Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

Genel & Güncel Konular

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen türkpaşaoğlu » Prş Eki 22, 2009 2:14

yüce allah tan her zaman diliyorum, akepeye de bezbol sopası ..




söylemeye unutttum yüksek atlama sopası varya o daha ideal olur akepe için nede olsa kolay kolay kırılmaz...
Kullanıcı küçük betizi
türkpaşaoğlu
Üye
Üye
 
İletiler: 96
Kayıt: Çrş Nis 22, 2009 11:53

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen mavi ışık » Prş Eki 22, 2009 2:16

Bakü ye nota verilmesi başlıbaşına bir rezalet, ondan da rezaleti veriliş sebebi. Şehitlikteki bayrakların indirilmesi hükümeti teğet geçti, ne şehidi olursa olsun ŞEHİT alerjisi gün yüzüne iyice çıktı, vatan-bayrak-vatandaş-BİREY olmasını bilmeyen halk üzerinde gene DİN kullanıldı, DİN İŞLERİ MÜŞAVİRLİĞİ önündeki bayrak indirilince ANINDA nota verildi.
AKP POLİTİKASI: SALDIR-HAKARET ET-DEĞERLERİ ÇÖPE ÇEVİR ondan sonra TEPKİ GELİNCE TEPKİYİ MEYDANLARDA (KENDİ YAPTIĞINI UNUTTURARAK ) HALKA ŞİKAYET ET
TAM KOYUNLARA GÖRE POLİTİKA
Kullanıcı küçük betizi
mavi ışık
Üye
Üye
 
İletiler: 34
Kayıt: Cmt Eki 17, 2009 17:14

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen recepkuyubasi » Prş Eki 22, 2009 2:49

