1. yüz (Toplam 1 yüz)

ATATÜRK’ÜN ADINI BU TÜRLÜ KULLANMAK!

İletiGönderilme zamanı: Sal Mar 05, 2019 22:32
gönderen Feza Tiryaki
ATATÜRK’ÜN ADINI BU TÜRLÜ KULLANMAK!


İzmir, direniş kenti İzmir, etkinliklerde hep öndedir bilirsiniz.

“İzmir’in dağlarında çiçekler açar.” Açmasına da, bazen işte böyle o çiçeklerin arasına dikenli çalı da sıkıştırırlar...

Dün, sosyal iletişim sayfalarının birinde, iç acıtan, kasıtlı hazırlandığı belli, bir etkinlikte dağıtılan “hediye torbacıkları resmi” gördüm.

İzmir’de bir grup varmış. ”İzmir Grubu”. Mehmet Avcı o grubun ve daha pek çok grubun başkanıymış. İnternet sayfasının adı:

“Araplaşmayacağız.” On beş binin üstünde destekçisi (takipçisi) var. En son geçen Pazar, Kadıköy’de etkinlik yaptırtmış toplattığı vatanseverlere. Dediklerine göre (bu etkinliğin haberini bilgiağı gazetelerinde göremedim), “Türkiyenin her yerinden otobüsler dolusu insanlar gelmiş.” Yine dediklerine göre, “Otellerde toplantılar, ücretsiz Boğaz turları...” neler neler yapılmış. Bunun için üç gemi tutulmuş, su gibi para harcanmış, gemilerle Dolmabahçe Sarayı önlerine kadar gidilmiş, konfetiler serpilerek, şenliklerle...

Etkinliklerinin resimlerini, ses kayıtlarını yayınlamışlar.

Herkesin elinde bayrak, gelenler coşkulu. Çok iyi.

Konusu neydi dersiniz bu etkinliğin? “Andımızı geri istemek.” Pankartlara şu yazımla yazmışlar:

“Biz... Andımızı geri istiyoruz... Ne mutlu Türk’üm diyene...”

Aynen böyle. Kendileri fırsat bu fırsat deyip geziler şenlikler düzenlerken... Şu anda, "olmayacak duaya" amin dedirtmeye çıkartmışlar millleti, yurtseverlere havanda su dövdürüyorlar. Biriken enerjiyi tükettiriyorlar. Peki ya o üzerlerine yazılı kağıtlar yapıştırılmış, dağıtılan torbalar da neyin nesi?

Dirilik, etkinlikler düzenlemek, umutsuzluğa düşmemek iyidir.

Direniş göstermeli, elimizden alınan Andımız’ı, bu ulusal öğrenci yeminimizi hep gündemde tutmalı, tamam da, bu yöntemlerle, böyle uygunsuz zamanlarda değil.

Yakın geçmişin olaylarını anımsayalım:

Andımız’ın okullarda yeniden okutulması için açılan davadan beş yıl sonra Danıştay bu davayı sonuca bağladı, geçen sonbaharda, “Andımız okunabilir” dedi. Arkasından müthiş bir bölücülük, ayrılıkçılık söylemleri ortalığı kapladı. Fırsat bekleyen kalemler, ulusalcılık karşıtları veryansın ettiler Andımız’a. Aradan aylar geçti, Andımızı okullarda okutmaya kimse cesaret edemedi, yüksek yargının kararı laf olarak kaldı. Milli Eğitim Bakanlığınca da, hemen aynı günlerde bu karara karşı çıkıldı, dilekçeyle yine yüksek yargıya başvuruldu, kararınız değişsin, Andımız okutulmayacak, denildi. Böylece okullarımızın öğrenci andı, ulusal bilinç vermek için söyletilen bu çok değerli Cumhuriyet andı, Danıştayı’ın son kararıyla yalnızca tartışılmaya açılmış oldu. “Andımız”, hoyrat (kaba, kırıcı) ellerce biraz daha yıpratıldı. Çıkan karar da, yaptırım gücü olmayan bir üst mahkeme kararı olarak tarihteki yerini aldı. Sonra çok bekletmediler, geçen ayın başında, Meclis’te, MHP’nin çekimser oyunun yardımıyla, “Andımız” kesin olarak reddedildi, artık okutulamaz, kısaca, biz iktidar olarak buna karşıyız denildi. Yine aradan günler geçti. Yerel seçimlerin yapılacağı aya girildi. Bu arada ülkemizde çok şeyler oldu. Ekonomik kriz ilerledi. Sebze –meyve fiyatları akıl almaz boyutlara yükseldi. Yoksulluk, geçim sıkıntısı gündemde öne çıktı...

