6. yüz (Toplam 26 yüz)

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 09, 2009 18:48
gönderen kemalist58
Vatan Sağolsun...Ancak AKP Gittikten sonra mümkün olur bu.

[img]http://img.negatif.com/photos/lowres/0/8/6/086555/0839e2a74f7879dcdc31da52a8048cc3.jpg[/img]

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 09, 2009 18:49
gönderen Oğuz Kağan
Şehitten 100 liralık ders!

Şehidin ailesi kapısı naylonla kapatılmış, sıvası bile olmayan bir evde yaşıyor..

Tokat’ta şehit düşen 2 yıllık yüksekokul mezunu jandarma Onbaşı Fatih Yonca’nın, aldığı onbaşı maaşını bile ailesine gönderdiği ortaya çıktı.

Hatay’ın İskenderun ilçesi Orhangazi köyü, şehit acısıyla sarsıldı. Köyün dağlık kesiminde bir akrabaları tarafından ücretsiz oturmaları için verilen 2 odalı briketten yapılma, kapısı naylonla kapatılmış, sıvasız derme çatma evde yaşam savaşı veren Fatih Yonca’nın ailesi, ziyaretçi akınına uğradı. Türk bayrağı asılan ev, dolup taştı.

Baba Bülent Yonca, eşi ve çocuklarına bakamayınca 4 yıl önce eşi Gülsem Sönmez’i boşayıp köyden ayrıldığı için zor durumda kalan aile, İskenderun Kaymakamlığı’nın gıda ve kömür yardımlarının yanı sıra komşularının desteğiyle ayakta duruyor. Mustafa Kemal Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Bölümü’nde okuyan Fatih Yonca, babalarının kendilerini terk etmesi üzerine tüm yükü de omuzlarına alıp, İskenderun’daki bir filtre fabrikasında işçi olarak çalışarak okulunu bitirdi.

Bir ablası ile 2 erkek kardeşi bulunan Yonca, küçük kardeşi Hakan’ı da askere gönderip, terhis olduktan sonra da kendisi askere gitti. Kardeşlerine hem kardeş hem baba olan şehit onbaşı, askerde aldığı maaşı da evine göndermeyi ihmal etmedi. Onbaşıların 39 lira 14 kuruş aylık aldığı, iç güvenlik bölgelerinde görev yapmaları halinde bu maaşın 129 lira olduğu belirtildi.

‘Şafak 87’ diyordu ama 10 gün önce izne geldiğinde annesi Gülsüm Sönmez’e terhis olacağı gün için “Şafak 87” diyerek birliğine dönen Yonca, göreve çıktığı ilk gün teröristlerin kurşununa hedef oldu. Sinir krizi geçiren anne, “Ciğerim yanıyor. Yavrum 3 ay sonra 24 yaşına girecekti. Sen bize asker parası gönderiyordun” dedi. Oğlunun cenazesini taşıyan ambulansın önüne atlayan anne güçlükle teskin edildi.

http://www.gercekgundem.com/?p=236960

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ara 09, 2009 19:42
gönderen Türk-Kan
"Görmek istemiyorum o adamın ismini. Herkesin ismi yazılacak, o adamın ismi yazılmayacak!"


Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 0:48
gönderen Oğuz Kağan
Peki, ya oyuncu kim?

Reşadiye şehitlerini uğurladık... Cenaze törenlerindeki bayrakların gölgesinde öfkelerini kustu millet... Dualar ve sloganlar eşliğinde enerjiyi tüketirken, “Kanı Yerde Kalmayacak” gibi beylik sözleri dinleyip, kös kös evlere dönüldü. Birkaç gün sürecek bu nutuktan sonra unutulup gidecek şehitler. Ocaklara düşen ateş için için sonsuza kadar yanacak ve şiddetle devam etmekte olan hayat normal akışında sürüp gidecek. Bu ve buna benzer tablolar neredeyse çeyrek yüzyıldır devam ediyor. Öfkeye rağmen bu millet kanıksadı. Bu coğrafyada yaşamanın bedelini bin yıldan fazla ödeyen halkımızın, bundan sonra da ödemeye devam edeceğini biliyor. Bunun aksini savunanlara da inanmıyoruz. Değişen tek şey 2002’de neredeyse bitme noktasına gelen bölücülüğün, her geçen gün büyüyerek meydan okuma cüretini sergilemesidir. Komplo teorisini seven bazı liberal faşistlerle, dönme devşirme grubu Reşadiye’deki hain pusunun arkasında da Ergenekon’u arıyor. Yetmiyor, Dağlıca, Aktütün ve hatta 33 erin şehadetinde de aynı adres aranıyor. Maksat terör örgütün savunmak, bölücülüğe çanak tutmaktır. PKK’nın siyasi kanadının TBMM’deki temsilcileri ise olayın failinin provokatörler olduğunu söylüyorlar. Senelerdir merak ederim bu provokatör kim diye? Geçenlerde bir İngiliz gazeteci, 1999 depreminin bile bunlar tarafından yapıldığını söyleyerek kafa bulmuştu bizimle.

Devleti 7 yıldır yönetmekte olan Başbakan Erdoğan da, “Taşeronlar”dan bahsederek halka karşı gizem oluşturuyor. Taşeronun kim olduğu, kimler tarafından görevlendirdiğini, nereye bağlı olduğunu söyleyen yok. Sanki âlem aptal, bunlar uyanık. Taşeron deyince, taşeronu kimin tuttuğu biliniyormuş gibi, işi taşerona havale edip, biriken gaz alınarak, süre kazanılıyor. Bu sırada, açılımın taşeronluğunu yapanların, terör olaylarında taşeron arayışı gibi garip bir tutumla karşı karşıyayız.

Milleti bilgilendirmekle görevli basının, “Oyuna gelmeyelim” çağrısı yaparken, oyuncu, oyun kurucu figüran, kostüm, dekor, sahne, gibi oyunu oluşturan öğelerden bahsetmeyişlerinin arkasında iyi niyet aramak mümkün mü? “Barışa tuzak” gibi ilgi çekici sözlerle, vatandaşı uyutmakla görevli olanlara, “Hangi Barış?” sorusunu yönelttiğimizde cevap alabildik mi?

İşgüzarlık bunlarla da bitmiyor. “Kurşun atan da, yiyen de evladımız” manşetiyle, tetikçi katillerle, şehitlerin aynı kefeye konması, acılı bir babanın feryadı mı, yoksa terör örgütünün meşrulaştırılması girişiminin bir parçası mı?

“Ne zaman çözüm gündeme gelse provokasyon oluyor” manşetine gelince; Çözüm dediklerinin adını bir türlü açıkça zikretmeye cesaret edemeyenlerin, provokasyonda adres belirtmeyişleri daha da manidardır. Çözüm olsun da nasıl olursa olsun sonucuna doğru yol güzergahı belirlemek görevi onlara verilmiş.

