1. yüz (Toplam 1 yüz)

Mavi Marmara katliamı bir Türk‑İsrail yanıltma operasyonu ve Suriye Savaşı'na 'açılım' mıydı?

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 29, 2012 21:20
gönderen Güncel Meydan
Mavi Marmara katliamı bir Türk‑İsrail yanıltma operasyonu ve Suriye Savaşı'na 'açılım' mıydı?

31 Mayıs 2010’da silahlı İsrailli teröristlerin, dünyayı şoka sokan korkunç baskını, İsrail’in terör, nefret, kan dökme ve cinayetlerle dolu geçmişini bilmeyenleri şaşkınlığa sürükledi. İsrail’in bu ürkütücü tutumu Siyonistlerin davranışlarını yakından tanıyan Filistinlilere ve diğerlerine pek de şaşırtıcı gelmedi.

Olayın ardından, sonuçları büyük tartışmalar yaratabilecek, ayrıntılı araştırılması gerekli bir çok bilgi ortaya çıktı. Olay görünenden çok farklıydı: Nisan 2010’da Gazze’ye giden gemide yapılan katliam, İsrail’in sıradan bir tecavüzü değil, Türk hükümetinin tüm desteği ile gerçekleştirilen, uzun zamandır planlanan bir operasyon idi. Operasyonun birkaç değişik amacı vardı ancak uluslararası sularda dokuz kişinin soğukkanlılıkla katledilmesinin bir amacı da Suriye’de sürmekte olan savaşla bağlantısıydı..!

İspanyol gazeteci Daniel Iriarte’nin, 17 Aralık 2011 tarihli bir raporunda şu kilit noktalar yeralıyor. (1)  Iriarte Suriye’de, Abdelhakim Belhaj (NATO ajanı ve Trablusgarp kasabı) ile bağlantısı olan üç Libyalı ile konuştu. Belhaj, Batı’nın istihbarat güçleri için had safhada ‘değerli’ydi . Bunu, Madrid bomba olayları ile doğrudan ilişkisi, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar tarafından açıklanması gösterdi.

Filistin’i de Suriye’yi de parçalamakta olan, Batı, Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ve İsrail üçlüsünün ‘görev adamı’ olarak Libya’dan Suriye’ye (2)  gelmişti.. Iriarte ile görüştüklerinde, kimliklerini ve milliyetlerini gizleme gereği görmeyen bu Libyalı tetikçiler, “Suriyeli muhalif kardeşlerinin ihtiyaçlarını öğrenmek için” Suriye’de olduklarını söylediler. Bunlardan biri, Libya ve İrlanda vatandaşı olan, Trablusgarp Askerî Konseyi lideri, Abdelhakim Belhaj’ın yardımcısı, Trablusgarp grubu kumandanı Mahdi al‑Harati idi. Trablusgarp Askerî Konseyi, Libya’da NATO’nun paralı askerlerini organize etmekle sorumluydu. İşgalcilerin kirli işlerini yapan, NATO adına çalışan bir oluşumdu.

Al-Harati, Iriarte’ye, “Mavi Marmara saldırısı esnasında yaralandığını ve Tel Aviv’de dokuz gün hapiste kaldığını” söyledi.

NSNBS adlı internet sitesinde “GLADİO, Bin Ladin’den Erdoğan’a, Belhadj ve Hamas: Mossad ve NATO’nun kirli çamaşırları 2012” başlıklı çok önemli bir yazı yayınlandı.

NSNBS’nin editörü Christof Lehmann, kendisine bilgi veren ve güvenilir bağlantıları olan bir Filistinlinin, Al‑Harati dışında, NATO’nun has adamı Abdelhakim Belhaj’ın da o uğursuz gecede Mavi Marmara’da olduğu bilgisini verdiğini açıkladı.

İrlanda’da, CİA’dan (3)  gelen yüzbinlerce dolarla rahat bir yaşam sürdüren Mahdi al‑Harati’nin Mavi Marmara baskınından sonra İsrail yetkilileri tarafından sağ salim serbest bırakılmasına şaşmayın.

