3. yüz (Toplam 4 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Prş Nis 02, 2009 11:20
gönderen zfrtxt
daha once cok defa izlemissinizdir ama bir bu konu acisindan izleyin kim konusuyor nfk mi rte mi ayirabilen varmi?
http://www.youtube.com/watch?v=eg3hkWCn ... playnext_f rom=PL&index=19

İletiGönderilme zamanı: Prş Nis 02, 2009 17:21
gönderen maydonos
Ikiside ayni ne farkeder.
Diger gonderilerinde bir bolumunu okudum kimisi sasirmis nasil olurda boyle insanlarin arkasindan giderler diye.Basit bir yanit verecegim bu guruh asirlarca dinini nasil yasadi.Bilerek mi?Degil uydurukcu hocalardan onlar ne soyledi ise ona inanarak inanmadilar mi?
Siyasetciler de simdi ayni seyi devam ettiriyor.Hic sasirmiyorum.Okuyup arastirmayan herseyi gelisi guzel yasamaya alistirilmis bir toplumuz.Bazen dusunuyorum biraz agir kacacak ama ne mal bir toplumuz.
Bu arada rte nizam-i alem ocaklarindan gelme oldugunu duymustum.

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 24, 2009 21:59
gönderen önkuzu
Delini biri kuyuya bir taş atmış kırk akılllı çıkaramamış :D

Yazının gerçeğini okuyun ve iyi telakki edin nasıl çarpıtılmış
Resim

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 24, 2009 23:03
gönderen Türk-Kan
önkuzu yazdı:Delini biri kuyuya bir taş atmış kırk akılllı çıkaramamış :D

Iyi ki deli o tasi kafana atmamis. Düsünsene, kirk cerrah bir araya gelse toparlayamazdi.

Ne iyi ettin de yazinin aslini paylastin, Cengiz Özakinci özetinden bahseder. Böylelikle üstadinin "Amerikaperest"ligi daha anlasilir oldu. Aslinda resim yerine yazi halinde koysaydin daha da faydali olurdu.

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 24, 2009 23:23
gönderen önkuzu
yazının tamamını okumama alışkanlığı yanıltıcıdır ..

Şimdi aşağıdaki metini Mustafa Kemal ATATÜRK Amerikan elçisi ile buluşmasında dile getirmiştir..

“Türk milletiyle Amerika milleti ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim. Türk milleti tab’en demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerine işaret ederek çok güzel ima ettiler. Diğer taraftan Amerika milletinin benliğini hissettiği dakikada istinat ettiği i’la ettiği demokrasidir. Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arz-ı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk Milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasında mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla da kalmayacak belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye dünyayı sulh ve huzur sahasına sokmaya medar olacaktır.

Muhterem Amerikalılar;

Temsil etmekle mübahi olduğum Türk milletinin yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin Türk milletiyle beraber olduğunda şüphem yoktur.”


Şimdi taş mevsuzundan önce kuyunun dibini görmek gerek yoksa siz yine aynı nükteleri dile getireceksiniz

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 25, 2009 7:06
gönderen Ram
Gazi Amerika'ya değil, Türk Milleti'nin bir ferdi olarak Amerikan halkına sesleniyor. Aslında açıklama yapmaya da gerek yok fakat, kokainci N. F. K. ile Gazi Paşa'yı karşılaştırma cüretini nereden buluyorsun bunu öğrenmek istiyorum. Tabii, "siz Atatürkçüsünüz, ben İslâmcıyım -ya da- ılımlı İslâmcıyım" diyorsan o başka.

O verdiğin yazının tamamını okuyunca da pek bir şey değişmiyor, mandacı olduğu görülüyor. Yine, N.F.K'nın kötülediği Amerikanlaşma, ağzını bir karış açarak konuşan, devamlı sakız çiğneyen, laubali zibidi Amerikan tipi olma özentisidir. Amerikan politikasını destekliyor, Türkiye ile bütünleşmesini istiyerek bitiriyor.

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 25, 2009 7:44
gönderen Otopsi
önkuzu yazdı:yazının tamamını okumama alışkanlığı yanıltıcıdır ..

Şimdi aşağıdaki metini Mustafa Kemal ATATÜRK Amerikan elçisi ile buluşmasında dile getirmiştir..

“Türk milletiyle Amerika milleti ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim. Türk milleti tab’en demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerine işaret ederek çok güzel ima ettiler. Diğer taraftan Amerika milletinin benliğini hissettiği dakikada istinat ettiği i’la ettiği demokrasidir. Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arz-ı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk Milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasında mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla da kalmayacak belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye dünyayı sulh ve huzur sahasına sokmaya medar olacaktır.

