4. yüz (Toplam 8 yüz)

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 28, 2010 20:07
gönderen Başkomutan
Tekel için artık çok geç
Keşke...


Tekel işçilerini azarlamak değil alkışlamak gerekir

Ankara’da direnişi sürdüren Tekel işçileri azara değil, alkışa layıktır. Hükümetin yanlış kararlarına karşı insanların nasıl direnebileceğini, insanların haklarını nasıl arayabileceklerini gösteriyorlar.
Keşke bu tür direnişler özelleştirme uygulamasının başladığı günlerde sergilenseydi. Hükümet özelleştirmede ve işçi çıkarmada yaptığı büyük yanlışları yapamazdı.
Türkiye özelleştirme programı uygulayan tek ülke değil. Ama özelleştirme adı altında yılların birikimiyle kurulan üretim tesislerinin kapanmasına, çalışanların işsiz kalmasına yol açan tek ülke.
Özelleştirme yapan diğer ülkeler, özelleştirmede kurulu tesislerin yaşatılmasını, verimliliğin artırılmasını, istihdamın korunmasını ilke olarak benimsedi. O ülkelerde özelleştirilen tesisler yaşıyor. Daha verimli olarak üretime devam ediyor. O ülkelerde özelleştirme sonunda sokağa atılan işçi yok.

Üretim tesislerini yok ettik
Bizde ise yılların birikimiyle kurulan, ülkenin temel üretim tesisleri olan ve üretim yanında yöresel istihdama ve yörelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunan kamu tesisleri yok pahasına satıldı.
Başta Sümerbank’ınkiler olmak üzere Tekel’in, Et Balık Kurumu’nun, Süt Endüstrisi Kurumu’nun üretim tesisleri özelleştirildikten sonra, makineler hurdacıya gitti, binalar yıkıldı. Arsalarını yap-satçılar rant kaynağı olarak değerlendirdi.
Bu üretim tesislerinde çalışanların ne olacağı önceden düşünülmedi, ne oldukları sonradan gündeme gelmedi. Bilinçsiz kamu işçileri, özelleştirme sonucu kapının önüne konulduklarında maalesef seslerini çıkaramadı. Aidat ödedikleri sendikalar onlarla hiç mi hiç ilgilenmedi.
İşte bu nedenle şimdilerde Tekel işçilerinin Ankara’daki direnişleri yadırganıyor. Maliye Bakanı, “Hükümetimizin bir hatası varsa, o da açıkta kalan işçilere merhamet göstermesidir” diyebiliyor.

İşçileri kapı önüne koyduk
Hayatta işini kaybetmeyen, iş kaybetmenin ne demek olduğunu anlayamaz. Hele hele, günümüz Türkiye’sinde belli bir yaşa gelmiş kimsenin işini kaybettikten sonra yeni bir iş bulması, kendi karnını ve bakmakla yükümlü olduklarının karnını doyurması
imkânsız gibidir.
Tekel işçilerinin direnişi, özelleştirme sonunda işçilerin sokağa atılmasındaki yanlışlığın ötesinde Tekel’in özelleştirme modelinin yanlışlığını da (iş işten geçmiş olsa da) sergiliyor.
Tekel çok yönlü bir kamu işletmesiydi. Ülke genelinde tütün üretimini destekliyor, ülke genelinde yaprak tütünlerin işlenmesini sağlıyor, ülke geneline yaygın tesislerinde sigara üretiyor, böylece ülke genelinde yöresel olarak istihdam imkânı yaratıyordu.
Bugün geriye dönmek çok zor. Ama “Kendi giden, Tekel’den geriye kalan son işçiler” var.
Direnişlerindeki ısrarı alkışlamamak imkânsız. Kamuoyunun uyanmasına katkıları oldu.

GÜNGÖR URAS 28.01.10

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 30, 2010 23:38
gönderen Oğuz Kağan
TEKEL işçisinin kaderi, Türkiye'nin kaderidir

Bugün TEKEL işçileri niçin eylemdedir? Tayyip Erdoğan, onlara verilecek parayı kastederek niçin “Devletin hazinesini soydurtmam” diyor? Devletin hazinesini işçiler mi soyuyor?

Hayır, TEKEL sözde özelleştirildi ve Amerikalılara satıldı. 57, 58, 59 ve 60’ıncı hükümetler, ABD ve AB’ye verilen sözleri tutarak tütün ekimini sınırlandırdı. Dolayısıyla TEKEL işletmelerinin çoğu kapatıldı. Hükümet ortada kalan işçilerin aylık ücretlerini azaltarak ve belirli dönemlerde tamamen keserek, bu kitleyi eritmeye çalıştı.

Kazanılmış hakları ortadan kaldırılan işçiler, kendi sendikalarının frenlemesini de aşarak eyleme geçti.

* * *
1998 yılında TEKEL’in özelleştirilmesi hazırlıklarına karşı Türk-İş’in demeç düzeyinde tepkileri vardı. 16 Mart 1998 günü dönemin Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral’in öğle yemeği davetine uyarak, konuyu kendisine sordum. Tek Gıda İş Genel Başkanı Orhan Balta ile beraberdiler.

Zaman zaman TEKEL’deki özelleştirmenin talana dönüştüğünü her ikisi de vurgulamış ve biz de hiçbir gazetenin yer vermediği bu haberleri manşetlerden değerlendirmiştik.

Meral ve Balta’ya, özelleştirme adı altında Sevr’in ekonomik hükümlerinin dayatıldığını, örnekleriyle anlatarak, buna karşı Türk işçisinin tepkisinin mitinglerle ve her türlü vesileyle yükseltilmesi gerektiğini ve bu sesi yükseltecek olanların her alanda ön alacağını söyledim.
Meral’den sonra, Türk-Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek ile konuştum. Ona da özelleştirmeler ile ilgili tavrını sordum. Özbek, hükümetin Türk-İş’i dikkate almadan, Türk-İş’le mutabakat sağlamadan, sosyal ve hukuki alt yapıyı tamamlamadan özelleştirmelere kalkıştığını, bunun da siyasi bir cinayet olduğunu söyledi.

* * *
Bu görüşleri naklettikten sonra yaptığım değerlendirmede şöyle dedim:
“Türk-İş’in göstermesi gereken tavır, Türkiye’nin ve Türk işçisinin hakkını hukukunu korumaktır.

Türk işçisinin kaderi, Türkiye’nin de kaderidir.

Özelleştirme adı altında, Türkiye’nin uluslararası sermayeye teslim edilmesi operasyonu, Atatürkçülüğün de, cumhuriyetçiliğin de, milliyetçiliğin de, devrimciliğin de turnusol kağıdı haline gelmiştir. Bu operasyona karşı gösterilen tutum, herkesin gerçek durumunu ortaya koymaktadır.

Türkiye, 1950’den itibaren ‘emperyalizmin borç tuzağı’na düşürülmüştür. Bu tuzağa düşüş, o tarihten itibaren Türkiye’yi yönetenler tarafından bilinçli olarak gerçekleştirilmiştir. Bugün de Türkiye’yi aynı zihniyetteki insanlar yönetmektedir.

Bilhassa enerji özelleştirmelerinde, Türk hukuku yerine, uluslararası tahkim hukukunun uygulanmasının Türkiye’nin egemenlik haklarının sona ermesi anlamına geleceğini vurgulayan Danıştay’a rağmen, özelleştirmeler hızla devam ediyor. Üstelik, tahkim hukuku ile ilgili maddeler, özelleştirme ile ilgili sözleşmelere yerleştiriliyor.

Türkiye, kendi hukukunu uygulayabilmek için bir İstiklâl Savaşı verdi. İşte şimdi Türkiye’den istenen, İstiklâl Savaşı ile kazanılan o egemenlik haklarından taviz vermesidir. Özelleştirme adı altındaki operasyon, Sevr’in ta kendisidir ve bu politika, şu anda Türkiye’yi yönetenler tarafından uygulanmaktadır.”

* * *
Biz TEKEL işçilerinin bugünkü durumunu 1998 yılında görüyor ve onlar için çırpınıyorduk! Bugün onların hakkını yine biz savunuyoruz.


Arslan BULUT - YENİÇAĞ, 31 Ocak 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 31, 2010 4:27
gönderen Türk-Kan
Banu AVAR: TEKEL İşçileri Vatan Savunması Yapıyor!

Tekel işçileri bizim kurtuluşumuzdur. Eğer TEKEL'e destek vermezsek kurtulamayız. Hepinizi bu mücadelede aktif görev almaya çağırıyorum!



Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 31, 2010 15:55
gönderen Comte
Al sana tüysüz yetim hakkı

TEKEL işçisine ‘avucunu yala’ diyen iktidar, danışmanlık fonundan yandaşlarına 2.6 milyar TL dağıttı
DUDAK uçuklatan rakamın büyüklüğü, olayın Meclis’e taşınmasına yol açtı. CHP’li Fevzi Topuz, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi: Bu ücret ne karşılığı ödendi? Kaçı yabancı kuruluş? Bazı kişilere para mı aktarılıyor?

Resim

TEKEL işçisi yarını bekliyor
HAKLARINI alabilmek için 1.5 ayı aşkın süredir eylem yapan TEKEL işçileri ise yarın Başbakan Erdoğan’ın açıklaması beklenen karara kilitlendi. İşçiler, kızını kaybeden Hüseyin Aslan’ın aynı hastalığın pençesindeki oğlu için yardım topladı.

Yandaş belediyeye kıyak
MALİYE Bakanlığı, Sinop’ta bin nüfuslu AKP’li belde belediyesine 100 bin TL hibe yardımı gönderirken, nüfusları 7-12 bin arası değişen CHP ve MHP’li ilçe belediyelerine 20’şer bin TL uygun gördü.

