1. yüz (Toplam 1 yüz)

“Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…” ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 19, 2020 13:09
gönderen Gamze Okur
“Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…”


AKP perişan, çaresiz, şaşkın.

Bir kuyuya düştü ki… Hem de Gayya kuyusuna…

Ekonomi dibe vurdu. Hazine tamtakır. Tarım can çekişiyor. İşsizler ordusu hızla çoğalıyor...

Sahte diplomalılar ülkemizde 4 maaş alırken, 4 diplomalı gençlerimiz iş bulamadığı için canına kıyıyor…

Kahroluyoruz…

Kâr getiren tüm kuruluşlar, kamu malları yerli, yabancı özel şirketlere satıldı. Tüm kazançlar da onlara akıyor. Dişe dokunur bir üretim de yok…

AKP’nin elinde bir tek çözüm aracı kaldı şimdi: Dolaylı, dolaysız vergi toplamak, zam yapmak…

Başı sıkıştıkça zam yapıyor. Vergi topluyor. Deli Dumrul gibi tutmuş köprünün başını. Geçenden bir akçe, geçmeyenden iki akçe… Çökmüş yoksul halkın göğsüne…

Sıkıysa vermesin vergiyi garibanlar. İcra hazır hemen. İcra memurları alıcı kuşlar gibi bekliyorlar tepesinde.

Ama çarık ayağı sıkmaya başladı. İnsanlarımız perişan… İsyandalar…

Haklarını istiyorlar artık.

Yapılan zamlar karşısında asgari ücret devede kulak kaldı…

Bir kuyuya düştü ki AKP… Bir kuyuya düştü ki… Çalışıyor, çabalıyor çıkmak için, çıkamıyor da...

Oylar ve kendisini destekleyenler giderek hızla azalıyor.

Bu yüzden mültecileri de ülkelerine göndermeye hiç niyetleri yok. Onları bir hazır kuvvet, oy deposu gibi görüyorlar.

İktidarın ayakta kalabilmesi için ona cahil, eğitimsiz kitleler gerekli çünkü…


Milletin içinde bulunduğu kötü durumu görüyor muhalefet. Bu nedenle erken seçim istiyor. Ne var ki iktidar bunu göze alamıyor…

Bir taraftan da AKP’nin bu koşullarda yönetimini sürdürmesi her geçen gün biraz daha zorlaşıyor.

O şimdi, saltanatını devam ettirebilmek için çözüm yolları arıyor. Hedef halkı ve muhalefeti susturmak, kuzulaştırmak… Sessizleştirmek…

Zaman zaman korku veriyor. Tehditler savuruyor.

Bütçe görüşmelerinde ülkenin Dışişleri Bakanı çıkıp, şu sözleri söyledi:

“Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz…”

Ne anlama geliyorsa bu konuşma, bakan bu sözle neyi anlatmak istediyse…

Ama yanılıyorlar. Kimse bu saatten sonra tarih çarkını geriye çeviremez… Onların ağababaları, onlardan önce gelenler de denediler bu yolu… Başaramadılar.

Beylik, şeyhlik, şıhlık, sultanlık, padişahlık, krallık tarihin çöplüğüne atılalı yıllar oldu…

Bu yaşlı, yorgun dünya, bugüne değin çok kan emici vampir, gözü dönmüş ihtiraslı diktatör gördü, çağdışı yaratık gördü…

Onlar, kurdukları hayal dünyalarını gerçek sanıp, hedeflerine ulaşabilmek için yüz binlerce, milyonlarca suçsuz – günahsız insanın kanını akıttılar…

Dünyayı kana boyadılar.

Dünyaya direk kalacaklarını, tarih çarkının hep kendilerinden yana döneceğini sandılar…

Onlar, Ülkelerini diledikleri gibi yönetebilmek için insanları geriliğe, ilkelliğe mahkûm ettiler… Beyinlerini esir aldılar… Düşünme yeteneklerini körelttiler.

Çobanın peşinden düşüncesizce giden koyunlar gibi, milyonlarca kişinin kendilerini takip etmesi, onlara güç, cesaret, umut verdi…

Pervasızca hareket etmelerini sağladı…

“Ben her şeyi yaparım, her istediğimi gerçekleştiririm, kimse bana engel olamaz… Engel olanları, karşı çıkanları da hapishanelere doldururum ya da canlarını alırım…”

“En büyük, en kudretli benim… Kimse beni durduramaz…”
dediler.

