1. yüz (Toplam 1 yüz)

Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz? ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 07, 2021 15:56
gönderen Gamze Okur
“Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz?"


Vatanımız bir çöküş yaşıyor. Hem de her alanda… Ekonomide, eğitimde, tarımda, sanat ve kültürde, dış ilişkilerde, sosyal yaşamda…

Halkımızın yarısı asgari ücretle çalışıyor. 10 milyon emeklinin içerisinde asgari ücretten daha düşük maaş alanlar bile var. Sefalet diz boyu.

Ne fabrika kaldı ne ekili alan… Üç beş açgözlü holdingin doymak bilmez kazanç hırsı yüzünden ormanlarımız da yok ediliyor. Yakında kentlerimizde kuraklık başlarsa hiç şaşırmayalım…

İnsanlarımız bu siyasal İslamcı düzen içerisinde yönlerini şaşırdılar. Yol – yordam belli değil. İlke yok. Bir plan, bir ekonomik program yok… Eğitim, yazboz tahtasına döndü.

Çocuklar, gençler şaşkın. İstedikleri okullara gidemiyorlar. Çünkü onları iktidar yönlendiriyor. “İlla imam olacaksın…” diyor.

Üniversitelere rektörleri artık Cumhurbaşkanı atıyor. Seçilen rektör genellikle partili oluyor. Kendisi profesör ama AKP örgütlerinde siyasal bir militan gibi çalışmış, milletvekili adayı olmuş kişiler tercih ediliyor…

İşte Boğaziçi Üniversitesine de geçenlerde böyle birisi atandı ve bugün üniversite ayakta…

Öğretim görevlileri, öğrenciler bu atamayı, bir “Kayyum ataması” gibi görüyorlar ve istemiyorlar. Gençler eylemler düzenliyor, direnişler yapıyorlar.

Üzerlerine polis gönderiliyor. Şiddet uygulanıyor. Yerlerde sürükleniyorlar. Bazıları gözaltına alınıyor.

“İçeri kimse girmesin” diye üniversite kapısına kelepçi vuruluyor… “Kelepçeli demokrasi” bu...

Şimdiye dek ülkemizde ve dünyada uygulanan tek girişim... Kelepçeli üniversiteyi de gördü bu insanlık!

19 yıldır yokluk, yoksulluk, geçimsizlik, işsizlik bataklığında çırpınıyor halkımız. Bu kötü koşullar onları çileden çıkardı. Paranın değeri sıfırlandı. Enflasyon zirvede…

Emekliye, memura, işçiye yapılan zamlar bu pahalılık karşısında devede kulak bile değil. Halk isyanlarda…

Gençlik haksız, hukuksuz rektör atamaları karşısında direniyor. İktidar bu direnişlerin yaygınlaşmasından korkuyor.

AKP’nin oyları kar gibi eriyor. İktidar milletvekilleri, bakanlar, yandaşlar, partili iş adamları telaşta… Şaşkın. Çaresiz…

Çünkü ilk seçimlerde iktidar ellerinden kayıp gidebilir. Çözümler arıyorlar. Tertipler düzenliyorlar. Darbe senaryolarından söz ediyorlar…

“İlker Başbuğ, Fikri Sağlar ve Can Ataklı hakkında AKP’nin 81 ilde, savcılıklara suç duyurusunda bulunma kararı aldığı” söyleniyor.

Hedef insanlarımız arasında ayrılık, gayrılık, düşmanlık yaratarak halkın öfkesini, homurtularını başka yönlere çevirmek; iktidarın acıklı halini, başarısız uygulamalarını, maaşlara yapılan komik, yetersiz zamları gözlerden gizlemek, uzak tutmak…

Muhalefet, sendikalar, dernekler, halkımız AKP’nin bu ayrıştırıcı, bölücü, yalan dolan, tertip dolu siyasetine karşı yeterli mücadeleyi yapamazsa, bu millet bi 19 sene daha bu zulüm altında yaşamaya mahkûm olur.

Çünkü ülkemizin bu günlere gelmesinde iktidarın olduğu kadar muhalefet partilerinin, sendikaların, derneklerin, toplumsal kuruluşların da payı vardır… Kimse bunu inkâr edemez.

Muhalefet yine günümüzde meclis çatısı altında eleştirilerini sürdürüyor, ağzına geleni söylüyor… Bağırıyor, çağırıyor, ağır konuşuyor, ama değişen bir şey olmuyor.

İşsizlik daha da artıyor. Sefalet daha da çoğalıyor. Zenginler daha çok zenginleşiyor. Müteahhitler imparatorluğu büyümeye devam ediyor.