“Adalet, sadece adlarında var!”
ADALETSİZLİĞE tepki gösteren CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, “Adalet, AKP’nin sadece adında var. Bu uygulamayla devlet adabından yoksun olduklarını kanıtladılar. Yapılan bölücülüktür” dedi.

İşçilerden dayanışma
Tüm olumsuzluklara rağmen 48 gündür mücadelelerini sürdüren TEKEL işçileri, eylemdeyken 14 yaşındaki kızını kaybeden arkadaşları Hüseyin Arslan’ın talasemi hastası oğlunun tedavisi için kampanya başlattı
TEKEL işçileri, dondurucu kış koşullarına rağmen mücadelerini sürdürüyor. İşçiler, çadır önlerine kurdukları sobalarda ısınmaya çalışıyor.
Haber: Sümeyra YILMAZ
TEKEL işçilerinin iş yerleri kapatıldığı için özlük haklarıyla başka kamu kurumlarına geçirilme talebiyle başlattıkları eylem 48. gününde devam ediyor. İşçiler, eylem sürerken, talasemi hastası olan 14 yaşındaki kızını kaybeden Batman’daki TEKEL iş yerinde çalışan Hüseyin Arslan’ın aynı hastalığı taşıyan oğlu Osman Arslan’ın tedavisi için yardım kampanyası başlattı. İşçilerin hazırladığı çağrı metninde, baba Arslan’ın, maddi olanaksızlıklar yüzünden oğlu Osman’ı da kaybetmekle karşı karşıya olduğu belirtildi. TEKEL işçileri olarak, Osman Arslan’ı yasatmak için bir kampanya başlatıldığı bildirilen metinde, “Osman artık TEKEL direnişimizin bir sembolü haline gelmiştir. Onurlu direnişimiz, yine çok büyük bir insanlık onuru taşıyan ’Osman’ı yaşatma’dayanışmasıyla çok büyük bir güce dönüşmüştür” ifadesine yer verildi. Yardım etmek isteyenlerin bağışlarını Vakıfbank’ın Batman şubesinde açılan “00158007282394151” no’lu hesaba yatırabilecekleri bildirildi.

Erdoğan’a rapor verilecek
Bu arada, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, perşembe günü Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmişti. Görüşmenin ardından Erdoğan’ın sorunun çözümü için bir rapor istediği bildirilmişti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, TEKEL işçilerinin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalarını yarına kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunacakları belirtiliyor.


2.6 milyar liraya danıştılar
CHP’li Fevzi Topuz, hükümet tarafından ‘danışmanlık hizmeti’ adı altında kamu kurumlarınca çeşitli kişi ve şirketlere toplam 2.6 milyar TL ödendiğini belirterek, “Bu şekilde bazı kişilere para mı aktarılmaktadır?” diye sordu
Haber: Önsel ÜNAL

CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Basında yer alan haberlere göre birtakım danışmanlık firmalarına ve kişilere, “danışmanlık hizmeti” adı altında ödenen paranın 2.6 milyar TL olduğunu belirten Topuz, birçok sektörde küçük birimlere kadar inebilen danışmanlık hizmeti alındığını, bu hizmetlerden bazıları da özelleşen kurumlarla ilgili olduğunu ifade ederek “Bir anlamda çeşitli kişi, kuruluş ve şirketlere para mı aktarılmak istenmektedir?” diye sordu.

Açıklanmak zorunda
Devletin bunca yıllık birikiminin kullanılamadığını ve özelleştirme, stratejik planlama, yatırım ve piyasalaştırma alanlarında bu hizmetin alınma sebebinin anlaşılamadığını kaydeden Topuz, “Kamunun yapamadığı ya da yaptırılmak istenmediği işler hangi danışmanlık hizmetinden alındığı açıklanmak zorundadır. Eğer bu hizmeti kamu kurumlarınca yapılabiliyorsa danışmanlık adı altında birilerine para ödenmemesi gerekmektedir” dedi. Topuz, Erdoğan’a şunları sordu:

Kaçı yabancı kuruluş?
- Merkez ve yerel yönetimleri de içeren hizmet alımını yapılan danışmanlığa ödenen para miktarı nedir?
- Özelleştirme kapsamında olan sektörlerden alınmış olan danışmanlık hizmeti bulunmakta mıdır? Bu hizmetin alınmış olan yerler ve ödenen miktar nedir?
- Danışmanlık hizmeti alınan yerlerden kaçı yabancı kuruluşlar olup bu kişi ve kuruluşlar kimlerdir?
- Kamu İhale Kanunu dışında danışmanlık hizmeti alınanlar var mı? Bunlar hangi kişi, şirket ve kuruluşlardır?
- Türkiye’deki alınan danışmanlık hizmetlerinden ne kadarı yatırım amaçlı proje için hazırlatılmıştır?
- Danışmanlık hizmeti alınan kamu kurumlarda yapılan bu işleri yapacak personeli yok mudur?

YENİÇAĞ, 31 Ocak 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 31, 2010 20:12
gönderen sessiz sedasız
'Asker değil TEKEL götürecek'

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Tayyip Bey' uyarıyorum. TEKEL işçilerinin sorunlarını çözsün. AKP'yi asker değil ama TEKEL işçileri götürecek'' dedi.

Partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP'nin inişte, CHP'nin ise yükselişte olduğunu söyledi. Gerçek Gündem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş'ın AKP'nin kapatılmasına ilişkin ortaya atılan iddialar ile TEKEL işçilerinin durumunu sorması üzerine Baykal özetle şunları söyledi:

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tekel işçilerinin eyleminin, boyutlarının çok ötesinde bir önem kazandığını belirterek, ''Bu iktidar hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek'' dedi.

Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanlığında, ilçe başkanları ve belediye başkanlarıyla bir araya gelerek, İstanbul 33. Olağan İl Kongresi öncesinde bir değerlendirme toplantısı yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil, CHP İstanbul milletvekilleri Mehmet Sevigen ve Mehmet Ali Özpolat, İl Başkanı Gürsel Tekin'in de katıldığı toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.

Yaklaşık iki saat süren toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Baykal, yararlı ve güzel bir toplantı gerçekleştirildiğini belirterek, CHP'ye yönelik toplumdaki beklentinin giderek yükseldiğini, kendilerinin de büyük bir sorumluluk duygusu içinde olduğunu söyledi.

CHP'nin, bundan sonraki süreçte temel misyonunu, kimliğini ve ilkelerini koruyarak ve bu anlayışla CHP kimliğini daha belirgin bir şekilde ortaya koyarak yenileneceğini, değişeceğini ve toplumla daha kapsamlı bir şekilde kucaklaşacağını vurgulayan Baykal, ''Hem kendi kişiliğimize sahip çıkacağız hem de yenileneceğiz. Amacımız budur. Kaygıların olağanüstü yükseldiği bir ortamda, kamuoyu CHP gibi güven veren bir siyasi partinin var olmasından mutluluk duyuyor. Bunu umut diye görüyor ve CHP'yi yeni kadrolarla zenginleşmiş, kendisini sorgulayan, değiştiren, gelişen, canlanan bir siyasi parti olarak görmek istiyor'' diye konuştu.

MAVİ KİTABA KARŞI ÇALIŞMA

Bir basın mensubunun, ''AKP'nin 'demokratik açılım'ı anlatan ve 'Mavi Kitap' olarak adlandırılan kitapçığına karşılık CHP'nin kitapçığının ne zaman ortaya çıkacağını'' sorması üzerine Baykal, bu konudaki çalışmaların süratle devam ettiğini ve bu kitapçığın yalnızca ''demokratik açılım''a yönelik değil, gündemdeki daha pek çok konuya ilişkin CHP'nin bakış açısını kamuoyuna aktarma amaçlı olacağını vurguladı.

Türkiye'nin gündemine ardı ardına pek çok konunun getirildiğini, ancak daha sonra gündemin değiştirilerek bir başka tartışmanın açıldığını ifade eden Baykal, ''Mesela Kürt açılımı tam bir fiyasko, bir başarısızlık. Bunları anlatmak lazım. Yapılan yanlışlıkları, tutarsızlıkları ortaya koyan bir çalışma olacak bu kitapçık'' dedi.

''AKP'nin mavi kitapçığına karşı sizin kitabınızın rengi ne olacak?'' sorusu yöneltilen Baykal, gülerek, ''Rengiyle ilgili henüz bir karar almış değiliz ama buradan anlıyorum ki sadece içeriğine değil kapağına da dikkat etmemiz lazım'' yanıtını verdi.

-''TÜRKİYE'DE DARBE SÖMÜRÜSÜ VAR''-

Türkiye'de bir ''darbe demagojisi yaşandığını'' ve darbe gibi bir arayış olmamasına rağmen bu konunun sürekli gündemde tutulduğunu savunan Baykal, şöyle devam etti:

''Türkiye'de bir darbe gerçeği yok, darbe sömürüsü var. Bunun ortaya konulması lazım. Türkiye'de devletin kurumlarına, yargıya, TSK'ya karşı açılmış bir savaş var. Kim sürdürüyor bunu? Bu, doğal mı? Türkiye'de TSK'ya karşı bir kampanyanın sürdürüldüğü gerçek değil mi? Bu kampanya, sahipsiz bir kampanya mı? Bunun arkasında kimse yok mu? Bir iktidar kendi ülkesinin silahlı kuvvetlerini ezerek başarıya ulaşabilir mi? Kendi ordusunu yenmeye kalkan bir iktidardan hayır gelir mi? Kendi ülkesini hedef kabul eden bir iktidarın ülkesine yarar getirmesi söz konusu olabilir mi?''

Pek çok iddiaların ortaya atıldığını ancak daha sonra hiçbirinin takip edilmediğini söyleyen Baykal, ortada düzmece belgeler, uydurulmuş iddialar, gereksiz bir panik ve telaş yaratma ortamı bulunduğunu savundu.