Offtopic :
Ram yazdı:Bir birey bilimle uğraşırken heyecan duymalıdır. Heyecan duygusunu yaşamayan bilim adamı çok başarılı olamaz. Böyle olsa bile, duygu, yazdıklarını da göz önünde tutarsak olmazsa olmaz bir etken olarak görülmüyor. Ancak yine yanlışa düşüyorsun. Çünkü olumlu bilimler ile sosyâl bilimleri bir tutamazsın. Hem de sosyâl bilimin, temelinde insan ilişkileri olan uluslararası ilişkiler, siyâset bilimi gibi alanlarından bahsediyorsak, bu çok büyük bir yanlış olur.
Bilim insani, adinda insan kelimesi bulunduguna gore duygulara sahiptir. Tipki senin dedigin gibi heyecanla, sevkle, azimle, yeni bir seyler bulma ya da icat etme arzusuyla isini yapar. Ama yapilan isin kendisinde duygu yoktur. Duygu yapan insanin icindedir. Orneklemek gerekirse, elektron cok sevdigi icin protonun etrafinda donup durmaz. Bilgisayar fiziksel bir nesnenin modelini kuantum fiziksel yontemlere dayanarak cozdugunde, sevinmez. Yesil yaprakli bitkiler kuresel isinmadan bizi koruma duygusuyla karbon dioksiti, oksijene cevirmez. Benim anlatmak istedigim budur. Bilim denen aktivitede sartlar bellidir, sonuclar toplanir ve bir modele uygulanmaya calisilir. Modeller deneye uydugu surece kabul edilebilir ve bu surecin hicbir yerinde duygu yoktur.
Doga bilimleri (olumlu bilim, sanirim "positive science" kelimesinden yapilma cok kotu bir ceviri, lutfen bunu kullanmayin) ile sosyal bilimleri bir tutmuyorum, cunku ben sosyal bilim dediginiz seyin bilim olduguna inanmiyorum, bir nedeni de senin de acikca belirttigin gibi bizzat konunun icinde duygularin var olmasidir.
Bir kisi, ne bileyim, toplum psikolojisi uzerine arastirma yapiyorsa, toplulugu bir araya getiren insanlarin duygularini goz ardi edemez. Cunku nihayetinde toplumun psikolojisini belirleyen etkenlerden biri de o dur. Bu durum malesef nesnellikten uzaktir. Uc Fenerlinin bir araya gelip olusturduklari toplugun mu psikolojisi, yoksa her takimdan birinin bir araya gelerek olusturduklari toplulugun mu psikolojisi? Sabah yataktan yeni kalkan uc Fenerlinin olusturdugu toplulugun psikolojisi mi, aksamdan beri uyumayan uc ayri takim taraftarinin olusturdugu toplulugun psikolojisi mi? Bunlar toptan suruncemede olan seyler. Sosyal bilimler dedigin aktivitede hic birseyin belirli stantartlara gore olcumu, hesabi mumkun degildir. Birisinin tum kanitlariyla ak dedigine oburu yine tum kanitlariyla kara diyebilir. Sosyal bilimler dedigin aktivite iyidir, uzerinde calisilmasi gerekir ve arastirmalarin yapilmasi gereklidir, uygulamalari cok fazladir. Ama bilim degildir, tipki felsefe gibi. En azindan bu haliyle.
Ram yazdı:Esasen temel anlaşmazlık, duygusal zekâ ile akılcı zekânın ayrımının yapılamamasından ve ikisinin de yerinde kullanılması gerektiğinin anlaşılamamsından kaynaklanmaktadır.
Duygusal zeka ya da akilci zeka diye birsey yoktur. Zeka aklin pratik kullanimidir. Akli olmayanin zekasi da olmaz. Cok "duygusal zeki" ogrencilerim var diyen bir ogretmen ben hic gormedim.
Ram yazdı:İslâm bir dindir, değişmez kutsal kitabı vardır ve her bireyin kendine has yorumuna açıktır.
Degismez kutsal bir kitabi olan bir din bile her bireyin kendine has yorumuna aciksa (ki ben buna katiliyorum), millilik denen ne tek bir kitabi ne de tek bir uygulama tarzi olmayan kavram nasil olurda tek basina dis politikanin tepesine oturtulabilir. O zaman her gelen yaptigini milli duygularla yaptim der, kurtulur. Reco'da eski milli goruscu degil mi? Adalet ve nesnellik goreceli kavramlar degildir.
Ram yazdı:Öyleyse, duygusuzluğu bilim zannedenler yani duygudan arındırılmış olanı bilim zannedip millîliğe aykırı olsa da, bağları zedelese de bunu savunanlar diyerek başladığım görüşe katılmayıp da "tamamen duygusal olunmamalıdır görüşü yanlıştır" yani öyle durumlar, öyle gelişmeler olur ki, tamamen duygusal olunabilir görüşüne nasıl katılabiliyorsun, anlaşılır gibi değil.
Esasinda yazdigin bu uzun cumlen de pek anlasilir gibi degil. Ben duygusuz hersey bilimdir demiyorum, bilimde duygulara yer yoktur diyorum. Mesela, genelde, para karsiligi biriyle iliskiye giren bir insan herhangi bir duygusal durumla karsilasmaz, derler. O zaman icinde duygulara yer yoktur diye fuhus bilimseldir mi diyecegiz? Duygusuzlugu bilim zannedenler haltetmis.
Dis politika konusunda hicbir zaman duygusal olunmamali. Sartlar ne olursa olsun. Ataturk dis politikada duygulariyla mi hareket ediyordu?
Milliyetcilik bir duygudur, sehit cenazesini gorup aglamaktir ya da Azerbaycan bayraklarini copte gorup sinirden gozlerin yuvalardan firlamasidir. Benim anladigim manada dis iliskilere adalet ve nesnellik hakim olmalidir, duygusallik degil. Turk milliyetciligi adalet ve nesnellik sinirlarinda kaldikca dis politikada gudulebilir. Zaten benim anladigim Turk milliyetciligi de "yurtta baris dunyada baris" ilkesine dayanan adil bir anlayis tarzidir. Mayinli Turk topragini Israil'e temizle, al 50 sene senin olsun diye vermek, nesnel olarak ulke cikarina uyacak bir karar degildir. Bize soykirimci diyen, Azeri topragini isgal eden Ermeniyle anlasmak, Azerbaycan'i bir kenara itiyorsak, adil degildir. Askerimizi olduren tetoriste gel seni affedelim demek adil degildir.
Bir karar millidir diye adil olmasa bile dis politikada uygulanabilir mi? Bu ikisini bir siraya koymak gerekirse ben once adil sonra milli bir Turkiye'yi tercih ederim. Ermenistan da muhtemelen milli duygularla Turk'un dagi Agri'yi cesitli bayraklarina koyuyor, Agri uzerinde hak iddia ediyor. Ama bu yaklasim nesnel olmadigindan yanlistir, cunku orasi savasla kazandigimiz Turk topragidir. Ulkenin icinde adalet guclu olsun diye kivranirken disinda adil olmasa bile milli dis politika kabul edilebilir mi? Bu iki yuzluluk olmaz mi? Akepe adi gibi adil olsa ne icerdeki aydinlari bir dakika orada tutardi ne de Ermenistan'a bu derece gozu kapali yaklasirdi.
Son olarak, dis iliskilerde duygular yoktur cikarlar vardir sozunu dis iliskilerde milli duygular yoktur milli cikarlar vardir diye soyleseler bu kabul edilir bir hal almaz mi? Denilebilir ki milli duygularla milli cikarlar celisir mi? Evet, gayet guzel celisebilir, cunku duygu nesnel degil, oznel bir kavramdir.
Nesnel bir bakis acisiyla bakildiginda ulkenin cikarlari neyi gerektiriyorsa adalet sinirlari dahilinde o yapilir. Adaletle cikarin casittigi yerde bence adil olanin secilmesi en dogrusudur. Cunku inaniyorum ki adil olan her zaman haklidir ve kazanacaktir.
Bugun Turkiye dis politikasi ne adildir, ne ulkenin nesnel cikarlarina uygundur, ne de millidir. Sanirim bu forumdaki bir cok insanin bulustugu ortak payda bu.