O ne kadar çok eleştirirse eleştirsin, isterse boğazını yırtsın, iktidar yine yoluna devam ediyor. Yani imam yine bildiğini okuyor.

Peki, ne yapmalı?

Bu kelepçeli demokrasi ve sefalet ortamından çıkabilmek için nasıl bir yol ve yöntem izlemeli?


Önce şunu vurgulayalım: Bazılarının sandığı gibi partiyi ve yöneticilerini eleştirmek asla partiye zarar vermez. Onu zayıflatıp, iktidarı güçlendirmez. Zaten hep bu şekilde düşündüğümüz için yıllarca sömürüldük, ezildik, geriledik… Ezilmeye de devam ediyoruz.

Bu yüzden ülkemizde ne cumhuriyet ne demokrasi ne laiklik ne uygarlık ne de bilim kaldı… Atatürk bu konuda şunları söyler:

"Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha göstermek, son derece yanlıştır; mahsuru faydasından büyük olur.

Mustafa Kemal ATATÜRK (CHP 3. Olağan Kurultayı-1931)

O zaman, sorumuzu tekrar soralım: Bu kelepçeli demokrasi ve sefalet ortamından nasıl kurtuluruz?

Öncelikle, program ve yöntem değişikliği yapmalıyız. Atatürk ilkelerine, laikliğe, gerçek demokrasi ve tam bağımsızlığa inanan bir parti yönetimine ve parti programına ihtiyaç var.

Bu yönetim, artık gevezeliğe, dedikoduya, “Geyik muhabbeti”ne son verip; halkla, sendikalarla, derneklerle birlikte sonuç getirecek, ses getirecek eylemlere girişmelidir. Antifaşist, antiemperyalist cephede, ulusal çizgide öteki partilerle birleşmeli, güç Birliği yapmalıdır.

Ama “Seçimlerde oy alacağız” diye bu güç birliğinde asla dalkavukluğuna yer yoktur. Nitekim 19 yıldan beri yandaşlık, yalakalık yaparak oylarımızı artıramadık. Tam tersine gerilettik. Bu gerçeği de unutmayalım…

(alieralp37@gmail.com)

Re: Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz? ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 10, 2021 13:37
gönderen Asun Kale
19 yıldan bu yana Cumhuriyete, Atatürk’e, laikliğe saldırdılar. Cumhuriyet mallarını, fabrikaları sattılar, sesimizi çıkarmadık. Laikliği çiğnediler, okulları imam hatiplere çevirdiler sadece baktık ve buralara geldik. Şimdi bu düşüncelerimi destekleyen şu cümleleri parçadan alıp yayınlıyorum. Kelemine, yüreğine sağlık arkadaşım. İşte gerçekler böyle yazılır. Kıvırtmadan, yalakalık yapmadan…

“Bu yönetim, (CHP yönetimi) artık gevezeliğe, dedikoduya, “Geyik muhabbeti”ne son verip; halkla, sendikalarla, derneklerle birlikte sonuç getirecek, ses getirecek eylemlere girişmelidir. Antifaşist, antiemperyalist cephede, ulusal çizgide öteki partilerle birleşmeli, güç Birliği yapmalıdır.
Ama “Seçimlerde oy alacağız” diye bu güç birliğinde asla dalkavukluğuna yer yoktur. Nitekim 19 yıldan beri yandaşlık, yalakalık yaparak oylarımızı artıramadık. Tam tersine gerilettik. Bu gerçeği de unutmayalım…”

Re: Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz? ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 10, 2021 19:28
gönderen Gönül Pınar Atacı
Tamamen GÜNCEl ve SOMUT, derin BİLİMSEL, gerçek YURTSEVER, baştan sona MUHTEŞEM ve MÜKEMMEL bir teşhis ve saptama, irdeleme ve genelleme, teşhir ve kınama, sonuç ve öneri. Çok değerli yazarı sevgili Ali’nin en içten Atatürk’cü ve büyük yüreğine, usta ve asla yorulmaz ellerine ve altın uçlu ve ulu kalemine sonsuz sağlık ve esenlik, mut ve kut, utku ve umut ve özel ve benzer bir ithaf :

YAŞASIN GELECEĞİN BARIŞ, EMEK,İŞ, AŞ,MUT VE UMUT DOLU TÜRKİYE’Sİ

Bu narsizm ve nepotizm
Militarizm ve despotizm
Şövenizm ve neofasizm
Deizm, nihilizm,rasizm,

Allah’ı, Kitab’ı, Muhammed’i,Ali’yi,İsa’yı ve dini,çıkar için kullandı.
On beş bin yıllık ulu anavatanın üzerine bir kara basan gibi çullandı.
Masum ve mazlum ulusu en kuyruklu yalanlarla aldatarak esir etti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bütün gönüllerden silmeye yeltendi.

