6. yüz (Toplam 8 yüz)

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 14:53
gönderen Oğuz Kağan
Erdoğan yine 4/C önermiş!

TEKEL işçileri Arife Güneş ve Müzeyyen Ermin, TÜRK-İŞ önünde basın açıklaması yaptı.

TEKEL işçisi kadınların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün yaptıkları görüşmede, Erdoğan'ın tek çözüm olarak 4-C'yi önerdiği bildirildi.

Görüşmeyi yapan TEKEL işçileri Arife Güneş ve Müzeyyen Ermin, TÜRK-İŞ önünde basın açıklaması yaptı.

Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile görüşmek üzere Keçiören'deki evine gittiklerini belirten kadın işçiler, ''Biz hanımefendi ile görüşmek üzere gittik, 3.5 saat bekledik. Sürpriz oldu. Başbakan ile görüştük'' dediler.

Aracı olmadan Başbakan ile görüştüklerini anlatan kadın işçiler, konuşmanın içeriğinde 4-C'den başka bir şey olmadığını öne sürdüler.

Kadın işçiler, ''Başbakan bize, 'geri dönün. Sizin için 4-C'den farklı çözüm yok' dedi. Bayan ve çocukların orada olmasından üzgün olduğunu, sendikaların 4-C konusunda işçileri yanlış bilgilendirdiğini söyledi. Bize, 'gidin arkadaşlarınızla konuşun. 4-C'yi alın, gidin. Başka çözüm yok, ay sonuna kadar size müdahale etmiyoruz. Müsaade ediyoruz, ama kusura bakmayın, ay sonundan sonra müdahale edeceğiz ve böyle bir eyleme de bir daha izin vermeyeceğiz' dedi'' iddiasında bulundular.

Bunun üzerine açıklamayı dinleyen işçiler, tepkilerini dile getirerek hükümet aleyhine sloganlar attı. Açıklamayı yapan kadın işçilerden birisi de ''Ölmek var, dönmek yok'' dedi.

Açıklamayı dinleyen işçilerden birinin, ''Dün görüşmenin ardından tatmin olduğunuzu söylemiştiniz. Neden böyle dediniz?'' sorusu üzerine, kadın işçiler, ''Başbakan olarak iki bayan işçiyi kabul ettiği için memnun olduğumuzu söyledik. Konunun içeriğinden tatmin olduğumuzu söylemedik. Bu konuda bir yanlış anlama olmuş. Başbakan bize '4-C'den başka bir şey yok' dedi'' diye konuştular.

Açıklamanın ardından bir TEKEL işçisi, TÜRK-İŞ Genel Merkezi önündeki merdivenlere çıkarak, ayağındaki ayakkabıyı işçilere gösterdi. İşçi, bin 300 lira maaş aldığını, buna rağmen 2 yıldır yeni ayakkabı alamadığını belirterek, 700 lira maaşla geçinemeyeceğini söyledi.

-''HAKLARINI ALANA KADAR BURADA KALACAKLAR''-

Tekgıda-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada ise TEKEL işçilerinin sadaka istemedikleri, özlük hakları ve kadrolarını korumak için eylem yaptıkları belirtildi. Açıklamada, işçilerin haklarını alana kadar burada kalacakları, son sözün Tekgıda-İş Sendikası ve TEKEL işçilerinin söyleyeceği ifade edildi.

Bu arada, işçilere üzerlerinde eylem yapan işçi fotoğraflarının ve çeşitli dövizlerin yer aldığı kartpostalların dağıtılacağı, kartpostalların işçiler tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderileceği bildirildi.

-İTFAİYEDEN YANGIN RİSKİ UYARISI-

Öte yandan, Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin, eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinin kurduğu çadırlarda kullandıkları kaçak elektrikle ilgili ''yangın riski teşkil ettiği'' yönünde tutanak düzenledikleri öne sürüldü.

Tebligatın sendika yönetimine önümüzdeki günlerde yapılacağı ve işçilerin yangın riskine karşı uyarılacağı öğrenildi.


Gerçek Gündem, 11 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 11, 2010 16:10
gönderen Türk-Kan
LAFLA DEĞİL, EYLEMLE DESTEK…

Açlık grevi, diğer grevlere benzemez. İki tarafı keskin bıçak gibidir. Sonunda ne kazanırsanız kazanın, kaybettiğiniz daha fazla olacaktır. Zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmayanların son silahıdır açlık grevi. Açlık grevi propaganda aracı da değildir. Bıçak kemiğe dayandığı için başvurulan bir yoldur. Çünkü söz konusu olan yaşamdır artık...

İşte TEKEL işçileri için bıçak kemiğe dayandı, başka çare kalmadı! Açlık grevi başladı, yaşam saatinin geriye sayışı hızlandı!

İşin gelip açlık grevine dayanmasının sorumlusu kimdir peki?

Başta işçinin kazanılmış hakkını gasp etmeye çalışan siyasi iktidardır. TEKEL işçisi boyun eğerse, bu hukuksuzlukların, bu hak gaspının arkası gelecektir. O zaman kamuda ve özelde sermaye saldırganlığını engelleyebilene aşk olsun…

AKP hükümeti, TEKEL işçilerinin açlık grevine yatmasının baş sorumlusudur, ama tek sorumlusu değildir. Diğer sorumlu, “dostlar alışverişte görsün” misali “bir günlük genel grev” ile yetinip TEKEL işçilerini yalnız bırakan bu ülkenin işçi ve memurlarıyla sendikacıları ve iki ayı aşkın bir süredir Ankara’da direnenlerin durumuna “vah, vah… “ demenin ötesinde somut bir katkı sun(a)mayan Türkiye’nin tüm diğer emekçileridir.

Eğer TEKEL işçilerinin direnişi kırılır ve mücadeleleri yenilgiyle sonuçlanırsa, bunun faturası tüm işçi sınıfına çıkacaktır. Şimdi yapıl(a)mayan genel grev o zaman mı yapılacaktır?

TEKEL işçilerinin desteklenmesi gerekiyor. Ama bu desteğin “TEKEL işçilerini destekliyoruz” diyerek hükümete kuru bir çağrı yapmanın ötesine geçecek bir etkinliğe sahip olması gerekir. Bugüne kadar çağrı da yapıldı, uyarı da… Kimsenin laftan anladığı yok! Bundan sonra demokratik yöntemleri etkili bir şekilde kullanmak tek çıkar yoldur. İster sanatçıların, ister aydınların ister diğer toplumsal grupların olsun, TEKEL işçilerine verebileceği en etkili destek Türkiye’nin tüm işçi ve memur sendikalarının eylemli olarak TEKEL işçilerine sahip çıkmaları için baskı yapmak olacaktır. Türkiye’nin tüm emekçileri eylemli olarak TEKEL işçilerinin safında toplanmazsa, lafla kalmayıp demokratik eylemleriyle desteklerini somutlaştırmazsa, sonuç acıklı olacaktır.

Türkiye’nin emekçi sınıfları bu derece bilinçsiz ve vurdumduymaz değildir!


Serdar ANT, 8 Şubat 2009

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 12, 2010 16:52
gönderen bozkurtlar diyari
İşçiye bakıp PKK'yı gören Bakan!..