Saygilar Ram
BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR
Kullanıcı küçük betizi
recepkuyubasi
Üye
Üye
 
İletiler: 37
Kayıt: Cum May 22, 2009 22:26

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen Ram » Prş Eki 22, 2009 14:12

Offtopic :
recepkuyubasi yazdı:Doga bilimleri (olumlu bilim, sanirim "positive science" kelimesinden yapilma cok kotu bir ceviri, lutfen bunu kullanmayin) ile sosyal bilimleri bir tutmuyorum, cunku ben sosyal bilim dediginiz seyin bilim olduguna inanmiyorum, bir nedeni de senin de acikca belirttigin gibi bizzat konunun icinde duygularin var olmasidir.


Mükemmel bilimsel bir yaklaşım. "Çeviri kötü kullanmayın / zaten sosyâl bilime inanmıyorum"

E o zaman neyi tartışıyoruz da, ne diye bu kadar uzun yazıyorsunuz¿? Savınızı inancınızla kanıtlamaya çalışmanız başka bir harikalık.

"Olumlu" sözcüğü, "müsbet" sözcüğünün daha Türkçeleştirilmiş halidir.

    Müsbet anlamı:

    * İsbât olunan. Delilli. Açık ve sabit olan.
    * Menfinin zıddı. Pozitif, olumlu.
    * Yazılıp kaydedilmiş. Tesbit edilmiş olan.

    Osmanlıca Lûgatı

Bu sözcüğü beğenmediyseniz, yeni sözcüklere açığız.

Sosyal bilimler dedigin aktivitede hic birseyin belirli stantartlara gore olcumu, hesabi mumkun degildir. Birisinin tum kanitlariyla ak dedigine oburu yine tum kanitlariyla kara diyebilir. Sosyal bilimler dedigin aktivite iyidir, uzerinde calisilmasi gerekir ve arastirmalarin yapilmasi gereklidir, uygulamalari cok fazladir. Ama bilim degildir, tipki felsefe gibi. En azindan bu haliyle.


Bilimin tanımı size bırakırsak kesinlikle haklısınız; ancak bu standartlık(ölçünlük), tekdüzelik olur ki bilimin kapsamlığına aykırıdır. "Cumhuriyet, 29 Ekim 1923 tarihinde resmen ilân edilmiştir" tarih verisine, tüm kanıtlarınızla karşı çıkabilir misiniz¿? Sosyâl bilim denilen, olumlu-müsbet-positive bilimden yararlanır; tarihî verilerde, coğrafyada, sayımlamalarda birçok sosyâl bilim dalının kendi içindeki konularında bu açıkça görülür. Herhalde bu yüzden bilim saymıyorsunuz; bu da bir görüştür.

Duygusal zeka ya da akilci zeka diye birsey yoktur. Zeka aklin pratik kullanimidir. Akli olmayanin zekasi da olmaz. Cok "duygusal zeki" ogrencilerim var diyen bir ogretmen ben hic gormedim.