''Türkiye'de darbe yok, komplo var. Darbe yok, pusu var pusu'' diyen Baykal, şu ifadeleri kullandı:

''Yiğitçe, açıkça tartışarak değil, tertip yaparak, belge imal ederek, karalamaya yönelik tezgahlar kurarak yürütülen bir savaş var. 'Asimetrik' diyorlar. Asimetrik harekat ne demek? İşte o, pusu demek, kalleşçe demek. Bunun milletimize anlatılması lazım.

Türkiye'deki bu kargaşa, planlanmış, hazırlanmış, öngörülmüş bir kargaşadır ve devletin kurumlarını tahrip etmeyi amaçlayan bir kargaşadır. Önümüzde bu süreci noktalama şansı normal olarak seçimdedir ama iktidarın seçimden kaçmakta olduğunu görüyoruz. Seçimden uzak durmaya çalışıyor ama inşallah ayağına dolanacaktır. Önümüzdeki dönemde, bir referandum vesilesiyle de olsa bu iktidar kendisinden kurtulma şansını eğer milletimize verecek olursa inanıyorum ki Türkiye, bu şansı en iyi şekilde değerlendirecektir.''

-KAPATMA DAVASI TARTIŞMALARI-

Baykal, Gerçek Gündem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş'ın ''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın sözleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buna cevabıyla yeniden gündeme gelen AKP'ye kapatma davası tartışmalarını nasıl değerlendirdiği'' yönündeki bir sorusu üzerine de bunun ''millete karşı bir komplo olduğunu'' söyledi.

Deniz Baykal, ''Bu komplonun unsurlarının başında bu mağduriyet arayışı yatıyor. 'Bir mağduriyet tablosu ortaya çıkararak acaba milletin tercihini yönlendirebilir miyiz' arayışları ortaya çıkıyor'' dedi.

''AKP'nin artık çıkmaza girmiş bir siyasi iktidar olarak gidişatı tersine çevirmeyi mümkün kılacak her türlü çılgınca senaryoyla bir umut ışığı yakalama düşüncesinde olduğunu'' öne süren Baykal, iktidarın oy kaybetmeye, CHP'nin oylarının da yükselmeye başladığının AKP'nin kendi anketlerinde bile ortaya çıktığını söyledi.

Baykal, ''Önümüzdeki seçim, bir iktidar değişikliğinin kaçınılmaz hale geleceği bir seçim olacaktır. Bu gidişatı hiçbir tertip, hiçbir senaryo, hiçbir dedikodu bozamayacaktır. Bozamamasını sağlamak da bizim görevimizdir. Bu konuda da üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız'' diye konuştu.

-TEKEL İŞÇİLERİNİN EYLEMİ-

Yarkadaş'ın, Tekel işçilerinin eylemi ve Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki yaklaşımı konusundaki değerlendirmesini sorması üzerine de CHP Genel Başkanı Baykal, Tekel işçilerinin 50 gündür Ankara'nın dondurucu soğuğunda yaptıkları eylemin toplumun vicdanını harekete geçirdiğini söyledi.

Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:

''Tekel işçisi olayı, kendi boyutlarının ötesinde önem kazanmıştır ve buradan uyarma ihtiyacı hissediyorum. Bu iktidar hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek. Bu iş oturmuştur artık. Çekilen acılar ortadadır. Eylem 50 günü geçti. Oradaki işçiler kimseyi üzmeden, rencide etmeden davalarını anlatmaya çalışıyorlar ve buyurgan, aldırmaz bir üslupla karşı karşıyadırlar. Bu, insanlık duygularını rencide eden bir manzara haline gelmiştir. Tayyip Bey, Pazartesi günü bu şansı kullansın. Bu işi bitirsin. Tavsiye ederim.

Elbette Pazartesi günü bu işi bitirince kimileri diyecek ki 'Bak, iktidar bu üsluptan anlıyor' ama o da onun bedeli. 'Hayır, onu dedirtmeyeceğim, bunu da anlamayacağım' derse, o zaman çok daha ağır başka bedeller ödemek zorunda kalacaktır. İnadı bıraksın Sayın Başbakan, Pazartesi günü 'dediğim dedik' demekten vazgeçsin. Tekel işçilerinin özlük haklarına el uzatmaktan vazgeçsin. Bu, onun özelleştirme konusundaki hatalarının bedelidir. Tekel'in üzerinden haksız kazanç sağlayanlara o fırsatı vermiş olmanın günahının bedelidir. Artık Türkiye'de herkese, her dediğini kabul ettiremeyeceğinin ortaya çıkmasının bir ifadesidir. Bunu içine sindirsin ve bu işi bağlasın.''

Kaynak

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 31, 2010 20:17
gönderen sessiz sedasız
Başbakan'ın 'TEKEL' cevabı

Başbakan, dün Baykal'ın da dile getirdiği TEKEL sürecine ilişkin son sözü söyledi.

CHP lideri Deniz Baykal, dün İstanbul'da yaptığı basın toplantısında ''Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek'' demişti. Bunun üzerine Erdoğan, bugünkü açıklamalarında bu konuya da değinerek "Bizi TEKEL işçileri iktidar yapmadı" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, işçilerin beklentilerini karşılayacak bir açıklamadan ziyade sert tavrını sürdürdü ve şu açıklamalarda bulundu:

"Tütün deposu bu durumda olan yerler. Artık bunların bir işlevi kalmadı. Yanılmıyorsam 2 veya 3 ilde kalanları bitirmek için bir organizasyon söz konusu. Toplama bakıldığında 8500 civarında Tekel işçisi görünüyor.

Yarın itibarıyla ihbar ve kıdem tazminatları bankaya yatıyor. 2004’te bir 4C konusunu gündeme getirdik. Sendikalar o tarihte bize çok teşekkür etti.

O tarihten beri gündemde o zamanlar kimsenin sesi çıkmıyordu. İyi niyet göstergesi olarak bunları da 4C’ye alalım dedik. İhbar kıdem tazminatı artı 4C’deki çalışma süreci. Bu adımlar atılırken 4C’ye bir isyan başladı. Bu uygulama başlarken bizi alkışlayanlar şimdi “4C’yi istemezük” diyorlar. Kendilerine son görüşmede dedik ki biz ihbar ve kıdem tazminatlarını veriyoruz.

BAKANLARA FIRÇA ATMA HABERİ YALAN

Güya ben 4C’yi bilmediğimi söyleyip bakanlarıma fırça atmışım. Ben bakanlarıma sadece şunu dedim: Kıdem tazminatına gerek duymadan devam edilebilir mi. Araştırın. Onu söyledim.

Sendika başkanına da birkaç gün çalışalım dedim. 4C’nin içeriğinde bir değişikliğe gidebilirsek bunu yapın adımları ona göre atalım dedim.

HUKUKSUZLUĞA GÖZ YUMUYORUZ

Bizi Tekel işçisi iktidar yapmadı. Bizi Millet iktidar yaptı. Onlar da milletin ferdidir. Onlara saygım vardır. Ama hukuk içinde.

Şu anda biz hukuksuzluğa göz yumuyoruz. Orada yaşanan hukuksuz bir durumdur. Demokrasi adına buna biraz daha katlanalım dedik.

Gerçekten kıdem tazminatının devamına yönelik bir imkan varsa bunu yapacağız. Ama yoksa o zaman paralarını almış olacaklar ve yeni bir süreci, başlatacağız.

ERKEN SEÇİM YOK

Tüm dünyayı etkileyen bir küresel kriz söz konusu. Biz de bu krizden etkilendik. Ama diğer büyük ülkelere bakıldığında Türkiye bu krizi hafif atlatmıştır diyebiliriz.

Küresel sermaye yatırım için bana gelip diyor ki “Erken seçim var mı?”

Ben de diyorum ki hayır kesinlikle öyle bir şey yok. Seçimleri artık zamanında yapacağız.

Kaynak

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 01, 2010 21:19
gönderen Oğuz Kağan
TEKEL işçilerine kötü haber

Erdoğan ile Türk - İş heyetinin gerçekleştirdiği ikinci görüşme de sona erdi.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, TEKEL işçilerinin sorunlarına ilişkin ilgili bakanlarla yaptıkları görüşmede, ''Uzlaşma temin edemediklerini'' bildirdi.

Kumlu ve beraberindeki heyet, ilgili bakanlarla Başbakanlık Yeni Bina'da TEKEL işçilerinin sorununu görüştü.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Kumlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, konuyla ilgili olarak, ''Uzlaşma temin edemediklerini, bundan sonraki süreçte de görüşmelere açık olduklarını'' bildirdi.

Kumlu, TEKEL işçilerinin sorununa ilişkin, ''4857 sayılı yasaya tabi olarak arkadaşlarının başka kurumlara geçirilmesini talep ettiklerini, Hükümetin, 4/C statüsünde çalıştırılması anlamında yaklaşım gösterdiğini'' belirterek, bu nedenle uzlaşma temin edemediklerini söyledi.

Kumlu, Başbakanlık Yeni Bina'dan ayrılırken yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer bir araya geldiklerini söyledi.

Bakanların, ''4/C'nin iyileştirilmesi yönünde bir öneriyle'' kendilerine geldiklerini bildiren Kumlu, ''Biz başından beri bu arkadaşlarımızın bu iş yerinin kapatılmasından dolayı daha önceki uygulamaların benzerinin bunlara da yapılması gerektiğini, özlük hakları ile birlikte başka kamu kurum ve kuruluşlarına geçirilmesi anlamında her görüşmemizde bunu dile getirdik. Ancak şu anda gelinen son noktada, özellikle 4/C'de kıdem tazminatı yok. Kıdem tazminatını ödeyelim. İzinleri yok, izinlerini 22 güne çıkaralım. Ancak bizim taleplerimizle bunun örtüşmediğinden dolayı bunu kabul etmemizin mümkün olmadığını ifade ettik ve ayrıldık.''