Çünkü Batı‑İsrail amaçlarına sadakat ile hizmet eden al‑Harati, NATO’nun ayarladığı asi güçlere kumanda etmek için Şubat’ta, karşıdevrim başlangıcında (CIA ajanı Khalifa Haftar gibi), (4)  İrlanda’dan Libya’ya gelmişti.

Okurların sorması gereken soru şu: Dünyanın değişik ülkelerinden gelen, iyi kalpli ve Filistin’le dayanışma amaçlı ‘humanist’ kişiler tarafından organize edilen Mavi Marmara gemisi Gazze seyahatinde , Batı’nın iki istihbarat ajanının ne işi vardı?.

Acaba Mavi Marmara katliamı, Erdoğan’ın Suriye ile savaş planlarına karşı çıkan bazı Türklerin ortadan kaldırılmasını kolaylaştırmak için Türkiye ve İsrail’in birlikte hazırladıkları büyük bir oyun muydu?. Şiddetli İsrail karşıtı olan, aynı zamanda Suriye’ye müdahaleye karşı çıkan Müslüman Kardeşler ve benzer örgütlerden kişiler, Mavi Marmara gemisiyle Gazze seyahatine kolayca ikna edilmişlerdir.

NATO ajanları Belhaj ve Al‑Harati’nin, İsrail ordusunun katliam mangalarının hedeflerini belirmeye yardımcı olmaları için, gemide olmaları ve katledilen Türklerin çok kısa mesafeden ateş edilerek öldürülmüş olmaları bu kuramı destekliyor.

İsrail saldırısını inceleyen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun Eylül 2010 raporunda, Mavi Marmara’da öldürülenlerden altısının İsrail teröristleri tarafından infaz edildiği kesin olarak belirlendi. (5) 

Raporda, Furkan Doğan’ın , İsrail katillerinin hedef aldığı diğerleri gibi, infaz edildiği, hareketsiz yerde yatarken doğrudan kafasına ateş edildiği anlatılıyor. Bu şekilde bir infaz, İsrail askerlerinin, yolculardan belirlenmiş kişilerin öldürülmesi için emirle hareket ettikleri anlamı taşıyor.

Bu düşüncenin doğruluğu, İsrail askerlerinin, ellerinde bir hedef listesi ile gemiye çıkmış olmaları ile kanıtlanıyor. (6) 

Bu operasyonun diğer bir stratejik amacı da , İsrail’e karşı içi boş bir saldırganlık gösteren Erdoğan’ın Türk halkının desteğini kazanmasıydı. Amaç, bu halk desteğini, NATO ajanları Belhaj ve al‑Harati’nin de yakinen içinde olduğu, Türkiye’nin Suriye’ye karşı düzenlediği nefret kampanyasına kanalize etmekti.

Christof Lehmann, Mavi Marmara olayını “yakın geçmişin en aldatıcı yanıltma operasyonu” olarak tarif ediyor. İsrail’in toprak gaspına karşı çıkan, Filistin dayanışmasının ana direği olan Hamas’ın, bir anda Libya ve Suriye savaşlarının mimarlarından olan, Katar ve Suudi Arabistan (7)  ile aynı safa geçmesi, bu değerlendirmenin olasılığını güçlendiriyor.


 (1)  ‘Islamistas Libios se desplazan a Siria para ayudar a la revolucion’ – ABC.es
 (2)  ‘Free Syrian Army commanded by Military Governor of Tripoli’ by Thierry Meyssan
 (3)  ‘GLADIO, Bin Laden to Erdogan, Belhadj and Hamas: Mossad´s and NATO´s Dirty Underwear 2012′ by Christof Lehmann
 (4)  ‘A CIA commander for the Libyan rebels’ by Patrick Martin
 (5)  ‘UN Fact-Finding Mission Says Israelis “Executed” US Citizen Furkan Dogan’ by Gareth Porter
 (6)  ‘Turkish Sources – Israeli Advance Target Assassination List Found on Flotilla’ – Redacted News
 (7)  ‘Hamas and al-Jamaa al-Islamiya: The New MB Look’ – Al-Akhbar English



Martin IQBAL, 4 Şubat 2012,
Empirestrikesblack



Çeviri: Erkan GÜÇİZ, 28 Haziran 2012