Sıkça yazarım o “mübarek” sözü..
“Layığınızla yönetilirsiniz!..”
Günahlarımızı sorgulayabiliyor
muyuz!!?
Yüce Yaradanın “sopası” yok derler..
“Sopa” yok, yerine “bunlar!..”
Ne günahımız varmış ki bedeli..!
Silopi-Habur’a bayrakları, Apo posterleri, savaş elbiseleri ile dalan güruhta, PKK’yı göremeyen iktidar...
TBMM sıralarında, hemen yanı başında, eşkıyabaşı mümessilleri olarak elinden geleni ardına koymayan “görevlilerin” suretinde çeteyi tespit edemeyen değerli büyüklerimiz!..
Ankara’da “hak arayan” işçiye bakar bakmaz teşhisi koydu!..
“Aralarında PKK’lı var..”
Tekrarlayalım.. Habur-Silopi’de davul çala çala.. Şehirlerin sokaklarında maytap patlatıp molotoflarla insanları yaka yaka varlığını iktidara duyuramayan eşkıya çetesini, gidip işçinin yanında bulabildiler ya helal olsun doğrusu!..
Ekabirden “Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı” bey, TEKEL işçilerinin eyleminde PKK’lıların da parmağı olduğunu söyledi. TEKEL sorunu tam çözülüyormuş ki, “İşe şeytan karıştı, hani 72 buçuk millet derler ya, Türkiye’de ne varsa, buna PKK da dahil bu işe fitne sokmaya başladı.” Değerli büyüğümüz durumu böyle açıklamış bulunuyorlar...
Yalan mı söylüyor Bakan..?
Tövbe!.. Haşahuzur..!
PKK “çadıra” bordolamış olabilir tabii..
İllevelakin adama sormazlar mı.. “Ey devletlû, sen vatandaşını itip kakarsan, işçinin ıstırabına paça kasnak dalarsan, elbette çadıra doğru bayrak sallayanlar olacaktır..”
PKK’nın Ankara’nın göbeğindeki eyleme kanca atmasından doğal ne var ki!?! Sayenizde değil mi ki, çete memleketin dört bir tarafında at oynatıyor?!! Militanları dağdan getirip siyasetin kapısını açmadınız mı!!. Savaş kıyafeti ile gelen PKK’lı, şu yeniden organize olan PKK partisinde görev almadı mı!!?
Eh işte, çadırında “ölüm diyetine” terk ettiğiniz işçiye de gider PKK, yolunu kesen ne ki!!? İktidarın “İşçi eyleminde PKK..” açıklamaları neden?..
Bu açıklamalar, şu sıralar sıkça organize edilen parti toplantılarında yapılıyor... TEKEL işçilerinin inancı İktidarı telaşlandırıyor... “Aç milletin tok iktidarı” manzarasının kendi tabanında da sorgulanacağının farkındadır muhteremler.. Vatandaş çok iyi biliyor ki, eylemdeki işçinin yüzde altmışı bu iktidara oy verdi.. Ama, sonuç ortada.. Bu yüzden “kurmaylar” zevahiri kurtarmak için “PKK” temasına can simidi gibi sarılıyorlar!.. Yani bu açıklamaları dinleyen, “Vay alçak işçiler, PKK ile vatanı satıyorlar” diyecek, iktidara hak verecek!..
Bu yetmiyor, ruhunu daha genç yaşta satmış Soros zibidileri köşe başlarına dikilip, işçiye, ‘Yetim hakkı yiyenler’ diye saldırtılıyor!..
İktidarın, PKK ile aynı havuza oturtmak istediği işçi, üç kuruşluk hakkını almanın peşinde..
Cumhurbaşkanı’nın beş yıldızlı saltanat kayığının, işçi çadırına teğet bile geçmeden Hint sineması ile kültürel ticari (!) nurlu ufukları yakalamaya gittiği bir dondurucu günde, o uçağın içindekilere “saygılarını” sunmaya bile mecali kalmamış bir durumda...
İşçi, çocuklarının nafakası uğruna ölümü göze almış, kendi canını ortaya koymuş direniyor..
Kimsenin canına malına göz dikmeden, kendi canı ile, güç sahiplerine “Buraya bakın” diye çağrı yapıyor..
Cevap, “Bunlar PKK ile şeytan işi yapıyor!!.” manasında!..
Ankara’ya gelmiş vatandaş, dağa mı çıkmış?!..
Ne yani dağa mı çıksın?!!
“Doğu” da dağa böyle böyle çıkmadı mı!?
İlker Paşa, MGK’da konuşsa ya!..


Behiç KILIÇ /12 Şubat 2010
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12026

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 13, 2010 12:51
gönderen Oğuz Kağan
TEKEL İşçilerine Destek Çığ Gibi

Tekel işçileri sizi ilgilendir miyor mu?

Onlar sizler için de direniyor…

Başarısız kalan ‘demokratik açılım’ için sanatçılar devreye sokuluyor.. 20 Şubatta seçilmiş sanatçılar iktidarla buluşacak. Kimsenin ne olduğunu bilmediği ‘demokratik açılım’ konusunda fikirlerini paylaşacak… Acaba seçkin sanatçılarımız, İMF dayatmasıyla gelen 4C maddesiyle köleleştirilen emekçiler konusunda ne düşünmekteler…

Tekel işçileri, uluslar arası protokoller sonucu 4C kölelik yasasının Ankara mahkumları..
Sesini kaybetmiş, binlerce kişi şu anda 4C'li… Onlar modern çağın köleleri.

Küresel çetenin dayatmasıyla Basel 3 protokolü 2012 de yürürlüğe girdiğinde, herkes 4C'li yani köle olacak. Serbest işgücü dolaşımı yasalaştığında sadece işçiler değil, her iş kolunda ülke dışından gelenlerle rakip olacak..

Şimdi Tekel işçilerinin yanında hak mücadelesine destek olmayanlar, kendileri yanınca mı çığlığı basacaklar…

Onlar söz edilen ‘demokrasi’nin ta kendisi…
Onlar alevi sünni, Kürt Türk, Laz Çerkez, kapalı açık tek yumruk halinde demokratik haklarının izindeler..

Bu milletin yetiştirdiği, hayranlıkla sevgiyle beslediği sanatçılar! Onları duyuyor musunuz?

Yoksa ‘demokratik açılım’ adı altında tezgahlanan oyunda figüran olmayı mı seçiyorsunuz?

Tekel işçileri, ve yakında onların akibetine uğrayacak milyonlar sizi izliyor..
Onlar sizi siz yapanlar.. Onlar mazlumlar..
Onlar, bir ülkede demokrasinin varlığını belirler! Demokrasinin varolup olmadığını bir belirleyen daha var:
O da bir milletin sanatçılarının durduğu yer!

Onları destekleyin.. Sadece haklarının izini sürüyorlar..ve büyük çerçevede sizin haklarınız için de direniyorlar.. Onlara destek, kendinize, ve demokrasiye verdiğiniz destektir.

En yakın zamanda herkesi olduğu gibi sanatçılarımızı da Ankara’ya Türk İş önüne davet ediyoruz…

Tekel dayanışma grubu adına
Banu AVAR



İnternetajans, 13 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 15, 2010 8:17
gönderen Türk-Kan
Valilik bastırıyor

‘Çadırları derhal kaldırın’ tebligatı


ANKARA Valiliği, TEKEL çadırlarının kaldırılması için dördüncü kez tebligat gönderdi. Valilik, “Aksi halde meydana gelebilecek olaylardan sendika yöneticileri ve eyleme katılanlar sorumlu olacak. Haklarında hukuki işlem yapılacak” açıklaması yaptı.

ANKARA - Ankara Valiliği, Türk-İş ve Tekgıda-İş’e, Tekel işçilerinin eylem çadırlarının kaldırılması için tebligat gönderdi. Valiliğin aynı konudaki dördüncü tebligatında, “Aksi halde meydana gelebilecek olaylardan ve doğabilecek zararlardan konfederasyon ve sendika yöneticileri ile eyleme katılanların sorumlu olacağı ve haklarında yasal işlem yapılacağı” kaydedildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta bir televizyon programında, “Ay sonuna kadar eyleme son verilmezse güvenlik güçleri müdahale edecek” açıklaması yapmıştı.

Eylemler kanuna aykırı

Ankara Vali Yardımcısı Fahri Aykırı’nın imzasını taşıyan tebligatta, konfederasyon, sendika ve sendika şubelerinin, daha önce yapılan tebligat ve uyarılara rağmen “kanuna aykırı olarak kurulan çadırlarda” oturma eylemi ve açlık grevlerinin devam ettiği belirtildi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı’nın valiliğe sunduğu raporda, çadırlar nedeniyle bölgede yangın tehlikesi ve olası yangın durumunda ise müdahale konularında riskler bulunduğuna yer verildiği ifade edilen tebligatta, halen sürdürülen eylemlere “derhal” son verilmesi, yönetici, üyeler ve destekleyicilerin kurmuş oldukları çadırların Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın raporunda belirtilen ve hayati önem arz eden tespitler dikkate alınarak derhal kaldırılması istendi. Tebligatta, aksi halde meydana gelebilecek olaylardan ve doğabilecek zararlardan sendika yöneticileri ile eyleme katılanların sorumlu olacağı ve haklarında yasal işlem yapılacağı kaydedildi. Ankara Valiliği, daha önce sendikalara çeşitli gerekçelerle üç tebligat daha yapmıştı.