Kumlu, ''Gazetecilerin bundan sonra ne olacağına'' ilişkin sorusu üzerine, ''Taleplerimiz karşılanmadığına göre uzlaşma yok demektir'' dedi.

Maaş ve çalışma süresi anlamında yeni bir öneri olmadığını dile getiren Kumlu, şunları kaydetti:

''Farklılık şu: Biz 4857 sayılı yasaya tabi olarak arkadaşlarımızın başka kurumlara geçirilmesini talep ediyoruz. Hükümet, 4/C statüsünde çalıştırılması anlamında yaklaşım gösteriyor. Bu nedenle bir uzlaşma temin edemedik.''

Kumlu, 6 konfederasyon ile birlikte 3 Şubatta uygulanmak üzere aldıkları bir eylem kararı olduğunu, ayrıca Tekgıda-İş Sendikası'nın da açlık grevi yönünde bir kararı bulunduğunu anımsatarak, bunları değerlendirecekleri bildirdi.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Kumlu, gazetecilerin soruları üzerine, 4/C'nin devlet memurları ile ilgili bir statü olduğunu, kendilerinin ise TEKEL işçilerinin işçi statüsünde değerlendirilmesini talep ettiklerini belirtti.


Gerçek Gündem, 1 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Çrş Şub 03, 2010 0:27
gönderen Oğuz Kağan
Resim
Elinden gelse Silivri'ye tıkacak

HER fırsatta demokrasiden bahseden Başbakan Erdoğan, haklarını alabilmek için eylem yapan TEKEL işçisine tahammül edemediğini grup toplantısında yaptığı konuşmayla ortaya koydu. Erdoğan, işçiyi kazan kaldıran Yeniçerilere benzetti.

ERDOĞAN, “Bir simiti paylaşarak yiyo-ruz diyorlar, olayı ajite ediyorlar. Hepsinin maaşı ödendi. Kıdem ve ihbar tazminatları hesaplarına yattı. Dün geldiler yine, istemezük! Eylem amacını aştı, hükümete karşı kampanyaya dönüştü” dedi.

İŞÇİLERİ adeta tehdit edip “Şu anda yapılan eylem yasal değil. Size 4/C için ay sonuna kadar süre... 4/C işçilerine teklif ettiğimiz ücretle çalışacak milyonlarca asgari ücretli var” diyen Erdoğan, medyaya da çok sert eleştiriler yöneltti.

İşçiye Yeniçeri benzetmesi

TEKEL işçilerini kazan kaldıran Yeniçerilere benzeten Erdoğan, yine tehdit savurdu: Yasal olmayan sürece bu ayın sonuna kadar sabredeceğiz. Sonra yasal olan adım neyse bu adımı bu defa biz atacağız.

Haber: Sümeyra YILMAZ

Başbakan Tayyip Erdoğan, TEKEL işçilerinin eylemlerine yönelik, ’Olayı ajite ediyorlar’dedi. Erdoğan, TEKEL işçilerini kazan kaldıran Yeniçerilere benzeterek “Gelmişler istemezuk” ifadesini kullandı. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, TEKEL işçilerinin eyleminin amacını aştığını belirterek, “Amaç, hak arayışı değil, hükümete karşı aleni bir kampanyaya dönüşmüştür” dedi. Başbakan, TEKEL işçileri için yapılması gerekeni fazlasıyla yaptıklarını, 13 katrilyon tutan ve işçi ile memurdan kesilen zorunlu tasarrufu kendi iktidarı döneminde ödendiğini belirterek, “Hiçbir iktidar bunu kendilerine ödemedi. Bizim bu kadar yapıcı yaklaşımımız karşısında bu ajitasyonlar nedir?” diye konuştu.

Aşırı uçların istismarıdır

“Ben sendikacılıktan geliyorum. Hayatımın çok ciddi bir kısmını işçi olarak yaşadım” diyen Erdoğan, şu anda Türk-İş’in içinde olanların kendisini bu noktada çok iyi tanıdığını söyledi. Olumlu yaklaşımları işçi tarafında bulamadıklarını yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü olay ideolojik grupların, aşırı uçların istismarına dönüşmüştür. Oradaki belli bir grup da ne yazık ki bu oyunun içinde, bu tuzağa düşmüş vaziyette. TEKEL işçilerinin eylemi tamamen amacını aşmıştır. Amaç, hak arayışı değil, Hükümete karşı aleni bir kampanyaya dönüşmüştür. Pankartlara, sloganlara bakın. Şahsımı, partimi hedef alan edep dışı, terbiye dışı bir üslup kullanılıyor. O işçileri 4-C kapsamına biz aldık, biz istihdam ettik.”

Bu ülke yolgeçen hanı değil

Erdoğan, TEKEL işçilerine şöyle seslendi: “Kullanılıyorsunuz. 3 milyonu aşkın işsizin vebali var. 4-C kapsamında çalışacak işçilere teklif ettiğimiz ücretle çalışacak bu ülkede milyonlarca işsiz var, milyonlarca asgari ücretli var. Burada oynanan oyunu iyi görmeniz gerekiyor. Buradaki olay hak arayışı içinde, masum talepler peşinde bir işçi eylemi olmaktan çıkmış, Hükümete karşı yeni bir senaryonun parçası olmuştur. Şu anda yapılan eylem, yasal değildir. Bu yasal olmayan sürece, bu ay sonuna kadar sabredeceğiz. Ama ay sonunda, 4-C ile ilgili işlem bittikten sonra yasal olan adım neyse, bu adımı bu defa biz atacağız. Kusura bakmasınlar. Bu ülke yol geçen hanı değil, sahipleri var.” Erdoğan, konuşmasında medyaya da sert eleştiriler yöneltti.


YENİÇAĞ, 2 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 04, 2010 14:46
gönderen Başkomutan
TÜRKİYE'DE GENEL GREV VAR!


EDİRNE, KIRKLARELİ VE TEKİRDAĞ’DA BİN 70 İŞÇİ İŞE GİTMEDİ

"Çalışmama hakkını kullanma” eylemine Trakya'dan da katılım oldu.

Türk-İş İl Temsilcisi ve Tes-İş Edirne Şubesi Başkanı Adnan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da örgütlü oldukları DSİ ve elektrik kurumlarında 1070 işçinin işe gitmediğini söyledi.

TEKEL İÇİN ANNEM ÖLDÜ BABAM DA ÖLMESİN

ResimTekel işçilerine yurdun her kesiminden destek var. Ama bazı kurumlar ise işlerine gitmeyen işçileri tespit edilmeye başlandı. Bazı işçiler ise Türk-İş Genel Merkezi’nde sürdürdükleri açlık grevinde fenalaşan arkadaşlarının arkasından gözyaşı döktü.

[img]http://www.internethaber.com/canli/data/1/1265285985-1.jpg[/img]

Adana’daki yürüyüşe, 2007'de Adana'daki Tekel fabrikasının kapatılması nedeniyle Samsun'daki fabrikaya giderken trafik kazasında annesi ölen ve babası da şu anda Ankara'da açlık grevinde olan Küçük Efsun (9) da katıldı.


ANADOLU AJANSINDAN DESTEK

Tekel işçilerine destek vermek amacıyla Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK'in bir günlük "çalışmama hakkını kullanma" eylemi kararı uyarınca, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi Anadolu Ajansı çalışanları, bir saat iş bırakma eylemi yaptı.

ERDOĞAN'DAN TEKEL İŞÇİSİNE ÇAĞRI

"Erdoğan eylem hakli bir eylem değil, ideolojik eylemdir. Bugün eylem yapan arkadaşlarımız özelleştirme kapsamında olmamasına rağmen onları 4C kapsamına aldık. Aslında işyeri kapanınca işçiye iş taahhüdü yapılmaz ama biz yaptık. Onlara ihbar ile kıdem tazminatlarını ayın 31'i itibariyle banka hesaplarına yattı. Dün itibariyle 4500 TEKEL işçisi oradaki paralarını çekti ve kendi hesaplarına yatırdı. Şu ana kadar 4c'ye müracat edenlerin sayısı da 450'yi bulmuştur. Bu başvuru bu ayın sonuna kadar devam edecek. TEKEL işçisi kardeşlerime yeniden sesleniyorum. Bu tuzağa gelmeyin!

AY SONUNDAN SONRA MÜDAHALE EDİLECEK

Şu andaki uygulamalar yasal uygulamalar değildir ama 4C ile uygulamalar devam ettiği için şimdiki duruma göz yumuyoruz. Ama ay sonundan sonra farklı uygulama olacak. Çünkü bunların hepsi işgaldir.

POLİS MÜDAHALESİ

Tekel işçilerine destek kapsamında İstanbul-Unkapanı'nda yürüyen işçi grubuna polis müdahale etti.

ANKARA:

- Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Halkevleri üyesi bir grubun metro sisteminin çalışmasını engellediğini öne sürdü. Söz konusu aksama Batıkent metrosunda oldu.

- Emekli-Sen üyesi bir grup, TEKEL işçilerine destek amacıyla açlık grevi başlattı.

İSTANBUL:

- Eylem deniz ulaşımında aksamaya yol açmadı. Kentte vapur seferleri normal olarak yapılıyor.

- Birleşik Taşımacılık Sendikası'na (BTS) bağlı demiryolu çalışanları genel greve destek vermeyince Haydarpaşa Garı'nda seferlerde herhangi bir aksama yaşanmadı. Sendikanın 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Bektaş, hiçbir sendikanın kendileri ile birlikte eyleme katılma yönünde bir girişimde bulunmadığını kaydederek, tek başına kaldıkları için eylem yapmama kararı aldıklarını belirtti.

