11. yüz (Toplam 13 yüz)

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 29, 2011 14:33
gönderen Başkomutan
Kürt sorununa ilişkin yol haritasını açıkladı
PKK: Artık kulağımıza fısıldamakla olmaz

BDP'nin desteklediği Bağımsız milletvekili adayı Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü için yol haritasını çizdi:

"Başbakan seçimden sonraki gün yol haritası açıklasın. Artık kulağımıza fısıldamakla olmaz. Başbakan somut adımları halka açıklamalı. Erdoğan Kürtlere balkon konuşması yapsın"

Ahmet Türk, seçim öncesi iyice artan tansiyonun düşmesi içi de önerisini sundu: Öcalan'a ev hapsi gelse, tansiyon düşer

Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, bağımsız aday Ahmet Türk'le ropörtajını köşesine taşıdı. Türk, ropörtajında Kürt gençlerinin duygusal bir kopuş yaşadığını ve arkadan gelen nesillerle barış yapmanın daha da zor olduğu uyarısında bulundu. Türk, bölgedeki seçim atmosferinin 2007 yılından farklı olduğunu ve Kürtler'in artık dünyadaki gelişmelere ilgisiz olmadığını anlattı:

"İnsanlar değişim istiyor. Bakın Mısır'da yaşananlara. Orada da Mübarek direndi, istikrar dendi, ama sonuç ortada. Bu seçim, hem Türkler hem de Kürtler açısından önemli. Bazen sertleşiyoruz; ama inanın herkesin yüreğinde barış özlemi var. Demokratik muhalefet olmadan, bu devlet Kürtlerin haklarını kolay kolay vermez. Gittiğimiz her köyde insanlar 'Oyumuz size' diyor, bunun bir şeref meselesi olduğunu söylüyor. Ama, tabii kuşkusuz sessiz bir kitle de var; göreceğiz 12 Haziran'da ne olacak"

15 HAZİRAN UYARISI

Türk, Abdullah Öcalan'ın verdiği ateş tarihinin 15 Haziran'da sona erdiğini ve bu tarihe kadar olumlu gelişmelerin yaşanmaması halinde "suskun kalmayacakları" uyarısında bulundu:

"15 Haziran'a kadar bir ışık yakılmadığı takdirde Kürtler geçmişteki yaşam tarzınI sürdürmeyecek, suskun kalmayacaktır. 15 Haziran'a kadar bir yol haritası ya da inandırıcı bir açıklama yapılması lazım. Başbakan isterse bu açıklamayı seçimden sonra, hatta 13 Haziran'da yapabilir. İsterse balkondan, isterse başka yerden açıklayabilir. Ama somut şeyler ortaya koyması lazım"

YENİ ANAYASA UMUDU

Türk, Kürtlerin inkarının yeni Başbakan Erdoğan'ın dile getirdiği yeni Anayasa'da da yer almaması gerektiğini vurguladı:

"Yeni anayasada neler olacağını anlatması lazım. Kürtlerin inkarı devam edecek mi? Vatandaşlık tanımı ne olacak? Örneğin yeni anayasa şimdiki gibi 'Türkiye'nin dili Türkçedir' derse olmaz. Ama, 'Türkiye'nin resmi dili Türkçedir' derse olur. Mevcut anayasa, mantığı, ruhu, içeriği ile değişmeli ve toplumsal realiteye uymalı. 20 milyon Kürt var ve bu bölgede belli bir kültür yoğunluğu var. Kürtlerin talepleri belli. Bunu inkâr etmenin anlamı yok.

KANDİL'LE GÖRÜŞÜYORLAR

Türk, devletin Kürtlerle ilgili politikalarını kulaklarına fısıldamayı bırakması gerektiğini belirterek, gündemdeki "Kandil-hükümet" görüşmelerinin olup olmadığı konusuna da son noktayı koydu:

"Artık yapılacak şeylerin benim ya da birilerinin kulağına fısıldanmasının anlamı yok. Doğrudan somut bir biçimde ortaya konması, halka açıkça açıklanması gerekiyor. Farklılıkların kabulü olacak mı? Anadilde eğitim olacak mı? Kürtler artık oldukları yerde yönetime katılmak istiyor. Fısıldanmayla tatmin olmazlar."

HALK ÖCALAN'I DESTEKLİYOR

Görüşmeler yapıldığını biz de Başbakan da biliyoruz. Ama sağlıklı bir proje olmadığı için zaman zaman gerginlikler oluyor. Tıkanıklık yaşandığında mesaj götürülmesi için bize bile gelindiği oldu. Zaten Kandil'le görüşmeler olmamış olsa, Habur'dan gerillalar nasıl gelir? Ama biliyorsunuz daha sonra Öcalan'ın bir açıklaması oldu, 'Ben buradayım' diye. 'Ben olmadan Ahmet Türk de Karayılan da görüşemez' dedi. Asıl muhatap benim diyor, çünkü örgütün lideridir. Hangi köye gitseniz insanlar 'Biji Apo' diyorlar. Bu gerçeği görmemek olmaz. Devlet bunu görüyor ama henüz somut adım yok"

İMRALI GÖRÜŞMESİ

"DTK başına geçince devlet görüşmeleri kesti. DTK ve BDP değil işin esasına gidelim doğrudan İmralı'yla görüşelim dediler."

TANSİYON ÖCALAN'LA DÜŞER

Türk, BDP'li siyasilerin sık sık "Bizden sonra gelen nesille barış daha zor" sözlerine ise şu çarpıcı değerlendirmeyle yanıt verdi:

"Öyle. Bu görülüyor zaten. Arkamızdan, savaşla büyümüş, birlikte yaşam görmemiş farklı bir kuşak geliyor. Biz yaşlı kuşak daha farklı süreçleri yaşadığımız için daha kolay diyalog kuruyoruz. Ama duygusal ayrışma başladı. Özellikle de gençlerde. Bunu ortak akılla engellememiz gerekiyor. Ama Kürtler açısından artık bu anlayışla, mevcut statükoyla yaşam sürdürülebilir değil. Bu Türklerle Kürtler birlikte yaşamayacak anlamına gelmiyor. Ama bizlere bir statü lazım. Ayrıca Öcalan'a ev hapsi gündeme gelse tansiyon düşer. Bir formül bulunmasa meselelerin çözümü zor.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.internethaber.com/ahmet-turk-erdogana-sure-verdi-349875h.htm

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 30, 2011 15:18
gönderen Başkomutan
BDP'li 19 belediye demokratik özerklik inşa
sürecini hızlandırma kararı aldı


DTK ve BDP'nin bir süredir tartışmaya açtığı Demokratik Özerkliğin ilanı için bir adım daha atıldı. Diyarbakır Kent Konseyi "Demokratik özerk yönetim ilanı ve fiili inşa sürecini hızlandırma" kararı aldı. Çağrıya Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu BDP'li 19 belediye başkanı karşılık verdi.

Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yapacağı mitingler öncesi tüm Türkiye'nin gözlerinin çevrildiği Diyarbakır BDP'li belediye başkanlarının, "Demokratik özerklik" açıklaması ile hareketlendi.

HAKLAR YASALARDAN ÖNCE GELİR

BDP il binası önünde basın mensuplarının karşısına geçen 19 belediye başkanı AK Parti hükümetinin daha demokratik bir yönetim sistemi için adım atmamasını eleştirdi. "Haklar yasalardan önce gelir" diyen başkanlar şunları söyledi:

"Kürtler demokratik bir cumhuriyette, demokratik bir anayasada kendi statülerini belirlenmesini istemektedir. Bu demokratik özerkliğin geliştirilmesiyle mümkündür. Demokratik bir anayasa kamusal alanda Kürtçenin ve farklı dillerin kullanılması kabul edilmelidir. Birçok kurumsal yetkiler yerellere devredilmelidir. Siyaset ve mevcut iktidarlar toplumun bu beklentilerine cevap vermezse, toplumun kendi demokratik işleyiş mekanizmalarını da oluşturacağı bilinmelidir."

Başbakan YENİ BİR ŞEY SÖYLEMEYECEKSE GELMESİN

Belediye başkanları bu açıklamayı saygıyla karşıladıklarını ve katıldıklarını ilan ettiler ve şu taleplerde bulundular:

- Çatışmasızlık sürecinin değerlendirileceği 15 Haziran tarihinden önce hükümet, demokratik bir anayasanın oluşturulması konusunda açıklama yapmalıdır.

- 1 Haziran 2011 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da seçim mitingi yapacaktır. Şu ana kadar ülkenin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümü konusunda herhangi bir adım atılmamıştır. Eğer yeni bir şey söylenmeyecekse, Başbakan'ın Diyarbakır'a gelişinin bir anlamı olmayacaktır.

- Bu gelişmeler ışığında devleti, hükümeti ilgili tüm kesimleri Kürt sorunu ve demokratikleşme konusunda adım atmaya çağırıyoruz.

19 BELEDİYEDEN ÖZERKLİK HAZIRLIĞI

Belediye başkanlarının açıklamasına Diyarbakır BDP il Genel Meclisi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Bağlar, Sur, Yenişehir Kayapınar Çınar, Silvan, Ergani, Bismil, Hani, Dicle, Kocaköy, Kaygısız, Özekli, Kuyular, Ağaçlı, Kulp, Lice ve Eğil Belediye başkanları ile Meclis üyeleri imza attı.

İŞTE DESTEK VERİLEN O AÇIKLAMA

Diyarbakır İl Konseyi adına bir gün önce, "Dayatılan statüsüzlüğe karşı Demokratik Özerkliği fiilen geliştirme ve eksik kalan boyutlarını tamamlayarak demokratik özerk yönetimimizin ilanını ve fiili inşa sürecini hızlandırarak tamamlama kararı alınmıştı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.internethaber.com/19-bdpli-belediyeden-ozerklik-hazirligi-350127h.htm





Özerklik kararı Meclis’in işidir

Diyarbakır’da BDP’li belediyeler “ikili hukuka geçiyoruz” deyince TBMM Başkanı Şahin de demokratik düzeni hatırlattı: Meclis var

Diyarbakır’da BDP’li belediye başkanları, İl Genel Meclis üyeleri ve Belediye Meclisi üyeleri, ortak açıklama yaptı. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un eşbaşkanlığını yaptığı Demokratik Toplum Kongeresi’nin alt organı olan Amed Demokratik İl Konseyi’nin “İkili hukuka uyun” çağrısına olumlu yanıt verdiklerini belirten Diyarbakır’daki yerel yönetimler, kurumsal yetkilerin yerellere devredilmesini istedi.

BDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde bir araya gelen ve aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu belediye başkanları, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleri adına hazırlanan açıklamayı, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkan Vekili Fatma Emel Sümbül okudu.

