1. yüz (Toplam 1 yüz)

PKK’yı kim yarattı, ne zaman, niçin?

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 27, 2012 6:29
gönderen Erkan Güçiz
PKK’yı kim yarattı, ne zaman, niçin?

ABD, Sevr Antlaşması’nı imzalayan taraflardan biri olmadığı halde, 1919’da Nobel Barış Ödülü verilen ABD Başkanı Woodrow Wilson, Sevr Antlaşması ile parçalanan, emperyalistlerin topraklarını paylaştığı Osmanlı İmparatorluğu’nun yeni sınırlarını belirledi.

Altında imzası olan haritayı Wilson, Ermeni dostlarını memnun etmek için hazırladı; haritada sınırları kesin olarak belirlenmemiş Ermenistan adlı bir bölge vardı. Sevr Antlaşması’na taraf olanlar, imzalayanlar arasında Kürtler yoktu fakat emperyalistler, Kürdistan başlığı altında Antlaşmaya koydukları üç madde ile Wilson’un bu yapay Ermenistan’ının güneyinde “Kürdistan” adlı yeni bir ülke daha yarattılar.

İşte PKK orada başladı!

Lozan’da, Türkiye’yi savaş alanında yenemediklerini kabullenmek zorunda kalan Emperyalistler Sevr Antlaşmasında belirledikleri amaçlarına, 1925 yılından beri Kürt isyanlarını organize ederek, destekleyerek, ulaşmaya çalışıyorlar.
Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde Türkler, Kurtuluş Savaşı ile Sevr Antlaşmasını yürürlüğe konulmadan geçersiz hale getirdiler. Emperyalistler, Lozan Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu külleri üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni kabul etmek zorunda kaldılar.

Sevr Antlaşması’nda Türkiye sınırlarını belirleyen ABD, Lozan Antlaşması’nın geçerliliğini hiçbir zaman kabul etmeyen tek ülke olarak devam ediyor. ABD, yeni Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan çıkarlarını güvence altına almak için, Türkiye ile 6 Ağustos 1923’de ikili bir “Dostluk ve Ticaret Antlaşması” imzaladı. Bu özel antlaşma ile Türkiye’deki Amerikan misyonerleri ve eğitim kuruluşlarının Osmanlı döneminde olduğu gibi devamı da sağlanmış oldu1.

ABD’de yaşayan Ermeniler, ABD’nin onlara verdiği bir söz olarak, Wilson haritasında gösterilen yapay Ermenistan’ı hayata geçirmeleri için ABD politikacıları üzerindeki baskılarını hiç eksiltmediler. Pek çok ABD eyalet meclislerinde bu “Sözde Ermeni Soykırımı” kabul edildi, Türkiye Cumhuriyeti kınandı.

Türkiye’deki çıkarlarını özel bir antlaşma ile sağlama alan ABD, Mezopotamya petrollerini kontrol altına almak için gerçekleştirdiği Irak işgal hareketleri ile bölgedeki Kürtlere görünüşte bağımsız, aslında ABD uydusu bir devlet kurma imkânı da sağladı.

Türkiye’nin güneydoğu sınırında, emir aldığında bölgede ABD’nin istediği huzursuzluğu yaratabilecek Kuzey Irak Kürt Devletini kurduktan sonra ABD Ermenilere vadettiği Ermenistan’ı gerçekleştirme sürecini hızlandırdı.

Paketlenip Türkiye’ye teslim edildikten sonra “kullanıldım” diyen, Kürtçe’yi PKK ile dağa çıktıktan sonra öğrenen Abdullah Öcalan’ın Ermeni kökenli olduğunu iddia eden pek çok kaynak var.

PKK’yi kimin beslediğini ve kime hizmet ettiğini artık sormaya da gerek kalmadı, herkes biliyor.

Lozan’ı kabul etmeyen ABD ve yandaşı AB yarım kalan Sevr Antlaşmasını yeniden canlandırmaya çalışırken Türkiye Cumhuriyeti ne yapıyor?

