i imzalamaya giden kabinenin istifa etmesi, yeni kabinenin kurulması çalışmaları bunlar hep oyalama taktikleriydi. Anlaşmayı Saltanat Şurası imzaladı, hukuki geçerliliği olmayacağını bildiği için.
kaye, ben Vahdettin'e taraftar değilim ama onu suçlamıyorum, onu başa getiren bozulmuş sistemi suçluyorum. Şanssızlığına, çaresizliğine acıyorum. Düşene bir tekme de ben vuramam. Yine de o şartlarda elinden geleni yapmaya çalışmıştır ve elinden de bu kadarı gelmiştir.

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 12:39
gönderen kaye
dehliz yazdı:yok ben teşekkür ederim, girmeyim ben araya,konuşursam ceza alabilirim çünkü,ama alıntıladığım yer sizin yazdığın yorumdan)ona bir vurgu daha yapmalısınız bence,kolay gelsin

dehliz ne demek istediğini anlayamadım ben, daha açık olur musun? Hem kimse durup dururken kimseye ceza vermez, saygı kurallarını ihlal etmeyin, bölücülerin veya siyasi partilerin propagandasını yapmayın, büyük harf yazmayın, fikirlerinizi söyleyebilirsiniz yoksa, bakın biz konuşuyoruz burada..

Ram yazdı:Dipnot: Kaye’nin ilk yazdığı mesaj dışında yazdıklarını okumadım. Benzerlikler olursa –ki daha önce olmuştur- yanlış anlaşılmasın. Yine Kaye ile çelişik görüşümüz var ise –ki olabilir-, bunu da tartışabiliriz.

Öyle bir çelişki ihtimali var mı Ram :) hele hele son yazdıklarından sonra; insanların bunları okuyupta anlamaması mümkün mü???
nihan yazdı:kaye, Sevr'in gerek Osmanlı hukuku gerekse uluslararası hukuk açısından geçerliliği var mıdır? Yürürlüğe girmiş midir? Bir anlaşmanın yürürlüğe girmesi parlamentonun onayına bağlıydı. Parlamento feshedildiğine göre padişahın onayı işe yaramazdı.

Parlamento ne zaman feshedildi, Vahdettin imzalamadan önce mi! İlahi :)
İstanbul hükümetini tanımayan kimdi? Ankara değilmiydi!! Peki neydi gerekçesi? "Sevr'i imzalayan hükümet bizden olamaz!!" Yabancı devletler o dönemde Ankara'yı değil İstanbul'u muhatap alıyorlardı, çünkü işlerine bu geliyordu..
nihan yazdı:Vahdettin'in yapabileceği bir şey yoktu, mümkün olduğunca İngilizleri oyalamaya çalıştı. Sevr'i imzalamaya giden kabinenin istifa etmesi, yeni kabinenin kurulması çalışmaları bunlar hep oyalama taktikleriydi. Anlaşmayı Saltanat Şurası imzaladı, hukuki geçerliliği olmayacağını bildiği için.

Tüm bunlar olurken siz tabii Vahdettin'in yanındaydınız, bu yüzden resmi belgeleri hatta Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün sözlerini kaale almıyorsunuz; gülemiyorum bile...
Yukarıda Ram'ın yazdıklarını bir zahmet okur musunuz??
nihan yazdı:kaye, ben Vahdettin'e taraftar değilim ama onu suçlamıyorum, onu başa getiren bozulmuş sistemi suçluyorum. Şanssızlığına, çaresizliğine acıyorum. Düşene bir tekme de ben vuramam. Yine de o şartlarda elinden geleni yapmaya çalışmıştır ve elinden de bu kadarı gelmiştir.

APO'da düşmüştür, onun hakkında ne düşünüyorsunuz, acıyor, üzülüyorsunuz sanırım onada, şartlar mı onu o hale soktu diyorsunuz???
Vahdettin'in elinden neyin geldiği ve ne yaptığı gayet açıktır...
Sizin de... İddialarınızın da..

..