Haklar yasadan önce gelir

Sümbül, son dönemde Türkiye’de ve özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgede yaşanan siyasal ve toplumsal sorunların, kaygı verici bir boyuta ulaştığını söyledi. Sümbül, şöyle konuştu: “Demokratikleşme talebinde bulunan toplumun beklentilerine cevap verilmemesi durumunda, toplumun kendi demokratik kanallarını, ‘haklar, yasalardan önce gelir’ şiarıyla çözüm önerileriyle birlikte paylaşmaya ve kararlaştırmaya götürecektir. Türkiye demokrasisinin en büyük handikapı, halkı, karar aşamasına katmamasıdır. Devletin, katı merkeziyetçi tutumu, toplumun bütün ihtiyaçlarına rağmen devam etmektedir. Yurttaş katılımı, gerek ileri demokrasilerde, gerekse de uluslararası sözleşmelerde olmazsa olmazdır. Oysa Türkiye’de, başta Anayasa olmak üzere, yerel yönetimler yasası ve diğer yasalar, yurttaş katılımı önünde engeldir. Bu temelde devlet ve yurttaş ilişkileri güvenlik konseptinden çıkarılıp, demokratik bir işleyişe kavuşturulmalıdır.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.taraf.com.tr/haber/ozerklik-karari-meclis-in-isidir.htm


TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Diyarbakır Demokratik İl Meclisi'nin yapacağı toplantıda "Demokratik Özerklik" ilan edeceklerine ilişkin haberleri değerlendirdi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Diyarbakır Demokratik İl Meclisi'nin yapacağı toplantıda "Demokratik Özerklik" ilan edeceklerine ilişkin haberleri değerlendirirken, "Bu konularda adım atılacaksa bu organ TBMM'dir TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Diyarbakır Demokratik İl Meclisi'nin yapacağı toplantıda "Demokratik Özerklik" ilan edeceklerine ilişkin haberleri değerlendirirken, "Bu konularda adım atılacaksa bu organ TBMM'dir. Bunun için önce Anayasa Değişikliği gerekmektedir" dedi.

Şahin, Cizre'de bir öğrenci yurduna yapılan saldırı ile ilgili bir soruya ise; BDP'lilere tepki göstererek yanıt verdi. Şahin şöyle dedi: "Üzücü değerlendiriyorum. Bir siyasi partinin adı "demokrasi ve barış diye' (BDP) ama demokrasi ve barışı getirmiyor. Samimi olmak gerekiyor. Masum insanların, çocukların yurtlarına yapılan saldırı özellikle o bölgede yaşayanlar tarafından lanetlenecek girişimlerdir. Bu tür baskı ve sindirme kokan girişimlerin ne kendilerine ne halka faydası olmaz. Yapanların görmesi gerekir. " Şahin, BDP'lilerin özerklik açıklamalarına ilişkin bir soruya, "Bu tür adım atılacaksa atacak organ TBMM'dir" yanıtın verdi. Şahin, "Öncelikle bir Anayasa değişikliğini gerektirir. Açıklamaları yapanlar Türkiye'de yasa koyma yetkisini TBMM dışında başka bir organda mı görüyorlar acaba? Önce bunun cevabını versinler. Biz de ondan sonra değerlendirme yapalım" dedi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberler.com/tbmm-baskani-sahin-den-ozerklik-tepkisi-tbmm-2761547-haberi/


AKP'nin hedefindeki anayasa maddeleri...

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Sal Haz 14, 2011 13:52
gönderen Başkomutan

"2.Cumhuriyet’in tam zamanı"

“ Haber7 yazarlarından Cem Küçük bugünkü "12 Haziran Seçimleri ve 2. Cumhuriyet Gerçeği" yazısında 2. Cumhuriyetin tam zamanı görüşünü savundu. „

Bizdeki darbeci ve postalperestlerin çok sevdiği Cumhuriyet kavramı sadece yönetimin babadan oğula geçmemesidir. Pekala otoriter bir zümrenin yönettiği ülkenin yönetim biçim cumhuriyet olabilir. İran da cumhuriyettir, Suriye de. Çin de cumhuriyettir, Azerbaycan da. Ama bu ülkelerde demokrasi olmadığı için cumhuriyet tek başına bir anlam ifade etmiyor.

Bizde cumhuriyeti kuran zümrenin temel amacı ulus devlet yaratmaktı. Mustafa Kemal cumhuriyeti kurdu ama demokrasiden hiç hazzetmedi. Otoriter ve baskıcı bir yönetimi tercih etti. Yanlış temeller üzerine kurulan cumhuriyetin ödenmeyi bekleyen ağır faturası hâlâ önümüzde duruyor.

Demokrasiyi ve hukuku temel almayan cumhuriyet bu yüzdendir ki her türlü hukuksuzluğa ev sahipliği yaptı. Ünlü maliyeci Cavid Bey niçin idam edilmiştir, merak ederim. Mustafa Suphi’yi Karadeniz’de kim, niçin boğdurdu? Kazım Karabekir’i, Ali Fuat Cebesoy’u, Rauf Orbay’ın idamla yargılanma sebepleri nelerdi?

Biz hala İstiklal Mahkemeleri’nin tutanaklarını görmüş değiliz. İskilipli Atıf Hoca’nın ya da İsmail Canbolat’ın idama niçin yollandıklarını da bilmiyoruz.

Kemalizm sosuyla örülü ve Batı’daki WASP’lar (Beyaz Anglo Sakson Protestan) gibi sadece Beyaz-Sünni-Türk imgesini kendine şiar edinmiş olan bu Cumhuriyet kendi vatandaşını bir türlü yönetimin parçası haline getiremedi. Milli Mücadele’de kendilerinden her türlü destek alınan Kürtler yok sayıldı. Dağda gezerken kart kurt diye ses çıkaranlar Kürtlerdir gibi ipe sapa gelmez teoriler ortaya atıldı. Kürtlere, “Siz aslında Türksünüz” denildi. Bu sistem Kürtlere dış yedirmekten, onları asimile etmeye çalışmaktan hiç vazgeçmedi.

Atatürkçü Düşünce Sistemi adıyla dayatılan Kemalizm sadece Kürtlere değil başka unsurlara da şiddet uyguladı. Aleviler yok sayıldı, Müslümanlar irticacı ilan edildi, gayri Müslimlerin mallarına, mülklerine el konuldu. Kemalizm kendisi gibi düşünmeyen herkesi ve her şeyi yok etmek, bastırmak için elinden geleni ardına koymadı.

Sonuçta 1.Cumhuriyet’in geldiği nokta kendi halkına silah doğrultmaktan çekinmeyen, darbe planları yapan, Türkiye’yi Avrupa Birliği’nden uzaklaştıran, kendi ülkesinde ekonomik kriz çıkartacak kadar gözü dönmüş Ergenekon terör örgütüdür. Balyoz darbe planı, Kafes eylem planıdır.

1.Cumhuriyet hukuk tanımadığı, insanları cami ile kışla arasında seçim yapmak zorunda bıraktığı için bu sonuç sürpriz değildir. Ama artık güneş balçıkla sıvanmıyor. 12 Haziran seçimleri halkın artık Ergenekonları istemediğini, değişimden, dönüşümden yana olduğunu, hukukun üstünlüğünü savunduğunu ve ekonomik gelişmeden yana olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.

12 Eylül rejiminin ürünü olan ve her ne kadar birçok maddesi değişmiş olsa da artık yamalı bohça gibi her tarafından dökülen anayasanın artık bir şekilde tedavülden kaldırılması gerekiyor. Türkiye’nin 1.Cumhuriyet’in bütün hukuksuzluklarından arındırılıp 2.Cumhuriyet’e geçmesi gerekiyor. Peki 2.Cumhuriyet’e niçin geçmek gerekiyor?

Çünkü 1. Cumhuriyet’te rejimin sahibi askeri vesayet ve onun uzantısı bürokratik yapıdır. 1.Cumhuriyet’te devletçi ekonomi vardır ve bu ekonomi soygun ekonomisidir. Devlet bütün ekonomiyi yönettiği için bankaların içi boşaltılmış ve bunun faturası millete ödetilmiştir. 1.Cumhuriyet’te vergi mükellefi vergisinin nereye harcandığını sorgulamaz. Sorgulasa da karşısında ceberut bir devlet anlayışını bulur. Yani şeffaflık istemez.

1.Cumhuriyet ırk, dil, din üzerine kuruludur. İnsanları birey olduğu için değil, Türk olduğu için, Sünni Müslüman olduğu için makbul sayar. Ha, dindar, ibadet eden insanı da sevmez.

İşte Türkiye 1.Cumhuriyet’in bu savrukluklarından, saçmalıklarından, insanı hiçe sayan yanlarından kurtulup 2.Cumhuriyet’le tanışmalıdır. AK Parti yapacağı demokrat bir anayasayla pekala bunun önünü açabilir. Eğer Sayıştay yasasında olduğu gibi askeri koruyan bir anlayışa yol verirse değişimin önünü kapamış olur.

Türkiye artık cami ile kışla arasında sıkışmış, aşırı milliyetçiliğe boğulmuş bir yapıya maruz bırakılmamalıdır. Yeni anayasa bunun için çok önemlidir. Avrupa Birliği ipine de tüm eksiklere rağmen sıkı sıkıya sarılmalıdır. Unutmayalım ki 1.Cumhuriyet’in hukuksuzluklarını devam ettirmek isteyecek yapı içeride hazır beklemektedir. Buna izin vermemek için 2.Cumhuriyet’in tam zamanı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberiniz.com/yazilar/haber33673-Ilginc_Iddia_2Cumhuriyetin_tam_zamani.html

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Sal Haz 14, 2011 14:00
gönderen Başkomutan

BDP'ye göre demokratik özerklik onaylandı

BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, seçim sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye için önerdikleri demokratik özerkliğin seçimlerde halkın onayına sunulduğunu ve kabul gördüğünü savundu.

Koçali, "Artık Başbakan'ın da karar verme zamanıdır. Başbakan Kürtlere dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtlerin siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya evet mi diyecek? Başbakan, balkon konuşmasında çok umut vermedi" dedi.BDP'nin desteğiyle milletvekili seçilen Ahmet Türk, Leyla Zana, Sırrı Süreyya Önder, Şerafettin Elçi, Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, Aysel Tuğluk ile Nursel Aydoğan, BDP Genel Başkan Vekili Hamit Geylani ve Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali ile birlikte 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarını Diyarbakır'da biraraya gelerek değerlendirdiler.

'SEÇİM BARAJI YIKILDI'

Diyarbakır'da Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, büyük bir zaferle seçimlerden çıktıklarını, yüzde 30 oranla kadınların temsil edildiği en yüksek grup olduklarını söyledi. Koçali, 12 Haziran seçimlerinin doğru okunmasını isteyerek, "Seçimin dünü, bugünü ve yarını doğru tahlil edilmelidir. Adil ve demokratik bir seçim olmadı. Aldığımız oy sezim barajının artık anlamsız kılmıştır. 36 vekille bu baraj yıkılmıştır. Türkiye seçim tarihinde adeta ilkler yaşandı. Siyasetçilerin kullandığı üslup ve söylemler hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar toplumsal ve ahlaki değerlerden uzak kalmamıştır" dedi.

'AKP'NİN EN BÜYÜK ÇILGILIĞI ÖCALAN SÖZLERİDİR'

Seçim sürecindeki gerginliğin birinci dereceden sorumlusunun AK Parti olduğunu savunan Koçali, 'çılgınlıkta' sınır tanımadığını ileri sürerek, "AKP'nin en tehlikeli çılgınlığı sayın Abdullah Öcalan'a ilişkin söz ve davranışları olmuştur. Kürt halkı, AKP'nin ülke ve toplum açısından ciddi tehlike yaratan bu oyununu, meydanlarda ve sandıkta gösterdiği direnişle boşa çıkarmıştır" dedi.