- İş bırakan eylemciler Saraçhane'de İstanbul Ticaret Üniversitesi önünde toplanmaya başladı. Saat 11.00 sıralarında toplanan yüzlerce memur ve işçi saat 12.00 sıralarında Saraçhane'ye doğru yürüyüşe geçti.

- İş bırakmayanlar ise iş yavaşlatma eylemi yapıyor.


THY ÇALIŞANLARI GREVE DESTEK VERMİYOR

TEKEL işçilerine destek vermek için yapılan eyleme THY çalışanları katılmadı. Bu nedenle seferler normal olarak yapılıyor.

Türk-İş'e bağlı Hava-İş Sendikası genel greve katılma çağrısı yapmış, yönetim ise greve katılanlar hakkında yasal işlem yapılacağını açıklamıştı.

HÜKÜMETTEN SON DAKİKA GOLÜ

TEKEL işçilerine destek eylemi sürerken Hükümetten son dakika golü geldi. Hükümetin TEKEL işçilerinin eylemini sona erdirmek için 4-C statüsünde yaptığı değişiklikler Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı ücretlerde bir miktar yükseltme, aylık izin sürelerinin 2 güne çıkarılması gibi düzenlemeler içeriyor.

Hükümet, TEKEL işçilerini şartları kabul etmeye zorlamak için düzenlemeye bir de süre sınırı koymayı ihmal etmedi.

Buna göre, kendisine çalışma yeri tebliğ edilen TEKEL işçisi, işyeri aynı ildeyse ertesi gün, başka bir ildeyse 15 gün içerisinde işe başlamak zorunda.

Aksi takdirde atamalar iptal edilecek ve yeni bir atama yapılmayacak.

TEKEL İŞÇİLERİNİN İSTEKLERİ

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu bir açıklama yaptı. Ateşli ve kalabalıkları heyecanlandıran bir konuşma yaptı. Kumlu konuşmasına "Sayın Başbakan buraya gelin ve Tekel işçilerini ziyaret edin, onları dinleyin" çağrısıyla başladı. "Eylemimizin başından beri 4-C statüsünde bir takım iyileştirmeler yapıldı ama biz TEKEL işçilerinin özlük haklarıyla birlikte kamu kurumlarına işçi sıfatıyla yerleştirilmesini istiyoruz. Çünkü kapatılan diğer işlerlerinde bu yapıldı, o yüzden bunu istiyoruz. SEKA'da Köy Hizmetleri'nde yapılanları istiyoruz. Madem ki sosyal devlet çalışanlara eşit davranılmalı"



SÖKE-DİDİM:

TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla Türk-İş’in genel uyarı grevine Söke Belediye işçilerinden tam destek geldi. İşçi ve memur sendikalarının ilk kez birlikte aldığı eylem kararıyla Türkiye genelinde yaklaşık 1.5 milyon kamu çalışanı grev yaparken; Söke Belediyesi’nde 200, Didim Belediyesi’nde 500 işçi eyleme destek verdi. Belediye-İş Sendikası Baş Temsilcisi Bayram Keçe; hayati önem taşıyan su, kanalizasyon hizmetleri başta olmak üzere bazı birimlerde nöbetçi bulunduğunu söyledi.

İZMİR:

İzmir'de hayat tek kelimeyle durdu. Tekel işçilerine destek olmak için Türk İş'in düzenlediği bir günlük iş bırakma eylemi, İzmir'de günlük yaşamı çekilmez hale getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi(ne ait toplu taşım araçlarından bir tane otobüs bile yolcu taşımadı. Vatandaş Belediyeye "Eylemi günler öncesinden biliyorlardı. Önlem almadılar" diye tepki gösterdi. Birçok vatandaş, ortak taksi tutarak sorunu çözmeye çalışırken, aracı olan bazı vatandaşlar da duraklarda bekleyenleri araçlarına aldı.

[img]http://www.internethaber.com/canli/data/1/1265274139-1.jpg[/img]

CHP ÇALIŞANLARI DA EYLEMDE

"Çalışmama hakkını kullanma" eylemine CHP Genel Merkezi'nde destek var. CHP çalışanları bugün çalışmama haklarını kullanarak TEKEL işçilerinin yanında olduklarını gösteriyorlar...

ZONGULDAK:

Zonguldak'ta Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla "Çalışmama hakkını kullanma" eylenime Türkiye Taşkömürü Kurumu Maden Ocaklarında çalışan işçiler de destek verdi. Elektrikçi, tulumbacı gibi zorunlu sanatlarda çalışan işçiler ocağa girdi.

[img]http://www.internethaber.com/canli/data/1/1265269923-11.jpg[/img]

TEKEL İŞÇİLERİNİN AÇLIK GREVİ DEVAM EDİYOR

ResimBu arada 52 gündür Ankara sokaklarında zor koşullarda yaşayan TEKEL işçilerinden 200'ü ise yeniden açlık grevinde. Ancak işçiler arasından daha ilk günde hastanelerin acil servislerine kaldırılanlar oldu
Ankara Valiliği ise eylemin kanundışı olduğunu açıkladı, eyleme katılacaklara yasal işlem yapılacağını duyurdu.
SON DAKİKA: Memur - Sen son dakikada eylemden vazgeçtiğini açıkladı. Memur-Sen Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, "İş bırakmaya gerek duymuyorum ama TEKEL işçilerine desteğimiz sürüyor" dedi.

[img]http://www.internethaber.com/canli/data/1/1265271200-100203-eylem1v2.jpg[/img]

NELER AKSAYACAK?
İMAMLAR GREVİ ANLATACAK


- Ancak acil sağlık hizmetlerinde iş bırakma olmayacak. Hastaneler ve sağlık ocaklarında hasta kabul edilmeyecek.

- Bazı özel sektör fabrikalarında da işçiler işe gitmeyecek, üretim aksayacak.

- Belediyelerin hizmetleri duracak. Nüfus kağıdı vb. gişeler kapanacak

- Memur sendikalarının örgütlü olduğu kamu kuruluşlarında örneğin vergi daireleri ile Tapu dairelerinde işlem yapılmayacak.

- İmamlar ezan okumaya devam edecek ancak cemaate, memurların neden greve gitmek zorunda kaldığını anlatacak.

NELER AKSAYACAK?
UÇAKLAR KALKMAYABİLİR


- Kamu işçileri işe gelmeyeceği ve yer hizmeti veren DHMİ’ne bağlı işçiler greve katıldığı için yer hizmetleri yapılmayacak. Bu nedenle uçakların kalkamayacağı belirtiliyor.

- Devlet liman işletmelerinde çalışan işçiler ve memurlar da genel eyleme girdiğinden, liman hizmetleri verilemeyecek.

NELER AKSAYACAK?
TREN, VAPUR VE OTOBÜS SEFERLERİ AKSAYACAK


- Şehiriçi ve şehirlerarası ulaşımda aksamalar olacak.

- Kar mücadelesi (acil müdahale gerekleri hariç olmak üzere) aksayacak.

- Otoyol hizmetleri ile sendikaların etkin olduğu paralı gişelerde geçişte sıkıntı yaşanacak. Bilet satışı olmayacak.

- Tren seferleri, demiryolu hizmetleri aksayacak. TCDD’nin bazı tren seferleri iptal olacak. Tren bilet satış gişeleri kapanacak.

- Vapur seferleri aksayacak.

VE 8 İTİBARİYLE GREV BAŞLADI

Bir günlük iş bırakma eylemi bugün saat 08:00 itibariyle başlıyor. İşçi, memurların iş bırakma eylemi, günlük hayatın hemen her alanında kendini hissettirecek. Bu kez DİSK ve Hak-İş’in örgütlü olduğu çok sayıda belediye işçisi de iş bırakacağı için vatandaş genel eylemi daha yakından hissedecek.

GREVE KİMLER KATILIYOR?

TÜRK-İŞ, DİSK, Hak-İş ve Kamu Sen, Kesk ve Memur Sen’in ortaklaşa aldıkları genel eylem kararına dün de değişik sendika ve konfederasyonlardan katılım kararı geldi. Ayrıca TMMOB da bugün eyleme destek verdiğini açıkladı. BASK ve HAK-SEN de iş brakma eylemine katılacaklarını açıkladılar.
Hükümetin, 51 gündür Türk-İş’in önünde bekleyen Tekel işçileriyle ilgili uzlaşmaz tutumunun ardından 1 milyon çalışan bugün “genel eyleme” çıkıyor.


internethaber

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 04, 2010 15:34
gönderen Başkomutan
Erdoğan TEKEL işçilerini uyardı, gazetecilere kızdı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilay tarafından düzenlenen ‘Kapalı alanlarda tütün ürünlerinin kullanımını engelleyen yasanın kabul edilişinin ikinci yıl dönümü ödül törenine’ katıldı. Buradan ayrılırken basın mensuplarına açıklama yapan Başbakan, TEKEL işçilerine destek amacıyla bugün yapılan eylem ve TEKEL işçilerinin durumlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, “Eyleme katılanlarla ilgili bir tavrınız olacak mı?” sorusuna, “Tabii ki yasayı çiğneyenler varsa olacak,” cevabını verdi. Başbakan, TEKEL işçilerine müdahale konusundaki bir soruyu cevaplarken de, Şubat sonuna kadar herhangi bir müdahalede bulunulmayacağını ama eylemin sürdürülmesi halinde ay sonundan sonra müdahale edileceğini duyurdu ve “Çünkü bunların hepsi işgaldir,” diye de ekledi.

GAZETECİLERE ELEŞTİRİ; “BU EYLEM, SAYENİZDE GÜNDEMDE TUTULUYOR”

Sözlerine, basın mensuplarına hitaben, “Sizlerin de desteğiyle gündemde tutulan bu eylem” diye başlayan Başbakan, söz konusu eylemin hasız ve ideolojik bir eylem olduğu fikrini yineledi.

