Uludere'nin Sırrı; Tayyip Erdoğan'ın Ipad'i
Gönderilme zamanı: Sal May 29, 2012 19:29Uludere'nin Sırrı; Tayyip Erdoğan'ın Ipad'i
Usulün bozulduğu yerde hukuk; üslubun bozulduğu yerde muhabbet kalmaz.
Bu ülkenin muhabbeti kaçtı.
Bunun baş sorumlusu , yıllardır bu ülkeyi her konuda kutuplara ayrıştıracak söylemlere itibar eden kavgadan beslenen Tayyip Erdoğan'dır. Karşısında yeralan CHP'nin de bu tabloda kapak rolü oynayarak, en iyi yardımcı oyuncu rolünü başarı ile oynadığı yadsınamaz.
Muhabbeti kaçan bu ülkede, son polemik Uludere üzerinden iyice bel altına indi.
Stadyumlarda milli bayram törenlerinin tukaka edildiği bir dönemde, stadyuma taraftarlarını toplayıp, "Bir Olduk" pankartları altında şov yapan Tayyip Erdoğan, yine ülkeyi ortadan bölmeyi başardı.
Öyle bir laf etti ki, bu laf sonrasında Erdoğan'ın psikolojik istihbaratından sorumlu olanların dosyalarına altı çizili yeni notlar eklediğine eminiz.
Tayyip Erdoğan; Uludere ile kürtaj konusunu birleştirmeyi başardı ve ne idüğü belirsiz bir
"Her kürtaj bir Uludere'dir"
incisi yumurtladı.
Kendi harem-i ismetine laf uzatılınca köpüren adam bir anda milyonların haremine el attı. Atmakla kalmadı bunu Cumhuriyet tarihinin en kanlı facialarından birine bulamayı ihmal etmedi.
Durmadı, haftasonu stadyumda gerçekleştirdiği parti toplantısında, Uludere olayı üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışanları "nekrofili" (ölü sevicilik) ile suçladı.
Dilin bu kadar fütursuzlaşması iki şeyle çok alakalıdır...
Kendini güçlü hissetmek, kendini muaf hissetmek... Tayyip Erdoğan'ın ikisi için de çok bahanesi var.
Fakat sanki Uludere konusunda Tayyip Erdoğan'ın diline yansıyan bir başka psikoloji daha mevcut. .
Bu psikolojiyi izledikçe günlerdir haftalardır önümüzde duran bir iddia acaba doğru olabilir mi diye düşünmeden edemiyoruz.
İddia odur ki;
Uludere olayında saldırı onayını bizzat Tayyip Erdoğan, elindeki IPad üzerinden verdi.
Normal şartlarda bir Başbakanın bu tarz kararları bizzat veriyor olması çok mantıklı olmadığını gözönüne alırsanız bu iddia zayıflıyor. Diğer taraftan her konuya müdahil olan bir Başbakan portresinin ortada olması bu iddiayı güçlendiriyor.
Görüntülerin Tayyip Erdoğan'ın Ipad'ine aktarıldığı ve kendisinden onay alındığı yolundaki iddia bir uçta...
Uludere saldırısına bir tuğgeneralin tek başına karar verdiği iddiası diğer uçta...
Gerçek büyük ihtimalle bu iki ucun arasında bir yerlerde ve büyük ihtimalle bizzat Tayyip Erdoğan'a doğrudan dokunuyor ki;
Başbakan üslubunu alıştığımızın da ötesinde bozuyor ve kendini güçlü hissetme, muaf hissetmenin de ötesinde suçlu hisseden bir ruh hali dili sadece kemiksiz değil izansız kılıyor.
Merak ediyoruz; Tayyip Erdoğan önündeki IPad üzerinden neleri izleyip, neleri onaylıyor. Belki de Uludere'nin sırrı burada yatıyor.
Açık İstihbarat, 29 Mayıs 2012
Usulün bozulduğu yerde hukuk; üslubun bozulduğu yerde muhabbet kalmaz.
Bu ülkenin muhabbeti kaçtı.
Bunun baş sorumlusu , yıllardır bu ülkeyi her konuda kutuplara ayrıştıracak söylemlere itibar eden kavgadan beslenen Tayyip Erdoğan'dır. Karşısında yeralan CHP'nin de bu tabloda kapak rolü oynayarak, en iyi yardımcı oyuncu rolünü başarı ile oynadığı yadsınamaz.
Muhabbeti kaçan bu ülkede, son polemik Uludere üzerinden iyice bel altına indi.
Stadyumlarda milli bayram törenlerinin tukaka edildiği bir dönemde, stadyuma taraftarlarını toplayıp, "Bir Olduk" pankartları altında şov yapan Tayyip Erdoğan, yine ülkeyi ortadan bölmeyi başardı.
Öyle bir laf etti ki, bu laf sonrasında Erdoğan'ın psikolojik istihbaratından sorumlu olanların dosyalarına altı çizili yeni notlar eklediğine eminiz.
Tayyip Erdoğan; Uludere ile kürtaj konusunu birleştirmeyi başardı ve ne idüğü belirsiz bir
"Her kürtaj bir Uludere'dir"
incisi yumurtladı.
Kendi harem-i ismetine laf uzatılınca köpüren adam bir anda milyonların haremine el attı. Atmakla kalmadı bunu Cumhuriyet tarihinin en kanlı facialarından birine bulamayı ihmal etmedi.
Durmadı, haftasonu stadyumda gerçekleştirdiği parti toplantısında, Uludere olayı üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışanları "nekrofili" (ölü sevicilik) ile suçladı.
Dilin bu kadar fütursuzlaşması iki şeyle çok alakalıdır...
Kendini güçlü hissetmek, kendini muaf hissetmek... Tayyip Erdoğan'ın ikisi için de çok bahanesi var.
Fakat sanki Uludere konusunda Tayyip Erdoğan'ın diline yansıyan bir başka psikoloji daha mevcut. .
Bu psikolojiyi izledikçe günlerdir haftalardır önümüzde duran bir iddia acaba doğru olabilir mi diye düşünmeden edemiyoruz.
İddia odur ki;
Uludere olayında saldırı onayını bizzat Tayyip Erdoğan, elindeki IPad üzerinden verdi.
Normal şartlarda bir Başbakanın bu tarz kararları bizzat veriyor olması çok mantıklı olmadığını gözönüne alırsanız bu iddia zayıflıyor. Diğer taraftan her konuya müdahil olan bir Başbakan portresinin ortada olması bu iddiayı güçlendiriyor.
Görüntülerin Tayyip Erdoğan'ın Ipad'ine aktarıldığı ve kendisinden onay alındığı yolundaki iddia bir uçta...
Uludere saldırısına bir tuğgeneralin tek başına karar verdiği iddiası diğer uçta...
Gerçek büyük ihtimalle bu iki ucun arasında bir yerlerde ve büyük ihtimalle bizzat Tayyip Erdoğan'a doğrudan dokunuyor ki;
Başbakan üslubunu alıştığımızın da ötesinde bozuyor ve kendini güçlü hissetme, muaf hissetmenin de ötesinde suçlu hisseden bir ruh hali dili sadece kemiksiz değil izansız kılıyor.
Merak ediyoruz; Tayyip Erdoğan önündeki IPad üzerinden neleri izleyip, neleri onaylıyor. Belki de Uludere'nin sırrı burada yatıyor.
Açık İstihbarat, 29 Mayıs 2012