'STRATEJİ TARİHE KARIŞTI'

Koçali, siyasilere büyük sorumluluk düştüğünü hatırlatarak seçim sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

"Bölge illerinin sonuçları derslerle doludur. Kürt coğrafyasında tek oy oranını arttıran blok olmuştur. AKP bu coğrafyada hiç beklemediği bir gerilemeyi yaşatmıştır. Hem oy oranı hem de sandalye sayısı düşmüştür. Bu tablo hükümetin en temel iddiasını ortadan kaldırmıştır. Temsiliyet tartışmalarını ortadan kaldırmıştır. Başbakan'ın benim '75 Kürt vekilim var' sözü artık iflas etmiştir, kıymeti harbiyesi kalmamıştır. Kürt halkı, AKP hegomonyasını reddederek, iradesini Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'ndan yana koymuştur. Bu nedenle, artık 'Kürt halkının örgütlü yapısını tefsiye ederek, çözüme gitmek' stratejisi tarihe karışmıştır. Bu politikada ısrar, yalnızca ve yalnızca ülkeyi kaosa sürüklemekten başka bir şey getirmez"

'DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİ OYLADIK, KABUL GÖRDÜ'

Tüm Türkiye için önerdikleri demokratik Özerkliğin seçimlerde halkın onayına sunulduğunu ve kabul gördüğünü savunan Koçali, "Blok bileşenleri ve onu destekleyen milyonlar tavrını, merkeziyetçi, oligarşik, iktidarcı devlet sistemine karşı demokratik özerklikten yana koymuştur. 74 milyon yurttaşımızı artık kimsenin toplumsal hiçbir bağı olmayan, toplumsal ahlaktan yoksun, insana dayanmayan devlet zihniyetiyle yönetmesi mümkün değildir. Bu seçimde, sözde 'KCK davası' denilen davada yargılanan 6 aday arkadaşımızın 6'sı da rekor düzeydeki oylarla seçilmiştir. Hatip Dicle, Kemal Aktaş, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Gülser Yıldırım şahsında bu oylama, 'KCK davası' tutukluları hakkında halk tarafından verilmiş bir beraat kararıdır. Hiçbir yargı organı bu kararın üstünde değildir. Yarından tezi yok KCK davası tutukluları özgürlüklerine kavuşturulmalıdır. Alanlarda milyonlarca kişi tutuklu vekillerimizin şahsında tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını yüksek sesle dile getirmiştir şeklinde konuştu.

BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, Abdullah Öcalan'ın bloğun oluşumunda büyük çaba sarf ettiğini ifade etti.

BALKON KONUŞMASI MEMNUN ETMEDİ: BAŞBAKAN KARAR VERMELİ

Ortaya çıkan halk iradesinin Abdullah Öcalan'ın Kürt sorunun çözümünde 'kendi rolünü' oynaması için gerekli koşullara kavuşturulması yönünde de kararını verdiğini ileri süren Koçali, Başbakan Erdoğan balkon konuşmasını tatmin edici bulmadı. Koçali şöyle dedi:

"Bloğun bileşenleri ve onu destekleyen milyonların talebi de, Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılması ve Kandil'in de dahil olduğu bütün taraflarla görüşmelerde bulunabilmesinin önünün açılması yönündedir. Hükümet tez elden bu halkın iradesine kulak vermelidir. Öcalan'ın Kürt halkının kırmızı çizgisi olduğunu bilmeli ve savaş dilini bir an önce terk edilmelidir. Artık Başbakan'ın da karar verme zamanıdır. Başbakan Kürtlere dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtlerin siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya 'evet' mi diyecek? Başbakan, balkon konuşmasında çok umut vermedi. Kürt sorununu telaffuz bile etmedi. Halka 'haklarınızın garantisi benim' diyerek 'tekçi' bir temsiliyet sergiledi. Aynı konuşmada hak ve özgürlükleri bireysel alana sıkıştırarak kolektif hakları görmezden geldi. Başbakan, çok açık bir şekilde Kürt sorununun çözümünde izleyecekleri politikayı Türkiye toplumuyla paylaşmalıdır. Yine yeni anayasa için geçmiş pratiğinde olduğu gibi 'uzlaşı' deyip, bildiğini okuyacaksa bu halk buna artık izin vermez. Her şeyden önce yeni anayasanın bir zaman işi olduğunda herkes hemfikir. Ancak Başbakan, anayasanın genel hattına ilişkin tutumlarını açıklamalıdır. Retçi ve tekçi anlayışı sürdürecekler mi? Farklı etnik kimlikler ve inançları yine öteleyecekler mi? Anadil yasaklarını sürdürecekler mi? İfade özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracaklar mı? Başbakan bu sorulara yanıt olmalıdır"

CHP VE MHP'YE MESAJ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Koçali, alternatif bir çözüm projesi üretemediğini belirterek, Kılıçdaroğlu'nun politikasının bölgede kabul görmediğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu'nun, Kürt halkının taleplerini görmezden gelen politikalarına derhal son vermesini isteyen Koçali, "Bulunduğu muhalefet koltuğunun hakkını vererek, ülkenin demokratikleşmesinde yerini almalıdır. MHP de toplumsal barışın gerçeklerini iyi okumalı ve gereğini yapmalıdır. Herkes Kürtleri ve siyasal temsilcilerini ayrıştırmaya, farklı farklı tanımlamaya son vermelidir. Bu yol çıkmaz bir yoldur. Eğer Kürt sorununun kökten çözülmesi isteniyorsa Kürtlerin meşru temsilcilerine saygı gösterilmelidir" diye konuştu.

YENİ ANAYASA: MUHATAP BİZİZ

Yeni anayasa için müzakerelere açık olduklarını bildiren Koçali, "Bu konuda muhatap olduğumuzu tekrar ifade ediyoruz. Halkımız ortaya koyduğu tercihlerle demokratik siyasete de, demokratik meşru direnişe de hazır olduğunu belirtmiştir. Tercihimiz demokratik siyasetten yanadır" dedi.

TÜRK: HÜKÜMETİN TAVRI ATEŞKESİ BELİRLER

Açıklamanın ardından Ahmet Türk, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. PKK'nın ilan ettiği ateşkesin 15 Haziran'da sona ereceği şeklideki açıklamaların hatırlatılması üzerine Türk, "15 Haziran Kürtler açısından, Türkiye açısından önemli bir tarih. Türkiye'nin dönüşüm gösterebilmesi için önemli bir fırsat. Eğer hükümet, devlet 15 Haziranda Kürt sorunu çözümü konusunda yol haritası ortaya çıkarmasa veya buna dönük inandırıcı açıklamalar yapmazsa Kürtler açısından kabul edilmeyecek bir süreç olarak görülür. 15 Hazirandaki yapılacak müzakerelere ve hükümetin ortaya koyacağı tavra göre değişecektir. Hükümetin Kürt sorununa yaklaşımı sürecin nasıl gideceğini belirleyecektir" dedi.

ALEVİLERİ TARTIŞACAĞIZ

Türk, Tunceli'deki sonuçlar hatırlatılarak, Alevilerle ilgili yeni bir politika izlenip, izlenmeyeceğine dair bir soruya ise, "Alevilere önem veriyoruz. Ortak çalışmayı esas alan yaklaşımı gösterdik. Devletin Aleviler üzerinde sürdürdüğü politika çok açık şekilde ortaya çıkmadı. Her dönemde Aleviler aramızda. Ayırım yapmadık. Kılıçdaroğlu rüzgarından kaynaklanmıştır. Bunu tartışacağız" yanıtını verdi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/bdpye-gore-demokratik-ozerklik-onaylandi-son-dakika-haberi_173560.html




Talabani'den iki isme seçim kutlaması


Irak Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) lideri Celal Talabani, Pazar günü yapılan seçimlerde alınan sonuçların ardından iki isme kutlama telgrafı gönderdi.

Talabani, Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mardin’den bağımsız seçilen Ahmet Türk’e kutlama telgrafı gönderdi.

Talabani’nin lideri olduğu KYB’ye ait Kurdsat TV’nin haberine göre, Irak Cumhurbaşkanı, Başbakan Erdoğan’a gönderdiği telgrafta, AK Parti’nin elde ettiği zaferin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli rol oynadığını, KYB ile AK Parti arasında ikili ilişkilerin geliştirilmesini diledi.

Cumhurbaşkanı Celal Talabani ayrıca kapatılan DTP’nin Genel Başkanı, Demokratik Toplum Kongresi Başkanı olan Mardin’den DTP desteği ile seçimi kazanan Ahmet Türk’e de telgraf gönderdi. Talabani, BDP’nin Türkiye’de barışçıl mücadeleyi sürdürmesi için faktör olmasını, adalet, eşitlik, barış ve istikrarın Türkiye için büyük önemi olduğunu yazdı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gazete5.com/haber/talabani-den-tayyip-erdogan-ve-ahmet-turk-e-kutlama-telgrafi-14-haziran-2011-117113.htm

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Pzr Tem 10, 2011 17:37
gönderen Başkomutan

Terör örgütü yandaşları Şırnak'ta kutlama yaptı

Abdullah Öcalan'ın devlette anlaştığı yönünde çıkan haberleri terör örgütü yandaşları Şırnak'ta voleybol oynayarak kutladı.

İmralı'daki terörist başı Abdullah Öcalan'ın "Devletle anlaştım" açıklamasının ardından PKK yandaşları Şırnak'taki Kato Dağı'nda dün düzenlenen "Kuzu Kırpma Festivali"nde kutlama yaptı.

Teröristlere benzer kıyafetler giyen erkekler ise festivale akın etti. Grup festival boyunca Abdullah Öcalan lehine sloganlar attı.

Örgüt yandaşları, festivalde Öcalan posterleri ve PKK bayrakları açtı. Dağdaki kayalıkları da PKK bayrağı renklerine boyadılar. Festivale katılan çevreci Oktay Konyar ise "Bu başkaldırı demokratik özerkliğe doğru gidiyor" açıklamalarında bulundu.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.internethaber.com/bu-goruntuler-kandilden-degil-sirnaktan-358550h.htm



http://www.gazete5.com/newspaper.php?newspaper=sozcu

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Prş Tem 14, 2011 18:41
gönderen Başkomutan
Resim

DTK Demokratik özerkliği ilan etti!

Diyarbakır'da yapılan DTK toplantısı sonrası açıklama yapan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Demokratik özerkliği ilan ettiklerini açıkladı.Diyarbakır'da düzenlenen toplantıda sonuç bildirgesini okuyan Aysel Tuğluk şunları söyledi:

Sorunun çözümü Kürtlerin halk olarak tanınması, eşit seviyede statüye kavuşmalarıyla ancak çözüm bulabilir.

Kürt halkı artık ulusal varlığını statüsüz bir halk olarak yaşamak istememektedir. Dünyada Kürtler gibi 40 milyondan oluşan, hakları gasp edilmeye çalışılan başka bir halk yoktur.

Kendimizi yönetme, güç ve iradesine sahip olduğumuzu belirtiyoruz. Demokratik özerklik sadece kürt halkı için değil, tüm Türkiye halklarının inanç ve kültürlerinin kendisini özgürce ifade edeceği bir çözüm modelidir. Tüm toplumların doğal yaşam sistemidir. Demokratik özerklik bir devleti yıkmak değildir. aynı zamanda bir devlet sistemi de değildir. halkın devlet olmayan kendi coğrafyasındaki öz yönetime katılma sistemidir.

Demokratik özerklik sınırların sembollerin değişmesi değil, ortak sınırlar içinde, ortak değerlerde buluşulan yeni toplumsal sözleşmenin kendisidir.

"DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİMİZİ İLAN EDİYORUZ"

Ortak vatan anlayışı temelinde Kürt halkı olarak demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz. demokratik özerklik projesinin mimarı Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın daha fazla katkı sunması için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz. Özgürlük yürüyüşünü sürdüren halkımıza çağrımızdır. Haklı davamızda, yitirdiğimiz yiğit evlatlarımıza bağlı kalarak, özerklik sürecine bağlı çıkmaya, güçlendirmeye davet ediyoruz.

Halkımızın vicdanı olan, aydın, yazar, STK temsilcileri, coğrafyalarımızda yaşayan herkesi, kendisini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya davet ediyoruz.

Başta kardeş Türkiye halkları olmak üzere, tüm Ortadoğu halklarıyla tarihsel bağlarımızı kurmaya davet ediyoruz. kardeş Türkiye halkımıza çağrımızdır, yüzyıllardır birlikte yaşam yanında, kürt halkının özgürce yaşam özlemi temelinde ilan edilen demokratik özerkliğe karşı sorumluluğu gereği dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.

Kürt halkının tüm dostlarımıza çağrımızdır. Acılarına olduğu kadar sevinçlerine de ortak olan sosyalist demokrat liberal dindar feminist parti kurum ve şahsiyetleri bu gurur verici süreçte halkımızın yanında olmaya çağırıyoruz

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/diyarbakirda-demokratik-ozerkligi-ilan-ettiler-son-dakika-haberi_185462.html



Kuzey Irak'ta Kürt bayrağı konferansı

Kuzey Irak'ta Kürt bayrağının Türkiye, Suriye ve İran'da kullanılması için konferans

KUZEY Irak’ta faaliyetlerde bulunan ‘Kürdistan Bayrağı Grubu’, bölgede kullanılan, sarı, kırmızı, beyaz, ortasında sarı renkli güneş bulunan bayrağın ‘Kürdistan’ın olarak nitelendirdiği Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da kullanılması için Duhok’ta Kürt parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılacağı konferans düzenleyecek.

Kürdistan Bayrağı Grubu Sorumlusu Lawan Haydari, bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı ‘Peyamner’ sitesine yaptığı açıklamada, Kürtler’in birçok yerde kullandıkları bayraklarda yer yer farklılıklar görüldüğünü söyledi. Haydari, "Yapacağımız bu çalışma için Kürdistan Bölgesi Başkanlığı'ndan izin talep ettik. Oradan alacağımız izinle Duhok’ta, Kürdistan’ın dört parçasında ki parti ve tarafların katılım göstereceği bir Kürdistan Bayrağı Konferansı düzenleyeceğiz” dedi.

"BÜYÜK KÜRDİSTAN'IN ULUSAL SEMBOLÜ" UMUDU

Bölgede kullanılan Kürt bayrağının üzerinde değişiklik yapılmasına dair bir düşünceleri olmadığını kaydeden Lawan Haydari, "Biz bu bayrağın 'Büyük Kürdistan’ın ulusal sembolü haline gelmesini ve dört parçada dalgalanmasını umut ediyoruz" dedi.

’Kürdistan’ın diğer parçaları’ olarak nitelendirdiği Suriye, Türkiye ve İran’daki Kürt oluşumlarının bu konuya yaklaşımlarına değinen Lawan Haydari, bu konu üzerinde tartışma yürüttüklerini, projenin uygulanacak duruma gelmesi halinde önümüzdeki 6 ay içerisinde Duhok’ta yapılacak Kürtler’in Ulusal Konferansı’ndan sonra tek bayrakta mutabık olmak için bir konferans hazırlığı yapıldığını açıkladı.


Kuzey Irak’taki 'Kürdistan Bayrağı Grubu’nun geçen yıllarda Türkiye sınırındaki Zaho kentindeki bir dağa 500 metrekare büyüklüğünde bir Kürt bayrağı yaptığı, ülke dışında da bu bayrağı tanıtmak için çalışma sürdürüldüğü belirtildi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/kuzey-irakta-kurt-bayraginin-turkiye-suriye-ve-iranda-kullanilmasi-icin-konferans-son-dakika-haberi_185378.html

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Sal Tem 19, 2011 12:57
gönderen Sabırlı_Vatandaş
Resim
"Artık Talep Etmiyoruz, Yapıyoruz"

"Artık talep etmiyoruz, yapıyoruz..." Bu sözler, BDP'li Emine Ayna tarafından söylendi... Demorkatik Özerkliğin anlamının talep etmek değil, yapmak olduğunu ifade eden Ayna, "Sana düşen, beni tanımaktır" deme cüretinde bulundu. Türkiye'nin 13 evladının acısını yaşadığı gün önce "Demokratik Özerklik" açıklaması gelmişti. Demokratik Toplum Kongresi'nin ardıdan Aysel Tuğluk "Demorkatik Özerklik" ilan ettiklerini ifade etmişti. O açıklamanın ardındansa BDP'li Emine Ayna konuştu.

Ayna, "Demokratik Özerklik"in tartışılma ihtimali olmadığını söyledi. "Artık senden talep etmiyorum, ben yapyıorum. Sana düşen beni tanımaktır" deme cüretini gösterdi...

Kararın Ankara ile ipleri koparmak olmadığını belirten Ayna, "Ankara'dan bağımsız düşünüyor olsaydık, bunu Ankara'da tartışmazdık" dedi. Bunun bir kopma değil demokratikleşme hareketi olduğunu söyledi.

KanalB

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Prş Tem 21, 2011 11:56
gönderen Başkomutan
BDP'li Üçer'den ilginç açıklama
'Özgür Kürdistan'a doğru gidiyoruz'
Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik Özerklik talebi dahil


Van'ın Başkale İlçesi'nde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Başkale Belediyesi'nin ortak çalışmalarıyla yapılan Amed Parkı törenle açıldı. Törende Kürtçe konuşan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, demokratik özerkliği ilan ettiklerini belirterek, "Bizim onlara ihtiyacımız yok. İster kabul etsinler ister etmesinler, biz demokratik özerkliğimizi ilan ettik" dedi.

Amed parkının açılışına BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP'li Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, Yüksekova Eski Belediye Başkanı Ruken Yetişkin, GAP Belediye Birliği Sekreteri İsmail Doğan, BDP'li Yöneticiler, Kurdi-Der Yöneticileri ve yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Başkale ilçesinde 450 bin liraya mal olan parkın 120 bin lirası Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği, geriye kalan kısmı da Başkale Belediyesi tarafından karşılandı. Açılışta açılan 'Demokratik Özerkliği Selamlıyoruz' yazılı pankartı dikkat çekti. Parkın açılışında konuşan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, barış ve kardeşlik özlemiyle ilçe halkını selamladığını belirterek, "Umarım bu birlik ve beraberliğimiz sonsuza kadar devam eder. Buradan şu an tutuklu olan Sayın Belediye Başkanımız İhsan Güler'e selamlarımı gönderiyorum. Bu park Başkanımızın hayaliydi ve şimdi gerçek oldu" dedi.

YAŞASIN ÖZERK KÜRDİSTAN

Daha sonra Kürtçe konuşan Van BDP Millet Vekili Özdal Üçer ise Demokratik Özerkliği Kürdistan'ın her bölgesinde selamladığını belirterek "Başbakan diyor ki 'Neden meclise gelmiyorlar?' Bizim tüm istek ve taleplerimize bir cevap bulamadık. Van bölgesinde yüzbine yakın oy alan arkadaşlarımız Kemal Aktaş, Hatip Dicle ve diğer tutuklu Milletvekillerimiz KCK davası adı altında yapılan siyasi soykırımla bize cevap verdiler. Biz de kendi Kürdistan meclisimizi Diyarbakır ilan ettik. Bizim onlara ihtiyacımız yok. İster kabul etsinler ister etmesinler, biz demokratik özerkliğimizi ilan ettik ve özgür Kürdistan'a doğru gidiyoruz. Yaşasın Özerk Kürdistan" dedi.

Başkale Belediye Başkanı BDP'li Hecer Sarıhan ise şu an tutuklu bulunan Eski Belediye Başkanı İhsan Güler'in hayalinin gerçek olduğunu kaydederek, "Bu başkanımızın hayaliydi ve biz bunu gerçekleştirdik. Buradan bütün Başkale halkına ve belediye ekibine teşekkür ediyorum " dedi. BDP İlçe Başkanı Derviş Polat da Van F Tipi Cezevinde bulunan Eski Belediye Başkanı İhsan Güler'in mesajını okudu. Güler'in mesajında, "Bombaların arasında büyümeye çalışan, yoksulluğun pençesinde yaşam savaşı veren, savaşın ön cephesinde yer alan çocuklarımıza mutluluk verecek bir alan olması dileğiyle, bu parkın yapılmasında emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum" dedi.

Açılışı yapılan Amed Parkında 180 kişilik açık Anfi Tiyatro, Cafe, Şelale, Şıvan ve Berivan adlı heykel, Diyarbakırın sembolü olan Karpuz ve kameriyeler bulunuyor.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/bdp-milletvekili-ozdal-ucerden-kurdistan-aciklamasi-haber_187529.html




Demokratik Özerkliği Meclis’te tartışırız

Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Kürt sorunu, “Demokratik özerklik ilanı” ile tepki çeken BDP’yi eleştirdi.

Eker, “Demokratik reform istiyorsan tartışılacak yer Meclis’tir. Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik Özerklik talebi dahil” dedi. Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in haberine göre, Eker, şunları söyledi:

Silvan saldırısının zamanlaması manidar. Türkiye yeni bir anayasa hazırlarken, BDP’lilerin de demokratik özerklik açıklamaları manidar. Bunlar sürece zarar veriyor. Öcalan’a atfen bir şey açıklanıyor, ‘Gidin yemin edin’ diyor. Diğer taraftan saldırı oluyor, özerklik ilan ediliyor. Aslında bir yönü, Öcalan’ı açmaza düşürmek.


Kusura bakmasınlar da BDP’nin kendi iradelerine sahip olmadıklarını düşünüyorum. Bunlar bir yere bağlılar. Onların şunu yapabilmesi lazım. Bir iradeyle çıkıp ‘Arkadaş biz bu işin içinde değiliz, lanetliyoruz’ demeleri lazım. Belki istifa etme ve çekilme iradeleri bile yok. Onlar kendilerine dikte edilen şeyleri söylüyorlar. Sen basit bir aracı mısın? Önce kendini bir tarif et.

BDP’lilerle tek tek özel görüştüğünüz zaman çözüme yönelik son derece akılcı söylemleri var. Enstrümanı çalanla tek tek görüştüğünüzde keman çal diyorsunuz, kemanı çalıyor. Obuadan ses ver diyorsunuz, kendi orijinalliği ile sesi duyuyorsunuz ve söyledikleri akla yatkın. Ancak orkestraya dahil olunca iş değişiyor. Orada bakıyorsunuz şef çubuğu nasıl sallıyorsa öyle çalıyor. Kürtlerin de dernek, cemiyet olarak konuşması lazım. 110 küsur milletvekili var bunların 70’ten fazlası bizde. İnsanlar tüm baskılara rağmen oy verdi bize.
Benden çok Kürt değiller

BDP’nin kullandığı çok yanlış bir dil. Kürtler açısından kabul edilebilecek bir dil değil. Ben de Kürt'üm hiçbiri benden daha fazla Kürt değil. Türkiye’de Kürtlere dönük imha inkar, kültürel katliam yok. Var diyenler haksız. Geçmişte olmuş ama artık yok. Demokratik özerklik metnine bunlarla başlarsan neresi kabul edilebilir?

