"Dolar 10 lira olacak diyeni göz altına almışlardı da yargılama sürerken 15 lirayı geçmişti" Kraldan çok kralcı olmak
![İleti İleti](https://www.guncelmeydan.com/pano/styles/proFormell/imageset/icon_post_target.gif)
İstanbul Cumhuriyet Baş Savcılığı açıklaması.
“Son günlerde Fransa’da meydana gelen olaylar ile ilgili olarak benzer olayların ülkemizde yaşayan mülteciler açısından da olabileceği yönünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik içeren, yanıltıcı, gerçek dışı ve yanlış algı oluşturarak kamu düzenini ve kamu barışını bozmaya yönelik provokatif ve manipülasyon içeren paylaşımlar yapan sosyal medya hesaplarının tespiti ile suç ve suç unsuru bulunan paylaşım yapan, açıklama ve yayın yapan şüpheliler hakkında re’sen soruşturma başlatılmış olup şüphelilerin tespiti için emniyete müzekkere yazılmıştır.”
........
Düşünebilmek insana özgü zeka ile paralel bir özelliktir. Düşünmek ve düşüncesini, fikrini açıklamak Anayasa ve taraf olduğumuz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile güvence altındadır.
Anksiyete, literatürde bilimsel olarak kabul görmüş kaygılanma ve kaygılardan oluşan endişelenme durumudur. Boyutları belirli bir noktayı aşarsa insanı fiziksel ve ruhsal olarak hasta edebilir.
Bir partinin iktidar olarak uyguladığı göçmen yada sığınmacı politikasını beğenmemek, eleştirmek, rahatsızlığını, kaygı ve korkularını dile getirmek her bireyin en doğal ve yasa ile teminat altına alınmış haklarıdır.
Bu şartlar altında toplumsal uzlaşmayı sağlamak, kaygıları gidermek devletin görevi iken, bunun yerine yargı eli ile vatandaşın üzerinde baskı kurmak, anayasal haklarını kullanmasını suçlaştırmak, düşünce ve fikir açıklama özgürlüğünü yok sayıp, düşünceyi ayrımcılık ve tahrik suçu ile ilgilendirmek en basit hali ile üstünlerin hukuku dediğimiz yargının adaletten uzaklaştığı sistemin ayak sesleridir.
Üstünlerin hukukunda gücü elinde bulunduran yargılayabilir, mahkum da edebilir ancak hiç bir şartta adaleti temsil edemez, adalet dağıtamaz.
Eğer bir insan sosyolojik ve tarihi olguları bir araya getirdiğinde benzer durumun ülkesinde de yaşanma ihtimalinin olduğunu düşünüyor ve bu düşüncesini açıklıyorsa devletin görevi güvence vererek vatandaşının huzurunu temin etmektir. Aksi her tutum halkı baskılamaktır.
Çok kısa olarak özetlediğim nedenlerle bu soruşturmanın doğru bir hamle olmadığını, aksine Türk halkının tepkisini artıracak bir hamle olduğunu bir hukukçu olarak düşünüyor ve fikrimi açıklıyorum.
Mehmet Ali Ersoy
“Son günlerde Fransa’da meydana gelen olaylar ile ilgili olarak benzer olayların ülkemizde yaşayan mülteciler açısından da olabileceği yönünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik içeren, yanıltıcı, gerçek dışı ve yanlış algı oluşturarak kamu düzenini ve kamu barışını bozmaya yönelik provokatif ve manipülasyon içeren paylaşımlar yapan sosyal medya hesaplarının tespiti ile suç ve suç unsuru bulunan paylaşım yapan, açıklama ve yayın yapan şüpheliler hakkında re’sen soruşturma başlatılmış olup şüphelilerin tespiti için emniyete müzekkere yazılmıştır.”
........
Düşünebilmek insana özgü zeka ile paralel bir özelliktir. Düşünmek ve düşüncesini, fikrini açıklamak Anayasa ve taraf olduğumuz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile güvence altındadır.
Anksiyete, literatürde bilimsel olarak kabul görmüş kaygılanma ve kaygılardan oluşan endişelenme durumudur. Boyutları belirli bir noktayı aşarsa insanı fiziksel ve ruhsal olarak hasta edebilir.
Bir partinin iktidar olarak uyguladığı göçmen yada sığınmacı politikasını beğenmemek, eleştirmek, rahatsızlığını, kaygı ve korkularını dile getirmek her bireyin en doğal ve yasa ile teminat altına alınmış haklarıdır.
Bu şartlar altında toplumsal uzlaşmayı sağlamak, kaygıları gidermek devletin görevi iken, bunun yerine yargı eli ile vatandaşın üzerinde baskı kurmak, anayasal haklarını kullanmasını suçlaştırmak, düşünce ve fikir açıklama özgürlüğünü yok sayıp, düşünceyi ayrımcılık ve tahrik suçu ile ilgilendirmek en basit hali ile üstünlerin hukuku dediğimiz yargının adaletten uzaklaştığı sistemin ayak sesleridir.
Üstünlerin hukukunda gücü elinde bulunduran yargılayabilir, mahkum da edebilir ancak hiç bir şartta adaleti temsil edemez, adalet dağıtamaz.
Eğer bir insan sosyolojik ve tarihi olguları bir araya getirdiğinde benzer durumun ülkesinde de yaşanma ihtimalinin olduğunu düşünüyor ve bu düşüncesini açıklıyorsa devletin görevi güvence vererek vatandaşının huzurunu temin etmektir. Aksi her tutum halkı baskılamaktır.
Çok kısa olarak özetlediğim nedenlerle bu soruşturmanın doğru bir hamle olmadığını, aksine Türk halkının tepkisini artıracak bir hamle olduğunu bir hukukçu olarak düşünüyor ve fikrimi açıklıyorum.
Mehmet Ali Ersoy