1. yüz (Toplam 1 yüz)

Seçim Füzeleri

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 29, 2008 18:33
gönderen Türk-Kan
Seçim Füzeleri

Gazze katliamının ardında 10 Şubat’ta yapılacak seçimle ilgili oy toplama yarışı yatıyor. Seçimde yarışan İşçi Partisi, Kadima ve Likud Partileri, “Kim daha fazla Filistinli öldürür”ü bu katliamla ispatlıyor

Başbakan Erdoğan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamını yorumlarken ‘Hava harekâtını orantısız güç kullanımı olarak görüyor ve bunun barışa indirilmiş bir darbe olarak değerlendiriyorum.

Bu ayrıca bize karşı yapılmış bir saygısızlıktır’ demiş.

Oysa aynı Erdoğan 20 Mart 2004’te Hamas lideri 75 yaşındaki Ahmet Yasin sabah namazı sonrasında tekerlekli sandalyesiyle cami çıkışında öldürüldüğünde ‘İsrail’i terörist devlet’ olarak nitelendirmiş ve bu cinayetlerine derhal son vermesini istemişti.

Ama aynı İsrail bir hafta sonra bu kez Yasin’in yerine seçilen Rantisi’yi de benzer şekilde öldürmüştü.

Mart 2004’ten bu yana İsrail, Başbakan Erdoğan’ın çağırısına saygısızlık yaparak en az 2000 Filistinli’yi öldürdü.

Yani İsrailliler ilk kez Türkiye’ye ve Sayın Başbakan’a saygısızlık etmiyor.

İsrail Başbakanı Olmert Nisan 2007’de Ankara’yı ziyaretinde Kudüs’teki kazılarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan’a yalan söyleyerek saygısızlık etmiştir.

İsrail uçakları ise 5 Eylül 2007’de Suriye’yi bombaladıktan sonra Türk hava sahasına girmiş ve Hatay yakınlarında yakıt tanklarını bırakarak Başbakan Erdoğan ve tüm Türk milletine ve devletine saygısızlık etmiştir.

İsrail yine 2007 başlarında Hamas’ın kaçırdığı askerin kurtarılması için yoğun ve gizli çaba harcayan ve bu konuda başarı sağlamak üzere olan dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün bu çabalarını deşifre ederek ona, Erdoğan’a ve tüm Türkiye’ye saygısızlık yapmıştır.

İsrail’in Türkiye’ye, Erdoğan’a, Gül’e ve ondan öncekilere saygısızlıklarını saya saya bitiremeyiz.

Ama konumuz o değil...

Konumuz İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamlarını böylesi hafif kelimelerle nitelemektir. Çünkü İsrail’e ‘saygısızlık yapıyorsun’ denildiğinde aslında iltifat ediliyor. Çünkü İsrailliler zaten açık ve net olarak ‘bizim tüm dünyaya saygımız yok ve hiç kimseyi dinlemeyiz’ diyorlar.

Anlaşılması zor başka bir konu da İsrail’in saldırılarını ‘orantısız güç kullanımı’ olarak nitelemektir.

Klişeleşmiş bu deyimi kullananlar aslında şunu söylemek istiyor:

‘İsrail saldırılarında haklı ama gücü kullanırken kantarın ucunu kaçırmasın.’

İnanılacak gibi değil.

Vicdanı olan bir insan bırakın bu deyimi kullanmayı böyle bir düşünceyi aklının ucundan bile geçirmemeli.

Çünkü;

1-İsrail denilen devlet 1948’de ABD’nin desteği ve BM’nin kararı ile Filistin toprağının yarısı üzerinde kurulmuş ve burada yaşayan Filistinliler ülkelerinden kovulmuştur.

2-İsrail geri kalan Filistin topraklarını, yani Batı Şeria ve Gazze’yi 1967’de işgal etmiştir. Bu topraklar 41 yıldır işgal altındadır. Filistin kelimesini kullananlar aslında işgal altındaki bu iki toprak parçasından söz ettiklerini bilmelidir.

Batı Şeria ve Gazze şehir içlerinden çekilen İsrail ordusu istediği her an bu şehirlere girerek istediği herkesi tutuklayabilir, öldürebilir ve her şeyi yapabilir.

Örneğin 2006’da Filistin parlamentosu başkanlığına seçilen El-Duveyk ve bazı milletvekilleri İsrail askerleri tarafından Gazze’deki evlerinden alınarak içeri atıldı ve hâlâ İsrail hapishanesindeler.