Amaçlarına ulaşabilmek için ülkelerinde “Korku İmparatorluğu” kurdular… Muhaliflerini susturdular… Gerçeklerin gün ışığına çıkmasını engellediler…

Korku, şiddet, yıldırma, dört duvar arasına atma, baskı onların vazgeçemeyecekleri yöntem biçimleri oldu... Bütün bu işleri yaparken onlar, hep demokrat, özgürlükçü olduklarını söylediler, asla diktatörlüğü kabullenmediler…

Tüm kamu kurumlarını yandaşları ile doldurdular. Tüm medyayı ellerine geçirerek, onları propaganda araçlarına dönüştürdüler. Kendi reklamlarını yaptırdılar.

İnsanları, kendilerinin doğaüstü niteliklere sahip olduğuna ve bu dünyaya ilahi işler yapmaya geldiklerine inandırdılar…

Hepsinden önemlisi de mevkilerini – makamlarını güçlendirmek için durmadan yasa çıkardılar; eski yasaları değiştirip, yenilerini yaptılar, seçimlerde hile yollarına başvurdular…

Kazanamadıkları seçimleri hile, hurdalarla kazanmış gösterdiler. Sonra da haksız yere makamlara geçip oturdular…

Peki sonunda ne oldu, sonuç? Sonuç Sıfır. Elde var sıfır…

Sonra da yok olup gittiler. Tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar…

(alieralp37@gmail.com)

Re: “Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…” ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzr Ara 20, 2020 13:07
gönderen Gönül Pınar Atacı
“Onlar,kurdukları hayal dünyalarını gerçek sanıp, hedeflerine ulaşabilmek için yüz binlerce, milyonlarca suçsuz günahsız insanın kanını akıttılar. Dünyayı kana boyadılar. Dünyaya direk kalacaklarını, tarih çarkının hep kendilerinden yana döneceğini sandılar. Diledikleri gibi yönetebilmek için insanları geriliğe, ilkelliğe mahkûm ettiler. Beyinlerini esir aldılar. Düşünme yeteneklerini körelttiler. Ben her şeyi yaparım, her istediğimi gerçekleştiririm, kimse bana engel olamaz. Engel olanları, karşı çıkanları da hapishanelere doldururum ya da canlarını alırım. En büyük, en kudretli benin. Kimse beni durduramaz dediler.Amaçlarına ulaşabilmek için ülkelerinde Korku İmparatorluğu kurdular. Muhaliflerini susturdular. Gerçeklerin gün ışığına çıkmasını engellediler. Korku, şiddet, yıldırma, dört duvar arasına atma, baskı onların vazgeçemeyecekleri yöntem biçimleri oldu. Bütün bu işleri yaparken onlar, hep demokrat, özgürlükçü olduklarını söylediler, asla diktatörlüğü kabullenmediler. Tüm kamu kurumlarını yandaşları ile doldurdular İnsanları, kendilerinin doğanüstü niteliklere sahip olduğuna ve bu dünyaya ilahi işler yapmaya geldiklerine inandırdılar. Hepsinden önemlisi de mevkilerini, makamlarını güçlendirmek için durmadan yasa çıkardılar; eski yasaları değiştirip, yenilerini yaptılar, seçimlerde hile yollarına başvurdular. Kazanamadıkları seçimleri hile, hurdalarla kazanmış gösterdiler. Sonra da haksız yere makamlara geçip oturdular”

teşhisini, tesbitini, teşhirini ve tel’inini böylesine ÖZLÜ, TAM, SOMUT, BİLİMSEL, VATANSEVER VE MÜKEMMEL BİR BİÇİMDE YAPMIŞ VE YAZMIŞ OLAN ve MUHTEŞEM VE BÜYÜLEYEN "Elbet bir gün sabah olacaktır, bu geceler sonsuza dek sürmez" SONUCUNA VARMIŞ BULUNAN sevgili Ali’ye en yürekten tebrikler, teşekkürler, selamlar, sevgiler, saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve özel ve benzer bir ithaf :

UTKU VE TUTKU

Cihad ve şeriat,
Ümmet ve itaat,
Menfaat ve biat,
Sadakat ve inat,
Tarikata secaat,

Deizm ve süper sinizm,
Narsizm ve revansizm,
Separatizm ve nihilizm,
Nepotizm ve şövenizm,
Anarşizm ve militarizm,
Rasizm ve neo - faşizm,

Ezgi ve sömürüye övgü,
Tüm muhaliflere sövgü,
Haram kar ve ranta tapış,
Yalanla ve talanla yaşayış,

Takiyecilik ve Muaviye’cilik,
İlkellik ve sonradan görmelik,
Eski ve yeni BOP’cu hiyanet,
Açık ve gizli Kol’cu melanet,

Emperyal himayecilik ve mandacılık,
Yerel, bölgesel ve küresel mafyacılık,
Haksızlık,hukuksuzluk ve adaletsizlik,
Ahlaksızlık,şuursuzluk ve faziletsizlik,

Bunların ve hizmetcilerinin özel ve temel özüdür
Ve en kalleş ve barbar,iğrenç ve kirli iki yüzüdür.
Bu özü ve yüzü teşhir,tel’in ve mahküm etmek en insani,vatani ve milli bir görevdir.
Bu kutsal görevin ifası ise tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi gerektirir.