Uluslararası eylem günü

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun, TEKEL işçileri ile uluslararası dayanışmayı artırmak için 155 ülkede 311 ulusal sendika örgütünü ve 175 milyon işçiyi temsil eden ITUC ile 36 Avrupa ülkesinde 82 ulusal sendika örgütünü ve 12 iş kolu federasyonunu temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’na (ITUC) yaptığı çağrı sonuç verdi.

Çağrının ardından Türk-İş’e iletilen bilgiye göre, ITUC, TEKEL işçileri için bir uluslararası eylem günü düzenleyecek. ITUC, gelecek hafta düzenlenmesi planlanan uluslararası eylem gününde, Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerde faaliyet gösteren ulusal sendika örgütlerinin Türk yetkililerine mektup göndereceklerini bildirdi. ITUC üyesi ulusal sendika konfederasyonları, gönderecekleri mektuplarda, TEKEL işçileri ile dayanışma içerisinde olduklarını belirtecek ve hükümetin bir an önce TEKEL işçilerinin taleplerine itibar etmesini isteyecek.

Türk-İş’in çağrısı üzerine ETUC da, TEKEL işçilerini desteklediğini bildiren bir bülten yayımladı. Bültende, “Türkiye’de özelleştirme sonrası tütün ve alkol depolarında çalışan 12 bin işçinin işlerini kaybettikleri ve üçüncü ayına girmesine rağmen görünürde henüz bir çözümün olmadığı” duyuruldu. ETUC bülteninde, işçilerin kanunlara uygun bir şekilde, “Tüm özlük hakları ile birlikte diğer kamu işletmelerine transfer etme” anlayışıyla hükümetin bir an önce görüşmeleri başlatması çağrısında bulundu.

TEKEL işçilerinin çok zor koşullar altında kararlı bir duruş sergilediklerine yer verilen bültende, ETUC’un, “En temel ihtiyaç olan insan onuruna yakışır bir yaşam için verdikleri mücadelede TEKEL işçilerini desteklediği” bildirildi.


VATAN, 14 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 16, 2010 8:51
gönderen Türk-Kan
Resim

İşçilerimiz Ülkemizin Geleceğidir…

Genç Türkler, ülkemizin geleceği için yurdundan ve ailelerinden ayrılarak eğitim amaçlı dünyanın dört bir tarafına yayılmıştır. Geçen yıllarımıza baktığımızda gurbet ellerde çalışarak ekmeklerini kazanmış ve maddi – manevi birikimleriyle ülkemize desteğini hiçbir zaman esirgememişlerdir.

Yurdumuzdan ayrı kaldığımız dönemlerde ülkemizin, gerek siyasi gerekse ekonomi istikrarının iyiye gitmektense, tam aksine gerilediğini farketmekteyiz. Biliyoruz ki bir ülkenin ekonomik istikrarını sağlayan en temel unsurlardan biri ülkemizin belkemiği olan işçilerimizdir.

Bugün geldiğimiz noktada şuan iktidarda olan hükümet yetkililerinin işçilerimizin haklarına yönelik gerekli adımları atmadıkları gibi verdikleri yanlış kararlarla hem Vatandaşlarımızın işçi haklarını gözardı etmişler, hemde ülkemiz ekonomisinin düzelmesini bir çıkmaz yola sokmuşlardır.

Yanlış Özelleştirme Politikaları sonucunda, dün Tuzla Tersanelerinde çalışan işçilerimiz can güvenliği olmadan çalışarak hayatlarını kaybetmişler, bugün ise Tekel işçilerimiz mağdur duruma düşmüşlerdir.

Hükümet tarafından gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde bunun burada kalmayacağı, aynı mağduriyeti yarınlarda Demir Çelik, Demir Yolları ve Kömür Işletmeleri gibi bir çok kurumlardaki işçilerimiz de yaşayacaklardır.

Biz Genç Türkler, birer Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak Hükümet yetkililerimizi, sadece Tekel işçilerimize yönelik değil, bütün işçi haklarını kapsayan ve onları günümüz standartlarında geçinebilmelerini saglayabilecekleri gerekli tedbirlerin alınması için

Uyarıyoruz!!...

Ülkemiz refahı ve geleceği için bütün işçilerimizin sosyal ve güvenlik haklarını alabilmelerini yürekten istiyoruz. Bu uğurda onuruyla direnen Tekel işçilerimizin demokratik mücadelesini destekliyor ve ülkesinden uzak gurbette yaşayan Gençler olarak bütün Dünya kamuoyunda bu mücadelenin sesi olmayı bir borç ve görev kabul ediyoruz…

Sevgi ve Saygılarımızla,

Genç Türkler


İmza Kampanyası için: http://www.youngturks.eu/tr/index.php?o ... &Itemid=24



Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 16, 2010 9:45
gönderen bezgin
TÜRKEL: YIKARSAN YIK, DAHA iYiSiNi TEKRAR KURARIZ

TEK GIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel, "Hiç kimse yarın bize şiddet uygulanacağı zaman şiddete başvurmayacak. Çadırlarımızı söküyorlarsa seyredeceğiz. Ertesi gün tek tip yeni baştan çadır kuracağız" dedi.


TEKEL işçilerinin eyleminin 63. gününde, eyleme destek veren TÜRK-İŞ, DİSK, Türkiye KAMU-SEN ve KESK genel sekreterleri, konfederasyon başkanlarının 12 Şubat 2010 tarihinde yaptıkları toplantıda aldıkları kararlar doğrultusunda önümüzdeki hafta yapılacak eylemlerin neler olacağını karara bağladı.

TÜRK-İŞ Genel Merkezi'nde yapılan toplantı sonrasında TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Türkiye KAMU-SEN Genel Sekreteri İsmail Koncuk ve KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek kameralar karşısına geçti.

Toplantıda aldıkları kararları değerlendiren TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve TEK GIDA-İŞ Genel Başkanı Türkel, "konfederasyon başkanlarının toplantıda aldığı kararlar doğrultusunda belirledikleri eylem takvimiyle yeni bir sürecin arifesinde olduklarını" söyledi.

Tüm illerinden Ankara'ya yapılacak temsili yürüyüş için toplantıya katılan konfederasyonların kendi üyelerini organize edeceğini anlatan Türkel, "yapılacak eylemin ülke sınırlarını aşarak uluslararası boyut kazanacağını" kaydetti.

Türkel, "Hükümete dedik ki '4/C sizin olsun, biz ilgilenmiyoruz. TEKEL işçisinin üzerinden 4/C'yi meşrulaştırmanıza izin vermeyeceğiz'. 4/C hukuksuzdur" diye konuştu.

Türkel, 4/C konusunda hukukçularının çalışmalarını son aşamaya getirerek bugün ya da yarın sabah Danıştay'a müracaat edeceklerini ifade ederek, yürütmenin durdurulması ve 4/C'nin iptal edilmesi talebinde bulunarak bu statüsündeki çalışanların çalıştıkları yerde işçi olarak kabul edilmelerini isteyeceklerini söyledi.

"Bir yıldır aidat almıyoruz"

"TEKGIDA-İş Sendikası olarak bir yıldır TEKEL işçilerinden sendika aidatı almıyoruz" diyen Türkel, TEKEL işçilerinin özlük haklarıyla başka bir kamu kuruluşuna gittiklerinde sendikanın örgütlü olduğu gıda iş kolundan çıkacağını ve TEKEL işçilerinin artık TEKGIDA-İŞ'e üye olmalarının mümkün olmayacağını söyledi.

Türkel, kendisini dinleyen işçilere "Biz sizden aidat alıyor muyuz?" diye sordu ve işçiler hep birlikte "Hayır" yanıtını verdi. Destek veren emek örgütleriyle birlikte sorunun masada çözülmesinden yana olduklarını da belirten Türkel, "Bize çadırlarınızı yıkarız dediler. Daha önce çadırlarımız yoktu. Yıksınlar, yenisi yaparız" diye konuştu.