“TEKEL’LE İLİŞKİSİ OLMAYAN KİŞİLER EYLEMİN İÇERİSİNDE”

Bu eyleme alet olanlar bulunduğunu söyleyen Başbakan, TEKEL işçiliğiyle alakası olmayan kişilerin bile bu eylemin içinde yer aldığını öne sürdü.

“SENDİKALARLA MUTABIK KALARAK İŞÇİLERİ 4/C’YE ALDIK”

Bir işyeri kapatıldığında, işçilere, tazminatları verilerek işlerine son verildiğini söyleyen Başbakan, herhangi bir iş taahhüdü bile verilmezken, kendilerinin ise, Bakanlar Kurulu kararıyla ve sendikalarla mutabık kalarak, TEKEL işçilerini, 4/C kapsamına aldıklarını hatırlattı. Başbakan, TEKEL işçilerinin, özelleştirme kapsamına girmedikleri için böyle bir haklarının bile olmadığını söyleyen Erdoğan, böyle bir hakkı kendilerine tanıdıklarını ifade etti.

“4/C SÜRESİ SONUNDA YASAL UYGULAMA NEYSE YAPACAĞIZ”

4/C uygulaması kapsamında yaptıkları iyileştirmelerden bahseden Başbakan Erdoğan, işçilerei sonuna kadar gerekli desteği verdiklerini kaydetti ve işçilerin şu anda ‘yasal olmayan’ eylemlerine de tahammül ettiklerini belirtti. Başbakan, 4/C ile ilgili süre bittiği anda da hükümet olarak yasal uygulama ne ise, bu uygulamayı da kendilerinin yapacağını duyurdu.

“AY SONUNDAN SONRA MÜDAHALE EDECEĞİZ”

Erdoğan, bir gazetecinin, “Eyleme katılanlarla ilgili bir tavrınız olacak mı?” sorusuna, “Tabii ki yasayı çiğneyenler varsa olacak,” cevabını verdi. Başbakan, TEKEL işçilerine müdahale konusundaki bir soruyu cevaplarken de, Şubat sonuna kadar herhangi bir müdahalede bulunulmayacağını ama eylemin sürdürülmesi halinde ay sonundan sonra müdahale edileceğini duyurdu ve “Çünkü bunların hepsi işgaldir,” diye de ekledi.


MİLLİYET



CHP'den 4-C için yasa teklifi

Tekel işçilerinin eylemiyle gündeme gelen 4-C'de değişiklik talebi. CHP yasa teklifi hazırladı.


CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen 4-C kapsamındaki geçici personelin ve eylemdeki TEKEL işçilerinin memur, sürekli işçi kadrolarına veya sözleşmeli personel pozisyonlarına geçirilmesi için yasa teklifi hazırladı.

Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında yasa teklifiyle ilgili bilgi veren Oyan, TBMM Başkanlığına sunulan teklifin; 4-C kapsamında çalışanların 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenen memur, işçi ve sözleşmeli personel kadrolarına geçişini düzenlediğini ve hem 16 bini bulan 4-C kapsamında çalışanları hem de halen eylemde olan TEKEL işçilerini kapsadığını kaydetti.

Teklifin yasalaşması halinde, kamunun, ''sosyal ve çalışma güvencesi olmayan'' 4-C statüsünde istihdam yoluna gitmeyeceğini anlatan Oyan, şöyle konuştu:

''4-C kapsamında iyileştirme yapılması mümkün değil. 4-C uygulaması, AKP'den önce başladı ama istisnai durum olarak başvuruluyordu. Daha çok güzel sanatlar fakültelerinde modellik yapanlar, YSK yazmanları, TÜİK anketörler bu kapsamdaydı ve sayıları bini aşmıyordu. Geri kalan 15 bin çalışan ise özelleştirmelerden doğdu. AKP iktidarının 2004 yılında yaptığı düzenleme ile 4-C kapsamı olağanüstü genişletildi. Özelleştirmelerin çok büyük bölümü AKP iktidarı döneminde yapıldı. 1986 yılından bu yana toplam 39 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı, bunun 31 milyar doları AKP dönemindedir. Özelleştirmeden doğan istihdam mağduriyetleri, esas itibarıyla bu dönemin sorunudur. 2002 öncesinde özelleştirmelerde işçiler bir başka kamu kuruluşuna aktarılıyordu ya da geçici düzenlemeler yapılıyordu. Sorun son yılların sorunudur ve çözülmesi gerekiyor.''

Teklifte, başvuruların 2010 yılı sonuna kadar yapılmasının öngörüldüğünü anlatan Oyan, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde de yeni binlerce çalışanın aynı statüye geçmesinin söz konusu olduğuna işaret etti.

Oyan, bir gazetecinin ''Başbakan, TEKEL işçilerinin eyleminin ideolojik olduğunu ve ay sonunda buna müdahale edecekleri'' şeklindeki sözlerini değerlendirmesini istemesi üzerine, ''Başbakan benim teklifimi görürse çok heyecanlanacak ve uygulamak için düğmeye basacaktır. Bir Başbakan, kendi ülkesini sorunsuz ve istikrarlı biçimde yönetmekle mükelleftir. 4-C gibi çağ dışı ve köle uygulaması, Türkiye'de sosyal mücadelenin geldiği düzey itibariyle kabul edilemez. Bizatihi Başbakan'ın konuşmaları işçiyi daha fazla eylemliliğe itmiştir. Kendisine daha fazla itidal ve olumlu çaba içine girmesini öneriyorum'' diye konuştu.

4-C'nin, ''kaçış modeli ve Türkiye'ye özgü'' bir model olduğunu, gelişmiş sosyal ve sendikal hakların olduğu hiçbir ülkede örneği bulunmadığını belirten Oyan, teklifi, uygulanabilir olduğu için önerdiğini, geçmiş yıllarda da benzer uygulamaların yapıldığını söyledi. Oyan, ''4-C keşfedildikten sonra özelleştirme mağdurlarının hep bu torbaya atıldığını'' ifade etti.

Sosyal devlet ilkesine uygun olarak bir iktidarın özelleştirme sözleşmelerinde istihdam garantisi araması gerektiğini savunan Oyan, şunları kaydetti:

''Özelleştirme yapmak zorunda mısınız? Türkiye, TEKEL'i satmak zorunda mıydı? İlk ihalede istihdam maliyetleri alıcıya aitti. Sonrakinde ise kıdem tazminatları devlete aitti. O zaman Başbakan ya da bakanların 'bakın, 350 milyon kıdem tazminatını da biz veriyoruz' demeye hakkı var mı? Ayrıca bu ihalede TEKEL BAT'a verilmeyip de Türkiye'de üretim tesisleri olmayan başka firmaya ve 20-30 milyon dolar düşük bir fiyatla verilmiş olsaydı, o zaman istihdamı koruma koşulu sağlanabilirdi. Kaldı ki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bunun için var. Alan yoksa da satmaz. Bu kadar büyük sosyal sorunu yaratmak zorunda değilsiniz. Sosyal sorunun çözümünü öngörmeden böyle bir işe girmeyeceksiniz.''

internethaber

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 04, 2010 16:19
gönderen maydonos
Rte halki emasya kalkti artik sizi askerde yardim edemez, cetemin elindesiniz ay sonuna kadar sure diyor. O nedenle bu denli rahat. Ulusal kanal bu konusmayi sik sik yayinlayip, polisin Izmirden gecise izin vermeyip askerin yardim ettigini ve bu emasyanin kaldirilmasi sonucunda halkin ne gibi zarar gorecegi aciklanmalidir. Herkese kolay gelsin.

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 04, 2010 16:24
gönderen bezgin
ÇiYANIM KONTROLDEN CIKTI: "İŞÇİYi ÇADIRLARINDA VURUN"

Iddialara göre, Basbakan polise talimat verdi: Tekel Işçisinin direncini kirmak icin uyku vaktinde cadirlara müdahele edilecek. Cadirlar ani bir baskinla yikilacak ve atese verilecek. Iddianin sahibi Istanbul Milletvekili Mehmet Sevigen böyle bir hatadan derhal dönülmesini rica etti.

Son günlerde, Tayyip Erdogan'in direnisten son derece rahatsiz oldugu, Türkiye genelinde valilere kurduklari özel birimlerle her türlü eyleme acil müdahele planlarini uygulamalarini emrettigi konusuluyor.

Kaynak: Avrasya TV
http://www.avrasya.tv/s-anasayfa.html
Resim

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 04, 2010 16:36
gönderen Çocuk
Eylem sona erdi

Türkiye'nin dört bir yanında, TEKEL işçilerine destek veren kamu çalışanları eylem yaptı. İstanbul ve Denizli'deki eylemlerde polis ile eylemciler arasında kısa süreli arbede yaşandı. Eylem saat 17.00 itibariyle sona erdi.

Ankara- Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 6 işçi ve memur konfederasyonunun aldığı karar doğrultusunda saat 08.00 itibariyle çalışanların, ''Anayasa'nın kendilerine tanıdığını çalışmama hakkını'' kullanmaya başladıklarını söyledi.

İstanbul, Eminönü'nde buluştu

TEKEL işçilerine destek vermek amacı ile Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK'e bağlı olan kamu çalışanları Eminönü'nde buluştu.

Bazı kamu çalışanlarının da vapurla Eminönü'ne geçmesi ile sayıları bini aşan grup, Saraçhane'ye yürümeye başlarken, güvenlik güçlerinin yoğun tedbir aldı. Slogan atan bir grup eylemcinin ise yürüyüş sırasında Unkapanı'ndaki TEKEL önünde yolu trafiğe kapatması, polis ve grup arasında arbede yaşanmasına neden oldu.