Ülkeyi sekiz milyon yabancı kaçkına yol geçen hanı, iş ve aş evi yaptı.
Bütün sınırları,kapıları ve alanları yabancı ajan ve provokatörlere açtı.
Gerici, yobaz, bölücü,sağcı ve ‘solcu’ teröre açık ve gizl destek verdi.
Türk ve Türkçe, Kürt ve Kürtçe düşmanlarının en baş sıralarına geçti.

Onbinlerce vatansever subayı ve aydını,her türlü yalan ve iftira atıp tutukladı.
Tüm kutsal ve gizli belgeleri ve bilgileri emperyal odaklara pazarladı ve sattı.
En ulusal mahrem Kozmik Oda’yı küresel ve bölgesel casuslara peşkeş çekti.
Tüm şehit ve gazi erlere ve subaylara ‘kelleler’diyerek en alçak hakareti etti.

Milyonlarca kızı, kızanı,kadını, erkeği hatta bebeği ve çocuğu zincire vurdu.
Bilime, tekniğe,sanata, şiire, kültüre ve edebiyata en hayin tuzakları kurdu.
Orduyu, jandarmayı, polisi, sahil güvenliğini,iç ve dış istihbaratı böldü ve bölüştü.
Tarımı,sanayii,ticareti,turizmi,bankaları,hazineyi,bütün ekonomiyi iflasa götürdü.

Korona illetiyle savaşa para kalmadı diyerek IBAN dilenciliğne başladı.
Yedi milyon dolar yetim hakkını ise Sudan’a ve Tunus’a hediye yolladı.
Yüzbinlerce insanı meydanlara toplayarak Korona virüsüne gelgel dedi.
Korona aşısını bile tüm yalanlara, vurgunlara,talanlara araç gereç etti.

Bu milletin anarahmine küfür eden bir hayine milyarlarca dolarlık ihaleler sundu
Çocuklara tecavüze ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyen kahpe bakana ek iş buldu.
Tüm muhalif kişilere, kurumlara, partilere en çirkin hakaretler yaptı ve yaptırdı.
Zülme, baskıya,sömürüye,rüşvete,iltimasa karşı çıkan herkesi zindanlara attırdı.

Haram karı,haksız rantı,tefeci faizi,kara parayı kendine ve sülalesine tapınak etti.
Milyonlarca dolar aldığı R. Zarrab’a, önce velinimet,işine gelmeyince ise ajan dedi.
Pensilvanya’lı ve Kandil’li adamlar ile örtülü ve örtüsüz çıkar ortaklıkları kurdu.
Çıkarlar çelişmeye başlayınca da hepsini hayin ve zalim ilan edip arkadan vurdu.

Birçok üniversiteye korkaklık, suskunluk,biat,gericilik ve yobazlık ödülleri sundu.
Ulu BÜ’de okuyan ve okutan meleklerin ve erkeklerin ise evlerini en canice bastı.
Onlara ve tüm tutuklulara tek tek ve topluca çırılçıplak oturkalk işkenceleri yaptı.
Yargıya,cihat ve şeriyat adamı savcıları ve hak ve hukuk düşmanı kadıları koydu.

Ulu Kaz Dağları başta tüm dağları,altın arayıcıları ve kaçakcılarına barınak yaptı.
Tüm özel ve en güzel yaylaları,Arap harunlar ve karunlara teşekkür ederek sattı.
Bütün ovaları,vadileri ve ormanları yerel,bölgesel,küresel firavunlara ipotek etti.
Denizleri,ırmakları,gölleri,kıyıları uzak ve yakın emperyal odaklara peşkes çekti.

Tam bir seçim hezimetine uğradığı belediyelere olmadık zorluk ve engel çıkardı.
Hile ve hurda ile aldığı genel seçimleri ise atı alan Üsküdarı geçti diye tanımladı.
Bütün ülkeyi babasının tapulu malı, mülkü ve çiftliği sayma hastalığına tutuldu,
Tüm halkı ve ulusu ise tutsak edip sömürmeye,din ve imanla avutmaya soyundu.

Türk’e,Türkçe’ye ve Atatürk’e en galiz küfürler ve en iğrenç hakaretler yöneltti.
Kürd’e,Kürtçe’ye ve Kava’ya en barbarca yasakları ve en kanlı saldırıları yönetti.
Her Arab’a,Laz’a, Çerkez’e, Rum’a, Ermeni'ye ve Romen’e kin ve nefret aşıladı.
Yediden yetmişe bütün yurttaşları birbirine düşürüp düşman ederek kamplaştırdı.