Önce kişi olarak kendimize soralım, ben ne yapıyorum diye…

Sevr ne, Lozan ne?

Pek çok ülkenin milli arşivlerinde “Lozan Antlaşması”nın ve diğer antlaşmaların orijinal kopyalarına İnternet yolu ile ulaşma imkânı var. Ancak “Sevr Antlaşması”nın orijinal kopyasına bağlantı veren bir kaynak yok; bütün İngilizce ve Fransızca kaynaklar “The Treaties of Peace 1919-1923, Vol. II, Carnegie Endowment for International Peace, New York, 1924” adresini gösteriyor2 . Fransızca kaynaklarda konu hakkında bilgi ve yorum var ancak belge olarak yalnız İngilizce olan, yukarıdaki, ABD’de yerleşik “Carnegie Endowment for International Peace” adresini veriyorlar3.

Fransızların meşhur ansiklopedisi Larousse, İnternet’te Sevr Antlaşması’nı şu şekilde veriyor :
Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920), İtilâf devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan antlaşma. Birinci Dünya Savaşındaki yenilgisi sonrası eski topraklarının beşte dördünü kaybeden Osmanlı İmparatorluğu konusunu kapsar. 1923 Lozan Antlaşması, bu antlaşmayı değiştirmiştir."
Fakat burada da orijinal metne bir bağlantı yok.

Fransız Dışişleri Bakanlığı İnternet sitesinde4 Birinci Dünya Savaşı sonu 1919 Versay antlaşması var. Fakat çok gariptir ki, taraflardan biri olarak Fransa’nın imzaladığı ve Fransızca metnin esas alınacağı içindeki 433. madde ile belirlenen Sevr Antlaşması’ndan bahis yok. Bakanlığın Türkiye sayfasında5 Sevr ile ilgili kısaca şu var.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son bulması ve topraklarının büyük bir bölümünün İtilâf Devletleri tarafından işgali ile sonuçlanan Sevr Antlaşması, 1920’de, İtilâf Devletleri ile Birinci Dünya Savaşında İttifak Devletleri arasında yer alan Sultan arasında imzalandı. Yalnız Orta Anadolu Türk egemenliğinde kaldı.

İki Fransız kaynak birbirinden farklı; Larousse’a göre Lozan Anlaşması Sevr Antlaşmasını değiştirmiş, Fransa Dışişleri Bakanlığı ise Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşmasından bahsediyor ancak Sevr’in yürürlükte olmadığını gösteren bir alamet yok burada.

Vikipedi6 , özgür ansiklopedi şu şekilde veriyor:
Sevr Antlaşması (Fransızca: Le Traité de Sèvres), I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km. batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde (Musée National de Céramique) imzalanmış fakat uygulamaya konmamış barış antlaşmasıdır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp, uygulamaya konduğundan Sevr Antlaşması yürürlüğe girmemiştir.
Yukarıdaki tarif, konunun hukuki yönünü en iyi şekilde anlatanı.

Hemen hemen her yerde kaynak olarak kabul edilen “Carnegie Endowment for International Peace” de verilen Sevr Antlaşması İngilizce metnin başlığı şöyle: “THE TREATY OF PEACE BETWEEN THE ALLIED AND ASSOCIATED POWERS AND TURKEY, SIGNED AT SÈVRES AUGUST 10, 1920” (10 Ağustos 1920’de Sevr’de imzalanan, İtilâf Kuvvetleri ve Türkiye arasındaki Barış Antlaşması).

Türk Tarih Kurumu kütüphanemizdeki, 1953 baskılı, Prof. Nihat Erim’in “Devletler Arası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri (Osmanlı İmparatorluğu Andlaşmaları)7 ” kapağı altında verilen “ Sevr Andlaşması” çevirisi de yukarıdaki “Carnegie Endowment for International Peace” den alınma. Zira her ne kadar başlıkta Osmanlı İmparatorluğu diyorsa da metinde taraf olarak gösterilen “Osmanlı İmparatorluğu” değil, “Türkiye”. İnternet yolu ile ulaşıla bilinecek başka Türkçe metin de yok “Sevr Andlaşması” için.

