1. yüz (Toplam 1 yüz)

Boyasını Kazıyınca / Küresel Güç Odaklarının Egemenlik Felsefesi / İbrahim OKUR

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ağu 31, 2015 10:40
gönderen Balasagun
Saldırıların hedefindeki milliyetçiliğe savunma hendekleri kazılmalı

Araştırmacı yazar İbrahim Okur, “Boyasını Kazıyınca / Küresel Güç Odaklarının Egemenlik Felsefesi” adlı kitabıyla emperyalist Batı’nın milliyetçiliğe saldırılarına karşı güçlü bir savunma hattı oluşturuyor

Resim
Haksızlıklar karşısında milliyetçi uyanışın önünü kesmek isteyenlerin, milliyetçileri ırkçılıkla yaftalayanların beyin tomografisinin çekildiği kitapta; bugüne kadar işlenmiş olan insanlık suçları teşhir ediliyor ve ayağı yere basan bütünleştirici, ayrıştırma karşıtı milliyetçilik savunuluyor. Milliyetçiliğe karşı tutum takınanların ne denli cahil, dünya şartlarından habersiz ve tarih bilincinden yoksun olduklarının örnekleriyle gösterildiği kitap ile milliyetçilerin savunma aletleri temizlenip, bakımı yapılıyor ve geliştiriliyor. Milliyetçiliği savunma kapasitesine yeni yeni donanımlar kazandırılmaya çalışılıyor.

Milliyetçiliğin savunma hendeklerini doğru yerlerde kazmak için böyle bir kitap hazırladığını söyleyen İbrahim Okur, küresel güç odaklarının kültüre yaptığı saldırının şiddeti karşısında öncelikle güçlü bir savunma hattı oluşturmanın gerektiğini vurguluyor. Bizi biz yapan ve bir arada tutan bütün ortak değerlerimize yönelik saldırıların yüz yıllardan beri Avrupa’da nasıl pişirilip kotarıldığının bütün aşamalarıyla incelenen çalışma ile Milliyetçilik düşmanlarına karşı milli bütünlüğü savunmak adına tam gereken yerlerde cephe oluşturulmaya çalışılıyor. Bu amaçla, Avrupa merkezci üstünlük kuramlarının bütün sürümleri teker teker, kılcal damarlarına kadar ele alınıyor. Kitap, imbikten geçirilmiş donanımlı milliyetçilik inşa etmek ve gerçekle bağ kurmuş ortak bilinç oluşturmak için bilinmesi gerekenlere odaklanıyor. Toplumun olabildiğince geniş kesimlerini, savunma mekanizmalarımız konusunda ortak noktada buluşturmak, siyasi görüş ayrılıklarının alanını olabildiğince daraltmayı amaçlıyor.

Kitapta; Batı’nın, Türklük ve İslamiyeti hedef alan bütün üstünlük kuramları ve bu kuramlarla aklanan insanlık dışı uygulamaları; toplu katliamlardan, sivillere yönelik sindirme amaçlı hava bombardımanlarına, toplama kamplarına ve toplu sürgünlere kadar teker teker kapsamlı olarak inceleniyor.

Sözde üstünlük kuramlarını haklı çıkarmak için tarih üzerinde söylenen sistematik yalanlar, Batılı üniversitelerde oluşturulan, tarihten sosyolojiye, felsefeden biyolojiye kadar ortaya çıkmış olan sözde bilimsel literatür, adım adım, tarihi süreci çerçevesinde inceleniyor.

Kitapta, Grekleri tarihin merkezine yerleştirmek için ortaya atılan bütün akademik yalanlar teker teker teşhir ediliyor. İşin ilginç tarafı, söz konusu yalanların bizim üniversitelerimizde de ders diye gençlerimize okutulması. Liberallerin, sosyalistlerin, faşistlerin, nazilerin ve sosyal demokratların söylemlerinin merkezinde ortak olarak bulunan görüş, yaşanması gereken doğru tarihin Avrupa’nın tarih şablonu olduğu, bu şablona uymayanların gerektiğinde zorla tarihin içine çekilmeleri gerektiği düşüncesi de kitapta geniş olarak irdeleniyor.

Nüfus planlamasından, bilhassa Amerika’ya egemen olan güçlerin ne anladıkları, insan soyunu saflaştırmak için ne gibi planlar yürüttükleri, ne gibi yatırımlar yaptıkları, kitapta birer birer ele alınıyor ve şaşılacak şey; bütün bu çarpık düşüncelerin Türk insanına nasıl tersinden propaganda edildiği vurgulanıyor.

Kitap, sadece Türklerin ve Türklüğün değil, bütün mazlum milletlerin haklı davasını da sahiplenmekte. Amerikan yerlilerinin başına gelenler, Güney Afrika’da olan bitenler, Sudanlılara yönelik katliamlar, Matabelelerin makineli tüfekle yok edilişi, Hotantoların kentlerinde Avrupalıların yaptığı soygun, Fransız egemenliği altında Suriye’de sivil halkı sindirmek için yapılan hava bombardımanları, Cezayir’de, Ruanda’da, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yapılan katliamlar, Somalililerin, Etiopyalıların başına gelenler, sözde Ermeni soykırımını diline pelesenk eden Fransa’nın Yeni Kaledonya’da halen faal olan toplama kampları ve söz konusu kamplarda tutulan Kanakaların uğradığı zulümler, 20. yüzyılın başlarında Almanların Namibya’da zavallı yerlilere yaptığı soykırım, İngilizlerin Avustralya’da Aborjinlere yönelik katliamlarının ideolojik arka planı, Tasmanya yerlilerinin başına gelenler, kısacası mazlum milletlere yönelik belli başlı soykırımların tamamı vahşeti aklama işlevi gören ideolojik arka planla birlikte kitapta yer alıyor.

800 sayfalık bu kapsamlı çalışma, her biri ayrı birer kitap niteliğinde 34 ayrı bölümden oluşuyor ve 1200’den fazla açıklayıcı notu içeriyor.

(Geniş bilgi: http://www.ibrahimokur.com)

Yeniçağ, 16 Ağustos 2015