BDP ile kanallarımız zaten kapalı değil. Dünyanın her yerinde güvenlik güçleri topraklarını savunmak mecburiyetindedir. Sen yol keseceksin, sağlık teknisyenini kaçıracaksın, onun ne günahı var? Çözüm zemini Meclis’tir. Demokratik reform istiyorsan bunun tartışılacağı yer Meclis’tir. Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik Özerklik talebi dahil. Ama terör örgütünün eylemlerinin meşrulaştırılacağı şeye açık olamayız.”

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gazete5.com/haber/tarim-bakani-mehdi-eker-demokratik-ozerklik-mecliste-tartisilir-dedi-123406.htm

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Prş Tem 28, 2011 3:41
gönderen Başkomutan
Özerk Kürdistan(!) İçin Seçim Yapıldı

Her gün şehit ve saldırı haberleri geliyor..Bu haberler gelirken terör örgütü yandaşları da demokratik özerklik için çalışmalarını hızlandırıyor..

Demokratik Toplum Kongresi(DTK) 43 ilde "Özerk Kürdistan Parlamentosu" için seçim yaptı..

Yani Demokratik Özerklik için bir adım daha atıldı!

Seçim sandıklarının çoğu BDP il ve ilçe binalarında kuruldu. Bazı sandıklarda PKK bayrakları konuldu!

Mardin'in Derik ilçesinin belediye başkanı Çağlar Demirel "Özerk Kürdistana hayırlı olması dileğiyle" diyerek oyunu kullandı..


Seçilen Halk Delegesi sayıları şöyle;

Diyarbakır: 70, İstanbul: 50, Van: 40, Mardin: 32, Urfa: 23, Şırnak: 23, Batman: 21, İzmir: 20, Mersin: 17, Ağrı: 17, Adana: 17, Hakkâri: 17

Belirlenecek olan delegeler 30-31 Temmuz da Diyarbakır da ilk meclis toplantısını yapacak..

Ayrıca ilk toplantı da 8 tane komisyon kurulacak.

Bu komisyonları adları şöyle: Siyasi, hukuki, kültürel, ekolojik, sosyal, ekonomik, diplomasi ve öz savunma!

Yani bölgede Türk Ordusuna karşı bir ordu da kurulacak!

Yeri gelmişken hatırlatalım..Haziran 2008 de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi(AKPM) Türkiye ile ilgili şu kararları almıştı.


1-Türkiye'nin Güneydoğusu Kürdistan'dır.

2-Faşist Türk Ordusu Güneydoğuda işgalcidir ve Kürtleri katletmektedir.

3-Türk askeri Kıbrıs'ta işgalcidir.

4-Türkiye'de azınlıklar sorunu vardır.


AKPM bu kararları 8 Türk parlamenterin kabul ve onayıyla almıştı..Peki 8 Türk Parlamenter kimdi dersiniz?

1-Mevlüt Çavuşoğlu (AKP Antalya Milletvekili)

2-Ruhi Açıkgöz (AKP Aksaray Milletvekili)

3-Lokman Ayva (AKP İstanbul Milletvekili)

4-Mesude Nursuna Memecan (AKP İstanbul Milletvekili)

5-Özlem Piltanoğlu (AKP İstanbul Milletvekili)

6-Mehmet Sayım Tekelioğlu (AKP İzmir Milletvekili)

7-Mustafa Ünal (AKP Karabük Milletvekili)

8-Erol Aslan Cebeci (AKP Sakarya Milletvekili)


Kısacası BOP'un Türkiye bölme planı tıkır tıkır işliyor..

Hem de AKP desteğiyle..

Yorum sizindir..

Erkan Mert
halknet.com 27.07.2011


Avrupa Birliği Özerkliği Fonlama Hazır Olduğunu Açıkladı

“ AB, BDP’nin destek isteğini ikiletmedi: Fonlama İçin biz hazırız! „

Çağrıya jet gibi yanıt


Kısa süre önce BDP Kadın Meclisi’nden yapılan “Başta AKP olmak üzere, bölgesel ve uluslarası güçleri halkımızın iradesini tanımaya davet ediyoruz” çağrısına Avrupa Birliği’nden jet yanıt geldi.

Cesaretlendirecekmiş!

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, “Komisyon ek ilerleme için Türk yetkilileri cesaretlendirmeye devam edecek. Doğu ve Güneydoğu için fon önermeye hazırız” dedi.

BDP’nin çağrısına AB ses verdi

AB Komisyonu’nda yine gündem Türkiye ve Kürtler konusuydu. Komisyon toplantısında Avusturyalı Franz Obermayr, AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Fule’ye daha önce BDP’nin özerklik ilannını tanınması yönündeki çağrısına atfen bir soru önergesi verdi. Obermayr, terör örgütü üyelerinden gerilla diye söz ettiği önergesinde, “AB’nin Kürdistan’da barışçıl bir çözüme yardımcı olmak amacıyla atacağı bir sonraki adım ne” sorusunu yöneltti. Stefan Füle ise önergeye yanıtında, Komisyon’un Türk hükümetini, Kürt kökenli Türk vatandaşlarının sosyal, kültürel ve politik haklarını güvence almak için somut önlemler almaya yönelik olmak üzere demokratik açılımı izleme çağrılarına devam ettiğini bildirdi.

Komisyonun Türk yetkilileri Kürt sorununa hitap eden ek ilerlemeleri gerçekleştirmek için cesaretlendirmeye devam edeceklerini belirten Fule, “Ayrıca Komisyon, ülkenin Doğu ve Güney doğu bölgelerinde sosyo-ekonomik ve bölgesel kalkınmanın güçlendirilmesi amacı taşıyan bir bakışla Türkiye için önemli AB fonları önermek için hazırdır” dedi. Bir süre önce, BDP Kadın Meclisi, “Başta AKP hükümeti olmak üzere tüm bölgesel ve uluslararası güçlere çağrımızdır:

Evrensel bir hak olan ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını Kürtler için de demokratik özerklik statüsünde halkımızın iradesini tanımaya davet ediyoruz” açıklamasında bulunmuştu.

YENİÇAĞ
haberiniz.com

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eyl 12, 2011 16:13
gönderen Başkomutan
Resim

Şırnak İdil'de öğretmenevi'ni yakma girişimi

ŞIRNAK'ın İdil İlçesi'nde PKK elebaşı Abdullah Öcalan lehine gösteri yapan bir grup, öğretmenevi binasına molotof kokteyli ve taşlarla saldırdı.

ŞIRNAK'ın İdil İlçesi'nde, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın avutkatlarıyla görüşememesini bahane ederek gösteri yapan yüzleri maskeli bir grup, Öğretmenevi binasına molotof kokteyllleri ve taşlarla saldırdı. Saldırı sırasında binada bulunan 50 kadar öğretmen, büyük panik yaşadı. Göstericilerden bazıları ellerindeki molotofları Öğretmenevi'ne doğru fırlatırken, "Gelmeyin buralara. Terk edin gidin. Burada sizi istemiyoruz. Sizi yakarız" diye bağırdı.

Göstericiler polis tarafından güçlükle dağıtıldı.

Dün gece, Adile Naşin Caddesi toplanan yüzleri maskeli yaklaşık 100 kişi, Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesinin engellediğini ileri sürerek protesto gösterisi yaptı. Lastik yakıp, terör örgütü PKK ve bölücübaşı Öcalan lehine sloganlar atan göstericiler, bir süre sonra, daha önce de saldırılara hedef olan Öğretmenevi'ni hedef aldı. Olası saldırılara karşı çelik bariyerlerin konulduğu Öğretmenevi'ne gösterciler molotof kokteylleri ve taşlar attı. Atılan molotoflar binanın ikinci ve üçüncü katında duvara ve pencerelerdeki çelik bariyerlere isabet edip yere düştü.

'GİDİN BURADAN, SİZİ YAKARIZ'

Saldırı sırasında binada bulunan 50 kadar öğretmen, büyük korku ve panik yaşadı. Binanın alev almasından korkan öğretmenler, "Polis yok mu? Dağıtın şunları" diye bağırdı. Göstericilerden bazıları da ellerindeki molotofları Öğretmenevi'ne doğru fırlatırken, "Gelmeyin buralara. Terk edin gidin. Burada sizi istemiyoruz. Sizi yakarız" diye bağırdı.

Polis, göstericilere gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Polise de taşlı ve molotoflu saldırıda bulunan göstericiler, güçlükle dağıltıldı.

ÖĞRETMENLER ŞOKTA

Yeni yapılan atamalarla 400 öğretmenin atamasının yapıldığı ilçede kiralık ev sıkıntısı nedeniyle Öğretmenevi'nde kalan öğretmenler, saldırı sırasında hayatlarının en büyük korkusunu yaşadıklarını dile getirdi.

Daha önce da Öğretmenevi'nin bu tür saldırılara maruz kaldığını dile getiren öğretmenler, dün gece de kaldıkları binanın yakılmak istediğini anlattı, "Eğer pencerelerdeki parmaklılar ve çelik bariyerler olmasıydı, içireye düşen molotoflar yangın çıkarırdı" dedi. Öğretmenler, 4 yıl önce yapımına başlanan yeni öğretmenevinin bitirilmediğini belirterek, "Bu tür saldırılara maruz kalmamak için yeni öğretmenevinin hemen bitirilmesini ve bizlerin oraya nakledilmesini istiyoruz" dedi.

dha.com

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Sal Eyl 20, 2011 15:24
gönderen Başkomutan
Ankara Kızılay'da terör saldırısı
3 vatandaş hayatını kaybetti


Başsavcılık: Patlama bir terör saldırısı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara'daki patlamanın bir terör saldırısı olduğunu açıkladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bugün saat 11.00-11.30 sularında Ankara ili Çankaya ilçesi Kumrular Caddesi üzerinde bir araç içerisine yerleştirilen parça tesirli bir bombanın patlatılması sonucu henüz kimlikleri tespit edilemeyen birisi bayan 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 3'ü ağır toplam 34 vatandaşımız yaralanmıştır. Patlamanın etkisiyle çevrede bulunan araç ve binalar zarar görmüştür.

Araç ve yaya trafiğinin yoğun olarak yaşandığı bir bölgede parça tesirli bir bombanın patlatılması suretiyle büyük can ve mal kaybına neden olacak bir eylemin yapılması, terör eylemi olarak değerlendirilmiştir.”

Açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaya başlandığı, soruşturmanın CMK'nın 250. maddesi kapsamında görevli Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütüldüğü belirtildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18780789.asp


Siirt Polis Meslek Yüksekokulu'na roketatarlı saldırı
4 vatandaş hayatını kaybetti


SİİRT’te, bir grup PKK’lı terörist, Polis Meslek Polis Yüksek Okulu yakınlarında polis aracı sandığı özel bir otomobile roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda otomobilde bulunan 4 kadın ölürken, 2 kadın da ağır yaralandı. Saldırının ardından güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda 1 PKK’lı öldürüldü.

Kaçan PKK’lıları yakalamak için operasyonlar sürdürülürken, hedef alınan otomobildeki kadınların düğüne gittikleri öğrenildi.

BÖLGEYE ÖZEL HAREKAT POLİSLERİ SEVK EDİLDİ

Saldırıda delik deşik olan otomobilde bulunan 6 kadın ağır yaralanırken, Polis Meslek Yüksekokulu’nda görevli polisler, teröristlere anında müdahale ederek çatışmaya girdi.