Muhterem Amerikalılar;

Temsil etmekle mübahi olduğum Türk milletinin yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin Türk milletiyle beraber olduğunda şüphem yoktur.”


Şimdi taş mevsuzundan önce kuyunun dibini görmek gerek yoksa siz yine aynı nükteleri dile getireceksiniz


Atatürk amerika konuşmasını 1927'de yapmıştır o dönem Amerika ne emperyalist faaliyetleriyle güçsüz devletlerin canını yakmaktadır nede 2. dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan soğuk savaşı dönemi başlamıştır. Amerika'nın o dönemki başkanı franklin roosvelt konuşmalarınd hep barıştan söz eder, barışçı bir politika izlenmesi gerektiğini savunur bu sebeptendir ki Atatürk hayatını kaybettiğinde yayınladığı mesajında:
“Benim üzüntüm iki türlüdür. Önce büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu büyük adamla tanışmak konusundaki içten dileğimin gerçekleşmesine imkan kalmamış olmasıdır.”
şeklindedir Atatürk'ün amerikaya yakın olmasının sebebi asla Amerika hayranlığı yada Amerikaperestlik değildir. Yurtta sulh cihanda sulh politikasının bir gereği ve sonucudur. Aynı yıllarda unutlmamalıdır ki Türkiye'nin gerek Sovyetler Birliği ile gerek İngilizler ile arasıda iyidir. Günümüz Türkiyesi ise 1946'dan bu yana birkaç istisna hariç bu emperyal devletlerin elinde neredeyse oyuncak hale dönüşmüştür.

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 25, 2009 8:59
gönderen Ram
Otopsi, eğer İkinci Paylaşım Savaşı'nın zor koşullarını birazcık görmezden gelirsek, yazışmalardan okuduğumuz üzere İsmet İnönü Türkiyesi her limanda bir sevgili olmuş, fakat esas Birleşik Devletler'in yanında olmuş, İngiliz Çörçıl'ın yönlendirmesine kapılmıştır. Bu da çok acıdır.

Birleşik Devletler, bugünkü emperyâl gücünü (küresel güç) 50'lerde geçirdiği değişim sonucunda elde etmiştir, savaş sonrası kazancını (kendi açısından) iyi değerlendirmiştir.

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 25, 2009 13:52
gönderen önkuzu
Ram yazdı:Gazi Amerika'ya değil, Türk Milleti'nin bir ferdi olarak Amerikan halkına sesleniyor. Aslında açıklama yapmaya da gerek yok fakat, kokainci N. F. K. ile Gazi Paşa'yı karşılaştırma cüretini nereden buluyorsun bunu öğrenmek istiyorum. Tabii, "siz Atatürkçüsünüz, ben İslâmcıyım -ya da- ılımlı İslâmcıyım" diyorsan o başka.

O verdiğin yazının tamamını okuyunca da pek bir şey değişmiyor, mandacı olduğu görülüyor. Yine, N.F.K'nın kötülediği Amerikanlaşma, ağzını bir karış açarak konuşan, devamlı sakız çiğneyen, laubali zibidi Amerikan tipi olma özentisidir. Amerikan politikasını destekliyor, Türkiye ile bütünleşmesini istiyerek bitiriyor.


Şimdi olayı öyle yere getirmişsinizki hadi islamcıyım diyelim ılımlısı ne alaka

Cüret konusuna gelince
Atatürkçü olmayı tekelinize almış olma cüretini nerden alıyorsunuz buda merak konusu tabi .

Sizin tabirinizle Atatürkçülük bana yanlış gelir çünkü siz işinize geleni alırsınız dünyevi görüş ve ideolojiniz doğrultusunda bunu yoğurur ve model çıkarırsınız buda bana göre sizin Atatrükçülüğünüzdür onun için ben mümkünse sizin tabirinizle Atatürkçü veya değil gibi ithamlarda bulunulmasını sorun etmem

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 25, 2009 18:58
gönderen Ram
önkuzu yazdı:
Ram yazdı:Gazi Amerika'ya değil, Türk Milleti'nin bir ferdi olarak Amerikan halkına sesleniyor. Aslında açıklama yapmaya da gerek yok fakat, kokainci N. F. K. ile Gazi Paşa'yı karşılaştırma cüretini nereden buluyorsun bunu öğrenmek istiyorum. Tabii, "siz Atatürkçüsünüz, ben İslâmcıyım -ya da- ılımlı İslâmcıyım" diyorsan o başka.

O verdiğin yazının tamamını okuyunca da pek bir şey değişmiyor, mandacı olduğu görülüyor. Yine, N.F.K'nın kötülediği Amerikanlaşma, ağzını bir karış açarak konuşan, devamlı sakız çiğneyen, laubali zibidi Amerikan tipi olma özentisidir. Amerikan politikasını destekliyor, Türkiye ile bütünleşmesini istiyerek bitiriyor.