Mükemmel bilimsel bir yaklaşım daha... Ben dedim oldu. Ayrıca akıl değil akılcı yazıyor. Siz "çok 'akılcı zekî' öğrencilerim var" diyen bir öğretmen duyduysanız bunu bilemem ama, burada sözü edilen, bir bütün olarak alınan zekâyı oluşturan parçalar ve bunlara verilen adlardır (akıl sözcüğü aynı zamanda zekâ anlamında da kullanılabilir: Bu durumda, aklı olmayanın zekâsı olmaz cümlesini, zekâsı olmayanın zekâsı olmaz diye mi almak gerekir¿?). Ayrıca (muhtemelen)sandığınız gibi yalnızca akılcı zekâ değil, duygusal zekâ da -bilimdeki deney-gözlem göz önünde bulundurulursa- olumlu-müsbet-positive bilmin içindedir; esasen bu ikisi bir bütün olarak zekânın ayrılmaz parçalarıdır. Dişli ve iri bir köpek size saldırırsa, ben bundan hızla kaçabilir miyim diye ya da bunu alt edebilir miyim diye sormazsınız; duygusal zekânız sayesinde beyniniz size çok hızlı kaçmanızı veya köpeği korkutacak bir taş atmanızı emreder -ki bu insanın doğal gözleminden kaynaklanan bir sonuçtur. Sömürgeci saldırdığında, ağını ördüğünde, oyununu oynadığında, ben bununla oturup anlaşabilir miyim ya da bununla konuşup kararından vaz geçirebilir miyim diye sormazsınız. Gücünüz bellidir, saldıranın gücü de neden saldırdığı da açıktır, bir biçimde karşı koymaya çalışmazsanız sonuç zararınıza olur.


Degismez kutsal bir kitabi olan bir din bile her bireyin kendine has yorumuna aciksa (ki ben buna katiliyorum), millilik denen ne tek bir kitabi ne de tek bir uygulama tarzi olmayan kavram nasil olurda tek basina dis politikanin tepesine oturtulabilir. O zaman her gelen yaptigini milli duygularla yaptim der, kurtulur. Reco'da eski milli goruscu degil mi? Adalet ve nesnellik goreceli kavramlar degildir.


Yoruma açık olması, yapılanın doğruluğunu-yanlışlığını göstermez. İslâm dinini ele alırsak, yapılan doğru mu, yanlış mı diye Kur'an'a bakılır. Burada da Kur'an dili ve üslûbundan kaynaklanan güvensizlikler yüzünden -bilim olarak kabûl etmediğin- sosyâl bir bilim dalı olan dilcilik işin içine girer ve Kureyş Arapçası'ndan günümüz Türkçesine tüm sözcüklerin değişik anlamlarıyla çeşitli çeviriler yapılır ve ilgili konunun bütünüğüne bakılarak âyet ve sureler incelenir. Bunun dışında kutsal kitaba has üslûp nedeniyle İslâm bilginlerine de başvurlur teoloji ve İslâm felsefesi burada devreye girer.

"İşin içinde duygu olursa doğru-yanlış sorgulanmaz" gibi bir görüş belirttiğimi zannetmiyorum.

Millîlik ise tanımı oldukça açık olan millî olma durumudur. Yani yine doğru ve yanlışa bakılır. Vatanı satan biri bunu millîlik adına yaptığını öne sürerse bu elbette yanlış olur. Peki tartıştığımız neydi¿? Millî çıkarlar. Millî çıkarları yalnızca iktisâdi ve askerî olarak değerlendirilim, yine siyasetin içinde kalır. Jeopolitik, jeo-stratejiyi, jeo-ekonomiyi, jeo-kültürü içinde barındırır. Bunlar, uzun-orta-kısa vadede değerlendirilir, eğer aralarında herhangi bir çatışma ya da karşıtlık varsa, hangisi ya da hangileri ülkemizin çıkarları yani millî çıkarlar için önemliyse öne çıkarılacak olan da odur. Bilmem anlatabiliyor muyum¿?

İm (Kod): Tümünü seç
Esasinda yazdigin bu uzun cumlen de pek anlasilir gibi degil. Ben duygusuz hersey bilimdir demiyorum, bilimde duygulara yer yoktur diyorum.


Bu tartışmayı iletinin başında bitirmiştin. Bu nedenle senin için bilim olmayan sosyâl bilim teranelerini daha fazla sıralamayacağım.

Cümleyi ise senden alıntıladığım yere bir daha bakarak okuyabilirsin.

Dis politika konusunda hicbir zaman duygusal olunmamali. Sartlar ne olursa olsun. Ataturk dis politikada duygulariyla mi hareket ediyordu?


