1. yüz (Toplam 1 yüz)

YENİDEN DEĞERLEME

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 25, 2020 0:54
gönderen Habip Hamza Erdem
YENİDEN DEĞERLEME
‘Gezi Davası’nda savcı (Cumhuriyet Savcısı değil kuşkusuz), daha önceki ‘takipsizlik kararı’na karşın, ‘Yeniden Değerlendirme’ yapıldığını söylemiş.
‘Yeniden’ değerlendime sonucunda bir ‘değer’ bulunmuş olmalı ki, dava yeniden açılmıştı.
‘Yeniden değerlendirme’ değil ama, ‘yeni bir kanıt’ ortaya çıktığında, hukuksal olarak, düşmüş ‘dava’lar yenilenebiliyor.
Şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik 17/25 Davasında kapı gibi yeni bir kanıt ortaya çıkardı: yedi adet konuşma kaydı, bilirkişi tarafından ‘gerçek konuşma’ olarak saptanmış.
Yani Bilal oğlan’ın – anlayamadım babacım demesi de doğru
- Şimdi kız kardeşini gönderiyorum, paraları sıfırlayın demesi de gerçekmiş.
Zaten, bunların daha o günlerde gerçek olduğunu biliyorduk.
Ancak, montaj falan denilerek ‘hukuk dolanılmıştı’.
Ne var ki, ‘Hukuku dolanmak’ başka, ‘Hukuku dolandırmak’ başka şey olmalı.
Birincisine, ‘hukuksal boşluk’lardan yararlanmak deniyor.
İkicisi ise ‘Hukuku boşa çıkarmak’tır ki, Türkiye’de artık bu ‘genelleşmiştir’.
Ünlü hukukçulara soruluyor, -mahkemelere güvenmiyoruz diyorlar.
Diplomatlara soruluyor, - hukuk uygulanmıyor diyorlar.
Yurttaşlara soruluyor, - hukuka güvenmiyoruz diyorlar.
Siyasetçilere soruluyor, -aklımız ermez diyorlar.
Kimdi o, - adaleti öldürürseniz Devlet ölür diyen akıllı.
İşte Türkiye’de ‘Adalet ölmüş’, ‘Hukuk bitmiş’, ‘Mahkeme mahvolmuş’, ‘Yasa çiğnenmiş’ ama, ‘Devlet’ dimdik ayakta (imiş).
Hem öyle bir ayakta ki, sağa sola saldırmakta.
Suriye’yi işgale yeltenmiş, Libya’da sefere çıkmış falan.
Ülke içinde, neredeyse soluk almaya bile yasak getirilmiş.
‘Devlet Kuramcısı’, ‘Büyük Hukukçu’lar ise ‘Hukukumuz altın yumurtluyor’, ‘Devletimiz bağımsızlık savaşı veriyor’ diyebiliyorlarmış.
O arada, sakın ola umudunuzu yitirmeyin, -her şey güzel olacak diyenlerimiz de yok değilmiş.
-Gitti gidiyor diye konuşan ve yazanın haddi var hesabı yok.
Ben bile, daha on yıl öncesinden bunların gidebileceğini düşünmüyor değildim.
2008-2010’larda en fazla bir-iki yıl sürebilir diye düşünüyordum.
Ama, Türkiye’de Yurttaşlık bilincine sahip olanlar çoğunlukta sanıyordum.
‘Devlet’ denilince 1920’lerde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni akıllarına getireceklerini bekliyordum.
‘Hukuk’ denilince, evrensel hukukun gözönüne alınabileceğini düşlüyordum.
‘Vatan’ denilince, Malby’nin dediği gibi, ‘Onun sahibi değil ama ancak ona ait olunabileceğini” düşünüyordum.
Ve burada biraz durmak istiyorum.
Bu Fransız Devrimcisi’nin sözünün bir kaç kez okunmasını istiyorum.
Bir ülkeye, coğrafyaya, taşa toprağa, denizlere ‘sahip olmak’ düşüncesi, ‘bujuva düşüncesi’dir.
Özünde ‘mülkiyet duygusu’ yatar, ki ‘vatan’a ‘mülkiyet’ diye bakılamaz.
Örneğin, 784 bin m²’nin belki de ancak 7-8 m²si bana düşüyor.
Oysa, bir yurttaşın kendisini 784 bin m²ye ‘ait sayması’ demek, bu 784 bin m²’nin tümüne ‘sahip olması’ demektir.
Limanları satıldığında, ‘kendi limanı’nın satılmış olması gibi değerlendirmesi,
Sümerbak’ı, Merinos’u, Etibank’ı satıldığında ‘kendi kuruluşları’nın satılmış olması gibi,
Tank-Palet fabrikası satıldığında ‘kendi savunması’nın zayıflatılmış olacağını düşünmesi gibi...
-paralar sıfırlanırken de, özde kendi cebinden paraların çalınmış olacağını anlaması gibi.
Buna ‘dava açmayan’ savcı, ömürboyu taşocağında çalıştırma kararı vermeyen yargıcı ise, kendinden olmayan, yabancı, alçak, uşak ve namussuz olarak görmesi gibidir.
Hukuk-mukuk solda sıfırdır, Devlet-mevlet fetiş ya da illüzyon..
Sende zerre kadar ‘yurttaşalık bilinci’ varsa, o birbaşına yeter.
Sen bu ‘ülkeye mi aitsin’ yoksa palavradan ‘sahibi’ gibi mi duruyorsun?
‘Düz mantık’la sana ‘sahipsin’ denilmiş olabilir, ama sen bu ülkenin sadece açlığına, yoksulluğuna, yolsuzluğuna ‘sahip’ olacaksın demektir.
Yok eğer, bu ‘ülkeye ait’ isen, o zaman, satılan, çalınan, yolunan her kör kuruşun ‘hesabını soracaksın’ demektir.
Savcı, yargıç, asker, memur, polis, bekçi değil ama SEN.
Bizzat sen.
Kuşkusuz eğer ‘insan’ isen.
Dönüp kendini bir ‘yeniden değerlendir’ istersen.

Re: YENİDEN DEĞERLEME

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 26, 2020 16:17
gönderen Gönül Pınar Atacı
Sözün tam ve tüm anlamıyla mükemmel bir YENİDEN DEĞERLENDİRME yani harika bir teşhis ve tesbit, teşhir ve tel'in. Kalbine ve kalemiine sağlık sevgili Habib Hamza ERDEM.