TEKEL işçisinin mücadelesinin meşru ve yasal olduğunu ifade eden Türkel, "Burası TEKEL işçisinin tapulu malıdır" dedi. "TEKEL işçisinin mücadelesinin yasal olduğunu" söyleyen Türkel, "yasadışı diyenlerin Anayasa'nın 90. maddesi ile ILO Sözleşmesinin ilgili hükümlerine bakmasını" istedi.

"Mücadelelerinde kimseyi incitmemeye özen gösterdiklerini ve bundan sonra da eylemin sendika önderliğinde devam edeceğini" anlatan Türkel, "Hiç kimse yarın bize şiddet uygulanacağı zaman şiddete başvurmayacak. Çadırlarımızı söküyorlarsa seyredeceğiz. Ertesi gün tek tip yeni baştan çadır kuracağız. Bizden kurtuluş yok. Bilsinler ki, bu hükümet bizim sorunumuzu çözmeden TEKEL işçisinden, TEKGIDA-İŞ Sendikasından, TÜRK-İŞ'ten kurtuluş yok" dedi.

TEKEL işçilerinin belediyelere alınması

Belediyelerin işçi alabilmesinin İçişleri Bakanlığı'nın kadro tahsisi, Maliye Bakanlığının kadro vermesi ve yine Maliye Bakanlığının ekonomik destek vermesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Türkel, herhangi bir belediyenin Tekel işçisi alabilmesi için Bakanlar Kurulu'nun belediyelere yetki vermesi gerektiğini ifade etti.

Türkel, TEKEL işçilerinin belediyelere alınma kararı çıktığı takdirde ertesi gün eylemlerine son vereceklerini de söyledi.

İşçilere de seslenen Türkel, sendikal yapının dışında olan kişi ve grupların bireysel yaptıkları eylem ve açıklamaları da hoş görmeyeceklerine de belirterek, bundan sonra benzer bir durumun yaşanması halinde bu kişilerin sendikayla yollarının ayrılacağını ifade etti.

Türkel, Avrupa'daki sendikaların "Tekel işçisi olarak Avrupa kentlerinde eylem yaptıklarını" da söyledi.

Eylem takvimi

Konfederasyon genel sekreterlerinin 12 Şubat 2010'daki toplantı doğrultusunda bir araya geldiklerini ve bu hafta yapılacak eylemlerle ilgili kararlar aldıklarını söyleyen Türkel, "Herkes hemen, şimdi Ankara'ya hareket edecek" dedi.

TEKEL işçileriyle önümüzdeki hafta gruplar halinde toplantı yaparak bundan sonra yapılacak eylemleri belirleyeceklerini anlatan Türkel, dört konfederasyonun genel sekreterlerinin toplantıda aldıkları kararlar doğrultusunda bu hafta yapılacak eylem takvimini işçilere duyurdu.

Eylem takvimine göre, konfederasyonlara bağlı tüm şubelerce 18 Şubat 2010 Perşembe günü "TEKEL işçisinin mücadelesi mücadelemizdir" ve "Kuralsız ve güvencesiz çalışmaya hayır" pankartları şube binaları başta olmak üzere her yere süresiz olarak asılacak.

Konfederasyonların temsilcileri tüm illerde 19 Şubat 2010 Cuma günü, tespit edecekleri merkezlerde, oturma eylemi yaparak kitlesel basın açıklamaları düzenleyecek. Aynı gün, illerden hareket edecek olan konfederasyon temsilcileri 20 Şubat 2010 Cumartesi günü saat 11.00'de Ankara'da olacak ve saat 12.00'de Sakarya Meydanı'nda bir araya gelerek TEKEL işçileriyle birlikte çadırlarda kalacak.

Cumartesi günü aynı zamanda "TEKEL İşçileriyle Dayanışma Günü" olarak ilan edilecek.

21 Şubat 2010 Pazar günü ise saat 12.00'de yapılacak kitlesel basın açıklamasıyla temsilciler illerine uğurlanacak. TEK GIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel, Tekel işçilerinin haklı ve meşru mücadelesine bir müdahale olması durumunda anında tüm illerde yapılacak eylemlerle cevap verileceğini belirterek, yapılacak eylemlere tüm emek ve meslek örgütleri ile aydınlar, sanatçılar ve halkı katkı vermeye çağırdı.

TEKEL işçilerinin TÜRK-İŞ Genel Merkezi önünde sürdürdükleri eylem nedeniyle TÜMTİS, PETROL-İŞ ve HARB-İŞ sendikalarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, CHP Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da TEKEL işçilerini ziyaret ederek, eylemlerine destek verdi.

Tek Gida-Is, 15 Subat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 16, 2010 9:48
gönderen bezgin
Direniş yeni bir sürecin arifesinde


Türk-İş Genel Sekreteri ve Tek Gıda-İş Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL direnişinin 63’üncü gününde, alınan eylem kararlarını açıklarken net ifadeler kullandı.

Türk-İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen genel başkanlarının 12 Şubat’ta yaptıkları toplantıda aldıkları kararlar doğrultusunda eylem takvimini oluşturmak üzere konfederasyonların genel sekreterleri dün bir araya geldi. Toplantı sonrasında alınan eylem kararlarını açıklayan Türk-İş Genel Sekreteri ve Tek Gıda-İş Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL direnişinin içine girdiği yeni süreçle ilgili net konuştu:

“4-C’nin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz… Bize şiddet uygulansa da şiddete başvurmayacağız… Çadırları sökerlerse ertesi gün yenilerini kuracağız... Hukuksuz 4-C’nin iptali için bugün ya da yarın Danıştay’a başvuracağız… TEKEL işçilerinin belediyelere alınma kararı çıktığı takdirde ertesi gün eyleme son vereceğiz… Hükümet yalana başvurmaktan vazgeçsin, gülünç duruma düşüyor…”

Yeni bir sürecin arifesinde
Türk-İş Genel Merkezi’nde DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Kamu-Sen Genel Sekreteri İsmail Koncuk ve KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek ile toplandıktan sonra basına açıklama yapan Mustafa Türkel, belirlenen eylem takvimiyle yeni bir sürecin arifesinde olduklarını söyledi. Bu hafta yapılacak eylemlerde her sendikanın kendi örgütünü olabilecek en iyi, en disiplinli katılımla harekete geçireceğini kaydeden Türkel, bu hafta dayanışmalarla TEKEL işçisinin mücadelesinin uluslararası boyut kazanacağını söyledi.

‘4-C senin olsun. Biz ilgilenmiyoruz’
“4-C’nin ötesindeki herhangi bir talebe karşıyız” diyen hükümete “4-C senin olsun. Biz ilgilenmiyoruz” dediklerini kaydeden Türkel, 4-C’nin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Başbakan’a “burası bir hukuk devletidir” hatırlatmasında bulunan Türkel, “Bugüne kadar yaptığınız meşruiyet dışı, hukuk dışı bir uygulamadır” diye seslendi. Türkel konfederasyonların aldığı karar çerçevesinde 4-C’yi yargıya taşıyacaklarını belirterek “Bugüne kadar 4-C’de çalışanlar da dahil bundan sonra ataması yapılmayan öğretmenlerimiz, sağlık çalışanlarımız ve bundan sonra özelleştirilecek şeker fabrikaları, enerji sektörü, madenler vs. onlarca, onbinlerce arkadaşımızın da bizim üzerimizden köleleşmesine izin vermeyeceğiz dedik” dedi.

Hukukçuların çalışmalarını son aşamaya getirdiğini söyleyen Türkel, yürütmenin durdurulması, 4-C’nin iptal edilmesi ve bu statüde çalışanların çalıştıkları yerde işçi olarak kabul edilmesi için Danıştay’da dava açacaklarını ifade etti.

‘Devlet adamı gibi davranın, yalan söylemeyin!’
Hükümetin ve başbakanın bugüne kadar uygulamak istediği “hastayı hekime, eczacıyı hasta sahibine düşman etmek, sokaktaki işsizle işçiyi terbiye etmek, memurla işçiyi birbirine düşürmek” politikalarının artık iflas ettiğini belirten Mustafa Türkel şöyle konuştu: “Lütfen devlet adamı gibi davranın. Kamuoyuna yalan söylemeyin. Biz bu sözü kullanmamak için çok direndik. Devleti yönetenlerin yalan söylediğini söylememek için çok direndik ama artık yeter! Lütfen yalan söylemesinler. Sayın Başbakan buradaki insanların sayısını bir türlü 300’ün 500’ün üzerine çıkaramadı. Biz kaç kişiyiz? Biz binleriz, on binleriz. Bize sayı saymasını bilenleri göndererek sayabilirler. Yüz binleriz, milyonlarız.”

