Aklın Nerdeydi...
Gönderilme zamanı: Prş Mar 08, 2007 8:12
Süleyman DEMİREL,Kenan EVREN'in açıklamalarını değerlendirdi
Peki o zaman aklın neredeydi
-Cumhurbaşkanlığı yaptınız, yıllarca devleti yönettiniz. Evrenin bahsettiği öneriler, eyalet sistemi gibi projeler gündeme geldi mi?
Sayın Kenan Evrenle benim durumumu biliyorsunuz. Yani ben 11 Eylül akşamı başbakandım, 12 Eylül sabahı değildim. Buna muhatap olmuş bir insan olarak, Kenan Evrenin Türkiyenin bölünmesi istikametinde bir projeye sahip olabileceğini kabul edemem. Türkiyenin idare şekli, merkezden idare değil, desantralizasyondur. Mümkün olduğu kadar yetkiyi dağıtmak gerekir. Çünkü büyük memleket bu. Her şeyi Ankaradan yönetmenin mümkün olmadığını birçok kere söyledik, ben de söyledim. Bu konu Osmanlıda da çok tartışılmıştır. Atatürk, dahiyane bir şeyle kurduğu cumhuriyetin ayakta durabilmesini ancak tekil devlete bağlamıştır. Mesela, yetki dağıtımını daha geniş ölçüde yapalım. Eyalet sistemi bunlardan biridir. Siz geleceksiniz, Türkiye uçurumun kenarına geldi. Ülke iç savaşa gidiyor, Türkiye bölünüyor diye ihtilal yapacaksınız. Sonra döneceksiniz, Türkiyeyi bölecek projeler ortaya koyacaksınız. Bunu kabul edemiyorum. Onun için bu tartışmayı, maksadını aşmış bir tartışma olarak görüyorum. Maksadını aşan bir yoruma tabi tutulmuştur. Ben bu beyanları veren kişinin Türkiyeyi bölünmesini aklından geçirebileceğini sanmıyorum. Yapılmak istenen şey, Türkiyeyi bölmek değil, aksine Türkiyeyi daha iyi idare etme istikametinde bir düşünceden ibarettir. Ama bu riski bu zamana kadar kimse almamıştır, alamamıştır.
Sayın Evren bir risk teklif etmemiştir
-Sizin önünüze, hiç böyle bir risk konuldu mu yönetimdeyken?
Hayır, ben de çeşitli zamanlarda beyanlarda bulundum. Türkiye, bugün iyi idare edilmiyor. İdare edilmesi için bir takım tedbirler, çareler düşünülmesi lazım. Çareler içinde eyalet sistemi akla gelebilir, yalnız eyalet sistemi Türkiyenin bölünmez bütünlüğüne zarar vermesi gibi bir riski de içinde taşır. Onun için ne kadar önemli bir tedbir olsa da müracaat edilemeyen bir tedbirdir.
-Sizin yaklaşımınız neydi?
Türkiyenin bölünmez bütünlüğüne yönelebilecek her türlü her adımı, ben yanlış sayarım. Biraz daha az yiyelim, az içelim ama birliğimizi beraberliğimizi muhafaza edelim. Bu birlik ve beraberliğe yönelebilecek risklerin hiçbirini kabul etmem. Şunu da ifade edeyim ki Sayın Kenan Evrenin de birlik ve beraberliğe yönelebilecek bir risk teklif ettiği kanaatinde değilim.
Evren Paşanın açıklamaları zamansız
-Evren Paşanın açıklamalarını, zamanlama ve konjonktür açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Etnik milliyetçilik, PKK hareketi ve Kuzey Irakta bağımsız bir Kürt devletinin tartışıldığı dönemde böyle bir tartışmanın Türkiye kamuoyunun önüne getirilmesi çok yanlış.
-Nasıl çözülür bu mesele?
Bir aspirin alırsak çözülür gibi bir çözüm yok. Bugünün değil, dünün meselesi. Sükunetle, soğukkanlılıkla, telaşa kapılmadan ama hassasiyetimizi muhafaza ederek, PKKnın işlediği suçları kendisini Kürt sayan insanlara, hepsine birden teşmil etmeden, çıkar yol budur.
-Bu çerçevede arayışlar var. Örneğin, Mehmet Ağarın düz ovada siyaset çıkışı. Bugüne kadar hiç yorum yapmadınız.
Mehmet Ağar, acaba birliğimizi muhafaza için ne yapılabilir, bunu arıyor. Bu tip konularda yanlış anlaşılabilme ihtimali, daima oluyor. İnsanlar bir yerde hisleriyle düşünüyorlarsa, özellikle belli konularda laf anlatmak kolay değildir.
İktidar ömrünü tamamladı
-Mevcut siyasal iktidarın bu konuya dair yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
Bugünkü siyasi iktidar ömrünü tamamlamıştır. Türkiye, Kasım 2006da seçime gidebilseydi, çok daha faklı olurdu. Bu sıkıntıların büyük kısmı seçim zamanının geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Memleketi iyi idare ettik diyorlar, neyi iyi idare ettin. Genelkurmay Başkanı beyanat veriyor, Başbakan beyanat veriyor. Başbakan diyor ki sözleri kendisini bağlar. O da diyor ki hayır orduyu bağlar. Türkiyenin devlet yapısı işlemiyor. Çünkü hâlâ kurtarıcı bekleniyor. Kurtarıcı zihniyetinden kurtulmamız lazım. Darbe marbe olmaz, faydasının olmadığı görüldü
Akşam-04.03.2007
Peki o zaman aklın neredeydi
-Cumhurbaşkanlığı yaptınız, yıllarca devleti yönettiniz. Evrenin bahsettiği öneriler, eyalet sistemi gibi projeler gündeme geldi mi?