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 13:44
gönderen Nihan
APO'ya düşmüş mü diyorsun sen. Adam tatil yapıyor gözetimimiz altında. Onu pislikten, sağlıksızlıktan kurtardı, bedava besliyor benim devletim. Vahdettin'le nasıl bir tutarsın APO'yu? Adam Türk olduğunu kabul etmiyor bir parça vatan toprağında bir Kürt devleti kurmanın hayaliyle yaşıyor. Vahdettin'e hain der süreriz APO'ya hain der besleriz.

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 14:38
gönderen kaye
Aslında bu başlığın tartışma konusu apo değil, hani siz demiştiniz ya:
Vahdettin'e taraftar değilim ama onu suçlamıyorum, onu başa getiren bozulmuş sistemi suçluyorum. Şanssızlığına, çaresizliğine acıyorum. Düşene bir tekme de ben vuramam. Yine de o şartlarda elinden geleni yapmaya çalışmıştır ve elinden de bu kadarı gelmiştir.

diye..
Tüm hainlere bu mantıkla mı yaklaşıyorsunuz demek istiyorum!!!

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 15:53
gönderen Nihan
Vahdettin hain değildir ama APO haindir. Hainlerin cezası da yaşam haklarına son vermektir, onu adama benzetip beslemek değil.

İletiGönderilme zamanı: Sal Nis 08, 2008 21:49
gönderen kaye
Pekii, çok güzel ve de belge belirterek yazmış; Ram'ın bu konuda son yazdıklarına ne diyeceksin?

İletiGönderilme zamanı: Çrş Nis 09, 2008 21:21
gönderen DEHLİZ
devrim geldiği zaman kendinden önceki yöneticileri ve yönetim ideolojisini siler,yepyeni bir sistem kurar ve de sistemini kuvvetlendirmek için önceki yöneticileri,gerçekler ışığında veya yepyeni bir tarih yazdırtarak değiştirir,bu bir gerçektir,bizim içinde öyle ama bunun gerekliliği veya doğruluğu konusunda kimseyi sorgulayacak ,eleştirecek bir yanım yok,çünkü maalesef osmanlıdan sonra kurulan yeni sistemde öngörüldüğü gibi bugun işlemiyor,yani ha osmanlı ha t.c,sömürülen bir ülkenin fertleri olarak bu yapmakta olduğunuaz tartışmanın''aynı osmanlının son döneminde,balkan savaşları yapılırken ,edebiyat dünyasında yapılmakta olan 'kafiye kulak için mi ,göz içinmi'tartışmasından ne farkı var,sonucu size ne kazandıracak,vahdettin hain olmasaydı desek osmanlı iyiydi,tc kötü;vahdettin hain desek t.c iyi olacak ,püf nok ta burası arkadaşlar,burayı çözün,haaa nutukta böyle yazıyo diyenler:ne yazacaktı,ne yazmasını bekliyosunuz,iyimi diyecekti kendinden önceki sisitemin yöneticisine hele bide yepyeni bir sistem kurmuşken,halkın bazı kesimlerine koyun muamelesi yapıyosunuz asıl bu takındığınız tavır bence koyun olmak.. emperyalizmin kucağına düşmüş bu ülkenin osmanlıdan da farkı kalmamış siz bunu görün,

İletiGönderilme zamanı: Prş Nis 10, 2008 0:50
gönderen kaye
Şimdi öncelikle şunu sormak isterim:
Vahdettin hain olmasaydı Osmanlı iyiydi, Türkiye Cumhuriyeti kötü; Vahdettin hain desek Türkiye Cumhuriyeti iyi
Bunu nereden çıkarttınız anlamadım.. Diğer sorularımsa şunlar:
- Osmanlı'nın hangi döneminden bahsediyorsunuz? Hepiniz son dönem Osmanlı'yı biliyorsunuz, duraklama, gerileme ve çöküş dönemlerini az çok okumuşsunuzdur; her dönemini takdir ediyor musunuz Osmanlı'nın? Ediyorsanız nasıl yıkıldı koskoca imaparatorluk?
- Osmanlı'nın iyi veya kötü olmasıyla yeni kurulan Cumhuriyet'in iyi veya kötü olmasını nasıl bağdaştırıyorunuz? Farklı şeylerdir..
- Vahdettin'in hain olmasıyla Atatürk'ün iyi olması da alakalandırılamaz. Herkes kendi yaptığından mesuldür..
- Her savaş kaybeden komutan hain değildir, mesela kimse Yıldırım Beyazıd'a hain diyemez, ama bakın Vahdettin'in olayı tamamen farklıdır, bu aradaki farkı da bir zahmet idrak edin artık bunca yazılmış yazı ve gösterilmiş belgeden sonra..
emperyalizmin kucağına düşmüş bu ülkenin osmanlıdan da farkı kalmamış siz bunu görün,