“Karanlık el” bu karanlık eli neredeyse 40 yıldır arayan millete, gölge oyunundaki perdeden başka bir şey gösterildi mi ki... Karanlıkta, karanlık eli aratarak gerçeğin bilinmesini önleme görevi yürütenlerin, ışıklar yandığındaki suratlarını tahmin etmek de güçleşti artık.

Manşetlerden bunları okurken, sayfa aralarına sıkışmış, “Saddam Hüseyin saldıracak istihbaratı taksiciden alınmış” haberi dikkatimi çekti. İşgali meşrulaştırmak için Saddam’ın nükleer silah sahibi olduğunu Bağdat’taki bir taksicinin sözlerinden çıkaranlarla, “Karanlık el, taşeron, barışa tuzak, provokasyon, oyun, çözüm, açılım, saçılım vesaire...” arayanlar arasındaki farkı düşündüm. Oyunun içinde oyuncu olduğunu fark etmeyenler neyse de oyun kurucular keyifle seyrediyor.


Yavuz Selim DEMİRAĞ / YENİÇAĞ, 10 Aralık 2009

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 15:50
gönderen Başkomutan
Saldırıdan taşeron örgüt çıkmış

İstihbarat raporuna göre, PKK, Karadeniz bölgesine açılmayı Kandil'de planladı. Tepki çekmemek için de Anadolu Halk Kurtuluş Ordusu (AHKO) adını kullandı. 20 kişilik PKK timinin AHKO adıyla Tokat'a sızdığı belirtildi.

Resim

İstihbarat birimlerince 3 ay önce hazırlanarak Jandarma Genel Komutanlığı ve bölgedeki jandarma birliklerine gönderilen bir istihbarat raporu, PKK'nın Karadeniz Bölgesi'ne sızma ve eylem planlarını deşifre etti.

Örgütün sızdığı bölgeler arasında 7 askerin şehit olduğu Reşadiye de bulunuyor. Jandarma Genel Komutanlığı istihbarat birimlerince hazırlanan "PKK'nın Karadeniz'e açılma planları"nın yer aldığı istihbarat raporuna Sabah gazetesi ulaştı.

20 KİŞİLİK GRUP KARADENİZ'E GEÇTİ
Jandarma istihbarat birimlerince geçen Eylül ayında hazırlanan rapora göre, Kandil'de toplanan örgütün üst düzey yöneticileri 2009 yılı için "Karadeniz'e açılım" kararı aldı. Örgütün Türkiye içindeki önemli isimlerinden, Mardin nüfusuna kayıtlı Hakkı kod adlı İskan Akyüz (42), 20 kişilik bir grup oluşturarak başına da İranlı terörist Rüstem Hakkı'yı getirdi. 20 kişilik grup, 2009 başında Kuzey Irak'tan Tunceli'ye, buradan da Erzurum, Erzincan üzerinden Karadeniz'e geçti.

ADI TAŞERON ÖRGÜT
PKK'nın "Karadeniz'e açılım"adı altında gönderdiği teröristler 3 ve 5'er kişilik gruplara ayrılarak Tokat, Ordu, Amasya, Giresun, Gümüşhane, Reşadiye, Mesudiye, Şebinkarahisar, Niksar, Erbaa, Almus, Taşova, Ünye, Turhal, Dereli, Aluçra, Şiran ve Torul kırsalında taban bulmaya çalıştı. PKK'nın adı geçen bu bölgelerde ilk etapta yöre halkının tepkisini çekmemek için Anadolu Halk Kurtuluş Ordusu (AHKO) adını kullandığı belirlendi.

YÖREDE SEMPATİ KAZANMA TAKTİKLERİ
Propaganda amaçlı gittikleri köy ve mezralarda bölge halkının sempatisini kazanmak için örgüt mensuplarının bir kısmının Türk kökenli kişilerden seçildiğide yine raporda ortaya koyulan diğer bir önemli ayrıntı olarak dikkat çekti. İstihbarat birimlerinin hazırladığı raporda, örgütün ilk etapta taban bulmak ve propaganda için bölgeye geçtiği, ancak yanlarında silah, mühimmat ve patlayıcı da bulunduğu vurgulandı. Söz konusu grupla ilgili istihbarat raporu, istihbarat birimlerince bölgedeki tüm jandarma komutanlıklarına gönderilerek tüm birlikler uyarıldı. Raporda, örgüt elemanlarının asıl amacının propaganda olduğu ancak fırsat bulduğunda ses getirecek eylemler planladıkları da özellikle vurgulandı.

BİRÇOK EYLEM
Raporda Karadeniz'e geçen grubun bağlı olduğu İskan Akyüz ile ilgili detaylı bilgilere de ver verildi. 20 yıldan beri PKK'nın dağ kadrosunda yer alan Akyüz, son olarak geçen yıl Ağustos ayında Erzincan'ın Kemah ilçesinde 1'i yarbay, 2'si uzman çavuş 9 askerin uzaktan kumandalı bombayla şehit edilmesi eyleminin talimatını verdiği vurgulandı. 2007 yılının Mart ayından beri Erzurum, Erzincan ve Diyarbakır kırsalında sorumlu düzeyde faaliyet yürüten İskan Akyüz'ün bu bölgelerde bulunduğu tahmin edilen 600 örgüt mensubuna emir ve komuta ettiği belirtildi. Raporun bir kopyasının da Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği bildirildi.

internethaber

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 15:55
gönderen Başkomutan
Ve PKK hain saldırıyı üstlendi!

Resim

Terör örgütü PKK'ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı, Tokat'ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu saldırıyı PKK'nın üstlendiğini duyurdu.

Fırat Haber Ajansının verdiği habere göre, PKK, Tokat"ta 1"i uzman çavuş 7 askerin öldüğü, 3 askerin de yaralandığı eylemi üstlendi. PKK'nın saldırının sözde Dersim eyaletine bağlı bir birimin kendi inisiyatifi ile yaptığını açıkladığı da görüldü.

PKK, 7 Aralık"ta Tokat"ın Reşadiye ilçesine bağlı Sazak alanında yapılan saldırının komutanlıkları tarafından verilen bir talimat doğrultusunda yapılmadığını, ancak “Öcalan” sözkonusu olduğunda her birimin kendi inisiyatifi ile eylem yapma hakkına sahip olduğunu vurguladı.

internethaber

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 15:59
gönderen Türk-Kan
PKK o saldırıyı üstlendi

PKK sessizliğini bozdu, Tokat'ta 7 askerin şehit düştüğü saldırıyı üstlendi.


Tokat Reşadiye Kırsalı'ndaki 6 er ve 1 uzman çavuşun şehit olduğu saldırıyı PKK üstlendi.