Tamamen masum ve mazlum onbinlerce eşin ve kardeşin evlerini başlarına yıktı.
Sonra da bütün maddi ve manevi varlklarının,mallarının,mülklerinin üstüne yattı.
Tüm yağcılarına, yalakalarına ve yandaşlarına makam ve para madalyaları verdi.
İnsan,vatan ve halk düşmanı malum ve ‘meşhur’ özel ve tüzel kişileri baştacı etti.

Mehmetcik’leri Arap illerinde cirit atan cellatlara ve fellahlara bekçi olarak atadı.
Tüm yurtsever subaylara ve komutanlara ise en kalleş iç ve dış tuzaklar hazırladı.
Aydın ve aydınlıkcı kızlar ve kadınlar başta olmak üzere herkesin üstüne yürüdü,
Tüm ilerici ve devrimci akasemisyenlerin ve öğrencilerin ise ocaklarını söndürdü.

En ulusal ve kutsal GES’i ordudan koparıp alarak malum Sır Küpü’nün içine attı.
Yurdun,ulusun ve ordunun medarı iftiharı Tank Ve Paleti’Katar’a bembeleş sattı.
Mavi Vatan’ın ada ve,adacıklarını,kaya ve kayacıklarını gaspedenlere göz yumdu.
Bütün kıyılarını, plajlarını ve sularını ise uzak ve yakın emperyal odaklara sundu.

Bekayı, barışı, bağımsızlığı, özgürlüğü, demokrasiyi, hakkı, hukuku,adaleti katletti.
Huzuru,güveni,emeği,işi,aşı,ekmeği,ahlakı,fazileti,bütün etiği ve estetiği gaspetti.
Tüm siyaseti ve diplomasiyi uzak ve yakın emperyal himaye ve mandaya bağladı.
Bütün ulusal ve toplumsal varlıkları ve karları,cihada,şeriata ve mafyaya ayarladı.

Bu dokuz başlı hıyanet
Ve kırk ayaklı melanet,
Hiç bir zaman ve asla ve kat’a bağışlanmaz,bağışlanamaz ve bağışlanmayacaktır,
Tek ve en geniş bir Hak,Vatan Ve Halk Cephesi’nce yargılanıp cezalandırılacaktır.

Kahrolsun bu hıyanetin tüm özneleri ve yeraltı ve yerüstü köstebekleri.
Kahrolsun bu melanetin bütün ögeleri ve açık ve gizli koltuk deynekleri.
Yaşasın tüm özel ve tüzel muhalefetin tek ve en geniş Hak, Vatan Ve Halk Cephesi.
Yaşasın en yakın bir geleceğin beka,barış,emek,iş,aş,mut,ve umut dolu Türkiye’si.

Gönül Pınar Atacı, 14.Aralık.2020 - 4.Ocak.2021 - 10.Ocak/2021

Re: Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz? ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 13, 2021 13:43
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler sevgili Gönül. Sağolasın. Her zamanki gibi dizelerin güçlü ve akıcı. Yüreğine, kalemine sağlık. Kutlarım seni. Selam ve sevgilerimle. Aşağıya bir küçük bölümünü alıyorum:

"Bu dokuz başlı hıyanet
Ve kırk ayaklı melanet,
Hiç bir zaman ve asla ve kat’a bağışlanmaz,bağışlanamaz ve bağışlanmayacaktır,
Tek ve en geniş bir Hak,Vatan Ve Halk Cephesi’nce yargılanıp cezalandırılacaktır.

Kahrolsun bu hıyanetin tüm özneleri ve yeraltı ve yerüstü köstebekleri.
Kahrolsun bu melanetin bütün ögeleri ve açık ve gizli koltuk deynekleri.
Yaşasın tüm özel ve tüzel muhalefetin tek ve en geniş Hak, Vatan Ve Halk Cephesi.
Yaşasın en yakın bir geleceğin beka,barış,emek,iş,aş,mut,ve umut dolu Türkiye’si."

Gönül Pınar Atacı, 14.Aralık.2020 - 4.Ocak.2021 - 10.Ocak/2021

Re: Bu Kelepçeli Demokrasi Ve Sefalet Ortamından Nasıl Kurtuluruz? ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 14, 2021 19:50
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler sevgili Asun. Sağolasın, varolasın. Senin de yüreğine sağlık. Selamlar, sevgiler.