Dehliz, mevzumuz bu değil, memleketin bugün içerisinde bulunduğu durumu tartışmıyoruz. İlla konuyu buraya getirmek istiyorsan, bu sitede bu konuda açılmış bir sürü başlık var, oralara yaz. Zaten bu konuda çok ta ayrı düşmüyoruz. Ama şunu muhakkak söylemem lazım: Memleketin bugün içerisinde bulunduğu duruma sebep Atatürk'ün yolundan gitmiyor, gidemiyor olmasıdır. Gitmemesinin sebebi de:
- Atatürk'ü şahsi menfaatleri için kullananlardır,
- Dini şahsi menfaatleri ve müstevli emelleriyle siyasete alet edenlerdir,
- Atatürk'ü (mesela Vahdettin konusunda) yalancı, çaresiz göstermeye çalışanlardır, vs vs..

Bu başlıkta aşağıdakileri daha önce yazmıştım: Sanıyorum okumadınız, çünkü cevap vermediniz, belki de veremediniz, bilmiyorum. O yüzden yineleme ihtiyacı hissediyorum..
kaye yazdı:"Sen ne kadar anlatırsan anlat karşıdaki anlamak istediği kadar anlar" diye başlamak istedim söze..
Tüm yazılanları okudum ve anladım ki daha fazla tarihsel belge göstermeye gerek yok, gösterilmesi gereken herşey gösterilmiş zaten. Bu yüzden ben olaya mantıksal açıdan yaklaşarak anlatmaya çalışacağım, inşallah muvaffak olurum:
1- Vahdettin'in hain olması, tüm Osmanlı'nın ve padişahlarının da hain olması anlamına gelmez..
2- Bir devlette (veya imparatorlukta) tüm hükümdarlar devlete müspet hizmet edecek, millî başkan olacak, şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid etmeyecek, çıkınını doldurmayacak ve yedi sülalesini ihya etmeyecek, dini siyasete payanda yapmayacak diye bir kural yoktur, herkesin aynı olması da beklenemez. Siyasî tarihte bu gibi örnekleri çok bulabilirsiniz, hem de her ülkenin tarihinde..
3- Eğer Vahdettin ve Atatürk hakikaten denildiği gibi anlaşmış olsalardı, her türlü tilkiliği bilen ve yapan İngiltere sizce bu oyunu göremezmiydi! Eğer Vahdettin bize değil de İngiltere'ye ihanet etseydi, İngiltere bu adamı topraklarına kabul edermiydi! Kabul etme sebeplerinden biri de zaten daha önce ihanet içerisinde olan bir insanı, günü geldiğinde tekrar kullanmak olmaz mı!
4- Kuva-i İnzibatiye'nin; parasız, ilaçsız, giysisiz, silahsız ve aşsız bir hâlde düşmanla ve yobazlarla savaşan kaç tane Kuva-i Milliyeci öldürdüğünü; bunun kuvvacılara ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'ne ne kadar bir külfete sebep olduğunu düşünüyor musunuz!
5- "Hain olmadığı hâlde, şartlar bunu gerektirdiği için Atatürk'te hain demiştir" diyenler ve diyecekler! Siz M.Kemâl'in kaç cephede savaştığını düşünüyorsunuz! Peki, hiç savaş kaybetmediğini biliyor musunuz! Asıl ve en zor savaşını da Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra cehalete karşı verdiğini biliyorsunuzdur; hiç bir zaman bu konuda ve her konuda ödün vermediğini, alavere-dalavere çevirmediğini, fikrinden dönmediğini ve hep herkese açık olduğunu, kimseye minnet etmediğini, kimseden yardım istemediğini ve hâliyle kimseye müdanasının olmadığını bilmiyor musunuz! Atatürk dönemi dış liderlerden örnekler vereyim: Churchill, Mussolini, Hitler, Wilson.. Bu adamlar dünya tarihinin en büyük liderleridir. Mustafa Kemal Paşa'nın bu adamları hem askerlik hayatında hem de siyasi hayatında hep alt ettiğini biliyorsunuzdur, Vahdettin ve taraftarlarıyla mı başa çıkamayacağını sanıyorsunuz :) da "Anlaştılar", "Şartlar bunu gerektirdi", "Cumhuriyetin bekaası için bu yalan gerekliydi" gibi savlar öne sürüyorsunuz!! Hem Atatürk'ün kaç tane yalan sözünü hatırlıyorsunuz?