Haber ajansı ANF'nin haberine göre terör örgütü PKK'nın sözde askeri kanadı olarak bilinen HPG'den yapılan açıklamaya göre, saldırı bağlı bir grubun merkezden talimat almaksızın, kendi insiyatifini kullanarak eylemi gerçekleştirdiği ifade edildi.

Ajansın haberinde konuyla ilgili şu bilgilere yer verildi:

"Bu bağlamda son dönemde Gabar ve Cudi alanlarında gerillalarımıza yönelik operasyonların yapılması, Amed’de Aydın Erdem isimli genç yurtseverimizin katledilerek şahadete ulaşması ve Önderliğimiz üzerinde uygulanan ölüm çukuru politikalarına misilleme olarak Anakarargah Komutanlığımız tarafından herhangi bir talimat verilmemesine rağmen, Dersim eyaletimize bağlı bir birimimiz kendi inisiyatifiyle 7 Aralık günü Tokat iline bağlı Reşadiye’nin Sazak alanında TC ordusuna bağlı askeri bir birliğe yönelik olarak 1’i uzman çavuş 6’sı er olmak üzere 7 askerin öldürüldüğü ve 3 askerin yaralandığı bir misilleme eylemi gerçekleştirmiştir.

Eylemsizlik süreci boyunca TC sistemi tarafından gerçekleştirilen her türlü saldırıya karşı güçlerimiz büyük bir sağduyu ve duyarlılıkla yaklaşmıştır. Ancak şu iyi bilinmelidir ki Kürt halkının meşru savunma gücü HPG gerillaları Önderliğimiz ve şahadetler konusunda çok hassastır. Söz konusu olan şahadetler ve Önderimizse her birimimiz kendi inisiyatifini kullanma hakkına sahiptir."


Gerçek Gündem, 10 Aralık 2009

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 17:35
gönderen Başkomutan
Tokat’taki hain saldırının hemen ardından başta AKP olmak üzere bazı çevreler olayı adeta PKK’dan kurtarıp kendi kafalarına göre “derin” bir yere bağlama telaşına girişirken, PKK’nın ­saldırıyı üstlenmesinin ardından bu çevrelerin ne diyeceği merak konusu. Bakın saldırının ardından başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak görüşleri artık malum olan çevreler şu ifadelerle olayı değerlendirmişti:

[img]http://www.haberiniz.com/components/com_fpslideshow/images/pkk_manset.jpg[/img]

Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı)

“Arkasında, önünde ne var istihbarata soracağım”

“Son yaşanan olaylar hoş olmadı. Büyük zarar verdi. Türkiye’nin gerilmesi iyi sonuçlar getirmez. Huzursuz oldum. Daha soğukkanlı ve dikkatli uslup anlamlı olur. Bu hal Türkiye’yi zayıf düşürüyor.



Bu işin arkasında, önünde ne var istihbarata soracağım.”



Bülent Arınç (Başbakan Yardımcısı)

“Hemen bir örgütün adını telafuz etmemeli”

“DTP'nin kapatma davası, hükümetin yürüttüğü süreç, Öcalan'ın hücresi bahane edilerek yaratılan olaylar. Bir de eylemin yapıldığı yer de ilginç. Milliyetçi duyguların yoğun olduğu, en fazla şehit vermiş illerimizden biri. Bunlar bir araya geldiği zaman milliyetçi duyguları daha çok körükleyecek bir eylemi çok da akıllıca planlamış olabileceklerini gösteriyor.



Taşeron örgüt de kullanılmış olabilir. Türkiye'de yargı kararları ile henüz kesinleşmemiş bazı olaylardaki pek çok görüşme, pek çok iddia gündeme geldi. Bundan da anlıyoruz ki bir saldırı olduğunda hemen bir örgütün adı telaffuz edilmemeli. Ortaya çıkan bilgiler gösteriyor ki belli bir merkezden belli eylemlerin yönlendirildiği bir gerçek. Bu kadarını söyleyeceğim. Gerisini mahkemeler bittiğinde konuşuruz.



Hüseyin Çelik (AKP Genel Başkan Yardımcısı)

“Tokat bir zamanlar Ergenekon üssüydü”

“Ne zaman barışa yönelik adım atılsa provokasyon yaşanıyor. 33 erin şehit edildiği süreci düşünün. Hala karanlıkta. Tokat ayıca bir zamanlar Ergenekon’un üssüydü.”



Ahmet Türk (DTP Genel Başkanı)

“Tokat’taki olay provokasyon”

“Dün akşam saatlerinde duyduğumuz, Tokat'ta, karanlık bir provokasyon olduğu gün gibi ortada olan bir saldırı sonucu, aramızdan ayrılan askerlerimiz için, yüreklerimiz parçalandı. Anne babaları ve yakınları şahsında tüm yurttaşlarımızın acılarını paylaşıyorum. Reşadiye'deki provokasyon bir an önce açıklığa kavuşturulmalı ve aydınlatılmalıdır.”



Sırrı Sakık (DTP Muş Milletvekili)

“Karanlık bir el devreye girdi”

Balçiçek Pamir: Tokat’ta yaşadıklarımız gündemde. Çok acı haberler aldık.

Sırrı Sakık: Evet. Tam DTP kapatılma davasından bir gün önce, karanlık bir el devreye girdi.

Balçiçek Pamir: Ne demek karanlık el? Terör örgütü saldırdı, 7 şehit verdik. Ailelere Allah sabır versin.

Sırrı Sakık: Benim memleketimden iki kişi var ölenler arasında. Ben de aileleri aradım, başsağlığı diledim. Ama orada garip şeyler oldu. Ben bilmiyorum, terör örgütü müydü değil miydi?

Balçiçek Pamir: Sizce kimdi? 12 yıl tek bir olay çıkmamışken, Öcalan “Odam küçük” diye sokağı alevlendirirken, Başbakan tam Obama ile görüşürken…

Sırrı Sakık: Ben de diyorum ki, hükümet açıklamalı. Araştırılsın. Terör saldırısı mıydı değil miydi diye…

Belli başlı görüşler böyleydi. Adeta terör örgütü PKK'yı aklama sonucu çıkarılabilecek bu demeç sahiplerinin şimdi ne diyecekleri merak konusu.



Hükümete yakın bazı basın yayın organları da haberlerinde saldırıyı PKK'nın yapmadığına okuyucularını inandırma yarışına girişmiş ve saldırıyı “derin devlet yaptı” demeye getirmişti. Bu yöndeki haberleri de dün yansıtmıştık.