Sayın Kenan Evrenle benim durumumu biliyorsunuz. Yani ben 11 Eylül akşamı başbakandım, 12 Eylül sabahı değildim. Buna muhatap olmuş bir insan olarak, Kenan Evrenin Türkiyenin bölünmesi istikametinde bir projeye sahip olabileceğini kabul edemem. Türkiyenin idare şekli, merkezden idare değil, desantralizasyondur. Mümkün olduğu kadar yetkiyi dağıtmak gerekir. Çünkü büyük memleket bu. Her şeyi Ankaradan yönetmenin mümkün olmadığını birçok kere söyledik, ben de söyledim. Bu konu Osmanlıda da çok tartışılmıştır. Atatürk, dahiyane bir şeyle kurduğu cumhuriyetin ayakta durabilmesini ancak tekil devlete bağlamıştır. Mesela, yetki dağıtımını daha geniş ölçüde yapalım. Eyalet sistemi bunlardan biridir. Siz geleceksiniz, Türkiye uçurumun kenarına geldi. Ülke iç savaşa gidiyor, Türkiye bölünüyor diye ihtilal yapacaksınız. Sonra döneceksiniz, Türkiyeyi bölecek projeler ortaya koyacaksınız. Bunu kabul edemiyorum. Onun için bu tartışmayı, maksadını aşmış bir tartışma olarak görüyorum. Maksadını aşan bir yoruma tabi tutulmuştur. Ben bu beyanları veren kişinin Türkiyeyi bölünmesini aklından geçirebileceğini sanmıyorum. Yapılmak istenen şey, Türkiyeyi bölmek değil, aksine Türkiyeyi daha iyi idare etme istikametinde bir düşünceden ibarettir. Ama bu riski bu zamana kadar kimse almamıştır, alamamıştır.
Sayın Evren bir risk teklif etmemiştir
-Sizin önünüze, hiç böyle bir risk konuldu mu yönetimdeyken?
Hayır, ben de çeşitli zamanlarda beyanlarda bulundum. Türkiye, bugün iyi idare edilmiyor. İdare edilmesi için bir takım tedbirler, çareler düşünülmesi lazım. Çareler içinde eyalet sistemi akla gelebilir, yalnız eyalet sistemi Türkiyenin bölünmez bütünlüğüne zarar vermesi gibi bir riski de içinde taşır. Onun için ne kadar önemli bir tedbir olsa da müracaat edilemeyen bir tedbirdir.
-Sizin yaklaşımınız neydi?
Türkiyenin bölünmez bütünlüğüne yönelebilecek her türlü her adımı, ben yanlış sayarım. Biraz daha az yiyelim, az içelim ama birliğimizi beraberliğimizi muhafaza edelim. Bu birlik ve beraberliğe yönelebilecek risklerin hiçbirini kabul etmem. Şunu da ifade edeyim ki Sayın Kenan Evrenin de birlik ve beraberliğe yönelebilecek bir risk teklif ettiği kanaatinde değilim.
Evren Paşanın açıklamaları zamansız
-Evren Paşanın açıklamalarını, zamanlama ve konjonktür açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Etnik milliyetçilik, PKK hareketi ve Kuzey Irakta bağımsız bir Kürt devletinin tartışıldığı dönemde böyle bir tartışmanın Türkiye kamuoyunun önüne getirilmesi çok yanlış.
-Nasıl çözülür bu mesele?
Bir aspirin alırsak çözülür gibi bir çözüm yok. Bugünün değil, dünün meselesi. Sükunetle, soğukkanlılıkla, telaşa kapılmadan ama hassasiyetimizi muhafaza ederek, PKKnın işlediği suçları kendisini Kürt sayan insanlara, hepsine birden teşmil etmeden, çıkar yol budur.
-Bu çerçevede arayışlar var. Örneğin, Mehmet Ağarın düz ovada siyaset çıkışı. Bugüne kadar hiç yorum yapmadınız.
Mehmet Ağar, acaba birliğimizi muhafaza için ne yapılabilir, bunu arıyor. Bu tip konularda yanlış anlaşılabilme ihtimali, daima oluyor. İnsanlar bir yerde hisleriyle düşünüyorlarsa, özellikle belli konularda laf anlatmak kolay değildir.
İktidar ömrünü tamamladı
-Mevcut siyasal iktidarın bu konuya dair yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
Bugünkü siyasi iktidar ömrünü tamamlamıştır. Türkiye, Kasım 2006da seçime gidebilseydi, çok daha faklı olurdu. Bu sıkıntıların büyük kısmı seçim zamanının geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Memleketi iyi idare ettik diyorlar, neyi iyi idare ettin. Genelkurmay Başkanı beyanat veriyor, Başbakan beyanat veriyor. Başbakan diyor ki sözleri kendisini bağlar. O da diyor ki hayır orduyu bağlar. Türkiyenin devlet yapısı işlemiyor. Çünkü hâlâ kurtarıcı bekleniyor. Kurtarıcı zihniyetinden kurtulmamız lazım. Darbe marbe olmaz, faydasının olmadığı görüldü
Akşam-04.03.2007