6- "Tarih yazanlar tarih yapanlara sadık kalmalıdır" düsturuna katılıyorsunuzdur; peki, Mustafa Armağan, Murat Bardakçı gibi tarih yazdığını iddia eden adamlara nasıl oluyor güveniyorsunuz da, tarihi yapan ve yazan bir insana, herşeyinizi borçlu olduğunuz Cumhuriyet'in kurucusuna inanmıyorsunuz!!!!
7- Vahdettin'in hain olmadığına dair belgelerin hep İngiltere kaynaklı olduğunu biliyor musunuz!
8- Vahdettin'in hain olmadığını iddia eden Ecevit'lerin bile çok koyu Fetocu olduklarını gözardı ediyor musunuz?
9- Sitemizde mevcut: "Banu Avar'la Sınırlar Arasında - Fransa ve Sevr Rüyası" adlı belgeseli, sonuna kadar seyreder misiniz?
10- I. Dünya Savaşı'nda ülkemizi işgal eden, milyonlarca insanımızı öldüren, ırzımıza geçen, topraklarımızı parçalayan emperyalist ülkelerle bugün aynı söylemlerde bulunduğunuz için acınacak halde olduğunuzu, onların ekmeklerine yağ sürdüğünüzü biliyor musunuz? Maksatlarınınsa Atatürk'ü korkak, güçsüz, yalancı göstermek; Türk Milleti'ni en büyük siyasi liderlerinden soğutup aramızda nifak oluşturmak ve Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamak, yıkmak olduğunu anlayamıyor musunuz?????
11- Atatürk'ü karalamak içinde dini, AB kriterlerini, türbanı, demokrasiyi, Osmanlı'yı, Vahdettin'i (mukayese yeteneği olmayan insanlar için muallakta ama hoş olan şeyleri) kullandıklarını göremiyor musunuz????

Ve, sizlere her ne kadar başka belgeye gerek yok desem de, anlamadığınız, anlamak istemediğiniz için bu konuda bir belge daha, belki okuma ihtiyacı hissedersiniz..
Resim
ATATÜRK İLE ARKADAŞLARI HAKKINDA PADİŞAHÇA VERİLEN İDAM FERMANI

Dosya Tasnifi
Harbiye-Divan- Harp
DOSYA No : 70
Harbiye Nezareti
Adliye-i Askeriye Dairesi Şubesi
Nüsha : 705

PADİŞAH BUYRUĞU

Mehmet Vahidüddin

“Kuva-yı Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla
para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp
yıkmaya kalkmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava
açılan, Üçüncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli
Mustafa Kemal Efendi, Eski yirmi yedinci fırka kumandan miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf
Bey, Eski yirminci kolordu kumandan Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vashington (Washington)
elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Alfred Rüstem ve sıhhiye eski müdürü İstanbullu Doktor Adnan
Bey ile Üniversite Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanımın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336
(1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzere, Mülkiye Ceza Yasası’nın kırk
beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı
maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla, her türlü resmi unvanlarının
kaldırılmasına ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla yasa hükümleri gereğince
mallarının haczedilerek, usulüne göre yönetilmesine ilişkin İstanbul bir numaralı sıkıyönetim
mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar, ele geçirildiklerinde tekrar yargılanmak
üzere onaylanmıştır.
Bu Padişah Buyruğu’nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.