Haberiniz.com- Tokat’taki hain saldırının hemen ardından başta AKP olmak üzere bazı çevreler olayı adeta PKK’dan kurtarıp kendi kafalarına göre “derin” bir yere bağlama telaşına girişirken, PKK’nın ­saldırıyı üstlenmesinin ardından bu çevrelerin ne diyeceği merak konusu. Bakın saldırının ardından başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak görüşleri artık malum olan çevreler şu ifadelerle olayı değerlendirmişti: Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı) “Arkasında, önünde ne var istihbarata soracağım” “Son yaşanan olaylar hoş olmadı. Büyük zarar verdi. Türkiye’nin gerilmesi iyi sonuçlar getirmez. Huzursuz oldum. Daha soğukkanlı ve dikkatli uslup anlamlı olur. Bu hal Türkiye’yi zayıf düşürüyor. Bu işin arkasında, önünde ne var istihbarata soracağım.” Bülent Arınç (Başbakan Yardımcısı) “Hemen bir örgütün adını telafuz etmemeli” “DTP'nin kapatma davası, hükümetin yürüttüğü süreç, Öcalan'ın hücresi bahane edilerek yaratılan olaylar. Bir de eylemin yapıldığı yer de ilginç. Milliyetçi duyguların yoğun olduğu, en fazla şehit vermiş illerimizden biri. Bunlar bir araya geldiği zaman milliyetçi duyguları daha çok körükleyecek bir eylemi çok da akıllıca planlamış olabileceklerini gösteriyor. Taşeron örgüt de kullanılmış olabilir. Türkiye'de yargı kararları ile henüz kesinleşmemiş bazı olaylardaki pek çok görüşme, pek çok iddia gündeme geldi. Bundan da anlıyoruz ki bir saldırı olduğunda hemen bir örgütün adı telaffuz edilmemeli. Ortaya çıkan bilgiler gösteriyor ki belli bir merkezden belli eylemlerin yönlendirildiği bir gerçek. Bu kadarını söyleyeceğim. Gerisini mahkemeler bittiğinde konuşuruz. Hüseyin Çelik (AKP Genel Başkan Yardımcısı) “Tokat bir zamanlar Ergenekon üssüydü” “Ne zaman barışa yönelik adım atılsa provokasyon yaşanıyor. 33 erin şehit edildiği süreci düşünün. Hala karanlıkta. Tokat ayıca bir zamanlar Ergenekon’un üssüydü.” Ahmet Türk (DTP Genel Başkanı) “Tokat’taki olay provokasyon” “Dün akşam saatlerinde duyduğumuz, Tokat'ta, karanlık bir provokasyon olduğu gün gibi ortada olan bir saldırı sonucu, aramızdan ayrılan askerlerimiz için, yüreklerimiz parçalandı. Anne babaları ve yakınları şahsında tüm yurttaşlarımızın acılarını paylaşıyorum. Reşadiye'deki provokasyon bir an önce açıklığa kavuşturulmalı ve aydınlatılmalıdır.” Sırrı Sakık (DTP Muş Milletvekili) “Karanlık bir el devreye girdi” Balçiçek Pamir: Tokat’ta yaşadıklarımız gündemde. Çok acı haberler aldık. Sırrı Sakık: Evet. Tam DTP kapatılma davasından bir gün önce, karanlık bir el devreye girdi. Balçiçek Pamir: Ne demek karanlık el? Terör örgütü saldırdı, 7 şehit verdik. Ailelere Allah sabır versin. Sırrı Sakık: Benim memleketimden iki kişi var ölenler arasında. Ben de aileleri aradım, başsağlığı diledim. Ama orada garip şeyler oldu. Ben bilmiyorum, terör örgütü müydü değil miydi? Balçiçek Pamir: Sizce kimdi? 12 yıl tek bir olay çıkmamışken, Öcalan “Odam küçük” diye sokağı alevlendirirken, Başbakan tam Obama ile görüşürken… Sırrı Sakık: Ben de diyorum ki, hükümet açıklamalı. Araştırılsın. Terör saldırısı mıydı değil miydi diye… Belli başlı görüşler böyleydi.

Hükümete yakın bazı basın yayın organları da haberlerinde PKK’yı aklama yarışına girişmiş ve saldırıyı “derin devlet yaptı” demeye getirmişti. Bu yöndeki haberleri de dün yansıtmıştık.
ilgili haber
Medya Terör Örgütü

haberiniz.com

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 17:50
gönderen Oğuz Kağan
'Asıl provokatörler sahnede'

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, saldırıyı PKK’nın üstlenmesini değerlendirdi.

MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan “Provokasyon diyorlardı şimdi PKK açıkladığına göre PKK provokasyonu diyecekler, bir çıkış yolu bulacaklar” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümet üyeleri ve DTP’nin ‘provokasyon’ olarak nitelendirdiği Tokat Reşadiye saldırısını PKK’nın üstlenmesini “Buna provokasyon diyenler gerçek provokatörlerdir” şeklinde değerlendirdi.MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan “Provokasyon diyorlardı şimdi PKK açıkladığına göre PKK provokasyonu diyecekler, bir çıkış yolu bulacaklar” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümet üyelerinin ‘provokasyon’ dediği Tokat Reşadiye saldırısıyla ilgili PKK’nın açıklamasını “PKK’nın açıklamasıyla olay gün ışığına çıktı. Zaten herkes bu menfur saldırının PKK tarafından yapıldığını biliyordu. Peki başta Sanayi Bakanı, Başbakan Yardımcısı; bu saldırının sanki nemenem olduğu belli olmayan açılımın sabote edilmesi için yapıldığını, söylüyorlardı. Asıl bu saldırıya provokasyon diyenler gerçek provokatörlerdir” sözleriyle değerlendirdi.

-“ŞİMDİ DE PKK PROVOKASYONU DİYECEKLERDİR”-

MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ise Tokat saldırısıyla ilgili ‘Ergenekon terör örgütü bu işi yaptırdı’ gibi bir takım ima ve yorumlar olduğunu hatırlatarak “PKK’ya karşı yapılması gereken mücadeleyi yapmayan iktidar kendi uyguladığı politikanın doğruluğu noktasında bir psikolojik harekat başlatmıştı. Bu psikolojik harekatlarının yalanı ortaya çıktı. Öncelikle terör örgütünün verdiği mesajın ne olduğunu iyi yorumlamaları gerekir. PKK’nın verdiği mesaj da çok önemli; ‘Biz canlıyız diriyiz, başbakan İmralı’yı dikkate almadan bu konuları götürmek isterse bu iş olmaz. Amerika’yla falan bu işi halledemezsiniz, bizimle halledin’noktasında bir mesaj veriyor. 13 yıldır terör yapmadıkları bir bölgede yapıyorlar. Bu da enteresandır. Şimdi buna provokasyon diyenlerin provokasyonun nasıl bir provokasyon olduğunu açıklamaları gerekir. Oradaki provokasyondaki amaç bunu PKK yapmadı başkaları yaptı noktasındaydı. Şimdi PKK açıkladığına göre herhalde diyecekler ki; PKK provokasyonu. Bir çıkış yolu bulacaklardır. Onların ne diyeceğini ben de merak ediyorum“ diye konuştu.


http://www.gercekgundem.com/?p=237394

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 10, 2009 18:27
gönderen Oğuz Kağan
'PKK'yı korumaları acı veriyor'

Baykal: Türkiye'nin bu hale gelişinin sorumlusu muhalefet değildir.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tokat’ta 7 askerin şehit olduğu saldırıyı PKK’nın üstlenmesinin Hükümet’in komplo teorileriyle böylesine önemli bir konuya yaklaşımının ne kadar yanlış olduğunu gösterdiğini ifade ederek “PKK’yı koruma, aklama, sakınma duygusunun Hükümet’e hakim olduğunu görmek insana gerçekten acı veriyor” dedi.