Bu sırada bazı işçiler yere düşerken, tekrar yürüyüşe başlayan grup, güvenlik güçleri ile yaşanan gerginliği sona erdirdi.

Bu arada, Türkiye Kamu - Sen üyeleri de Aksaray'dan Saraçhane'ye doğru yürümeye başladı. TEKEL işçilerine deste veren geniş katılımlı eylem, tüm grupların toplanması ile Saraçhane'de gerçekleştirilecek.

Denizli'de arbede

Denizli'de TEKEL işçilerine destek amacıyla düzenlenen eylemde, polis ile izinsiz gösteri yaptıkları iddia edilen grup arasında arbede yaşandı.

KESK ve Türkiye Kamu-Sen ile siyasi partiler ve bazı sivil toplum örgütlerinin üyeleri, TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla Bayramyeri Meydanı'nda toplanarak eylem yaptı.

Basın açıklaması yapılan eylemin ardından bir grup alanı terk ederken, aralarında İP, ÖDP, SDP, Halk Evleri ve bazı TEKEL işçilerinin bulunduğu bir grup, Delikliçınar Meydanı'na doğru yürümek istedi. Polisin izin vermemesine rağmen yürüyüşe geçen grup, Çevik Kuvvet ekipleri tarafından Denizli Valiliği yakınındaki Ziraat Bankası önünde kurulan barikatla durdurulmak istendi. Polisin uyarısına burada da uymayan grup ile polisler arasında arbede yaşandı. Barikatı aşan grup yürüyüşüne devam etti.

Polisin, grubun AKP il binasına yürümesi ihtimaline karşılık meydanda yeniden barikat kurdu. Eylemciler, meydanda bir süre halay çektikten sonra dağıldı.

İstanbul'da otobüs ve tren seferleri aksamadı

İstanbul'da TEKEL işçilerine destek için başlatılan bir günlük iş bırakma eylemi, belediye otobüsleri ve tren seferlerinde aksaklığa neden olmadı.

İstanbul'da 6 konfederasyonun çağrısı ile SES ve Dev Sağlık İş üyeleri, Okmeydanı, Zeynep Kamil, Taksim İlkyardım Hastaneleri ve Çapa Tıp Fakültesi önünde kitlesel basın açıklaması yaptı. Bir günlük iş bırakma eyleminde SES'e bağlı kamu çalışanları saat 08.00'dan itibaren, iş başı yapmadı. SES üyelerinin bulundukları Okmeydanı, Zeynep Kamil, Taksim İlkyardım Hastaneleri ve Çapa Tıp Fakültesi önünde yaptıkları açıklamalarda 'genel grev genel direniş' sloganları yükseldi. Taksim İlkyardım Hastanesi ve Okmeydanı Egitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen SES üyeleri "Esnek çalışmaya hayır" pankartı açarken, "4/C'li Başbakan istiyoruz" sloganları atıldı.

Sağlık çalışanları ise hastaneye gelen hastalara yardımcı olarak, eylemin amacını anlatmaya çalıştı.

Ankara'da miting

TEKEL işçilerine destek olmak için Ankara'da düzenlenen miting saat 13.40'ta başladı.
Miting için belirlenen Kolej alanına girişlerin tamamlanmasıyla konuşmalar başladı ve miting start aldı. Kolej alanındaki miting için polis Ziya Gökalp Caddesini Kolej kavşağından Atatürk Bulvarına kadar olan kısmını kapattı ve büyük güvenlik önlemleri aldı.

Mitinge katılanlar sık sık "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek", "Direne direne kazanacağız" ve "İşçilerin birliği sermayeye yenecek" sloganları atıyor. Miting için Ankara polisi geniş güvenlik önlemi aldı.

Memur-Sen iş bırakmıyor

Bugün saat 08.00 ile 17.00 arasındaki eylemin en çok ulaşım, sağlık ve belediye hizmetlerinde kendini hissetirmesi bekleniyor. Grev kararında imzası bulunan Memur-Sen ise iş bırakmayacağını açıkladı.

AA çalışanları da destek verdi

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi Anadolu Ajansı çalışanları, bir saat iş bırakma eylemi yaptı.

AA önünde toplanan çalışanlar adına açıklama yapan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, TEKEL işçilerinin 52 gündür yaptıkları eylemi desteklemek ve onlara katkı vermek amacıyla bir araya geldiklerini söyledi. TEKEL işçilerinin, kazanılmış haklarını koruma mücadelesi verdiklerini ifade eden İpekçi, şöyle konuştu:
''TEKEL işçileri yeni haklar elde etmek amacıyla bir eylemlilik, grev, direniş, sokak eylemi içinde değiller. Gerçekten kazanılmış haklarını muhafaza etme gayreti içindeler. Eyleme siyasi kisve yakıştırmaya kalkanlar, lütfen bir geceyi onlarla geçirsinler. Onları bir dinlesinler, siyasi tartışmalarını yapsınlar, felsefi tartışmalarını yapsınlar, ondan sonra o kararlarında ısrarlılar mı, tekrar vicdan ve akıl muhasebesini yapsınlar. Direnişe katılanların büyük çoğunluğu AKP'ye oy vermiş insanlar. Belki sorunları çözülse belki yine AKP'ye oy verecekler. Burada siyasi ve ideolojik yaklaşım aramak gerçekten bir gaflet.''

TGS olarak geçmişte yaptıkları sendikal mücadelede diğer sendikaların gücüyle, maddi ve manevi desteğiyle kazanımlar elde ettiklerini anlattı.

İzmir'de eyleme katılım yoğun

TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük ''Çalışmama Hakkını Kullanma'' eylemine İzmir'den tam destek geldi.

Belediye işçilerinin üye oldukları sendikaların eyleme katılması nedeniyle belediye otobüsleri çalışmadı. Sabah saatlerinde otobüs duraklarına gelen yurttaşlar, iş yerlerine ulaşmada güçlük çekti. Birçok yurttaş, ortak taksi tutarak sorunu çözmeye çalışırken, aracı olan bazı yurttaşlarda duraklarda bekleyenleri araçlarına aldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, belediye otobüslerinin saat 13.00'den sonra hizmet vereceği belirtildi.

Açıklamada İtfaiye, Eşrefpaşa Belediye Hastanesi ve Huzurevi'nde verilen hizmetlerde herhangi bir aksama olmadığı ifade edildi.

Maden işçilerinden eyleme destek

Zonguldak'ta maden işçileri, TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla ''çalışmama hakkını kullanma'' eylemine destek verdi.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Üzülmez, Karadon, Kozlu, Amasra ve Armutçuk müessese müdürlüklerinde 08.00-16.00 vardiyasında çalışan maden işçileri, mesailerine başlamayarak eyleme katıldı.

İş yerlerindeki madene inilen işçi asansörlerinin bulunduğu kuyu başında toplanan madenciler, ocaklara girmedi.

Bor işçilerinden eyleme destek

TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla yapılan ''çalışmama hakkını kullanma'' eylemine, Kütahya'nın Emet ve Hisarcık ilçelerinde bor işletmelerinde çalışanlar da destek verdi.

Türk-İş'e bağlı Türkiye Maden İşçileri Sendikası Hisarcık Şube Başkanı Ahmet Çümen, Emet Bor İşletmesine sabah saatlerinde gelen 384 işçinin, çalışmama hakkını kullanma eylemine destek vererek çalışmadığını bildirdi.

Edirne'de TEKEL işçilerine destek

Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Türkiye Kamu-Sen ve KESK'in, TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla kararlaştırdığı ''çalışmama hakkını kullanma'' eylemine Edirne ve Kırklareli'nde de katılım olduğu bildirildi.

Türk-İş İl Temsilcisi ve Tes-İş Edirne Şubesi Başkanı Adnan Bayraktar, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da örgütlü oldukları DSİ ve elektrik kurumlarında bin 70 işçinin işe gitmediğini söyledi.

İşe gelmeyenler tespit ediliyor

Edirne Valisi Mustafa Büyük, Edirne'deki bazı iş yerlerinde işe gelmeyenlerin olduğunu ve bunların tespit edilmesine başlandığını söyledi.

İşe gelmeyenlerin belirlenmesinden sonra, bu kişilerle ilgili mevzuatın uygulanacağını ifade eden Büyük, ''Her kurumun bir disiplin işleyişi var. Kurumlar, işe gelmeyenlerle ilgili bunu işletecekler'' dedi.

Kırklareli'nde katılım yüksek

Petrol İş Sendikası Trakya Şube Başkanı Turgut Düşova da yörede örgütlü bulundukları iş yerlerinde çalışan bin 200 üyenin işe gitmediğini söyledi ''TEKEL işçilerinin yakmış olduğu kıvılcım yangına döndü. AK Parti hükümeti bir an önce TEKEL işçilerinin sorununu ve diğer çalışanların sorunlarını çözmelidir'' dedi.

Bazı emekliler açlık grevi başlattı

Emekli-Sen üyesi bir grup ve TEKEL işçilerine destek olmak amacıyla açlık grevi başlattı.TEKEL işçilerine destek amacıyla açlık grevi başlattı. Sendika Genel Başkanı Veli Beysülen, sendika genel merkezinde, açlık grevi öncesinde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın merkezinde devam eden TEKEL eylemini ilk gününden bu yana desteklediklerini söyledi.

Haydarpaşa'da eylem yapılmadı

TEKEL işçilerine destek olmak için yurt genelinde başlatılan bir günlük "çalışmama hakkını kullanma" eylemine sendika kararı ile Haydarpaşa Tren Garı çalışanları katılmadı.