Sorunun masada çözülmesini beklediklerini de kaydeden Türkel, bu kararlılığı ülke sathına ve uluslararası camiaya yayacaklarını dile getirdi. Türkel çadırların yıkılması konusunda ise şunları kaydetti:

‘Türk-İş’in önü TEKEL işçisinin tapulu malıdır’
“Bize çadırlarınızı yıkarız diyorlar. Sanki bizim daha önce çadırlarımız varmış da, onlar bizim başımıza yıkacakmış gibi. Biz buraya çadırsız geldik, havuza sürdünüz bizi, sanki düşmanı denize döker gibi. Yarın daha yenisini, daha iyisini yaparız.” TEKEL işçisinin mücadelesinin meşru olduğunu vurgulayan Türkel, “TEKEL işçisinin şu an bulunduğu Türk-İş’in önü TEKEL işçisinin tapulu malıdır. Bizi yasal çizgide sürdürdüğümüz bu mücadelemizi toplumu korkuttukları gibi baskı altına aldıkları gibi yasa dışı ilan ediyorlar” diye konuştu.

İşçilere disiplin çağrısı
İşçilere, “Bundan sonra hepimiz bir, birimiz hep olmak zorundayız” diye seslenen Türkel, TEKEL işçisinin mücadelesini tekleştirmek zorunda olduklarının altını çizdi. Türkel, işçileri sendikal disipline aykırı çıkışlar, spontane eylemler konusunda uyararak bunlardan uzak durulmasını istedi. Türkel aksi takdirde o işçilerin yol arkadaşlığını sona erdireceklerini ifade etti.

Mücadele yeni başlıyor

Mücadelenin yeni başladığını kaydeden Türkel, “bu mücadelede sadece kazanmak var” dedi. 63 gün boyunca Türkiye’nin emek mücadelesine adını altın harflerle yazdıran TEKEL işçisinin direnişine destek için bu hafta Avrupa kentlerinde de eylemlerin yapılacağını anımsattı.

Bu da 4-C promosyonu!

Hükümetin işçileri 4-C’ye geçmeye ikna etmek için turlar ve promosyonlar düzenlediğini söyleyen Türkel şöyle konuştu: “Siyasi irade ayın 15’ine kadar herkes istediği yere gidecek, dedi. O sökmeyince şimdi de turlar düzenlemeye başlamışlar. Afyon’a gezi, kaplıca turları promosyonlarına başlamışlar. Onlar ne yaparsa yapsınlar. Sayın Başbakan o gün bir sendikacı dostumuz diyerek açıkladığı şeyleri çok önemli bir şeyi ifşa ediyormuş gibi söyledi. Bu kadar küçük dedikodulara bile sarılacak kadar medet ummasının takdirini sizlere bırakıyorum. Biz baştan beri özlük haklarımızla Türkiye’nin her yerinde çalışırız, dedik. Zaman zaman 4-C’ye müracaat edenlerin, kıdem tazminatı alanların çetelesini tutmaya devam ediyorlar. Ben buradan devlet erkanına söylüyorum. Gülünç duruma düşüyorlar, lütfen kendilerini gözden geçirsinler.”

‘Bir yıldır sendika aidatı almıyoruz’
Mustafa Türkel Tek Gıda-İş Sendikası olarak bir yıldır TEKEL işçilerinden sendika aidatı almadıklarını belirterek, TEKEL işçilerinin özlük haklarıyla başka bir kamu kuruluşuna gittiklerinde sendikanın örgütlü olduğu gıda iş kolundan çıkacağını ve TEKEL işçilerinin artık Tek Gıda-İş’e üye olmalarının mümkün olmayacağını söyledi. Türkel, kendisini dinleyen işçilere “Biz sizden aidat alıyor muyuz?” diye sordu ve işçiler hep birlikte “Hayır” yanıtını verdi.

Belediyelerin işçi alımı

Belediyelerin işçi alabilmesinin İçişleri Bakanlığının kadro tahsisi, Maliye Bakanlığının kadro vermesi ve yine Maliye Bakanlığının ekonomik destek vermesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Türkel, herhangi bir belediyenin TEKEL işçisi alabilmesi için Bakanlar Kurulu’nun belediyelere yetki vermesi gerektiğini ifade etti. Türkel, TEKEL işçilerinin belediyelere alınma kararı çıktığı takdirde ertesi gün eylemlerine son vereceklerini de ekledi.

Eylem takvimi
Toplantıda bu hafta yapılacak eylemlerle ilgili kararlar aldıklarını söyleyen Türkel “TEKEL işçisini, çalışanını, eşini, herkesi hemen şimdi Ankara’ya davet ettiğini” ifade etti. TEKEL işçileriyle önümüzdeki hafta gruplar halinde toplantı yaparak bundan sonra yapılacak eylemleri belirleyeceklerini anlatan Türkel, bu hafta yapılacak eylem takvimini işçilere duyurdu.

Eylem takvimine göre:
- Konfederasyonlara bağlı tüm şubelerce 18 Şubat 2010 Perşembe günü “TEKEL işçisinin mücadelesi mücadelemizdir” ve “Kuralsız ve güvencesiz çalışmaya hayır” pankartları şube binaları başta olmak üzere mümkün olan her yere süresiz olarak asılacak.
- Konfederasyonların temsilcileri tüm illerde 19 Şubat 2010 Cuma günü, tespit edecekleri merkezlerde, oturma eylemi yaparak kitlesel basın açıklamaları düzenleyecek.
- Aynı gün, illerden hareket edecek olan konfederasyon temsilcileri 20 Şubat 2010 Cumartesi günü saat 11.00’de Ankara’da olacak ve saat 12.00’de Sakarya Meydanı’nda bir araya gelerek TEKEL işçileriyle birlikte çadırlarda kalacak. Cumartesi günü aynı zamanda “TEKEL İşçileriyle Dayanışma Günü” olarak ilan edilecek.
- 21 Şubat 2010 Pazar günü ise saat 12.00’de yapılacak kitlesel basın açıklamasıyla temsilciler illerine uğurlanacak.
- TEKEL işçilerinin eylemine bir müdahale olması durumunda anında tüm illerde yapılacak eylemlerle cevap verilecek.
(soL – Haber Merkezi), 16.02.2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 16, 2010 15:56
gönderen bezgin
TEKEL'DE PESKES DURMUYOR!

Resim

Maliye Bakanlığı, TEKEL'e ait Unkapanı binasının 49 yıl süre ile Medipol Grup'a verildiğini doğruladı

ANKARA - CHP lideri Deniz Baykal, TEKEL işçilerine ‘Yetim hakkı yedirmem’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Unkapanı’ndaki TEKEL binasının 49 yıllığına Metropol Grubu’na devredilmesini hatırlatarak sordu: Başbakan peşkeş çekmedik diyor. Peki bu nedir?
Bykal CHP Grubu’nda şöyle konuştu: “Bakın 2 ayı geçti. Tekel işçileri çile çekerek bedel ödeyerek, amma acılarını toplumla paylaşarak bir hak mücadelesini sürdürüyorlar.
Kimseye zarar vermiyorlar. Kimsenin dükkanına taş atmıyorlar. Ne mutlu ki Türkiye’de vicdanlar harekete geçti. Bu gerçekten çok önemli bir olaydır. Türkiye’nin psikolojisini değiştirmiş halkın özgüvenini yükseltmiştir. Galiba korku da buradan kaynaklanmaktadır.
Yol budur. Hak mücadelesidir. Eğer haksız bir mücadele olsa kimse onlarla ilgilenmez.
Hala ortaçağdaki serf anlayışı senin kafanda. Çalışanıyla ben bunu satarım diyorsun.
Kaça satıyorsun 292 milyon dolara. Alan daha sonra 900 milyon dolara satıyor.
Peki bunun ceremesini bu işçiler mi ödesin. Buna 70 milyon evet der mi? Sen kendi hatanı onlara neden ödetmeye çalışıyorsun. Buradaki insanlar yetim hakkı yeme peşinde değil. Onların kendisi yetim zaten boynu bükük. Tekel’de ne menkul ne gayrimenkul kimseye peşkeş çekilmedi diyor.
Başbakanlık raporlarını oku orada yüz tane yazılı. Devletin denetim kurumları yazıyor bunu. Senin iktidarında yazıyor. Sen iktidarı kaybedersen birileri orada yanlış aramaya kalktığında neler bulular. Bunları bilenler biliyor.”

