1. yüz (Toplam 1 yüz)

Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 10, 2009 21:16
gönderen PearL-GraiN
Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 24, 2009 10:14
gönderen |Kuralsız|
Kişilik sorunu . .

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 24, 2009 12:36
gönderen alamancı
ankete issizlik dedim ama bir de çirkinlik sorunu var. estetikten ve yesilden yoksun beton yigini çirkin ortamlarda büyümek iç karartici izbe okullara gitmek gençlerde davranis estetigininde gelismesine engel oluyor. sonra selde bogulup vefat etmis söförlerin hala içinde yattigi tirlari yagmalayan çakal bir gençlik türüyor. sorunca da sen napiyorsun burada içeride adam ölü yatiyor deyince de abi kamu mali degilmi bunlar diye piskin piskin cevap veriyor. sanki kamu malini yagmalamak mübahmis gibi. bunlar insan degil hamam böcegi.

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 24, 2009 15:32
gönderen antalyalim
Egitimsizlik dedim ama aslinda demek istedigim -kendini egitememe-dir.
Sacma sapan diziler ve Kimin kutusundan ne cikacak gibi yarisma programlariyla doldurulan beyinler giderek kücülmeye baslamis. Is ariyor musun? sorusuna => is yok, herkes issiz, ne is yapayim gibi cevaplar almaktan biktim artik. Asalak yetisen gencler asalaklasan türkiyenin aynasi durumundadir

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 24, 2009 20:01
gönderen Yargan Kam
Diğer seçeneğini seçtim.

Hepsi ve diğer anlamında.

Dış kültürlerin kendini sürekli geliştirmesi ve ithal etmesi ile kendi kültürümüze yabancı kalmamız dahilinde geçen kuşaklarında yozlaştırması.

Kendini eğit(e)meme. Çünkü gençlerin bir çoğu gerçekten de ne yapacaklarını ve nereden başlayacaklarını bilmemekte.

Gelecek kaygısı. Üniversite okuyup bir b*k olamama düşüncesinin beyinlere dikte edilmiş durumu ile hayatta bunu doğrulayan örneklerin gereğinden fazla olması.

Sürü psikolojisi ile elalem ne dercilik de işin içine tuz biber olmakta ve kahvelerde boş boş oturmak, pişpirik oynamak, uzmanlık alanı 'iddaa' kuponları yatırmak, karı-kız muhabbeti yapmak, araba ve telefon markaları hakkında bilgi sahibi olmak ve sidik yarıştırmak gibi sürüsüyle örnek çoğaltılabilir.

Peki neden?

Edebiyat = sıkıcı,

sanat = entel-kuntel işi,

spor = sadece futbol,

iş konusunda uzmanlaşmak = ne iş olsa yaparımcılık, bi'şey olmazcılık, herkes böyle yapıyorculuk,

tarihi bilmek = bu kadar bilgi kirliliği içerisinde boğuşmak zaten zor iken sadece bilinmesi gerekenler için de; 'amaan olmuş bitmiş işte, banane' cilik,

Sonuç:

Kurtuluş savaşını Hasan Tahsin değil, peçesi açılan bir Anadolu kadını yüzünden başlamıştır diyebilen gençlik,

Seyrettiği Hollywood filmlerindeki karakterlere benzemeye çalışan kimlik bunalımındaki gençlik. (nedeni, tarihten sıkıl(dırıl)an kuşak ve geçmişimizin harika kişiliklerini sıkıcı bir masal kahramanı gibi algılatan sistem ile ticari kaygıdaki oyunculuk sektörü),

Futbol dışı sporlar ile ilgilenen gençleri milli sporumuzla(!!!) ilgilenmediği için dışlayan sürü psikolojisi (sonucunda ise geriye kalan dallar üvey kardeş muammelesi görüyor),

Dilindeki mevcut kelimelerin çoğunlukla argoya, küfre ve aşağılamaya atanması ile eski dilin sıkıcı resmiyeti ile anlaşılamaması,

Geçmişteki aşırı ideolojilerin savaşları neticesinde bunlara bulaşmaya korkma ve içeriklerine dahi bakamama, yüzeysel ve yanlış olarak bilme (örneğin lise yıllarımda ülkücü olan arkadaşlarımın bana 'sağcı mısın, yoksa solcu mu' sorularına cevap olarak 'ikisi de değilim' dememden sonra, 'o zaman sen solcusun' yaftası yemem gibi),

Milli benlik sulandırılmadan öne konsaydı ve gelişimler devam etseydi eğer Batı ile Doğu arasında kalarak karambole yaşayan aklı beş karış havada bir gençlik olmazdı.

