1. yüz (Toplam 1 yüz)

Yoksulun Sırtından Doyan Doyana… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Pzt Oca 11, 2021 14:56
gönderen Gamze Okur
“Yoksulun Sırtından Doyan Doyana…”


Çarşı Pazar yangın yeri. Fileler dolmuyor. Halk feryat ediyor. Sinirler gergin. Yurttaşlarımız kan ağlıyor…

“Elim kırılsaydı da keşke AKP’ye oy vermeseydim” diyenler giderek çoğalıyor…

Fabrikalar, mağazalar, gıda üreticisi çiftçiler, özel okullar işçi çıkarıyor…

Patronlar perişan, işçiler perişan, işsizler aç, özel okullar kapanıyor, öğretmenler işsiz kalıyor… Emekliler sefil… Bazılarının maaşı asgari ücretin bile altına düştü…

Bir avuç holding babası, AKP yandaşı patron, bir eli yağda bir eli balda, renkli bir yaşam sürüyor…

İhaleler alınıyor, ihaleler veriliyor. Yoksulun sırtından doyan doyana…

Resmi bankalara yüksek maaşlarla eski güreşçiler atanıyor.

Devlet kesesinden yol, köprü, hastane yapan müteahhitlerin zenginliği her geçen gün daha çok artıyor. Dün Pazar günü, sokağa çıkma yasağı vardı. Osmangazi köprüsü bomboştu. Ama yine de işletmeciye 6 milyon TL ödendi.

Vatandaş aç, açık. Borç içinde. Ama halkın perişan, acıklı haline dönüp bakan yok.

Pazar yerlerinde, atılan meyvelerden, sebzelerden seçip evine götürenler, kırık yumurta alıp çoluğuna çocuğuna yedirenler var…

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana…


Zaman gelecek soğan da üretemeyeceğiz. Çünkü üretmeden tüketen bir toplum olduk…

Ne fabrika kaldı ne tarla.

Her şeyi dışarıdan satın alıyoruz. Bu gidişle yakında onu da bulamayacağız…

Halkın günlük ihtiyaçlarını 18 yıldır “Öteki dünyayı” anlatarak, beyinlere yerleştirerek, karşılamak istediler.

Böylece uygar koşulların, bilim ve akılcılığın yerini dinci hurafeler, cennet – cehennem, cinler periler aldı.

İktidar bu yöntemle saltanatını ve iktidarını uzun yıllardan bu yana devam ettiriyor.

Ne var ki artık dinsel vaatler, tekkeler - tarikatlar da halkı oyalamıyor. Geçim derdi, yiyecek, içecek bulma çabası onun da önüne geçti. Halk kan kusuyor.

Ama insanlarımız bu sıkıntılar, çileler içinde bocalarken Cumhurbaşkanının hizmetinde 8 uçak var. (Birisi Katar hediyesi)

Resmi makamlar tarafından yeni açıklandı.

Sekiz uçağın nerede kullanıldığını mecliste soran yok… Zaten Meclisin bir hükmü de kalmadı. Tek kişiye hizmet ediyor artık. Milletvekilleri sadece el kaldırıp indiriyorlar. Verilen emirleri yerine getiriyorlar.

İşbaşındaki politikacılar şimdiden geleceklerini düşünmeye başladılar. Koltuklarını nasıl koruyacaklarını planlıyorlar. Adamlar, bir 19 sene daha bu ülkeyi nasıl sömüreceklerinin hesabını yapıyorlar.

Partiler arası seçim görüşmeleri başladı bile… Hedef, güç birliği, partiler arası ortaklık kurup iktidarı ele geçirmek… Gerisi önemli değil.

Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir…

Bakalım, bu görüşmelerden nasıl bir sonuç çıkacak?

İktidarın ekonomik, siyasal programlarına karşı çıkan; esip yağan, mangalda kül bırakmayan Saadet Partililer, sunulacak vaatler karşısında sakın bir de AKP ile “Güç birliğine” girişmesinler? Sanki gidiş o yöne doğru gibi…


İktidarı 19 yıldır işgal edenlerin bir tek hedefi var şimdi: Makamları yitirmemek; çoluk çocuğun, yandaşlarının geleceğini garanti altına almak…

Bu yüzden muhalefeti, kendilerini eleştiren yazarları, çizerleri susturmak için haklarında suç duyurusu yapıp, davalar açıyorlar. Hatta eski genelkurmay başkanını bile savcılığa şikâyet edecekleri söyleniyor.

Hedef gözdağı vermek. Susturmak… Halkın ilgisini başka yöne çekmek. Milleti başörtüsü, türban, ihtilal - darbe haberleri ile meşgul edip, bozuk düzeni, açlığı, sefaleti unutturmak… Gözlerden uzak tutmak…

Çünkü düzen bozuldukça, yokluk, yoksulluk, sefalet arttıkça halk AKP’den uzaklaşıyor. Soğuyor. Oylar düşüyor, azalıyor…

AKP ve MHP oyları birlikte seçilmeye yetmiyor… Bu nedenle ilgiyi başka yöne çekmek gerekiyor…

Saray ve çevresi iktidarı kaybetme düşüncesiyle tedirgin. Yeniden “Seçilememe” ihtimali var… Korku dağları bekliyor…

Adamlar ne uygarlıkla, ne bilimle ilgileniyorlar. Tek dertleri iktidarın korunması… Halk ölmüş, kalmış; aç, susuz… Umurlarında değil.

Ülkeyi mahvettiler. Yüz yıl geriye götürdüler. Hâlâ da yönetmek için çabalıyorlar.

Kim ki milletin yanında, kim ki ülkenin çağdaşlaşmışını istiyor, kim ki kendilerinin eksik, aksak yanlarını, yalanlarını, talanlarını ortaya koyuyor, sergiliyor; hemen terörist, vatan haini damgasını yiyor.

18 yıldır aynı tezgâh, aynı tertip, aynı kirli oyun…

Artık bu oyunu dağıtma, tertipleri ve tezgâhı bozma zamanı geldi. Yoksa bu ülke rahat yüzü görmeyecek…

Milli güçlere bizim uyarımız; makam, mevki peşinde koşmayalım. Küçük küçük partiler kurmayalım. Bunun ne parti kurucularına ne millete bir faydası olur. Sadece bi 18 yıl daha eziliriz, sömürülürüz. O kadar…

(alieralp37@gmail.com)

Re: Yoksulun Sırtından Doyan Doyana… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 13, 2021 15:11
gönderen Gönül Pınar Atacı
Ondokuz yıllık açık ve gizli nepotizmin ve despotizmin tüm ekonomik ve politik emellerini ve hedeflerini, işlerini ve işlevlerini, fiillerini ve suçlarını, planlarını ve korkularını böylesine mükemmel bir biçimde ve somut veriler ve göstergeler vererek teşhir ve tel'in eden sevgili Ali'nin kalbine, eline ve kalemine sonsuz sağlık ve bağışıklık, esenlik ve mutluluk, utku ve umut.

Re: Yoksulun Sırtından Doyan Doyana… ALİ ERALP

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 20, 2021 10:20
gönderen Ali Eralp
Teşekkürler sevgili Gönül. Mükemmel ve açık yorumlarınla gücüme güç katıyorsun. Sağolasın, varolasın. Sevgiler.