TEKEL BİNASI

Baykal şöyle devam etti: “İstanbul’da Tekel’in Unkapanı üzerinde 5 katlı muhteşem bir genel müdürlük binası var. Bu iktidar zamanında bu bina Maliye Bakanlığı Milli emlak müdürlüğüne devredildi. Bu kararı özelleştirme kurulu aldı. Başbakan Erdoğan ve bakanlar Şimşek, Babacan, Yıldırım, Yılmaz bun kurulun üyeleri. Devlete geçmiş bu bina ve sonra ne olmuş. Bu beş katlı bina Maliye Bakanlığı'na hibe edilmiş. 300 genel müdürlük çalışan Kartal’a gönderilmiş.
Bu binayı Maliye Bakanlığı 4 özel hastanesi bulunan sağlık alanında faaliyet gösteren özel bir gruba tahsis etmiş. İhale yapmadan bedel istemeden bir şirkete bu devredilmiş. Bu şirket çok etkin bir şirket olmalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi de İstanbul’un Göztepe kavşağındaki araziye imar izni vermiş. Şehir plancıları da bu ayrıcalıklı bir plandır diyerek görüş bildirmiş.
Sen Tekel işçilerine yetim hakkı diyorlar diye edebiyat yapıyorsun sonra kalkıp Tekel işçisinin hakkı olan bir tesisi yandaşına hibe ediyorsun. Başbakan peşkeş çekmedik diyor. Peki bu nedir?
Bu Tekel işi hükümeti çok rahatsız edecek. Bu iktidarı asker değil ama Tekel işçisi ve bakkallar götürecek. Başbakan’ın kullanamadığı bir tehdit var. Önümüzdeki günlerde onu kullansın desin ki “Sizi buradan alıp Silivri’ye Ergenekon tutuklulularının bulunduğu cezaevine koyarım” desin.

MALİYE KABUL ETTİ

Maliye Bakanlığı'nca yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı basın yayın organlarında, TEKEL Genel Müdürlüğü'ne ait İstanbul Unkapanı'ndaki taşınmazlarla ilgili yapılan irtifak hakkı tesisine ilişkin bir kısım iddialara yer verildiği, bu iddialarla ilgili olarak açıklama yapılmasının gerekli görüldüğü belirtildi.
Açıklamada, Hazine'ye ait taşınmazların kamu yararı gözetilerek eğitim, sağlık, kültür ve sportif faaliyetlerde kullanılmak üzere irtifak hakkı kurulmak suretiyle bu alanlarda görev yapan kamu yararına çalışan derneklere, vergi muafiyeti tanınan vakıflara, vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumlarına, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına verilebildiği ifade edildi.

‘RAYİÇ BEDEL HİÇBİR AYRIM GÖZETİLMEKSİZİN TAHSİL EDİLMEKTE’

Kamu yararının temel öncelik olduğu bu alanlarda, belirtilen kurum ve kuruluşlara bu yerlerin doğrudan verilebildiği, ancak, bunlardan söz konusu yerlerin kullanımı karşılığında rayiç bedelin hiçbir ayrım gözetilmeksizin tahsil edildiği vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
“Söz konusu kurum ve kuruluşlara taşınmazların verilmesinde, belirli bir tesisin bu yer üzerinde inşa edilmesi veya mevcut tesislerin yenilenmesi ile bu yerde tahsis amacı için öngörülen faaliyetin mutlak surette sürdürülmesi şart olarak öngörülmektedir. Söz konusu taşınmazlar kurum ve kuruluşlara 49 yıla kadar kullanılmak üzere devredilmektedir.

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ KURULDU

Basın yayın organlarında yer alan değerlendirmelerde bahis konusu edilen yerin, belirtilen bütün koşullara uygun olarak ilgili Vakfa “eğitim ve öğretim hizmetlerinde” kullanılmak üzere 49 yıl süreyle ve irtifak hakkına esas rayiç bedel üzerinden verildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
“Söz konusu Vakfa ait İstanbul Medipol Üniversitesi 23 Haziran 2009 tarihli ve 5913 sayılı Kanunla kurulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar açıkça göstermektedir ki, basın yayın organlarında yer alan iddialar hem hukuk karşısında hem de yapılagelen uygulamalar karşısında mesnetsizdir.
Öteden beri kamu yararının sağlanması amacıyla yaygın bir şekilde yapılan bir uygulama, belirli bir amaç güdülerek sanki özel bir uygulamaymış gibi yansıtılarak kamuoyu yanıltılmaya çalışılmaktadır.
Bakanlık olarak, mevzuat çerçevesinde vatandaşlarımızın başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinden daha fazla istifade etmelerini sağlamak üzere, kamuya yararlı kurum ve kuruluşların bu alanlara daha fazla katkı sağlamaları hususunda, bundan sonra da gereken hassasiyet gösterilmeye devam edilecektir.”

MEDİPOL GRUP İSKENDERPAŞA DERGAHI’NA YAKIN

4 özel hastane işleten Medipol Grup ve grubun başkanı, Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa dergâhına ve AKP’ye yakınlığıyla biliniyor. İskenderpaşa cemaatinin şeyhi Mahmut Esat Coşan’ın babası Necati Coşan da bu grubun hastanesinde yattı ve tedavi sırasında yaşamını kaybetti. Başbakan Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan da bu grubun hastanesinde tedavi gördü. Binanın tahsis edildiği Medipol Grup’un İstanbul Göztepe kavşağındaki 12 dönümlük arazisi İBB Meclisi imar izni vermişti. Medipol Grup’un başvurusu üzerine söz konusu araziye istenilen yükseklikte, bodrum katlar emsal dışı tutulmasına izin verilirken, toplam 36 bin metrekarelik inşaat hakkı tanınmıştı. Şehir Planlama Müdürlüğü ise “Söz konusu talep, plan bütünlüğünü bozucu, plan kararlarını değiştirici olduğundan uygun mütalaa edilmemekte olup ayrıca bodrum katlar için herhangi bir yapılaşma sınırlamasının olmadığı gibi, emsale de dahil olmaması nedeni ile hesaplanamayan bir yapı yoğunluğunun getirildiği görülmektedir” sözleriyle değişikliğe karşı çıkmıştı. Tüm itirazlara karşın İBB Meclisi, 14 Haziran 2007’de oyçokluğu ile imar değişikliğini onaylamıştı.

Radikal, 16.02.2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 19, 2010 14:01
gönderen bezgin
Ankara'yi Sallamaya Geliyorlar

Resim

Kocaeli'nde bir gün konaklayan Tekel işçileri bugün AKP il binasının önünde bir basın açıklaması yaptıktan sonra Yalova'ya doğru yola çıktılar.

Dün akşam Kocaeli'ne ulaşan TEKEL işçileri burada gece konakladıktan sonra bugün Yalova'ya doğru yürüyüşe geçtiler. Kocaeli'nde sabah saatlerinde harekete geçen işçiler önce AKP il binasının önünde bir basın açıklaması yaptılar.

TEKEL işçileri adına konuşan Nevzat Polat "Bugün, 15 Aralık günü başlattığımız direnişin 67. günü. Tam 67 gündür, AKP’nin tüm saldırılarına karşın, inatla, kararlılıkla direniyoruz. Ankara’nın soğuğunda içimizi ısıtan dayanışmayla, açlık grevinde gücümüzü korumamızı sağlayan desteklerle, umudumuzu bir an bile yitirmeden 67 gün geçirdik TEKEL işçisinin onuruna, geleceğine sahip çıkmak için, kölelik koşullarına karşı direndiğini anlatmak için yola çıktık. Dün Gebze ve Kocaeli’nde emekçilerle buluştuk. Arçelik ve Akkardan fabrikalarında mücadele eden işçi arkadaşlarımızın eylemlerine destek verdik. Biliyoruz ki, mücadelemiz ortak. Biliyoruz ki, çoğalarak, yakılan bu ateşleri birleştirerek kazanacağız. TEKEL’in ateşi AKP’yi yaksın diye yola çıktık" dedi.