Gençliği eleştirmek gereklidir, ama sadece eleştirmek yanlış.

Kurtarılan gençler ile sürekli bir şeyler yapmak, gelişmek, güçlenmek diğerlerine de cazip gelecektir.

Bu durumda hayranlık duyulan uyduruk Batı film karakterleri anlamsızlaşıp gidecektir.

Kendisini geliştirebilen geliştiriyor yada farkında olan farkında gibi şeyler de söyleyebilirsiniz.

Fakat her bireyin yaşam tecrübeleri farklı ve hayatında karşısına çıkan durumlar da aynı, yani farklı.

Dışarıdan bakıldında ben de eskiden bu sürekli eleştirilen gençlerden birisiydim.

Gördüğüm, yaşadığım, duyduğum yani kısaca tecrübe ettiğim bir çok olay sonrasında ben bir şeyleri farkedip kendime yol çizebildim.

Ama herkes ben değil.

Bu yüzden lütfen yargılamadan önce gençlerimize yakınlaşmak için biraz daha çaba gösterelim.

Sevgi, saygı ve bilinçle yaklaştığımızda hayır demezler inanın.

Çünkü ''Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!''.

İletişim bir güçtür ve ben bu söze yürekten inananlardanım.

Sevgi ile...

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 24, 2009 21:13
gönderen yigitler
Nerden baslasam ki? Aclik, sefalet aldi yurudu. Issizlik de var, ama maalesef "is yok" bahanesi ile is aramaya niyeti yok tembeller de var. Televizyonda gereksiz magazin programlari, sacma sapan, insanlari hayal dunyasina getiren, dini kullanip piril piril insanlirimizin beynini yikayan diziler ve sohbet programlari, yabanci ulkerlerden gelen salakca yarisma programlari, futbolu somurmek ve bir spor yerine bir savas alanina cevirmek, gereksiz polemikler yapmak, sabah kusaginda o kadin programlari (Seda Sayan, Muge Anli, Zeynep Kasimlioglu) gibilerin sundugu asaglik, sadece ucuz bir sekilde reyting toplamak ve kavga cikarmak amaciyla yapilmis programlar, seviyesizlik, ukalalik, tarafli yayin yapan TV kanallar, kendilerinden olmayanlara iftira ve camur atan medya, say sayabildiginiz kadar.

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eyl 27, 2009 11:48
gönderen |Kuralsız|
Yargan Kam yazdı:Diğer seçeneğini seçtim.

Hepsi ve diğer anlamında.

Dış kültürlerin kendini sürekli geliştirmesi ve ithal etmesi ile kendi kültürümüze yabancı kalmamız dahilinde geçen kuşaklarında yozlaştırması.

Kendini eğit(e)meme. Çünkü gençlerin bir çoğu gerçekten de ne yapacaklarını ve nereden başlayacaklarını bilmemekte.

Gelecek kaygısı. Üniversite okuyup bir b*k olamama düşüncesinin beyinlere dikte edilmiş durumu ile hayatta bunu doğrulayan örneklerin gereğinden fazla olması.

Sürü psikolojisi ile elalem ne dercilik de işin içine tuz biber olmakta ve kahvelerde boş boş oturmak, pişpirik oynamak, uzmanlık alanı 'iddaa' kuponları yatırmak, karı-kız muhabbeti yapmak, araba ve telefon markaları hakkında bilgi sahibi olmak ve sidik yarıştırmak gibi sürüsüyle örnek çoğaltılabilir.

Peki neden?