Baykal, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan ile Anamuhalefet Partisi’nin Genel Başkanı’nın üç buçuk yıldır neden görüşmediği sorgulandığı yönündeki bir soru üzerine Baykal, “Yaşananlar, geldiğimiz nokta, biz görüşmediğimiz için ortaya çıkmış değildir. Tam tersi, bu yaşananlar ve ortaya çıkan tablo görüşmenin engelleyicisidir. Yani, görüşmememizin sebebi değil, sonucudur bu durum” dedi. 2004 yılında herkesi Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırdığını, o zaman Kürt açılımı ya da Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkında kapatma davası olmadığını belirten Baykal, şöyle konuştu:

“Bu hükümetin tehlikeli bir istikamete girdiğini söylediğim zaman kimse işin ciddiyetinin farkında değildi ve bu sözlere aldırmıyordu. Ancak, iktidarın tehlikeli yol aldığı ve treni raydan çıkarmaya doğru gittiği anlaşılmaya başlanınca, bu gerçek herkes tarafından görülebilir hale gelince bize dönüldü ve ne oluyor kardeşim şunu bir toparlayın denilmeye başlandı. Biz başından beri büyük bir sorumluluk ve sağduyu ile muhalefet görevimizi yapıyor ve gerçekleri anlatmaya, kavratmaya çalışıyoruz. Yani, Türkiye'nin bu hale gelişinin de, görüşmenin olmamasının sorumlusu da muhalefet değildir. Türkiye'nin bu hale gelişinin sorumlusu iktidardır. Artık herkes bu gerçeği kabul etsin ve cesaretle söylesin.”

İktidarın bu anlayışla devam ettiği sürece kendilerinin konuşması ya da konuşmamasının bir şeyi değiştirmeyeceğini, önemli olanın bir siyasi yörünge değişikliği olduğunu vurgulayan Baykal, şöyle devam etti:

“İktidarın yörünge değişikliği Türkiye'yi bu sıkıntılılara sokmuştur. İktidarın bu konudaki sorumluluğu ortaya çıkmaya, kavranmaya başladıkça bize yönelme, ‘Nedir bu? Bunu bir konuşun, halledin’ denmeye başlandı. Görüşmek için, konuşmak için bu iktidarın yeniden köklü bir yörünge değişikliğine girmesine ihtiyaç var. Ha, ‘Ben böyle giderim, bildiğim gibi, işime geldiği gibi davranırım, ama konuşarak bunu götüreyim. Bir şey olmaz’ deniliyorsa bu yanlıştır. Böyle olunca İktidarla ilişkiler insani, nezaket kurallarına indirgenen görüşmeler düzeyine çekilmiş olur.”

İktidarla aralarında siyasi, temel bakış farklılıkları olduğunu belirten Baykal, “Ben herkesi Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırdığımda, iktidar daha laiklik karşıtı eylemlerin odağı diye hüküm giymemişti. Ergenekon davası diye bir dava da açılmamıştı. Biz CHP olarak Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğine dikkat çektiğimizde AKP’nin adı sık sık değiştirilen açılım politikası da yoktu. İnsanlar birbirlerine etnik kökenleri dolaysıyla düşmanlık duyar bir noktaya gelmemişti. Peki Niye geldi ? Niye bu tartışmalar yaşanıyor? Niye birden bire böyle ‘Kürt açılımı’ diye bir laf çıktı ve problem haline getirildi. Bu açılım rahatlatmadı, ferahlatmadı tam tersine gerginleştirdi, kutuplaştırdı, husumet tohumları ekildi. Meydanlar sokaklar taştan sopadan geçilmez hale geldi. Hukuk devleti askıya alındı” diye konuştu.

-“HÜKÜMET’TE PKK’YI KORUMA, AKLAMA DUYGUSU HAKİM”-

Baykal, Tokat’taki terör saldırısıyla ilgili yapılan spekülasyonları nasıl değerlendirdiği sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Komplo teorisi üretmek bir hükümete yakışmıyor. Hükümet neyin ne olduğunu ortaya koyma durumundadır. Neyin ne olduğunu ortaya koyamıyorsa komplo teorilerinden medet umarak içine girdiği yanlış istikameti savunmaya çalışıyorsa durum düşündüğümüzden daha da vahimdir. PKK’nın bunu üstlenmesi de Hükümet’in komplo teorileriyle böylesine önemli bir konuya yaklaşımının ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. PKK’yı koruma, aklama, sakınma duygusunun Hükümet’e hakim olduğunu görmek insana gerçekten acı veriyor.”

Baykal, muhalefetin “Dış geziden dön” çağrılarına rağmen Başbakan’ın dönmemesi ancak bugün gezisini kısaltmasını ise “Başbakan ve yakın çevresi bir kez daha 24 saat içinde çelişkili hükümler veren değerlendirmeler yapan bir siyaset izlediklerini gösterdiler. Başbakan’ın uyarıları daha soğukkanlı değerlendirmesine ihtiyaç var. Karşıtlarını suçlayarak halkın gözünde yanlışını örtbas edemeyeceği ortaya çıkmıştır” sözleriyle değerlendirdi.

-“CHP RANT OLDUĞU İÇİN AÇILIMA KARŞI ÇIKTI”-

Baykal, Hükümet’in, açılım ve diğer konularda muhalefetin siyasi rant peşinde olduğu yönündeki suçlamalarına ise “Hükümet, İçişleri Bakanı ‘Biz samimiyiz bu açılım politikasında, rant elde etmek için buna karşı çıkıyorlar’ diyor. Adam yaptığı savunamıyor. ‘Yaptığım iş ülkeye yarar getirdi, kardeşliği artırdık, barışı artırdık, hukuku egemen kıldık, insanlar şimdi daha mutlu’ diyemiyor.