(soL - Kocaeli), 19.02.2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 20, 2010 13:38
gönderen bezgin
ANKARA'DA TEKEL BAYRAMI

Tek-el'den beş koldan Ankara'ya yürüyen TEKEL işçileri ve işçilere destek veren emekçiler, başkentte toplanmaya başladılar. Ankara, son yılların en büyük işçi buluşmasına tanık olmaya hazırlanıyor.

Türk-İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen tarafından alınan ve siyasi partiler ile demokratik kitle örgütlerinin çabasıyla güçlendirilen 20 Şubat Buluşması ile başkent, son yılların en kalabalık eylemlerinden birine tanık oluyor. TEKEL işçileri ile dayanışmak için Ankara'ya gelen onbinlerce emekçi, Kolej ve Sakarya Caddesi'nin girişinde toplanıp Türk-İş önündeki direnişçi TEKEL işçilerine doğru yürüyüşe geçmeye hazırlanıyorlar.

Dört konfederasyona bağlı sendikalar ve diğer demokratik kitle örgütleri Kolej'de toplanıyorlar. Özellikle KESK'in kitlesel katılımı dikkat çekiyor.

TKP, ÖDP ve Halkevleri ise Sakarya Caddesi'nin girişinde toplanıyor. Sakarya Caddesi'ne beş koldan Ankara'ya yürüyüşe geçen TEKEL işçileri, TCDD Garı'ndan gelen Eğitim-Sen, ESM, BTS, Tüm Bel-Sen kortejleri de giriş yaptı.

Öte yandan, Türk-İş'in önünde Belediye-İş, TOLEYİS, Kuzey Kıbrıs'tan Hür-İş ve Kamu-İş başkanları birlikte bir basın açıklaması yaptılar. Hür-İş ve Kamu-İş Başkanları, Kuzey Kıbrıs işçilerinin TEKEL direnişini izlediklerini ve bu mücadelenin aynı zamanda Kıbrıslı işçiler için verildiğinin farkında olduklarını belirttiler.

Basın açıklaması sırasında orada bulunan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven yaptığı açıklamada ise TEKEL direnişinin 12 Eylül'den sonra gerçekleştirilen en önemli işçi direnişi olduğunu söyledi. Özgüven, 12 Eylül karanlığının ancak bu gibi işçi direnişleriyle yırtılabileceğini ve TEKEL işçilerinin kazanacağına emin olduğunu ifade etti.

Sabah saatlerinden itibaren Tek Gıda-İş ses aracından direniş çadırları arasında Enternasyonal Marşı çalınıyor.

(soL-Ankara), 20.02.2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 20, 2010 13:57
gönderen bezgin
iSTE SANATCI ACILIMI!

Resim
Bugün Tarık Akan, Rutkay Aziz, Tolga Sağ, Pınar Sağ ve Aşık Sinem Bacı TEKEL direnişine destek vermek amacıyla işçilerin çadırlarını ziyaret etti.

Türk-İş Genel Merkezi çevresindeki çadırları dolaşarak TEKEL işçileriyle sohbet eden sanatçılar, Türk-İş binası önünde yaptıkları konuşmalarda dayanışma mesajları verdiler. TEKEL işçilerinin mücadelesinin Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağını söyleyen Tarık Akan, "Ülkem adına sizlere teşekkür ediyorum. Örgütsüz bir toplum toplum değildir, örgütü, sendikası olmayan işçi de işçi değildir. Bunları tekrar hatırlattınız, sağ olun" dedi. Rutkay Aziz de bu hem ekmek kavgası hem özgürlük mücadelesi yürütmekte olan TEKEL işçilerinin tarih yazdığını söyledi.

Tolga Sağ ve Pınar Sağ da, TEKEL direnişinin zaferle sonuçlanmasının çok önemli olduğuna işaret ettiler. Çocuklarının geleceği için mücadele eden TEKEL işçilerinin, sanatçıları her zaman yanlarında bulacaklarını söyleyen Pınar Sağ, “Biz işçilerin, halkın , Pir Sultanların yanında olduk. Hiçbir zaman onlar gibi Hızır Paşaların yanında olmadık. Geri adım atan bizler değil onlar olacak. Ben o kadar mutluyum ki Türkiye’de işçi sınfının yeniden ayakları üzerinde durduğunu görüyorum” dedi. Tolga Sağ da, TEKEL direnişinin kazanımla sonuçlanacağına inandığını, her koşulda işçilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.

Dayanışma mesajlarının ardından Sağ çifti işçilerle birlikte türküler söylediler. Kızıldere türküsünün söz yazarı Aşık Sinem Bacı da işçileri ziyaret eden halk müziği sanatçıları arasındaydı. İşçilerin ziyaretlerden büyük bir moral buldukları gözlemlendi.

(soL - Ankara), 19.02.2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 20, 2010 19:26
gönderen Oğuz Kağan
'TEKEL İşçileriyle Dayanışma Günü'

TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla ''TEKEL İşçileri Dayanışma Günü'' adı altında ortak eylem yapan konfederasyonların genel başkanları işçilerin taleplerinin kabul edilmesini istedi.

Ankara- Ankara Valiliği'nin eylemi "yasa dışı" ilan etmesine karşın, sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile çeşitli gruplar "TEKEL işçileri için dayanışma günü" adıyla başlatılan eylem için Kurtuluş'ta bir araya geldi. Hükümeti eleştiren pankartların yeraldığı ve sloganların atıldığı eyleme katılımın yoğun olduğu görüldü. Yaklaşık 30 bin kişinin destek verdiği eylemin, Kızılay ile Kurtuluş arasındaki üç kilometrelik alanı doldurduğu görüldü.

Türk-İş üyeleri, konfederasyon genel merkezi önünde, Ankara'daki bazı sendikaların üyeleri ise kendi genel merkezleri önünde toplandı. Türkiye Kamu-Sen üyeleri konfederasyon genel merkezi önünde bir araya gelirken, DİSK ve KESK üyeleri ise sabah saatlerinden itibaren Kolej Meydanı'nda toplanmaya başladı. Ayrıca, bazı siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri de buradaki gruba katıldı. Katılımcılar, toplanma yerlerinde oluşturulacak kortejlerin ardından Kızılay Sakarya Caddesi'nde toplanacak. Burada yapılacak açıklamanın ardından katılımcılar, TEKEL işçilerinin eylemlerini sürdürdüğü bölgeye giderek, dayanışma amacıyla geceyi işçilerle geçirecek.

Ankara Valiliği önceki gün yaptığı açıklamada, eylemi yasa dışı olarak ilan etmişti. Buna karşın gerçekleşen eylem nedeniyle Ankara polisi yoğun güvenlik önlemi aldı. Ankara Polisi'nin eylemcileri uzaktan izlemesi ve müdahale etmemesi dikkati çekti. Eyleme katılanlar Kurtuluş'tan, TEKEL işçilerinin eylem yaptığı Sakarya Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Eyleme oyuncular Tarık Akan, Rutkay Aziz ve müzik grubu Ezginin Günlüğü de destek verdi.


Türkel, hükümete çağrı yaptı

Tekgıda-İş Sendikası Başkanı Mustafa Türkel, burada yaptığı konuşmada, eylemi düzenleyen konfederasyonların başkanlarının ortak kararı uyarınca, ülkenin dört bir yanından sendika temsilcilerinin Ankara'ya çağrıldığın anımsattı. Yine aynı karar gereği ülkenin her tarafından eylem çadırları kurulduğuna dikkati çeken Türkel, ''Burada hükümete çağrımız var: Ey hükümet, gözlerin görmez, kulakların duymaz mı oldu?'' dedi. İşçilerin mücadelelerinde asla geriye bakmayacaklarını ifade eden Türkel, şöyle konuştu: ''7 yıl boyunca işçi sınıfına yapılmayan zulüm kalmadı. İşçileri sendikasızlaştırmak için başvurulmadık yol kalmadı. Buna izin vermedik, vermeyeceğiz. Herkes bilsin ki buradan hakkımızı söke söke alacağız. Hep savunmada kaldık. Sermaye, egemen güçler hakkımızı elimizden almak için saldırdılar. Artık savunmada değiliz, yeni haklar elde etmek için mücadele edeceğiz.'' Türkel, 22 Şubat'ta konfederasyonların genel başkanlarının bir araya gelerek, mücadelenin kalan kısmının nasıl yürütüleceğine dair karar alacaklarını bildirdi.