Edebiyat = sıkıcı,

sanat = entel-kuntel işi,

spor = sadece futbol,

iş konusunda uzmanlaşmak = ne iş olsa yaparımcılık, bi'şey olmazcılık, herkes böyle yapıyorculuk,

tarihi bilmek = bu kadar bilgi kirliliği içerisinde boğuşmak zaten zor iken sadece bilinmesi gerekenler için de; 'amaan olmuş bitmiş işte, banane' cilik,

Sonuç:

Kurtuluş savaşını Hasan Tahsin değil, peçesi açılan bir Anadolu kadını yüzünden başlamıştır diyebilen gençlik,

Seyrettiği Hollywood filmlerindeki karakterlere benzemeye çalışan kimlik bunalımındaki gençlik. (nedeni, tarihten sıkıl(dırıl)an kuşak ve geçmişimizin harika kişiliklerini sıkıcı bir masal kahramanı gibi algılatan sistem ile ticari kaygıdaki oyunculuk sektörü),

Futbol dışı sporlar ile ilgilenen gençleri milli sporumuzla(!!!) ilgilenmediği için dışlayan sürü psikolojisi (sonucunda ise geriye kalan dallar üvey kardeş muammelesi görüyor),

Dilindeki mevcut kelimelerin çoğunlukla argoya, küfre ve aşağılamaya atanması ile eski dilin sıkıcı resmiyeti ile anlaşılamaması,

Geçmişteki aşırı ideolojilerin savaşları neticesinde bunlara bulaşmaya korkma ve içeriklerine dahi bakamama, yüzeysel ve yanlış olarak bilme (örneğin lise yıllarımda ülkücü olan arkadaşlarımın bana 'sağcı mısın, yoksa solcu mu' sorularına cevap olarak 'ikisi de değilim' dememden sonra, 'o zaman sen solcusun' yaftası yemem gibi),

Milli benlik sulandırılmadan öne konsaydı ve gelişimler devam etseydi eğer Batı ile Doğu arasında kalarak karambole yaşayan aklı beş karış havada bir gençlik olmazdı.

Gençliği eleştirmek gereklidir, ama sadece eleştirmek yanlış.

Kurtarılan gençler ile sürekli bir şeyler yapmak, gelişmek, güçlenmek diğerlerine de cazip gelecektir.

Bu durumda hayranlık duyulan uyduruk Batı film karakterleri anlamsızlaşıp gidecektir.

Kendisini geliştirebilen geliştiriyor yada farkında olan farkında gibi şeyler de söyleyebilirsiniz.

Fakat her bireyin yaşam tecrübeleri farklı ve hayatında karşısına çıkan durumlar da aynı, yani farklı.

Dışarıdan bakıldında ben de eskiden bu sürekli eleştirilen gençlerden birisiydim.

Gördüğüm, yaşadığım, duyduğum yani kısaca tecrübe ettiğim bir çok olay sonrasında ben bir şeyleri farkedip kendime yol çizebildim.

Ama herkes ben değil.

Bu yüzden lütfen yargılamadan önce gençlerimize yakınlaşmak için biraz daha çaba gösterelim.

Sevgi, saygı ve bilinçle yaklaştığımızda hayır demezler inanın.

Çünkü ''Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!''.

İletişim bir güçtür ve ben bu söze yürekten inananlardanım.

Sevgi ile...


Tam yerinde tespitler ..
güzel yorum tşk.

Re: Günümüzde gençliğin en önemli sorunu nedir?

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eyl 27, 2009 13:02
gönderen sessiz sedasız
ben demokrasi projeleri seçeneğini seçtim...

-zamanında gençlerin birbirlerini kırması ve sonra ki gençiğe "aman kuzum önde giden olma sivrilme bi kenarda kal bulaşma " diyen,çocuğunu bilerek kenara çeken aile anlayışı

-medyanın toplumu giderek daha fazla güncelden uzaklaştırması ve bununla birlikte büyümesine izin vermedikleri beyinlerin daha da küçülmesi için piyasaya pompaladıkları magazin ve yarışma programları,içinde haber olmayan haber bültenleri vs...

-eğitimin maksatlı yetersizliği,

- gençlere emek vermeden kazanma alışkanlığının yerleştirilmesi yani devlet eliyle kumara alıştırılması (idaaa, at yarışları) ,

-gençlerin ve toplumun genelinin cehalet ve yoksulluk çarkında sistemli bir biçimde öğütülmesi ve bu sayede toplumun büyük kesiminin ülke sorunlarına karşı ilgisinin (ilgilenme taakatinin) azalması...

daha bunun gibi onlarca neden vardır ve bir çoğunu Yargan Kam çok güzel izah etmiş...ve bu nedenlerin tümünü Türk genci ve milletinin uykusuna devam edeilmesi için dış güçlerin organize ettiğini düşünüyorum