Muhalefet rant peşinde diye konuşuyor” yanıtını verdi. İnsanların birbirine girdiğini, hukukun ortadan kalktığını, polisin bölünmeye başladığını, can güvenliğinin tehlikeye girdiğini dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsanlar kökü kökeni nedeniyle birbirini suçlar hale geldi, o hala samimiyetten bahsediyor. ‘Ben samimiyim’ diyor. Bakan’ın samimi olup olmadığı kimseyi ilgilendirmez. Kimse kimsenin duygularını samimiyetini sorgulamıyor. Biz yapılan işin Türkiye’yi ne hale getirdiğini görüyoruz ve buna karşı çıkıyoruz. CHP rant olduğu için değil memleket yararı olduğu için, herkes seni alkışlarken buna karşı çıktı. Yanlış olduğuna inandığımız için gerekirse bedel ödemeyi göze alarak karşı çıktık. Şimdi bunun yanlış olduğu ortaya çıkınca herkes bize hak vermeye başlayınca ne söyleyeceklerini şaşırdılar Bizim rant peşinde olup olmadığımızı millet çok iyi biliyor.”


http://www.gercekgundem.com/?p=237406

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 11, 2009 3:23
gönderen Başkomutan
Amcası eski bir general olan CHP milletvekili Arınç'a öyle bir söz etti ki ortalık karıştı.

Resim

TBMM Genel Kurulunda Çek Kanunu Tasarısının 3. maddesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Arınç, CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ün, Tokat'taki saldırıyı PKK'nın üstlendiğini, ancak bunu ''AKP'nin kabullenemediğini'' savunarak, ''Bu, PKK'yı aklama girişimidir'' şeklindeki sözlerini anımsattı.

Dün bir televizyon kanalında katıldığı programda söylediği bazı sözleri anımsatan Arınç, şunları söyledi:

''PKK'yı aklamak, hem şahsıma, hem hükümete yapılabilecek en büyük hakarettir. Bu hakareti hiç bir şekilde kabul etmiyorum ve söyleyenlere iade ediyorum. Çok açık söylüyorum; PKK bir terör örgütüdür. Alçakça haince eylemler yapmıştır. Bu eylemlerinden dolayı da yıllarca milletimizin kanayan bir yarası vardır. Ancak Tokat'ta işlenen olayla ilgili olarak Başbakan Vekili sıfatıyla, (Tokat'ta son 10 yılda PKK eylemine rastlanmamıştır. Tokat bölgesinde eylemler daha çok TİKKO, TKP-ML, DHKP-C örgütleriyle bağlantılıdır. Olabilir ki bu örgütler birilerine eylem yaptırmış olabilirler. Taşeron kullanmış olabilirler. Bunları faillerini en kısa zamanda yakalayacağız ve bu alçaklığın hesabını soracağız) demişim. PKK'yı aklamak hiçbir vatansever Türk yurttaşının yapabileceği bir şey değildir. Ne Sayın İsa Gök'e, ne CHP'nin en uzaktaki ferdine, ne MHP'ye, ne de bir başkasına hiçbir şekilde yakıştıramam.''

Sataşma olduğu gerekçesiyle yerinden söz alan CHP'li Gök, Arınç'ın, daha önce ''Türkiye'de daha çok ses getirecek, milliyetçi duyguları daha fazla körükleyecek, özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan partilerin işini biraz daha kolaylaştıracak bir eylemi akıllıca planlamış olabilirler'' dediğini belirtti. Gök, ''Bu ima değilde de nedir Sayın Bakan?'' diye sordu.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün de ''Danıştay saldırısında da bir İslami örgüt denmişti, ardından Ergenekon çıktı. Vatandaşlarımızı aynı şekilde düşünmeye sevk ediyorum'' dediğini ifade eden Gök, ''Bu imadır, bu toplum mühendisliği, kamuoyu yaratmadır. Bu, kanunen de suçtur. Bunları yaptınız. Eylemin olduğu günden bu yana kamuoyu oluşturmaya çalıştınız. Ta ki PKK ikrar edene kadar. Örgütün bu ikrarı gelmeseydi, Sayın Başbakan, Sayın Arınç ve Sayın Ergün, bu lafları ile toplumu yanlış yöne sevk etmiş olmuyor musunuz?'' şeklinde konuştu.


internethaber

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 11, 2009 11:12
gönderen Oğuz Kağan
Terör vezir de eder rezil de

PKK’ya yakınlığı ile bilinen Fırat Haber Ajansı’nın internet sitesindeki habere göre, PKK’nın fedaileri olarak gösterilen Halk Savunma Güçleri (HPG), Tokat’ta 7 askerin şehit olduğu, 3 askerin de yaralandığı eylemi üstlendi. Açıklamada, Anakarargâh Komutanlığı tarafından herhangi bir talimat verilmemesine rağmen, Dersim eyaletine bağlı bir birimin kendi inisiyatifiyle 7 Aralık günü Tokat iline bağlı Reşadiye’nin Sazak alanında saldırıyı gerçekleştirdiği belirtildi.”

Haber ajansları ve televizyonlar dün haberi böyle duyurdular.

7 askerin şehit olduğu saldırıyı kim yapmış?

PKK yapmış.

Daha şehitlerin cenazeleri kalkmadan saldırının asker tarafından düzenlenmiş bir provokasyon olduğunu öne sürenler için bu haber ne ifade ediyor sizce?

7 ailenin ve 7’den 77’ye milletin kan ağladığı saatlerde, bu saldırının “açılım” ı baltalamak isteyenlerce gerçekleştirildiğini iddia edenlerin kimler olduğunu biliyorsunuz. Televizyonlarda izlediniz, gazetelerde okudunuz. Hele köşe yazıları, komplo teorilerinden geçilmiyordu. Kimilerinin üstü örtülü ifadelerle dile getirerek, kimilerinin daha açık sözlerle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni suçladığını da biliyorsunuz.

Denmek istenen şuydu: TSK, açılıma karşı. Bu yüzden kendi askerini pusuya düşürüp 7’sini öldürerek suçu PKK’ya atmak istedi.

Ama kimileri için “provokasyon” sözcüğü bir kurtarıcı da olabilirdi. Gerçek ortaya çıktığı zaman “Ben de zaten onları kastetmiştim, provokasyonu onlar yaptı” demek kolaydı. Şimdi göreceksiniz, o kimileri böyle konuşacaklar. Hatta, “Provokasyon olduğu gün gibi ortada” diyenler bile böyle konuşursa, şaşmayın.

Aslında kastettikleri TSK’ydı.

***

Askerin askeri pusuya düşürdüğü iddiasını ortaya atmak nasıl bir aklın eseridir, bilinmez ama, herhalde “Vurun askere!” sloganının prim yaptığına inanılan bir zamanda, provokatörlerin, yalancıların, komplo teorisyenlerinin mantar gibi fışkırmasını anlamak mümkün.

