1. yüz (Toplam 1 yüz)

Karşıtlık İnsanı Güçlü Kılar

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 15, 2011 8:32
gönderen faruk haksal
İnsanı diri tutan ve güçlü kılan karşıtlarının gücüdür.
Eğer bu söz doğruysa çözüm o kadar zor değil…
O zaman ortaçağ karanlığı, kültürel dayatmalar ve hatta diktatörlük bile toplumsal diriliğin alt yapısını oluşturabilir.
Her şeye rağmen emperyalizmin Dünya’yı kana bulayan saldırganlığı dahi damıtılıp yararlı bir enerji haline dönüştürülebilir…
İnsanın adalesi ancak çalıştıkça, zorlandıkça gelişir.
Aklı da öyle, direnci de öyle.
Tembellik içine düşmüş bireylerin, tatlı bir rehavet içinde yüzen toplumların gelecekleri “mafiş”tir, bilirsiniz.
Güçlü olmak için her an uyanık olmak, sürekli olarak çalışmak ve bedenini, ruhunu ve aklını geliştirmek gerekir.
Anadolu baştan/başa işgal edilmeseydi; yani bir anlamda bıçak kemiğe dayanmasaydı… Anadolu kadını sıcacık ocağını bir kenara bırakıp, sırtında top mermileri, cepheye cephane taşır mıydı?
Sina çöllerinde ve Conk bayırında babalarını, amcalarını, dayılarını şehit bırakan kaytan bıyıklı delikanlılar silaha sarılıp, “Kuvayı Milliye”nin saflarında toplanırlar mıydı?
Her şeye rağmen, [ama dikkat edin] her şeye rağmen… Başka hiçbir çare kalmamış ve tüm umutlar birer birer tükenmeye yüz tutmuşsa… Bıçak kemiğe dokunmaya başlar!..
Sapına kadar saplanıp, bedeni tümü ile dağlaması gerekmez bıçağın…
Önce az/biraz değer bıçağın sivri ucu… İrkilirsiniz.
Ucundan, acık…
Yetmedi mi?
O zaman “biraz daha”sını hak ettiniz demektir.
Ne hissediyorsunuz?..
Bıçağın bedeninize girmesine karşı göstereceğiniz refleksin katsayısı kaç okka çekmektedir acaba?..
Doğal olarak bu katsayı kişiden kişiye değişir, ama batmaya devam ettiği takdirde, son perdede her bir kişi aynı acıyı duyar ve aynı düzlemde birleşir.
Bu nokta, “gayrık yeter!” noktasıdır…
Başka bir deyişle, bıçak
- Gayrık yeter, diyeceğiniz ana kadar etinize batmaya devam edecektir.
- Nereye kadar?
- Belki bıçak kemiğe dayanana kadar…
Acı eşiğine bağlı!
Acıyı algılama biçiminizle koşut!
Ve acıyı defetme gücünüzle eşdeğer bir denklemdir bu katsayı… İnsanına [ya da toplumuna] göre değişir.
Ama sonuç aynıdır.
Sonuç, kaytan bıyıklı Anadolu insanının bu ülkeye bağışladığı o muhteşem zafer ile eş-kaderlidir…
Çünkü bağımsızlık, sadece Gazi Paşa’nın karakteri değildir.
Bağımsızlık ateşi, kaytan bıyıklı Anadolu delikanlısının da gönlüne düşüp, kişiliğine işlememiş olsaydı Mustafa Kemal Atatürk bu toprakların istiklalini kurtaramazdı, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratamazdı.
İşte o delikanlılar hala bu topraklarda yaşamaktadır!..
Siz onları dilediğiniz kadar dizi bağımlısı yapıp, üstlerine Frenkçe yazılar yazan tişört’ler giydirin…
Siz onların dilini, erdemini ve benliğini istediğiniz kadar yozlaştırmaya çalışın…
İşte bu noktada bıçağın o delikanlıların etine ne kadar saplandığı önemlidir.
Ve işte bu yüzden, bu nedenle, her şeye rağmen ve “binaenaleyh…” karşıtların varlığı, gücü ve saldırı dozu önemlidir.
Çünkü ete bıçağı saplayacak olan onlardır.
Bu ülke, modern, laik, sosyal bir hukuk devleti ve gerçek bir Cumhuriyet olacaksa…
Öncelikle bıçağın ete dokunması, sonra saplanması ve nihayet kemiğe dayanması ve en sonunda da hep beraber, “gayrık yeter!” denilerek, demokratik bir düzlemde toplumsal rüştün ispat edilmesi gerektir, şarttır, zorunludur, elzemdir…
İşte hepsi bu kadar.

farukhaksal@gmail.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com