Hiçbir kaynağın bağlantı vermediği Fransa Dışişleri ve Avrupa Bakanlığı internet sitesinden, (Ministère des Affaires étrangères et européennes : la France dans les relations internationales8) çok dolaylı ve karmaşık bir yoldan erişilen Sevr Antlaşması orijinal imzalı fotokopisinin görüntüsü çok ilginç.
Başlık sayılabilecek kısmı, en önemli kapak ve 2. sayfası yok fakat gerisi tamam. Anlaşılan, Türkiye düşmanları 1920’de hazırlamış bugün içinde debelendiğimiz tuzağı.

Whereas on the request of Imperial Ottoman Government an armistice was granted to Turkey”.
Osmanlı İmparatorluğu Hükümeti’nin talebi üzerine Türkiye’ye bir ateşkes hakkı tanındı.

Osmanlı kelimesine bir daha rastlamak mümkün değil buradan sonra. Osmanlı kim, Türkiye nesi oluyor bu Osmanlı’nın? Yalnız Türkiye ile mi ateşkes imzalanmış, Türkiye dışındaki diğer Osmanlılarla savaş hali devam mı ediyor?

Bunların hepsi havada bırakılmış sorular.

Osmanlı delegelerinden imzalayanlar da Türk heyeti olarak yazılmış; bunun nereye varacağının farkında idiler miydi, itiraz hakkı var mıydı savaşı kaybeden tarafın, belirsiz.

Burada karmaşık bir durum var; 1920 yılında adı “Türkiye” olan bir devlet yoktu. ”Sevr Antlaşması”na taraf olanlar, “İtilâf Devletleri” ve “Osmanlı İmparatorluğu” veya Fransızların dediği gibi “Sultan” idi. Sevr Antlaşması’na dayanarak bugünkü Türkiye toprakları üzerinde Ermenistan ve Kürdistan kurmaya niyetli emperyalistler antlaşmaya kasıtlı olarak, taraf olarak Osmanlı İmparatorluğu yerine Türkiye yazmışlar.

Bugünkü 1920’ye, geriye doğru gidiş, herhalde Sevr’i, özellikle Bölüm III, Kürdistan başlığı altındaki 62, 63 ve 64’üncü maddeleri yeniden yürürlüğe koyma yolunda. Ancak bunun için de antlaşma tarafı Osmanlı İmparatorluğu değil, Türkiye Cumhuriyeti olarak gösterilerek kitabına uydurulacak herhalde.

Biz de zaten kendi dilimizde de taraf olarak Türkiye’yi kabullenmişiz, bundan sonra aksini iddia etmemiz imkânsız olacak Osmanlı'nın devamı olduğumuzu iddiada devam ettikçe.


Resim

Resim


1. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/44/683/8687.pdf
2. http://wwi.lib.byu.edu/index.php/Peace_Treaty_of_S%C3%A8vres
3. http://www.larousse.fr/encyclopedie/divers/trait%C3%A9_de_S%C3%A8vres/144037
4. https://pastel.diplomatie.gouv.fr/editorial/archives/dossiers/grand_traites/XXe/index.htm#haut
5. http://www.diplomatie.gouv.fr/fr/pays-zones-geo/turquie/presentation-de-la-turquie/article/geographie-et-histoire-8433
6. http://tr.wikipedia.org/wiki/Sevr_Antla%C5%9Fmas%C4%B1
7. http://www.ttk.org.tr/templates/resimler/File/ktpbelge/antlasmalar/sevr.pdf
8. http://basedoc.diplomatie.gouv.fr/exl-php/cadcgp.php?CMD=CHERCHE&QUERY=1&MODELE=vues/mae_internet___traites/home.html&VUE=mae_internet___traites&NOM=cadic__anonyme&FROM_LOGIN=1