Akıllarınca iddialarını kanıtlayacak deliller bile öne sürdüler. Saldırının karakola yakın bir yerde yapılması... Bölge halkının milliyetçi ağırlıkta olması... Yolun virajı, havanın sisi... Saldırının zamanlaması... Bunların hepsi güya saldırının TSK tarafından yapılmış bir prokovasyon eylemi olduğunu gösteriyordu.

Gerçekte, bu iddialar TSK’ya yönelik saldırıydı. TSK’ya, Tokat’ta uğradığı saldırıdan daha ağır bir saldırı...

7 şehidinin acısını yaşarken o askerleri kendisinin öldürdüğü iddialarıyla karşılaşan bir ordu, çok ciddi bir saldırıya uğramış demektir.

Ama ne oldu? Gerçek ortaya çıktı. TSK’ya saldıranlar, koruyup kollamaya çalıştıkları PKK tarafından yalanlandılar. Terör sayesinde “vezir” olmayı umarken rezil oldular. Terörle dans edenler için hiç de şaşırtıcı olmayan bir sonuç.

***

Şehit askerler için sahte gözyaşları dökenler dün yine şiddet eylemcilerinin arasındaydı. Van’da insanlar yine sokaklara döküldü. Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı yakınındaki sebze hali önünde toplanan kalabalık, kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Sadece yürüyüşe değil, saldırıya da geçti. Polise taş attılar. Kent merkezinde taşlar yetmedi, polislerin üzerine molotof kokteylleri ve havai fişekler atmaya başladılar.

İnsanları sokağa, şiddet eylemlerine dökenler anlaşılan bir “yenilik” daha bulmuşlardı. Bu kez Van Orduevi de taş yağmuruna tutuldu. Her şey göz önünde olduğu, kimsenin üstlenmesine gerek kalmadığı için bizim komplo teoricileri, “Orduevi’ne taşı askerler atmış olmasın?” diye teori üretme fırsatı bulamadılar.


Hikmet BİLA / VATAN, 11 Aralık 2009

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 11, 2009 11:18
gönderen Oğuz Kağan
DTP değil, asıl siz nasıl izah edeceksiniz?

PKK Tokat’ta 7 askerimizin şehit olduğu alçak pusuyu üstlendi. Üstlenmese de onun yaptığı biliniyordu ama iyi ki üstlendi çünkü başta; söze “Ben Başbakan Vekili olarak” diye başlayan Bülent Arınç (ki kendisi Başbakan’ın yokluğunda hükümeti temsil etmektedir) arkasından Cumhurbaşkanı Gül ve tabii koro halinde tüm iktidar medyası bunun “karanlık bir eylem, açılımı önlemek için provokasyon” olduğunu (‘ne zaman bir adım atılsa bu tür bir provokasyon çıkıyor’ diyerek) hemen ilk anda söyleyiverdiler. Malûm gazeteler aldatmacayı manşetten yaptı, yazarları yine lâfı döndürüp dolaştırıp aynı noktaya getirdi.

Dünkü yazımda ‘insanın ağzından çıkanı kulağı duymazsa, milleti aptal, kendini de pek akıllı zannediyorsa her şey söylenebilir, yazılabilir’ demiştim. Tekrarlıyorum, hem de iyice vurgulayarak!

Azılı terör örgütü PKK, saldırıyı üstlenir üstlenmez ne olmuş bilin bakalım? Bildiniz, hemen biri aynen dün Arınç’ın denediği gibi gelecek tepkilerin önünü kesmeye çalışmış. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli yaptığı açıklamada şöyle diyor:

“DTP bunu nasıl izah edecek doğrusu merak ediyoruz”!! Nasıl ama, harika bir açıklama değil mi?

Biz ise DTP’nin nasıl izah edeceğini değil (onların yönü, talepleri, işi nereye götürmek istedikleri, kimlerle kol kola olduğu belli) asıl iktidarın nasıl izah edeceğini doğrusu her şeyden çok merak ediyoruz. İkinci etapta da okuyucularından/toplumdan utanma duygusunu kaybetmiş ve basın meslek ilkelerine zerre kadar saygısı kalmamış, tek misyon olarak “iktidarın istediği yönde haberleri saptırma, insanları yanıltma”yı üstlenmiş medya kesiminin nasıl izah edeceğini merakla bekliyoruz.

Hani “PKK ve Ergenekon birlikte” ve dahi “Ergenekon tek başına (burada utanmadan orduyu da kastediyorlar tabii)” yapmıştı? Hani artık her olayı Ergenekon’un üstüne yıkıp istediğiniz kişileri, partileri ve hatta terör örgütünü bile kurtarıverecektiniz? Hani hiç sıkılmadan “Ergenekon’un bütün ilişkileri Reşadiye’de kesişiyor” diyerek PKK’yı bile işin içinden kurtarmaya çalışıyordunuz? Papaz her zaman pilav yemiyor işte, foya meydana çıkıveriyor. Terör örgütü bile en azından suçunu üstlenerek bunları yazan ve konuşanların hesabını bozabiliyor.

Bu olayda asıl benzeri görülmemiş durum Başbakan Yardımcısı konumundaki Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Gül’ün aynı yanıltmacaya katılmasıdır. Görevine de, yargıya da saygısı olmayan herkes komplo teorisi üretebilir ama hiçbir çağdaş, demokratik ülkede siyasetçiler, hele de bu kadar önemli konumda bulunanlar (hele hele Arınç gibi bir hukukçu) sırf “açılım nedeniyle şehirlerde, Türkiye’nin göbeğinde bile terör ayyuka çıktı, ortalık yakılıp yıkıldı ve yeni şehitler verildi” denmesin diye yargıyı yanıltamaz. Ülkenin muhalefet partilerini terör örgütleriyle (hele de böyle dehşet verici bir olayda) ilişki içinde, karanlık saldırılar, katliamlar planlıyor gibi gösteremez. Türkiye’de de bunun bir yaptırımının olması lâzımdır.

Çok önemli olaylar bunlar ve dediğim gibi halkın gerçekleri görmesi gerekiyor. Bu aldatıcı (tam kelimesini siz koyun, ben yazmayayım) açıklamalar askerleri ve ailelerini bile şüpheye düşürecek, kendi ordularına güvenemeyecek hale getiriyor.

Cumhurbaşkanı Gül ve Bülent Arınç’tan “nasıl izah edeceklerini” duymak hakkımızdır doğrusu!

***

Şehit aileleri 100 liraya muhtaç ama...

Tokat şehitlerinden Fatih Yonca 120 liralık maaşının 100 lirasını İskenderun’da yokluk içinde yaşayan annesine gönderiyormuş.

Çarşamba (9 Aralık) günü VATAN’da şehitlerle ilgili bir haberde ise: “Şehit Jandarma er Ferit Demir’in cenaze töreni anne ve kardeşlerinin İstanbul’dan otobüsle yola çıkmaları üzerine bugüne ertelendi” diyordu.