Çatışma bölgesine takviye özel harekat polisleri de sevkedilerek operasyon genişletildi. Sivil halkta büyük endişeye yolaçan saldırıdan sonra karanlıktan yararlanan teröristler kırsal alanına doğru kaçarken, güvenlik güçleri de peşlerine düştü. Kıstırılan teröristlerle çıkan çatışmada 1 PKK’lı öldürüldü. Kaçan teröristleri yakalamak için geniş kapsamlı operasyon sürdürülüyor. Kentte çok sıkı güvenlik önlemleri alınırken, giriş ve çıkışlarda tutuldu.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18783981.asp

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Çrş Eyl 21, 2011 10:06
gönderen sessiz sedasız
Siirt'te saldırı

Siirt'te, bir grup PKK'lı terörist, Polis Meslek Polis Yüksek Okulu yakınlarında polis aracı sandığı özel bir otomobile roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi.

Saldırıda otomobilde bulunan 4 kadın ölürken, 2 kadın da ağır yaralandı. Saldırının ardından güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda 1 PKK'lı ölü olarak ele geçti. Kaçan PKK'lıları etkisiz hale getirmek için operasyonlar sürdürülürken, hedef alınan otomobildeki kadınların düğüne gittikleri öğrenildi.Siirt'te eli kanlı teröristler sivil halkı hedef aldı.


Resim

Şehir merkezindeki Polis Meslek Polis Yüksek Okulu yakınlarında pusu kuran bir grup PKK'lı terörist, dün saat 20.30 sıralarında sivil polislere ait olduğunu zannettikleri bir otomobile saldırı düzenlendi. Kasaplar Deresi Mevkii'nde tarlada gizlenen teröristler, Polis Meslek Yüksek Okulu yönüne giden sivil otomobili önce uzun namlulu silahlarla yaylım ateşine tuttu. Ardından roketatarlı saldırı düzenledi.Saldırıda delik deşik olan otomobilde bulunan 6 kadın ağır yaralanırken, Polis Meslek Yüksekokulu'nda görevli polisler, teröristlere anında müdahale ederek çatışmaya girdi.Çatışma bölgesine takviye özel harekat polisleri de sevkedilerek operasyon genişletildi.

Sivil halkta büyük endişeye yolaçan saldırıdan sonra karanlıktan yararlanan teröristler kırsal alanına doğru kaçarken, güvenlik güçleri de peşlerine düştü. Kıstırılan teröristlerle çıkan çatışmada 1 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi. Kaçan teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş kapsamlı operasyon sürdürülüyor. Kentte çok sıkı güvenlik önlemleri alınırken, giriş ve çıkışlarda tutuldu.

4 KADIN HASTANEDE ÖLDÜ

Polis Meslek Yüksek Okulu'na 100 metre mesafede bulunan bir düğüne giderken PKK'lı teröristlerin saldırısında hedef olarak demir yığını haline dönüşen otomobilde bulunan 6 kadın, çevredekilerin yardımıyla araçtan çıkartılarak ambulanslarla Siirt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede yapılan tüm müdahaleye rağmen akraba olan Zeynep Evin, Nergis Evin, Kevser Çekin ve Nurcan Olgaç hayatını kaybetti. Tedavileri sürdürülen Gülcan Olgaç ile Nuran Evin'in ise sağlık durumlarının ağır olduğu bildirildi.

VALİ YARALILARI ZİYARET ETTİ

Siirt Valisi Musa Çolak, PKK'lı teröristlerin saldırısında yaralanan 2 kişiyi hastanede ziyaret etti. Çolak, daha sonra gazetecilere saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Teröristlerin içinde 6 kadının bulunduğu araca uzun namlulu ve el bombalı saldırı düzenlediğini ve araçta bulunan 6 kadından 4'ünün öldüğünü belirten Çolak, yaralılardan birinin askeri helikopterle Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevkedildiğini söyledi.

Çolak, şöyle dedi:"Bu saldırıyı yapan teröristin 3 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan 1 tanesi de bu saldırıyı yaparken yine elindeki bomba kendi elinde patlaması sonucu oda hayatını kaybetmiştir ve böylece de kendi elleriyle kendi hayatını kaybetmiştir. Bu bakımdan şunu söylemek istiyorum ki, ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğümüze birliğimize beraberliğimize kardeşliğimizi bozmaya yönelik bu tür saldırılarla asla başarılı olamayacaklardır. Buradaki mücadelemiz tüm güvenlik güçleriyle birlikte tür milleti, Siirt halkı kararlı bir şekilde bu teröristlere karşı ülkemizi milletimizi savunmaya devam edecek. Bunları lanetliyorum, şiddetle kınıyorum. Bunların insanlıklarından şüphe duyuyoruz, bunlar birer canidir.Vali Çolak, ölenlerden birinin yarın Hatay'a okuluna gideceğini ve bu yüzden arkadaşlar alarak biraraya geldiklerini söyledi. Çolak, "Üzüntümüz büyüktür ama devletimizde güçlüdür ve tüm terörist faaliyetlerin üstesinden geleçek güçteyiz ve karalıyız" dedi.


DHA

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Çrş Eyl 28, 2011 0:15
gönderen Başkomutan
Batman,Elazığ,Siirt ve Hakkari'de PKK Terörü...

KOMİSER Yardımcısı Adem İLKILIÇ'IN beyin ölümü gerçekleşti

BATMAN
'da PKK'lı teröristlerle polisler arasında çıkan çatışmada 3 yaşındaki kızıyla hayatını kaybeden 32 yaşındaki anne Mizgin Doğru'nun oğlu anne karnında yetim kaldı.

BATMAN'da PKK'lı teröristler gasp ettikleri otomobille, devriye görevi yapan polis aracına uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Polislerin anında karşılık vermesiyle çıkan çatışmadan kaçan PKK'lıların rastgele açtığı yaylım ateşi içinde 6 kişilik 'Doğru' ailesinin bulunduğu otomobile isabet etti.

Otomobilde bulunan 8 aylık hamile 32 yaşındaki anne Mizgin Doğru ile 3 yaşındaki kızı Sultan, hayatını kaybederken, baba ile bir kızı da yaralandı. Ölen annenin bebeği karnından sezaryen ile alınıp, kuvöze konuldu. Anne karnında yetim kalan erkek bebek, ölüm kalım savaşı veriyor.

Çatışmada ağır yaralanan Komiser Yardımcısı Adem İlkılıç'in beyin ölümü gerçekleşirken, hafif yaralanan 2 polisin durumunun iyi olduğu belirtildi. Çatışmada 3 PKK'lı da ölü olarak ele geçirildi.


OTOMOBİLİ GASP ETTİLER

Batman'da PKK'lı teröristlerin 'Doğru' ailesinden anne ile kızının ölümü, baba ile kızı ve 1'i ağır 3 polisin yaralandığı saldırıyı gasp ettikleri bir otomobille gerçekleştirdi. İddiaya göre, teröristler Kıra Dağı'ndan inerek Batman-Beşiri İlçesi arasındaki karayolunda 72 EA 910 plakalı otomobili silah zoruyla durdurdu. Teröristler Hundai marka beyaz otomobilde bulunan 2 kişinin ellerine koli bandı ile bağladıktan sonra polise haber vermemeleri için cep telefonlarının simt kartlarını da kırıp attı. 3 kişi oldukları belirtilen teröristler, gasp ettikleri otomobille 10 kilometre mesafede bulunun Batman kent merkezine hareket etti.

Teröristlerin ayrılmasından bir süre sonra sonra araçları gasp edilen 2 kişi, ellerini kendi imkanlarıyla çözüp çıktıkları karayolunda bir aracı durdurup, sürücünün cep telefonuyla 155 Polis İmdat telefonunu arayarak otomobillerinin PKK'lıları tarafından gasp edildiğini ve kent merkezine eylem yapmaya gittikleri ihbarında bulundu.

Batman polisi ihbar üzerine kentte alarma geçerek, otomobile Mobese kameralarıyla otomobili takibe aldı. Kentte geniş güvenlik önlemi alan ve giriş çıkışları tutan polis, saat 23.00 sıralarında Bahçelievler Mahallesi Aydın Konak Kavşağı'nda teröristlerin içinde bulunduğu otomobili buldu. Polisin 'teslim' çağrılarına karşılık otomobilde bulunan teröristler uzun namlulu silahlarla ateş açtı.

'DOĞRU' AİLESİNİN OTOMOBİLİNE RASTGELE ATEŞ AÇTILAR

Açılan ilk ateşte Batman Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli Komiser Yardımcısı Adem İlkılıç, ağır yaralandı. Polisin de karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Batman Valisi Ahmet Turan'ın verdiği bilgeye göre, o sırada teröristler otomobille kaçarken, sağa sola rast gele ateş açtı. Teröristlerin açtığı ateş sırasında yoldan geçen ve içinde 35 yaşındaki Talat Doğru, 8 aylık hamile eşi 32 yaşındaki Mizgin, kızları 3 yaşındaki Sultan, 6 yaşındaki Şeyma, Nuda ve Hivda'nun bulunduğu otomobile isabet etti.

BABA YARALI OLARAK OTOMOBİLİ HASTANEYE GÖTÜRDÜ

Batman'da inşaat ve dekorasyon işleri yapan baba Talat Doğru, yaralı halde hızla ateş altında kalan otomobili olay yerinden uzaklaştırarak, en yakındaki Özel Dünya Hastanesi'ne götürdü. Hastanede yapılan tüm müdahaye rağmen anne Mizgin ve kızı Sultan hayatını kaybetti. Doktorlar 8 aylık hamile Mizgin Doğru'nun karnındaki bebeği kurtarmak için yoğun bir çaba harcadı. Ameliyata alınan Doğru'nun bebeği sezaryen ile anne karnından alındı. Saldırıda baba Talat ile kızı Şeyma yaralanırken, diğer kızları Nuda ve Hivda'nın yara almadan kurtuldukları belirtildi.

3 PKK'LI ÖLDÜRÜLDÜ

PKK'lı teröristler çatışma sırasında otomobille hızla kaçtı. Polis, kaçan teröristleri takip edip, terk ettikleri otomobilerini 1 kilometre mesafedeki Şafak Mahallesi 16 Şehir Stadı yanında terk edilmiş olarak buldu. Çevrede araştırma yapan polislere bu kez 5 katlı bir inşaat halindeki binadan ateş açıldı. Yine güvenlik güçlerinin 'teslim ol' çağrısını teröristlerin ateş ederek karşılık vermesi üzerine özel harekat polislerinin de katıldığı ve 1 saat süren çatışma yaşandı. Çatışmada, 2 polis memuru hafif yaralanırken, 3 PKK'lı öldürüldü.

ANNE KARNINDA YETİM KALDI

Saldırıda ölen Mizgin Doğru'nun karnından sezaryenle alınan erkek bebek kuvöze konuldu. Henüz dünyaya gelmedin annesinin karnında yetim kalan erkek bebeğinin yaşam mücadelesi verdiği belirtildi.

Doktorlar kuvözdeki bebeğin durumunun kritik olduğunu belirtirken, yaralı baba Talat Doğru ile kızı Şeyma'nın hayati tehlikesinin bulunmadığını açıkladı.