Sanatçı desteği

Konfederasyonların, 68 gündür eylemde olan Tekel işçilerine destek amacıyla düzenlediği eyleme, sanatçılar Tarık Akan ve Rutkay Aziz de destek verdi. Tarık Akan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, TEKEL işçilerinin demokrasi mücadelesi yürüttüklerin söyledi. Bu mücadelelerinde TEKEL işçilerinin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade eden Akan, ''Demokrasi, buradan başlar'' dedi. Rutkay Aziz ise emekçilerle bir arada olmak gerektiğini söyledi.

Sakarya yaya bölgesinde toplanan katılımcılar, Türk-İş'in anons aracından yayımlanan müziklerle oynayıp halay çektiler. ''TEKEL işçisi yalnız değildir'', ''TEKEL işçisi direnişin simgesi'' sloganları atan katılımcılar, SSK İş Hanı'nın yaya bölgesine bakan tarafına çeşitli pankartlar astı.


'Ben değil, biz olabilmenin kitabını yazıyoruz'

TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla ''TEKEL İşçileri Dayanışma Günü'' adı altında ortak eylem yapan konfederasyonların genel başkanları işçilerin taleplerinin kabul edilmesini istedi. Konfederasyon genel başkanları Türk-İş Genel Merkezi önünde işçileri selamladı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu burada yaptığı konuşmada, eyleme katılanların ''ben değil biz olabilmenin kitabını yazdıklarını'' söyledi. TEKEL işçileri ve onlara destek verenlerin çoktan kazandığını ifade eden Kumlu, şöyle konuştu: ''Çünkü iki buçuk aydır Türkiye'nin şahit olduğu bu inanç ve kararlılık artık tarihe yazılmıştır ve bu mücadelenin kaybedeni her ne olursa olsun hükümet olacaktır. Çünkü ekmek için yola çıkan insanlara arkasını dönenler, onları bini bin para tehditle yıldırmaya çalışanlar asla kazanan olamazlar. Çünkü çocukların gözünü yaşlı bırakanlar, onların aydınlık hayaller kurmasının önüne 4/c setini çekenler asla kazanan olamazlar. Çünkü TÜRK-İŞ'in önündeki o yaşamı tüm Türkiye izlerken tüm Türkiye'nin kalbi o çadırlarda atarken o çadırlardaki duyguları, beklentileri anlamak yerine o duyguları, beklentileri yıkmaya çalışanlar asla kazanan olamazlar.''

Hükümete de seslenen Kumlu, şunları kaydetti: ''Bırakın artık öfke, kızgınlık, kırgınlık tohumları ekmeyi, sevgi, barış, kardeşlik tohumları ekin. İstediğiniz barışsa kardeşlikse demokrasi ise. İşte size fırsat burada, bu meydanda, Türkiye'nin dört bir yanından gelen her görüşten insan bugün burada ekmek için, güvenceli çalışma için, el ele yürek yüreğe ise Allah aşkına bu eylemin, bu birlikteliğin Türkiye için büyük bir dönemeç olduğunu fark edin. Bu birlikteliğin Türkiye'nin özlediği birliktelik olduğunu fark edin. Fark edin ve gereğini yapın. Hem de hemen yapın, şimdi yapın.'' Kumlu, eyleme verdikleri destek için DİSK, TÜRKİYE KAMU-SEN ve KESK'e teşekkür etti.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de bu günün önemli bir gün olduğunu, baharın müjdecisi olan cemrenin toprağa düştüğü gün olarak bu günün ayrı bir anlam taşıdığını söyledi. TEKEL işçilerinin mücadelesi büyüyüp pekişirken, dünya bu mücadeleyi duyarken bir tek kişinin bunu duymadığını ifade eden Çelebi, bunun için toplandıklarını belirtti.

Tekel işçilerinin mücadelesinde sonuna kadar yanlarında olacaklarını vurgulayan Çelebi, ''Bir tek derdimiz var, TEKEL işçilerinin talepleri artık uzatılmadan çözülsün, diyaloğun yeniden sağlanarak bu sürecin sonlandırılmasıdır'' dedi.

Türkiye KAMU-SEN Genel Başkanı Bircan Akyıldız konuşmasında, TEKEL işçilerinin iki ayı aşkın bir süredir konuşulması gereken her şeyi söylediğini ifade etti. Bugünkü eylemin anlamının çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Akyıldız, birilerinin çalışma hayatını güvencesizleştirmeye niyetlendiğini bildiklerini söyledi. TEKEL işçilerinin çalışanların sembolü olduğunu dile getiren Akyıldız, ''Bu mücadeleyi birlikte verip, birlikte kazanacağız'' diye konuştu.

KESK Genel Başkanı Sami Evren de Tekel işçilerinin direnişinin başarısının haklılıklarından kaynaklandığını söyledi. Kamuoyunun gözü kulağı işçilerdeyken bunu sadece siyasi iktidarın anlamadığını savunan Evren, bugün ve yarın iş güvencesiz çalışmayacaklarını 4/c'yi ve 4/b'yi kabul etmeyeceklerini haykıracaklarını belirtti.

İşçilerin hak arama mücadelesinin aynı zamanda demokrasi mücadelesi olduğunu vurgulayan Evren, ülkeye demokrasi gelecekse emekçilerin itirazları ve mücadelesiyle geleceğini ifade etti. Siyasi iktidarın sorunu anlaması ve çözüm üretmesi gerektiğini belirten Evren, ''Çözüm üretmeyenler bir gün bunun hesabını sandıkta verir'' dedi. Konuşmalar sırasında katılımcılar ''Her Yer TEKEL, Her Yer Direniş'', ''TEKEL İşçisi Yalnız Değildir'' ve ''TEKEL İşçisi Direnişin Simgesi'' şeklinde sloganlar attı.


Cumhuriyet, 20 Şubat 2010

Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 21, 2010 5:43
gönderen zulfu
TEKEL İŞÇİ DİRENİŞİ

20 yıllık TEKEL işçisi Kavak, "Ekmeğimiz için mücadele ediyoruz ve bu sadece bizim değil, bütün işçilerin mücadelesidir" dedi. "4/C uygulaması kaldırılana ve özlük haklarımız korunarak başka fabrik...


Re: Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 21, 2010 23:06
gönderen Çetin Taş
Umarım Tekel İşçileri ve onlar gibi yıllardır ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın''diyerek TEPKİYİ ASIL VERMELERİ GEREKEN ZAMANDA VERMEYEN tüm işçiler, memurlar, köylüler için bu direniş bir AKILLARI BAŞA ALMA ve DERS ÇIKARMA direnişi olur.
Elbette ki TEKEL İŞÇİLERİ' nin HAKLI direnişlerinin yanındayım. Ama kendimi aydın bir vatandaş olarak gördüğüm için doğruları söylemek sorumluluğumu da yerine getirmeliyim. TEKEL' in fabrikaları İngiliz' e,Amerikalı' ya satıldığı zaman
AYAKLANMALIYDI TEKEL İŞÇİLERİ.
Ayaklanmadılar...
TEKEL' in depoları satıldığı, kapatıldığı, terkedildiği zaman t
üm yurdu İNLETMELİYDİ TEKEL İŞÇİLERİ.
İnletmediler.
Nedeni basit.Cehalet, vurdumduymazlık, yıllardır kapitalist sistemin dayattığı BİREYCİLİK...
Bunu burada yazıyorum çünkü bizler de herhangi bir yanlış uygulama gördüğümüz de o an belki doğrudan etkilenmesek bile neticede ergeç o yanlış uygulamanın sonuçlarının bizi de olumsuz olarak etkileyeceğini düşünmeliyiz.Tepkiyi anında göstermeliyiz.