Bu konularda neler konuşuldu, neler oldu, herkes biliyor.

Böyle bir ortamda, seçimlere odaklanılan böyle bir gündemde, Andımız’ı, sonuç alınamayacağını bile bile, bir anda yeniden tartışmaya açmanın kime ne yararı olacaktır? Üstelik o çok çirkin hediye paketleriyle (torbalarıyla) böyle bir gündem yaratmanın amacı nedir?

Mitingde, başkanları (Mehmet Avcı), elinde ses yükseltici, konuşuyor:

“...Maddi imkanı olmayan ablalarım büyüklerim, teyzelerim, amcalarım, orada iki liraya ucuz kalkıp birşeyler alıp... Ben üzülüyorum şahsen. Biz Türk halkının iki lira için sıraya girmesine üzülüyoruz (“Varlık kuyruğu, başkanım!” sesleri).

Biz de dedik ki, eğer Atatürk yaşasaydı (burada uğultular, başlanan söz, iki kez tekrarlanıyor), halkına... Atatürk bu durumlarda halkına parayla değil, bu durumu hediye ederdi! (ıslık ıslık, ıslık, alkış)"

... En azından ekonomiye yardımcı olmak için, Faik beye yardımcı olabilmek için bunların üzerine, “Andımızı geri istiyoruz” yazdık. Bir sürü patatesler, soğanlar, patlıcanlar aldık. Onları Türk halkına hediye etmek istiyorum! (Alkış, helal olsun sesleri)"

Bunları, kendi yayınladıkları kasetlerden duyuyoruz. Sonra o denilen paketlere bakıyoruz.

Burada bir acı çığlık atsak, az! Bağırıp çığırsak, saç baş yolsak o da az!

Düşümüzde görsek inanmayacağımız bir şey daha gerçek oluyor.


Kendine. “Atatürkçü” diyenlerin eliyle Atatürk’ün adı çok çirkin bir şekilde kullanılıyor. Yüce Önderimizle, açıktan açığa, hiç çekinilmeden alay ediliyor.

Merdivenlere, şeffaf, içi görülen naylonlara sarılı, ikişerli- üçerli, küçüklü büyüklü, elma, armut, patates, soğan... torbacıkları dizilmiş. Aralara, büyük boy beyaz kağıtlara yazılı, afişler konmuş. Bu afişlerde büyük harfle:

“Dünya lideri Atatürk’ün halkına hediyesidir.” yazıyor.

Yanlış okumadınız, aynen böyle yazıyor. Torbacıkların üzerinde de, başkan Mehmet Avcı’nın; “Bunların üzerine “Andımızı geri istiyoruz” yazdık. Bir sürü patatesler, soğanlar, patlıcanlar aldık. Onları Türk halkına hediye etmek istiyorum!” açıklamasındaki gibi, gerçekten “Andımızı geri istiyoruz.” yazılmış.

Torbalar, taş merdivenlere gelişi güzel atılmış, özensizce dizilmiş, içlerine zerzevat konmuş bu naylon torbaların aralarında, o büyük boy kağıtlarda, “Bu kadar da olamaz, bu duruma düşürülemez Atatürk’ün adı!” diye duyanı isyan ettiren bu söz, gerçekten yazılı... Ekleme yapıştırmadır desek, bu resim şakadır desek, konuşmaları dinledik, sayfaları herkese açık, konu gerçek.

Zaten başkanları duyurmuş konuşmasını önceden sayfasında:

“SAAT 21:30'da CANLI YAYINDA OLUCAĞIM./ CANLI YAYINI LÜTFEN ÇOK PAYLAŞALIM”
*
İyi, biz de sizinle bunları paylaştık...

Görün, bilin, “Neler oluyor hayatta?” diye şaşkınlığa düşmeyin!


Ne kadar yalnız olduğumuzu, Atatürkçü Düşünce Derneklerinin görevlerinin ne olduğunu, bu gibi çirkin durumları nasıl önleyemediklerini de bu arada bir sorgulayın!

Atatürk’ün adını kendi çıkarı için, karşı devrime yardımcı olmak için kullanan çok kişi gördük ama sanırız böylesini, bu kadar saygısızını ilk kez görüyoruz!

Feza Tiryaki, 5 Mart 2019

Ek:com/asia.sultan.5/videos/pcb.10205509856143133/10205509841742773/?type=3&theater