Şimdi olayı öyle yere getirmişsinizki hadi islamcıyım diyelim ılımlısı ne alaka

Cüret konusuna gelince
Atatürkçü olmayı tekelinize almış olma cüretini nerden alıyorsunuz buda merak konusu tabi .

Sizin tabirinizle Atatürkçülük bana yanlış gelir çünkü siz işinize geleni alırsınız dünyevi görüş ve ideolojiniz doğrultusunda bunu yoğurur ve model çıkarırsınız buda bana göre sizin Atatrükçülüğünüzdür onun için ben mümkünse sizin tabirinizle Atatürkçü veya değil gibi ithamlarda bulunulmasını sorun etmem


Ben sana "şusun, busun, ocusun" demedim. "Şucuysan, bucuysan o zaman iş değişir" dedim.

Ilımlı olan, Fetullah'ın müridi olanlardan oluşuyor, CIA'nın demokrasi güdümlü İslâm anlayışı da diyebiliriz.

Yok, tekelimizde değil. İşimize geleni de almayız. Bunlar iftiradır. Örnek vermek gerekirse, meselâ sana "sen bir katilsin" diyorum, bunun bir örneği, bir kanıtı var mı¿? Yok. Bu yüzden, safsatalarla uğraşacak zamanımız da yoktur. Birini bir şeyle suçlayacaksan, doğru düzgün suçla ki cevap vermeye değer görülsün.

İletiGönderilme zamanı: Pzr Tem 05, 2009 16:27
gönderen Laçin
Türkçe'nin üstatlarındandır. Son dönemin en iyi iki şairinden biridir. Nazım Hikmet ile beraber...
Siyasi görüşleri, bir çok sebep ile çarpıtılır... Ama haklı yerleride vardır. Bugünkü kukla zihniyetin hayran olduğu kimse olarak görünür. Ama hayran olanlar, üslubuna, diline, şiirlerine sadece onlar değildir. Öyle görmek işine gelir herkesin.
Bu sebeple ki, dile olan hakimiyeti ve şairliği bazı çevrelerce hep yerilmek istenmiştir. Piskolojik çözümlemeleri ve mantıksal çıkarımları en iyi olan şairdir.

Saygı duyarım kendisine... Şiirleri bilinse, okunsa herhalde ufuk açtığı anlaşılır ve dile hakimiyetine hayran duyulacak biri olduğu görülür...
Yine de gösterilmeli fikirleri. Doğru yanlış..!

DESTAN

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,

Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir laf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!

Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey,
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.

Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!

Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom - Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!


Mesela son iki mısra ilginç bir durumdur. Yine de günahını almayayım.

Bir şaiirin kişisel fikirlerine katılırsınız veya katılmzsınız, ama bu onun mükemmel ifade gücünü bir kenra itmenizi ve almanız gerekenleri almamanızı engellememeli.
Bu adamın siyasi fikirlerinin karşısında olsam da bu onun şaiirliğinin önünde saygıyla eğilmemi engellemez.

Re:

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 07, 2010 1:33
gönderen kaye
Laçin yazdı:Türkçe'nin üstatlarındandır. Son dönemin en iyi iki şairinden biridir. Nazım Hikmet ile beraber...
.
.
.
.
Bir şaiirin kişisel fikirlerine katılırsınız veya katılmzsınız, ama bu onun mükemmel ifade gücünü bir kenra itmenizi ve almanız gerekenleri almamanızı engellememeli.
Bu adamın siyasi fikirlerinin karşısında olsam da bu onun şaiirliğinin önünde saygıyla eğilmemi engellemez.