ANNE İLE KIZI GÖZYAŞLARI ARASINDA TOPRAĞA VERİLDİ

PKK'lıların saldırısında ölen Mizgin Doğru ile kızı Sultan, merkeze bağlı Ömergöz Köyü'nde sabah erken saatlerde toprağa verildi. Anne ve kızı için önce köy caminde cenaze namazı kılındı. Ardından Kürtçe ağıtlar ve gözyaşları arasında köy mezarlığında toprağa verildi.

Köylüler, teröre lanet okurken, Mizgin Doğru'nun annesi sinir krizleri geçirdi. Anne Maşallah Doğru, "Benim kızımı öldürdüler. Benim ciğerimi yaktılar. Allah'ta onların ciğerini yaksın" diye ağıtlar yaktı.

YARALI KOMİSER YARDIMCISININ BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ

PKK'lı teröristlerin saldırında başına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Komiser Yardımcısı Adem İlkılıç'in tedavi gördüğü hastanede beyin ölümünün gerçekleştiği belirtildi. Batman Valisi Ahmet Turhan, "Komiser yardımcımızın maalesef beyin ölümü gerçekleşti. Allah'tan umut kesilmez" dedi...

DHA


PKK Bir Mühendisi katletti

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İzmir nüfusuna kayıtlı Eyüp Yıldırım isimli mühendis cezaevi kavşağında bir grup terörist tarafından katledildi.

Mühendis Eyüp Yıldırım'ın, yeni atanan öğretmen eşini yalnız bırakmamak için ilçeye geldiği öğrenildi.

gazete5.com


Siirt'te çatışma çıktı

Siirt'in Gökçebağ Beldesi Koçpınar Köyü'nde eylem hazırlığında olan bir grup PKK'lı terörist ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Ölen ya da yaralanan konusunda bilgi alınamayan bölgede çatışma sürüyor.

Siirt'te güvenlik güçleri merkezi bağlı Gökçeba Beldesi'nde eylem hazırlığında olan bir grup teröristin olduğunu belirledi. Bölgede önlem alan güvenlik güçleri Koçpınar Köyü yakınlarında teröristlerle sıcak temas sağladı. Güvenlik güçleri ile teröristler arasında çatışma çıktı. Bölgeye takviye birlikler gönderilirken çatışmanın sürdüğü belirtildi.Olay da ölen ya da yaralanan konusunda henüz bilgi alınamadı.

gazete5.com


Teröristler 4 öğretmeni kaçırdı!

Elazığ'ın Arıcak ilçesinde, 4 öğretmenin teröristler tarafından kaçırıldığı bildirildi.

Elazığ Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Arıcak ilçesine bağlı Yoğunbilek Köyü İlköğretim Okulunda görev yapan ve ilçe merkezinde ikamet edip minibüs ile okullarına geliş gidiş yapan 8 öğretmen ile minibüs şoförünün, saat 17.10 sıralarında okuldan çıkıp araçlarına bindikleri esnada civarda sivil olarak bulunup öğretmenleri gözleyen 4 kişilik bölücü terör örgütü mensubunca Yoğunbilek, Gündoğdu, Çevrecik köyleri güzergahında kaçırıldıklarının telefon ihbarı ile öğrenildiği kaydedildi.

Saat 18.00 sıralarında kaçırılan kişilerden Özge Akman, Ayşe Harktı, Hadice Oğuz, Sevilay Yılmaz adlı bayan öğretmenler ile minibüs şoförü Ali Eren'in araç ile birlikte Çevrecik köyü güneyinde terör örgütü mensuplarınca serbest bırakıldığı belirtilen açıklamada, tamamı Elazığ nüfusuna kayıtlı erkek öğretmenlerin Diyarbakır ili sınırları içerisinde kalan Görese Dağı istikametinde yaya olarak götürüldükleri bilgisinin alındığı belirtildi.

Serbest bırakılan bayan öğretmenler ile minibüs şoförünün saat 18.40 sıralarında Arıcak ilçe merkezine intikal ettikleri bildirildi.

Kaçırılan öğretmenlerin Gökhan Yıldız, Abdullah Karan, İrfan Sarıkaya ve İsmail Yücel (vekil öğretmen) olduğu açıklandı.

cumhuriyet.com
27 Eylül 2011


O Bebek Öldü

BATMAN'da, önceki gece PKK'lı teröristlerin saldırısında ölen 8 aylık hamile Mizgin Doru'nun hastanede sezaryenle alınan bebeği bir gün yaşayabildi.

Dünyaya gözlerini öksüz açan ve konulduğu kuvözde yaşam savaşı veren bebeğin durumu bu sabah kötüleşti. Doktorların tüm çabasına karşın henüz adı konmayan terör öksüzü bebek saat 08.20'de öldü.

Bebeğin cenazesinin bugün ailesi tarafından hastaneden alınarak Örmegöze Köyü'nde dün defnedilen annesi ve ablasının yanında
toprağa verileceği belirtildi.

DHA
28 Eylül 2011


PKK 3 öğretmen daha kaçırdı

PKK'lı teröristlerin Diyarbakır'ın Lice İlçesi Birlik Köyü İlköğretim Okulu'nda görev yapan 3 öğretmeni de dün gece kaçırdığı ortaya çıktı.

Diyarbakır Valiliği'nden kaçırılmayla ilgili yapılan açıklamada, "27 Eylül 2011 tarihinde ilimiz Lice İlçesi Birlik Köyü İlköğretim Okulu'nda görevli 3 öğretmenden gece haber alınamaması üzerine yapılan incelemeler neticesinde, öğretmenlerin bölücü terör Örgütü PKK mensupları tarafından kaçırıldığı anlaşılmıştır. Olayla ilgili adli makamlarca tahkikata başlanmıştır" denildi. Son kaçırma olayının ardından PKK'nın son 1 hafta içinde kaçırdığı öğretmenlerin sayısı 12'ye yükseldi.

DHA
28 Eylül 2011

Beyin ölümü gerçekleşen Komiser Adem İlkkılıç, memleketinde şehit oldu

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Prş Eyl 29, 2011 16:14
gönderen Başkomutan
Türk Sanatçısı(?): "Kürt Olsam Bağımsızlık İçin Savaşırdım"

Yönetmen Mustafa Altıoklar, yazar Ahmet Ümit, Oyuncu Nur Sürer ve müzisyen Timur Selçuk, Habertürk kanalında Kürt sorununu tartıştı. Mustafa Altıoklar, "Ben Kürt olsam bağımsızlık için savaşırdım" derken Timur Selçuk "Şu anda Türkiye genç ve güzel bir kız gibi. Herkes onu becermek istiyor" diye konuştu

Yönetmen Mustafa Altıoklar, yazar Ahmet Ümit, Oyuncu Nur Sürer ve müzisyen Timur Selçuk, Habertürk kanalında Balçiçek Pamir'in konuğu oldu.

Kürt sorununda esaslı bir çözüm için çok cesur olunması gerektiğini vurgulayan Altıoklar, 'Ben Kürt olsam bağımsızlık için savaşırdım' diyerek şaşırttı.

"KÜRT OLSAM TAM BAĞIMSIZLIK İSTERDİM!"

Türkiye'nin Kürt halkıyla barışçıl bir şekilde yolları ayırmasının konuşulması gerektiğini söyleyen Altıoklar, Ortadoğu ve balkanları içeren bir federal yapıyı önerdi. Türkiye'nin Osmanlı'nın mirasını taşıyabilmesi için önce Kürt meselesini çözmesi gerektiğini belireten ünlü Yönetmen "şu durumda çevremize güven telkin etmiyoruz. Kendi iç barışımız yokken başkasına sözümüz geçmeyecektir" dedi. Kürt "sorunu Türkiye'nin küresel ve bölgesel güç olmasını tek başına engeller" diyen Altıoklar, olaya bir Kürt olarak bakılması gerektiğini söyledi.

Kürt ve Türk toplumlarının kaynaşamadığını, kaynaşmak yerine asimilasyon uygulandığını söyleyen Altıoklar "bu noktadan sonra kaynaşmanın mümkün olmadığını düşünüyorum" dedi.Altıoklar, artık sürecin geri çevrilemez olduğunu savunurken çarpıcı bir önerde bulundu. "Kürt halkının tam bağımsızlık hakkının yarın verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özerklik bile değil, bağımsızlık diyorum. Türkler ve Kürtler önce ayrılmalı, sonra komşu olarak kaynaşmalıdır.

"KÜRTLERİN BAĞIMSIZLIK İSTEMEMESİ STOCKHOLM SENDROMUDUR!"

Balçiçek İlter: Ama ben bir çok Kürt siyasetçiyi programlarımda ağırladım, 'bağımsızlk istemiyoruz' diyorlar.Mustafa Altıoklar: Doğrudur, bir Stockholm sendromu durumu var. Ayrıca birden 'buyrun kendi kendinizi idare edin' dendiğinde ortaya çıkacak karışılıkltan da ciddi bir korku var. Ama bu korkuyla Kürtlerin de Türklerin de yüzleşmesi gerekiyor. Ben kendimden yola çıkarak söylüyorum ki Kürt olsaydım tam bağımsızlık isterdim. Ben Kürt olsam tam bağımsızlık isterdim. Tam bağımsızlık için savaşırdım. Savaşmak derken çok ciddi bir siyasi mücadeleden söz ediyorum. Eğer bu ülkenin adı Kürdistan olsaydı, ben bir Türk olarak dilimi konuşamasaydım, kimliğim yasaklansaydı, asilmasyona tabii bırakılsaydım kesinlikle tam bağımsızlık isterdim. Hatta dağa çıkmaksa belki dağa bile çıkabilirdim....

Ünlü polisiye roman yazarı Ahmet Ümit, Mustafa Altıoklar'ın sözlerinin konuya çok sağlam bir temel sunduğunu söyleyerek destek verirken, Timur Selçuk tepki göstererek katılmadığını söyledi. İzleyenlerden gelen maillerden anlaşıldığı kadarıyla ünlü yönetmenin sözleri seyirci nezdinde hayli reaksiyon aldı.

NUR SÜRER: "OĞLUMU ASKERE GÖNDERMEK İSTEMİYORUM"

Nur Sürer ise sorunun insan hayatını tehtid eden boyutunun çok yakıcı olduğunu söylerken çarpıcı bir noktaya değindi. 'Barış gelene kadar oğlumu askere göndermek istemiyorum' diyen ünlü Oyuncu olumlu ve olumsuz yönde maill yağmuruna tutuldu.

TİMUR SELÇUK: "TÜRKİYE GÜZEL BİR KIZ, HERKES ONU BECERMEK İSTİYOR"

Selçuk ise Kürt meselesini tarif ederken, “Türk Kürt ayrımı ne demek? Ahlaklı vatandaşlar olalım, elele verip bir ayağa kalkalım. Şu anda Türkiye genç ve güzel bir kız gibi. Herkes onu becermek istiyor. Dış güçler tetikte” ifadesini kullandı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://gundem.milliyet.com.tr/unlu-isimlerden-olay-yaratan-sozler/gundem/gundemdetay/29.09.2011/1444506/default.htm



Alman heyeti başkanı PKK sözcüsü gibi konuştu!

ALMANYA’nın Berlin Kenti’nden Hakkari’ye gelen, aralarında milletvekili, tarihçi, üniversite öğrencilerinin de bulunduğu 15 kişilik heyet, İnsan Hakları Derneği Hakkari Şubesi’ni ziyaret etti. Alman heyetine başkanlık yapan tarihçi Michaem Knopp, PKK sözcüsü gibi konuşarak, çatışmalardan ve sivillerin ölümünden terör örgütünün değil devletin sorumlu olduğunu iddia etti.