3 Ocak 2006 seçimlerinde Hamas’a oy verdi diye kuşatma altında bulunan Gazze’deki 1,5 milyon Filistinli zaten ölümle pençeleşiyor. İki yıldır İsrail ordusu Gazze’ye yakıt, yiyecek, ilaç ve yaşamsal hiçbir malzemenin girişine izin vermeyerek insanların yavaş yavaş ölmesini istiyor.

Şimdi soruyorum:

Anadolu’yu işgal eden İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyanlar İsrail’in yukarıda özetlemeye çalıştığım uygulamalarını 41 yıl süreyle yapsaydı acaba Türk milleti ne yapardı. Hangimiz çıkıp onlara ‘Yapmayın orantısız güç kullanıyorsunuz’ diyebilirdik.

Lütfen mantıklı, gerçekçi ve vicdan sahibi olalım.

62 yıl önce toprağının yarısı zorla elinden alınan ve geri kalan toprağı 42 yıldır işgal altında tutularak her türlü işkence ve zulme maruz kalan bir halk acaba ne yapar?

Filistin halkı uluslararası hukukun kendisine tanıdığı tüm haklar çerçevesinde her yola başvurarak kendini savunmakta ve ülkesini işgalden kurtarmaya çalışıyor.

Dolayısıyla karşılıklı güç kullanımı yok ki; orantısız kullanımı olsun.

Dünyanın dört bir yanından gelerek başkasının toprağını ele geçiren ve bunun için her türlü cinayeti işleyenlerin saygının ne olduğunu bilmedikleri için onları saygısızlıkla suçlamanın da bir anlamı yok.

İsrail’de 10 Şubat’ta seçim var

Olup biten bu olayları da bu çerçevede görmek gerekiyor.

Çünkü seçimde yarışan üç parti aynı zamanda ‘kim daha fazla Filistinli öldürür’ diye de yarışıyor ve bununla oy toplamaya çalışıyor.

1-Kadima partisi lideri Livni eski Mossad ajanı ve Avrupa başkentlerinde Filistinlileri öldürmüş.

2- İşçi partisi lideri Barak da eski bir Mossad ajanı ve o da Beyrut’ta Filistinlileri öldürmüş.

3- Likud partisi lideri Benjamin Netanyahu İsrail’de en bağnaz ve saldırgan kesimin temsilcisi.

İşte Başbakan Erdoğan’ın ‘saygısızlıkla’ suçladığı üç kişi...

Ve bu kişiler ‘radikal islamcı’ Hamas’ın işgale karşı çok kısıtlı direnişini gerekçe göstererek katliamlarına devam edeceklerini söylüyor.

Oysa hiç kimse cesaret edip de “Yahu siz Filistin topraklarını 41 yıldır işgal ediyorsunuz ama Hamas 15 yıldır var. Ve ondan önce hep solcu -devrimci Filistinli gruplar vardı. Hatta bunlar arasında Habaş ve Havatma gibi Hıristiyanların liderliğini yaptığı direniş grupları vardı’’ demiyor ya dadiyemiyor.

Baksanıza BM bile bunca katliam ve cinayete rağmen İsrail’i kınayamıyor.

Durum böyle olunca İsrailliler genetik bir hal alan bu katliamlarına devam edecek. Barış İsrail’in umurunda değil. Çünkü İsrail barışa ‘evet’ derse 41 yıldır işgal altında tuttuğu Batı Şeria ile Suriye’nin Golan ve Lübnan’ın Şabaa bölgelerinden de çekilecek. Oysa İsrail, başta Rusya olmak üzere dışarıdan getirdiği Yahudileri buralarda yerleştirerek ‘buralar Allah tarafından bize verilmiştir’ diyor.

Uzatmaya ve detaylarla uğraşmaya gerek yok.

İsrail barış yapmaz ve yapamaz.

Çünkü dünyanın dört bir yanından gelerek Filistin toprağını işgal eden ve burada İsrail devletini kuran İsrailliler aslında ‘Nil’den Fırat’a kadar uzanacak Büyük İsrail devletini kurmak için gelmişti.

Şimdi Başbakan Erdoğan ya da yeni başkan Obama istiyor diye bundan vazgeçmeyerek saldırılarına devam edeceklerdir ve gerekirse her gün ‘orantısız güç’ kullanarak binlerce Filistinli’yi Lübnanlı’yı, Suriyeli’yi öldürüp herkese saygısızlık yapacaklar.

Bunun tersini onlardan beklemek onlara saygısızlık olur!



Hüsnü MAHALLİ, 29 Aralık 2008