Duyduğumuz haberlerde birçok şehidimizin aileleri büyük sıkıntı içinde; gecekondularda yaşayanlar, asker oğlunun 100 lirasıyla yaşayanlar, şehidine gitmek için bile (beddua serbest) uçak bileti alamayanlar var.

Peki bu ülkede şehirler milyon dolarlar verilerek üç günde sokağa atılacak lâlelerle donatılabiliyorsa, parti genel merkezlerine sultan sarayına yapılacak masraflar yapılıyor, çifter çifter makam uçakları, çifter çifter son model makam otoları alınabiliyorsa, İmralı’daki teröristbaşı için 5 milyon dolara özel hapishane yapılabiliyorsa, belediyelerde ve her yerde yolsuzluklarla milletin trilyonlarca lirası birilerinin cebine indiriliyorsa bu devletin bir tek şehit ailelerini onurlandıracak, en azından yol masraflarını karşılayıp bundan sonra rahat yaşamalarını sağlayacak parası mı yok?

Askerlerine 120 lira yerine 500 lira verecek parası mı yok?

Şehit haberi alınan asker ailelerine hemen gönderip onlara yardımcı olacak ekipleri mi eksik?

Yeter artık bu milletin çektiği, her konuda lâf ebeliği yapmanın, aldatmacaların ve komplo teorilerinin peşine düşeceklerine bu konulara baksınlar.

İsraflarını kesip halka harcasınlar.


Ruhat MENGİ / VATAN, 11 Aralık 209

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 11, 2009 13:48
gönderen Türk-Kan
TSK: Saldırı emrini Tunceli bölge sorumlusu verdi

Genelkurmay, Tokat'ın Reşadiye İlçesi'nde 7 askerin şehit olduğu hain saldırının emrini PKK'nın Tunceli bölge sorumlusunun verdiğini açıkladı.


GENELKURMAY, HAİN SALDIRIYI FOTOĞRAFLARLA ANLATTI


Genelkurmay Karargahı'nda yapılan basını bilgilendirme toplantısında açıklamaları bugüne kadar İletişim Daire Başkanı Orgeneral Metin Gürak yapıyordu. Ancak bugün farklı olarak açıklamaları Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin yaptı. Pekin, Tokat'taki terörist saldırı ile ilgili ayrıntılı bilgi verdi. İşte Orgeneral Pekin'in açıklamalarından satırbaşları:

- Saldırı 7 Aralık'ta oldu, açıklama neden şimdi yapılıyor? Önce onu açıklayayım. TSK, her zaman olduğu gibi bu olayda da öncelikle konuyu inceleyip, araştırıp elde ettiği verileri her yönüyle değerlendirmeyi, müteakip ulaştığı doğru sonuçları kamuoyuna sizler aracılığıyla aktararak bilgilendirmeyi esas almıştır. Kamuoyuna her zaman doğruları söylemeye devam edeceğiz bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Resim
SALDIRI EMRİNİ VEREN BELİRLENDİ

- Saldırının PKK terör örgütü tarafından yapıldığı açık ve net olarak belirlendi. Eylemi gerçekleştiren teröristler ile bağlı olduğu terörist grup arasında 8-9 Aralık 2009'da yapılan telsiz konuşmalarındaki seslerin analizlerinden, eylemi yapan ve eylem talimatını veren teröristler tespit edildi.

- Saldırının emrini PKK'nın Tunceli bölge sorumlusu verdi

- Saldırıyı 5-6 kişilik bir grup yaptı.

SALDIRI BİR DAKİKA İÇİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

- Havanın yağışlı ve sisli olmasından dolayı görüşün 5 metreye kadar düşmesinden de istifade eden teröristler dört ayrı mevziden ve yakın mesafeden açtıkları ateş ile bir dakika içerisinde saldırıyı gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırıda ilk anda üç personel şehit olmuş yedi personel çeşitli yerlerinden yararlanmıştır.

- Yaralı olan uzman çavuş, müteakip birkaç dakika içinde cep telefonundan 156 Jandarma'yı arayarak olayı Tokat İl Jandarma Komutanı'na, daha sonra Sazak Jandarma Karakol Komutanı'na bildirmiştir.

- Bu sırada olaydan yara almadan kurtulan bir personel yola çıkarak, Sazak Köyü istikametinden gelen ve içinde bir şoför ve bir bayanın bulunduğu kırmızı renkli Toros marka aracı durdurmak istedi ancak araç durmayarak yoluna devam etti.

- Aynı personel daha sonra Sazak Köyü istikametinden gelen bir otobüsü durdurarak yolcuları indirdi ve yaralıların hepsini araca bindirerek Reşadiye istikametine hareket etti. Olayı haber alan Sazak Jandarma Karakol Komutanı, yaklaşık beş dakika içerisinde iki araçla hareket ederek 15.35'te olay yerine vardı.

- Olay yerinde 75 adet piyade tüfeği boş kovanı ele geçirildi.

- Saldırı hakkında Zap bölgesinde bulunan “HPG” karargahına da rapor verildiği tespit edildi.

JANDARMA, SORUŞTURMA BAŞLATTI

- Terörist eylemin ardından aynı gün 17.50'den itibaren Tokat Turhal ve Niksar'da 3 tabura yakın kuvvet bölgeye sevk edilerek operasyona başlandı. Halen helikopter desteğinde, mevcut kuvvetlere takviye olarak bölgeye sevk edilen Jandarma Özel Harekat birlikleriyle operasyonlara devam ediliyor.

- Jandarma Genel Komutanlığı'nca oluşturulan bir heyet tarafından aynı gün olayın idari tahkikatına da başlandı.

- PKK, Tokat'ı Karadeniz'e açılmak için kullanıyor

- Tokat'taki saldırıyı 24 Mayıs 1993'te 33 erin şehit edildiği Bingöl'deki olayla aynı göstermeye çalışmak art niyetli bir yaklaşım. Bingöl'deki olayla ilgili idari tahkikatın yapıldı ve hukuki süreç başlatıldı. Bingöl'deki olayın PKK terör örgütü tarafından yapıldığı, görgü tanıkları ile sonradan yakalanan ve teslim olan 11 teröristin ifadelerinde açık olarak belirtildi. Bu teröristler hakkında gerekli yasal işlem yapıldı. Hukuki süreci tamamlanmış bir konunun bazı çevrelerce tekrar tekrar gizli tanık ifadelerine dayanılarak gündeme getirilmesinin altında yatan nedenleri kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.


Hürriyet, 11 Aralık 2009

Re: Şehitlerimiz...

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 11, 2009 16:16
gönderen Ram
Genelkurmay Basın Açıklaması