24 Mayıs 1336 (1920)

Sadrazam ve Harbiye Nazır Vekili

DAMAT FERİT

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 14, 2009 12:04
gönderen Yargan Kam
Gezindiğim ve incelediğim kadarıyla söyleyebilirim ki gerçekten güzel bir site yapmışsınız arkadaşlarım. Emeklerinize ve bilgilerinize sağlık. Bu konuda ki şahsi fikrimi kısa ve öz olarak beyan etmem gerekirse:

Bir kaptan asla gemisini terk etmez.

Bu, tüm dünya ve Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu ve İslam öncesi bütün Türk devletleri ile boyları için geçerlidir. Bu geçerliliği gösteren ile göstermeyen liderleri (kaptanları) gördük, görmeye devam ediyoruz ve bildik, bilmeye devam ediyoruz. Bilgelik gücünüz, mantık kalkanınız olsun, Sevgilerimle...

Vahdetttin hain yada degil!

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 25, 2009 14:23
gönderen omer55
Benim anlamadigim su, neden sürekli Vahdettin ile alakali bu konu ortaya geliyor. Bence Vahdettin kanitlar dogrultusunda hain olarak görülüyor, Osmanli padisahlari arasinda evliyalarda vardi, delilerde, mason olan bile vardi. Yani sirf Osmanli padisahi diye bir Peygamber gibi günahsiz mi olmasi gerekiyordu. Belki yapmak istediklerini yapamadi Vahdettin, ama sonuc olarak yapilamadi. O zamanda sonuc ortada. Bence akil karistirma metodlarindan biri. Vahdettini hakli cikararak Atatürk'e dair kafalarda soru isaretleri olusturulmaya calisiliyor.

Saygilarimla!

Bu Siteyi cok ama cok seviyorummm!

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 27, 2009 0:15
gönderen Çetin Taş
omer55 kardeşim.
Şahsi görüşüm pek çok gerileme ve duraklama devri padişahı gibi Vahdettin'de şerefsizin,namussuzun,hainin önde gelenlerinden biriydi.
Canını sıkma.
Birileri istedikleri kadar kendilerini yırtsın onun ne mal olduğunu bizler hep bileceğiz ve en kötü ihtimal bile olsa nesilden nesile anlatacağız.

İletiGönderilme zamanı: Pzt Mar 02, 2009 21:56
gönderen abosgal
bakarmısınız kos koca cihan padişahları fatih sultan mehmet han yavuz sultan selim han kanuni sultan süleyman han ın torununa yüce allah kimseye yaşatmasın bu hazin sonu yüce allah bizi ve kutsal ülkemizi korusun.

İletiGönderilme zamanı: Pzt Mar 02, 2009 22:28
gönderen mukanorkan
Elimizdeki canlı hainlere birşey yapamıyoruz Vahidettin hain olsa ne olmasa ne

İletiGönderilme zamanı: Sal Mar 03, 2009 0:28
gönderen kaye
mukanorkan yazdı:Elimizdeki canlı hainlere birşey yapamıyoruz Vahidettin hain olsa ne olmasa ne

İki şeyi birbirine karıştırmamak gerek mukanorhan!!
Ve de asla şunu unutmamak:
Eğer elimizdeki hainlere birşey yapamıyorsak, bunun sebebi/müsebbipleri vahidettin'i hain kabul etmeyenlerdir...

İletiGönderilme zamanı: Sal Mar 03, 2009 0:44
gönderen maydonos
Bencede asil simdiki hainlere bakmaliyiz.O haiinlari nasil delige supururuz bunun icin caba gostermeliyiz..