Batman ve Diyarbakır’ın ardından Hakkari’ye gelen Alman heyeti, kentteki bazı sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek Kürt sorunu, Demokratik Özeklik ve çatışmalarda yaşamını yitiren sivil vatandaşlarla ilgili bilgi aldı. İHD Hakkari şubesini ziyaret ederek Şube Başkanı İsmail Akbulut’la görüşen heyet üyeleri, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Heyete başkanlık yapan Michaem Knopp, Şemdinli İlçesi’nde bir süre önce çıkan çatışmada yaşamını yitiren sivillerle ilgili araştırma yaptığını belirterek, terör örgütünü savundu.

Devletin güvenlik güçlerinin PKK’lı teröristlere yönelik operasyonlarını ’sivillere saldırı’ diye niteleyen Michaem Knopp, "Biz iki gün önce de Batman’daydık. Ben şunu görüyorum ki, Türk devleti Kürt hareketine karşı başarısız oldu. Bu yüzden Türk halkı, Kürt halkına karşı terör estiriyor. Bu olayları araştırmak için buraya geldik. Batman’da öldürülen kadın ve karnındaki bebeğin ölümünü de araştırdık. Oradaki halk da, devletin halka baskı yaptığını ve gerçeği sakladığını söylüyor. Biz Batman’da o ailenin ziyaretine gittik. Orada her taraf işgal altında. Her tarafta asker konuşlu. Sivil mağdur halka silah dayatılıyor. Çatışmanın yaşandığı inşaattaki çalışan da infaz edilmiş. Bunun da devlet tarafından yapıldığını gösteriyor" dedi.

Alman heyet başkanı Michaem Knopp, PKK’nın Siirt’te yemeğe giden 4 genç kızı katlettiği saldırıyla ilgili de "Gerillalar, bilmeyerek bu olayı yaptıklarını açıkladılar" diyerek, hazırlayacakları raporu Alman Parlamentosu’na ve AB Komisyonu’na sunacaklarını söyledi.

Hakkari’ye gelirken tehdit edildiklerini iddia eden Michaem Knopp, "Biz dün gelirken Depin Polis Kontrol noktası bir OHAL bölgesi gibi. Bizi bırakmak istemediler. Bize silah dayatarak tehdit ettiler, bağırdılar, sert konuştular, her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Bizi bir şekilde uzaklaştırmak istiyorlar" dedi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://haber.gazetevatan.com/alman-heyeti-baskani-pkk-sozcusu-gibi-konustu/402594/1/Gundem

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 22, 2011 6:07
gönderen Başkomutan
"Kürtlerin bütün haklarını tanıyacağız"

TBMM Genel Kurulunda 14 gün aralıksız süren 2012 yılı bütçe görüşmeleri, sona erdi. Son konuşmayı Bülent Arınç yaptı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Hükümet adına eleştirileri yanıtlaması sırasında Genel Kurul Salonuna önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Her iki liderin de alkışlarla karşılanması üzerine Arınç, ''İki kez alkışlama oldu. Ben önce kendi üstüme aldım'' diye espri yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, görüşmeleri baştan sona izlerken, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yurdışı seyahati nedeniyle Genel Kurulda yer almadı.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, tasarıların oylamaları sırasında Başbakan Erdoğan'ın yanına giderek tokalaştı ve geçmiş olsun dileğinde bulundu. Kaplan, Erdoğan'ın yanında oturan Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay ile de tokalaştı.

Hasip Kaplan, kısa görüşmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Sağlıkla ilgiliydi, geçmiş olsun dileğinde bulundum. 'Yardımcılarınız tecrübeli, biraz daha dinlenin, sağlık önemli' dedim'' dedi. Kaplan, bunun üzerine Başbakan Erdoğan'ın, ''Dikkat ediyorum, kendime bakıyorum'' dediğini söyledi.

Oylama sırasında bazı milletvekilleri de Başbakan Erdoğan'ın yanına giderek geçmiş olsun dileğinde bulundu.

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Bülent Arınç'ın konuşmasında Diyarbakır'daki terör saldırısında yaşamını kaybeden oğlundan bahsetmesi üzerine, gözyaşlarına hakim olamadı. Yanındaki kadın milletvekillerinin Eronat'ın elini tuttuğu görüldü.

MUHALEFETLE TOKALAŞTI

Başbakan Erdoğan, birleşimin kapatılmasıyla Bülent Arınç ile birlikte Bakanlar Kurulu sırasındaki yerinden kalkarak, muhalefet sıralarına gitti.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve Hasip Kaplan, TBMM İdari Amiri, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile ön sıralarda bulunan bazı muhalefet partisi milletvekilleri ile tokalaştı.

KAPANIŞ KONUŞMASINI ARINÇ YAPTI

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Genel Kurulunda, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde son konuşmalarda Hükümet adına söz aldı.

Türkiye'de demokrasi ve ekonominin çıtası yükseldikçe, bu yükselişi durdurmak isteyenlerin devreye girdiğine işaret eden Arınç, şimdi de Fransa'nın, tarihi yargılamak istediğini söyledi.

Arınç, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifine ilişkin, olarak şunları kaydetti:

''Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa'ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay, Fransa Parlamentosunun Avrupa'nın temel değerlerine bayrak açmasıdır. İstiklal Mücadelesi'ni yönetmiş Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir süre başkanlık yapmış bir hukukçu arkadaşınız olarak söylüyorum, hiçbir parlamento kararıyla ve hiçbir kanun ile tarih yeniden yazılamaz ve inşa edilemez.''

Arınç'ın konuşmasından satırbaşları:

* 2003'ten bu yana hükümetimizin icraatları, bütçe uygulamaları, öngörülerimiz başarılıdır. Bugüne kadar hedefimize vardığımızı düşünüyorum. Karnemizde bütün derslerin karşısında 'pekiyi' yazıyor. Bundan dolayı Allah'a hamd ederiz. Ama biz siyasi kuruluşuz, elbette, yanlışlarımız, hatalarımız olacaktır. Siyasetçilerin hatasını da millet sandıkta karşılayacaktır.

* Kendini hiç kimseye hesap verme mecburiyetinde hissetmeyen kimi güçler, bu ülkede istedikleri gibi at oynattılar, hukuku, demokrasiyi hiçe saydılar. Gençlerimiz, aydınlarımız, fikir adamlarımız birer potansiyel suçlu gibi görüldüler. Baskı atmosferinde siyasetçiler büyük düşünmek yerine 'küçük olsun benim olsun' mantığına mahkum edildi. Milleti, siyaseti sürekli vesayet altında tutmak isteyen birileri de siyaset kurumunun müdahale alanını sürekli tazyik altında tutarak 'küçük olsun senin olsun' mesajı verdi.


"Kürtlerin bütün haklarını tanıyacağız"

* Kürt kimliğinin tanınması çok önemli bir konudur. Bu bir insan hakları konusudur. Sanıyorum ki Sayın Genel Başkanınız da CHP'nin Sayın Genel Başkanı da bu konuda farklı düşünmüyorlar. Yani Türkiye'de yaşayan bir insan, 'Ben Kürdüm ve bu kimliğimle iftihar ediyorum. Ben bu gerçeğimle tanınmamı istiyorum' dediği zaman, bizim buna saygı göstermemiz, bunu kabul etmemiz gerekir.

* Kürt meselesi veya Kürt kimliği, 3 sene önce, 30 sene önce, 20 sene önce ortaya çıkmış bir kimlik değildir. Kürtlerin varlığı en az bin seneden beri bir gerçektir. Bunu inkâr edemezsiniz. Bunu inkâr ederseniz 80 öncesine döneriz, 80 sonrasına döneriz.

* Sayın Elçi, Bakanlık yaptığı dönemde 'Ben Kürdüm ve Türkiye'de yaşayan şu kadar Kürt var' dediği için 2,5 yıl cezaevinde kalmıştır. O günlere dönmemizi mi istiyorsunuz? Bir insanın kimliğini inkâr etmek o insanı inkâr etmek demektir. Kendisini Kürt kimliği ile Arap kimliği ile Boşnak kimliği ile artık ne gelirse aklınıza... Hepsi, kim, ne varsa bu topraklar üzerinde kendi kimliğini rahatlıkla söyleyecektir. O kimliğe saygı duyacağız. O kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız.

* Ben BDP'li arkadaşlarımın söylediklerinin yüzde 99'na katılmıyor olabilirim. Ama onların kimliğine saygım var, onların siyaset hakları olduğuna inanıyorum.'

* Türkiye, şu kadar yıl içinde bu mücadeleyi (terörle) yapmıştır ama son 4 aylık mücadele netice vermeye başlamıştır'.

* Türkiye biz gelmeden önce mafyanın cennetiydi. Her önüne gelen çek senet tahsilatından tutun, neşterine, balinasına, bilmem nesine kadar alfabede harf kalmamıştı mafya örgütleri için. Hepsini çökerttik, yargıda hesap veriyorlar. Bunlar çıkar amaçlı suç örgütleri. Başkalarının da tepesine bindik, bugün bağımsız yargı bunların hesap soruyor. Bak; özel harpçiler, 'şurada şurada ceset var, ben de gördüm' dedi. Bugün mahkeme karar verdi, mezar açılacak, DNA testleri yapılacak, o kişiye ait olup olmadığı... Faili meçhullerden, siyasi suikastlere kadar Türkiye'de işlenmiş ne kadar çirkin, ayıp varsa onları aydınlatmak bizim görevimiz. Üzerine gideceğiz. 10 senede çok şey yaptık, bir 10 senede daha çok şeyler yapacağız. Allah'ın izniyle merak etmeyin.

* (Kendisine laf atan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'e) Sen o kirli fenerinle git sokakları dolaş. Burada Genel Başkanın var, ben ona, Genel Kurula hitap ediyorum. Sen onu boşa taşıyorsun. Kamer Genç ile geçirilecek bir dakika bile ziyandır.

* Dersim olayı bir faciadır. Ellerinde kesik başla poz veren askerler... NTV Tarih Dergisi'nin son sayısında çok acı fotoğraflar var. Benim çantamda var. Ama çok komplike bir olay bu. Yani sadece askerin elinde o baş gösteriliyor diye o iğrenç fotoğrafı hatırlamayalım.

BAHÇELİ'NİN TEPKİSİ

Bahçeli, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bugün yapılan görüşmeyi, ''çok büyük bir talihsiz görüşme'' olarak değerlendiren Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bugünkü yapılan görüşme bir provokasyondur. Bugün yapılan görüşmeyle, görüşme sırasında BDP'den ve AKP sıralarından toplanan alkışlarla, Türkiye bir yere doğru, şuurlu şekilde sürükleniyor. Bir rol paylaşımı sezintim var. Eğer Başbakan Yardımcısı'nın bu konuşmaları Hükümetin görüşü ile bağdaşıyorsa, örtüşüyorsa, Hükümetin yapacağı bir tek şey var; KCK operasyonlarını durduracak, Güneydoğu Anadolu'daki PKK ile terörle mücadele eylemlerini durdurup, BDP, PKK ne diyorsa, Bülent Arınç aracılığıyla onu yerine getirmesi lazım.''

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberturk.com/gundem/haber/699203-kurtlerin-butun-haklarini-taniyacagiz