Haydarpaşa Garı'nda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Birleşik Taşımacılık Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Bektaş, Haydarpaşa'da eylem olmadığını söyledi. Eylemin neden yapılmadığına ilişkin olarak Bektaş, "KESK'e bağlı sendikalar dışındaki Demiryol - İş, Kamu -Sen ve Memur Sen eyleme katılmayacaklarını söyledikleri için bugünkü eylmde KESK'e bağlı bir sendika olarak bizler tek kaldık ve Haydarpaşa'da eylem gerçekleşmedi" dedi.

BES üyeleri de iş bıraktı

Danıştayda çalışan Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri de iş bırakma eylemi yaptı.
Danıştay önünde toplanan memurlar, ellerinde ''TEKEL işçisi yalnız değildir'', ''sözleşmeli köle olmayacağız'' yazılı pankartlar taşıyarak, çeşitli sloganlar attı.

CHP'de çalışmama hakkını kullandı

TEKEL işçilerinin bir günlük eylemini destekleme kararından vazgeçen Memur-Sen'e Tekgıda-İş yönetimi ve işçiler tepki göstererek, "işbirlikçi Memur-Sen" sloganı attı.

TEKEL işçilerinin bir ünlük iş bırakama eylemine destek olmak için bu gün çalışmama hakkını kullanan CHP Genel Merkez çalışanları bir otobüsle Türk-İş Genel Merkezi önüne geldi.

Cerrahpaşa ve Haseki de iş bıraktı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tekel işçilerine destek için İstanbul'da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nde iş bırakıldığını açıkladı.

Eylemle ilgili olarak açıklama yapan SES, güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmesi ve TEKEL işçilerine destek vermek için bir günlük greve sağlık çalışanlarından destek geldiğini belirtti.

Eylem sona erdi

TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Türkiye Kamu-Sen ve KESK'in bir günlük "çalışmama hakkını kullanma" kararı uyarınca sabah saat 08.00 başlatılan genel eylem sona erdi.

İşçi ve memur konfederasyonlarının TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla başlattığı bir günlük genel eyleme Türkiye'nin birçok köşesinde katılım gerçekleşti. Bugün sabah 08.00 da başlayan ve 17.00 civarı son bulan eylem en çok ulaşım, sağlık ve belediye hizmetlerinde kendini hissettirdi. Grev kararında imzası bulunan Memur-Sen ise son anda iş bırakmayacağını açıklayarak, eyleme katılmadı.


04/02/2010, http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=112366

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 05, 2010 6:06
gönderen 1652
Bin selam olsun Ankara'nın taşına toprağına diyerekten,bir videoda Tekel işçilerine armağan olsun benden.Baş ve tek rolde hep onlar!.


Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 05, 2010 20:58
gönderen Oğuz Kağan
Gül’den TEKEL işçilerine: Çok uzatmayın!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TEKEL işçilerinin eylemi için “Çok uzatmamak lazım” dedi.

AKP’nin her kademesinden, yıllarca emek vererek elde ettikleri hakları ellerinden alınmak istendiği için direnen TEKEL işçilerine karşı fütursuzca açıklamalar geliyor. Artık her gün illa ki TEKEL işçilerine laf söyleyen Başbakan Erdoğan, bugün AKP kadın kolları toplantısında eylem için “Bir adım ileri gitmez” dedi.

Bugün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de konuştu. Gül, gazetecilerin konuyla ilgili sorusuna “Bugünkü gerçekler çerçevesi içerisinde dünya ekonomisinin, Türk ekonomisinin bütün çerçeveleri ve mevcut şartları içinde daha önce neler konuşuldu, bütün bunları alarak, bunu bitirmek lazım. Böyle kış gününde tabii ki işçilerimizin mağdur olmasını da istemeyiz ama diğer taraftan yapılabilecekler neyse başka işçilerin hakları, hukukları bütün bunları dikkate alarak bunun çözülmesi lazım. Çok daha uzamaması lazım. Yeteri kadar uzadığı kanaatindeyim” şeklinde yanıt verdi.

SOL Haber, 5 Şubat 2010





Vakıfbank’tan TEKEL’de büyük kandırmaca

Başbakan’ın dün yaptığı “5 bin işçi tazminatlarını aldı” meselesi açıklık kazandı. Meğer Vakıfbank, büyük bir ayak oyunu yapmış.

TEKEL işçileri direnişe devam ediyor, tüm Türkiye emekçileri grevleriyle TEKEL işçilerine dayanışma duygularını iletiyor. AKP kızıyor, Başbakan Erdoğan köpürüyor. Dün Erdoğan, 5 bin TEKEL işçisinin bankaya yatan tazminatlarını aldıkları şeklinde bir açıklama yapmış ve işçilerin yarısının direnişten vazgeçtiği ve AKP’nin önerisini kabul ettiği izlenimi uyandırmıştı.

Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, konuya açıklık getirdi. Ahmet Erhan Çelik’le yaptığı röportajda Türkel, bunun Vakıfbank’ın bir kandırmacası olduğunu izah etti. Türkel’e göre Vakıfbank, işçilere yatırılan parayı işçilere sormadan bir yatırım hesabına geçirdi ve hesaplar arası transfer ücreti olarak da bu paradan 30-40 lira kadar meblağı kesti. Dolayısıyla işçilerin hesaplarındaki bu hareketlilik, tazminatları yatırdıklarından beridir işçilerin tepkisini dört gözle bekleyen Başbakanlık’a da iletildi. Erdoğan da hemen kamuoyuna “5 bin TEKEL işçisi tazminatını aldı” açıklamasında bulundu.

Mustafa Türkel, Tek Gıda-İş olarak Vakıfbank’a dava açacaklarını söyledi. Zira Bankacılık kanunu uyarınca hem mudiye sorulmadan para transferi yapılması, ayrı hesap açılması, hem de hesap bilgilerinin bir başkasına bildirilmesi yasak.

Başka yalanlar da var

Türkel, hükümetin 4-C ile ilgili yaptığı ve dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeye de değindi. Mustafa Kumlu’yla yapılan görüşmede Başbakan Erdoğan’ın Mehmet Şimşek ve Hayati Yazıcı’ya “bir çalışma yapılması” talimatını verdiği haberlerinin ardından, 4-C ile ilgili “yeni” bir düzenleme yapıldığı izlenimi yaratılmıştı. Oysa Türkel, hükümetin yeni bir teklif getirmediğini, 10 aylık çalışma süresinin 11 aya çıkarılması ve maaşların yüzde 15 dolayında artırılması yönündeki düzenlemenin zaten ocak ayı başında ilan edilmiş olduğunu belirtti. Dolayısıyla Türkel, hükümetin bu görüşmeler sonrasında herhangi bir adım atmamış olduğunu, ancak yeni bir öneri getirilmiş gibi davranıldığını belirtmiş oldu.

Hükümetin 450 işçinin 4-C kapsamına geçmek için başvurduğuna ilişkin iddiasına da yanıt veren Türkel, bu başvuruların da yeni olmadığının altını çizdi. Başvuranların büyük bir bölümünün Sosyal Hizmetler Müdürlüğü kapsamında istihdam edilenlerle, emekliliği gelenlerden oluştuğunu belirten Türkel, bu kişilerin bir özlük hakkı kaybına uğramayacağını, bu nedenle daha önceden zaten başvuru yapmış olduklarını belirtti. Dolayısıyla hükümetin bir kez daha yeni olmayan bir gelişmeyi yeniymiş gibi göstererek, işçilere karşı bir psikolojik savaş yürüttüğü anlaşılmış oldu.

SOL Haber, 5 Şubat 2010





Vakıfbank işçilerin hesaplarıyla oynamış!

Vakıf Bank’ın usulsüz işlemini dün akşam fark eden Aydınlı Tekel işçileri Yurtsever Cephe İşçi Birliği avukatının uyarısıyla Aydın’daki banka yetkilileriyle görüştüler.

İşçiler, Vakıf Bank’ta bulunan maaş hesaplarını kontrol ettiklerinde hesaplarına yatırılan kıdem ve ihbar tazminatlarının kendi bilgileri ve istekleri dışında başka bir alt hesaba aktarıldığını öğrendiler. Aydın’daki Yurtsever Cephe İşçi Birliği avukatı ile birlikte işçiler Aydın Vakıflar Bankası merkez şube müdürü ile bir görüşme yaptılar. Banka müdürü bu işlemin genel merkezden yapıldığını, kendilerinin bu konuda bir şey yapamayacağını söyledi.

İşçiler, şikâyetlerinin Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü’ne hızlıca iletilmesi ve işlemin düzeltilmesi yönünde Pazartesi gününe kadar süre verdiklerini banka yetkilisine açıkladılar. Aksi halde bu bankada bulunan 219 tekel işçisine ait hesapları kapatacaklarını, bu hukuksuz işlemi basın aracılığı ile Aydın kamuoyuna duyuracaklarını ve konu ile ilgili bütün yasal haklarını kullanacaklarını belirterek şubeden ayrıldılar.

Öte yandan Aydın il ve ilçelerinde örgütlü AKP yöneticilerinin bölgelerinde yaşayan Tekel işçilerinin telefonlarını arayarak görüşmek istediği ve 4-C dilekçesini Şubat ayının 15’ine kadar imzalamaları gerektiği yönünde psikolojik baskı yaptığı öğrenildi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “ne kadar erken başvurursanız o kadar iyi yerde istihdam edilirsiniz” yönündeki açıklaması doğrultusunda AKP teşkilatlarının harekete geçmesi dikkat çekti.

Aydınlı Tekel işçileri, bu tür oyunlara gelmeyeceklerini belirterek öteki illerdeki arkadaşlarını da uyardılar. Yurtsever Cephe İşçi Birliği de, Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel’in bankayı dava edecekleri açıklamasını dikkate alarak, benzer durumda olan işçilerin haklarını savunmak için sendikaya destek olabileceğini duyurdu.

SOL Haber, 5 Şubat 2010