Laçin, demişsin ki Türkçe'nin üstatlarındandır ve de bir örnek vermişsin, destan şiirini. Şimdi söyler misin bu kadar üstad! olan bir kişi kendisini neden tekrar eder durur her yazısında veya şiirinde?? Gençliğe hitabeyi okuduğunu sanıyorum bu başlığın ilk mesajında. Aynı sözler bu şiirde de var, aynı şeyleri söylüyor, mesela mı:
mukaddes emanet, kubur faresi,ispinoz kafesi, dalkavuk kefesi, hokkabazlık, vs..
Ve yine bayağı kelimeler, sıfat tamlamaları, örnek mi:
Karanlık kubbe, çirkef, gökyüzü bodrumu, tepetaklak ehram, cinayet, tramvay arabasında zina, barajlar yıkan şarap, kumardaki dört kral, sarhoş kusmuğu, patla bizans ve roma, öttür boruyu, bitpazarında satmak, kurt-kuzu-şah, kefen, karaborsa, kubur faresi, kavas siyaset, köle ilim, ihtilaç sanat, verem, sıtma, mahpus, vakvak, balık, kavak, ispinoz kafesi, babamın iskeleti, dalkavuk kefesi, hokkabaz, sefil aynalı dolap, şapka, eldiven, maymun, inkılap..
Şiirin aşağı yukarı tüm kelimelerini çıkarttım sana, bu mudur eşsiz sanat, bu mudur üstatlık! Ya sen hiç hayatında şiir okumamışsın ya da Türkçe bilmiyorsun..
Hem günahını almayayım dediğin son mısrada neyi kastediyor sence: Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap! derken; ben sana söyleyeyim mi: Kemalist devrimleri kastediyor, şapka ve kılık kıyafet inkılabını, ve sence maymun diye de kime hitap ediyor!!
Bu adamın hemen hemen tüm yazıtları böylesine kin, nefret, intikam dolu, insanları galeyana getirici sözler, hakaretler muhtevalı hep.. Bu senin deyişinle mükemmel ifade gücüdür öyle mi???
Bunlar sana sanat geliyorsa, diyecek başka sözüm yoktur...

Re: Bir İhanet Belgesi: Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabesi..

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 07, 2010 2:31
gönderen İlteriş
Yukarida yazinin tamamini yayinlayan arkadasa tesekkur ederim. Fakat siyasi goruslerinin tam anlamiyla olmasa da teslimiyetci ve kendine ve mensup oldugu Ulus'a guvenmeyen bir karakter tasidigi ortada. Burada dinsel cemaatlerin egitiminden gecmis insanlarin cogunlugunda rastladigimiz "guclu olana itaat" dusunce one cikiyor.


Ne demek "Amerika icin nazli bir sevgili olmaliydik"?

Niye biz Turkler, dunya imparatorluklari kurmus olan Turkler, bilimde teknikte ve ekonomide kendi kendimize yeterek butun dunya milletlerinin karsisinda saygi duydugu bir muhatap olmayalim? Kurtulusumuzun tek caresi, su veya bu buyuk devlete yaltaklanmak midir?

Hangi "Buyuk" dogu o halde? Bu mudur Necip Fazil ve onun fikirdaslarinin Turk Milletine bictikleri buyukluk?

Bu fikirlere katilmak mumkun degil.

Ancak!

Necip Fazil'in Sairligi hakkinda, sadece onun siyasi durusundan nefret ediyoruz diye, isabetsiz tahliller yapmayalim arkadaslar.

Sair, sanatci, ressam, yazar vesaire, bu gibi insanlarin siyasi gorusleri hakkindaki kanaatlerimizi, ustalastiklari alanlardaki calismalari hakkinda yapacagimiz degerlendirmelerden ayiralim. Bu gibi bir yaklasim aydin ve Ataturkcu insanlara daha cok yakisan bir davranis olur. Bunun aksi tutumlar, "Necip Fazil'in sairligini elestirmek" ornegini ele alirsak, gercekten derin edebiyat elestirileri yapabilecek ehliyette olan insanlarin yaptigi elestiriler disinda, siyasi dusuncelerini begenmiyor olmaktan hareketle yapildigi durumlarda, bu elestiri sahiplerini veya onlarin savundugu dusunceleri yuceltmez. Biz Kemalizmi hakkaniyetli ve durust analizler yapmakla, ornegin insanlarin edebi yonleriyle siyasi yonlerini ayirmakla yukseltir ve yuceltiriz. Bizim Nazim Hikmet'i sirf solcu diye kotu sair yapanlardan bir farkliligimiz da budur, lutfen bizleri bu gibi insanlarin seviyesine dusurmeyiniz.

Saygilarimla.

Re: Bir İhanet Belgesi: Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabesi..

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 15, 2010 12:58
gönderen fetihnesli
Atatürk ün gençliğe hitabesi de faydalı.
necip fazıl k.k. inde hitabesi faydalı.

allah ikisindende razı olsun
mekanları sonsuza dek cennet olsun

Re: Bir İhanet Belgesi: Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabesi..

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 09, 2010 0:48
gönderen kaye
[mod="UYARI"]Burada yetkili olan hiç kimse tesadüf eseri yetkili değildir. Burada, hatır için kimse söz sahibi olamaz, ama söz sahibi olanın hatırı vardır. Hatır ise ancak bu dizgenin koşulları ihlâl edildiğinde geçersizdir. Dizge koşullarını ihlâl etmediniz. Ancak hatırımızı da hiçe saydınız. Öyleyse biz de sizin hatrınızı hiçe sayarız.[/mod]