Bu Cephe’nin en acil kuruluşu, mücadelesi ve utkusu, ulusal ve toplumsal kurtuluştur
Ve bütün yurdu ve tüm ulusu beka,barış,özgürlük,iş,aş,mut,kut ve umutla buluşturur.
Yaşasın böylesi ya da benzeri bir kutsal ve ulusal cephe,birlik,kuruluş,mücadele,utku
Ve insana,vatana,ulusa,kurtuluşa,barışa, özgürlüğe, aydınlığa ve uygarlığa ulu tutku.

Gönül Pınar Atacı, 20.Aralık.2020

Re: “Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…” ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 21, 2020 10:15
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler sevgili Gönül. Sağolasın, varolasın. Senin de kalemine, yüreğine sağlık.

Türkiye'nin bugünkü perişan konumunu ve durumunu çok güzel sergilemiş ve güzel çözüm yolları önermişsin. Kutlarım seni. Aşağıya birnölümünü alıyorum:

"Bunların ve hizmetcilerinin özel ve temel özüdür
Ve en kalleş ve barbar,iğrenç ve kirli iki yüzüdür.
Bu özü ve yüzü teşhir,tel’in ve mahküm etmek en insani,vatani ve milli bir görevdir.
Bu kutsal görevin ifası ise tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi gerektirir.

Bu Cephe’nin en acil kuruluşu, mücadelesi ve utkusu, ulusal ve toplumsal kurtuluştur
Ve bütün yurdu ve tüm ulusu beka,barış,özgürlük,iş,aş,mut,kut ve umutla buluşturur.
Yaşasın böylesi ya da benzeri bir kutsal ve ulusal cephe,birlik,kuruluş,mücadele,utku
Ve insana,vatana,ulusa,kurtuluşa,barışa, özgürlüğe, aydınlığa ve uygarlığa ulu tutku."

Gönül Pınar Atacı, 20.Aralık.2020

Re: “Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…” ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 25, 2020 19:14
gönderen Gamze Okur
Hiçbir dönemde, hiçbir iktidar zamanında çekmediğimiz çileleri çekiyoruz…
Açlık, sefalet, işsizlik diz boyu. İktidar, 5 müteahhitte ve iktidar şirketlerine destek oluyor. Ama geçmişte olduğu gibi bu günler de geçecek. Tevfik Fikret’in dediği gibi:

“Elbet bir gün sabah olacaktır, bu geceler sonsuza dek sürmez…”

Kalemine, yüreğine sağlık sevgili arkadaşım. İhya ettin bizi satırlarınla…

Re: “Elbet Bir Gün Sabah Olacaktır, Bu Geceler Sonsuza Dek sürmez…” ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Sal Ara 29, 2020 8:34
gönderen Asun Kale
Sevgili Ali bu makalede çok önemli bir konuya değiniyor. Şunları yazıyor:
“Bir kuyuya düştü ki AKP… Bir kuyuya düştü ki… Çalışıyor, çabalıyor çıkmak için, çıkamıyor da...
Oylar ve kendisini destekleyenler giderek hızla azalıyor.
Bu yüzden mültecileri de ülkelerine göndermeye hiç niyetleri yok. Onları bir hazır kuvvet, oy deposu gibi görüyorlar.”
Ne yazık ki muhalefet bu konuya yeteri kadar önem vermiyor. Oysa başta CHP’liler olmak üzere tüm muhalefet Suriyelilerin ve öteki mültecilerin vatanlarına dönmesi ve halkımızın rahatlaması için mücadele vermelidirler.
Savaş bitti. Suriyelilerin ülkemizde kalmalarına artık bir gerek de kalmadı. Onlara harcanan milyarlar kendi vatandaşlarımıza harcansa, yaralarımız sarılır. Ayrıca bir de oy sorunu var, muhalefet onu da dikkate almalı.
Kalemine, yüreğine sağlık sevgili arkadaşım.