Elbette duygularıyla hareket ediyordu. Dünyanın gördüğü en duygusal liderlerden biridir. Yurt sevgisi, Halk sevgisi, Mazlum Milletler sevgisi, doğa sevgisi, Kapitâlizm ve Emperalizm düşmanlığı gibileri birer büyük duygudur ve Gazi'nin duyguları içinde birkaçıdır. Bu aşktır. Gerçekçi, ölçülü, diplomatik, stratejik, adil, hesapçı, akılcı tutum, yaklaşım ve koyulduğu çalışmalardaki başarım ise bu aşkın yönlendirmesiyle ortaya çıkan şevkin, istencin ve sebatın ürünüdür.


Bir karar millidir diye adil olmasa bile dis politikada uygulanabilir mi? Bu ikisini bir siraya koymak gerekirse ben once adil sonra milli bir Turkiye'yi tercih ederim. Ermenistan da muhtemelen milli duygularla Turk'un dagi Agri'yi cesitli bayraklarina koyuyor, Agri uzerinde hak iddia ediyor. Ama bu yaklasim nesnel olmadigindan yanlistir, cunku orasi savasla kazandigimiz Turk topragidir. Ulkenin icinde adalet guclu olsun diye kivranirken disinda adil olmasa bile milli dis politika kabul edilebilir mi? Bu iki yuzluluk olmaz mi?


Kutlarım. Çünkü bu da bir yerde duygusal bir yaklaşımdır. Burada, adalet duygusu, millî duyguyla çeliştiği yerde öne çıkmaktadır. Ayrıca Ermenistan'ın yaklaşımı örneğinde, bizde de millî duygu öne çıkar. Yani görünürde iki taraf vardır ve haklı-haksız ayrımı yapılmalıdır. Yine belirtmeliyim ki "işin içinde duygu olursa haklı-haksız sorgulanmaz" gibi bir görüşü savunmadım.


Akepe adi gibi adil olsa ne icerdeki aydinlari bir dakika orada tutardi ne de Ermenistan'a bu derece gozu kapali yaklasirdi.


Ne de köklü bağlarımız olan Azerbaycan devleti ve halkını küçük düşürecek, saygısız ve gayrı millî bir dış politika izlemezdi. Tartışmanın ana konusu neydi¿? Sanırım buydu. Doğru ve yanlışı, haklı ve haksızı ayırmayı ise size bırakıyorum.



Son olarak, dis iliskilerde duygular yoktur cikarlar vardir sozunu dis iliskilerde milli duygular yoktur milli cikarlar vardir diye soyleseler bu kabul edilir bir hal almaz mi?


Almaz. Biz Gâzi'nin izinden gidiyorsak bu bir öğretisel duygudandır -ki bu duygunun kaynaığı öğretinin dayandığı yer Millî Mücadele'dir, Vatan ve Hürriyet aşkıdır; adelet, eşitlik, millîlik, dolayısıyla bağımsızlık gibi kavramlar(duygular da denilebilir) temeldir. Millî çıkarımıza aykırı olan millî duygu varsa, ya millî çıkarımız -senin tabirinle- nesnel verilere dayanmamaktadır, ya millî duygu nesnel verilere dayanmamaktadır. Meselâ bir kişi Türk-İslâm ülküsü adında bir öğretinin peşinden gidebilir. Sorulması gerekenler şu gibi sorulardır: Bu öğreti bizim millî yani toplumsal/ulusal öğretimiz -tarihin herhangi bir döneminde- olmuş mudur, olabilecek ölçüde midir; bizi toplum olarak ileriye götürecek gizil güce sahip midir, kapsayıcı mıdır; bu öğretinin temeli atanlar neyi savunup neyi savunmamaktadır; bu öğreti binlerce yıllık külütürümüzle çelişki içinde midir; bu öğretinin peşinden giden bireylerin yetkinliği ve yeterliği ne kadardır¿?


Denilebilir ki milli duygularla milli cikarlar celisir mi? Evet, gayet guzel celisebilir, cunku duygu nesnel degil, oznel bir kavramdir. Nesnel bir bakis acisiyla bakildiginda ulkenin cikarlari neyi gerektiriyorsa adalet sinirlari dahilinde o yapilir. Adaletle cikarin casittigi yerde bence adil olanin secilmesi en dogrusudur. Cunku inaniyorum ki adil olan her zaman haklidir ve kazanacaktir.


Bunu yukarıda açıkladım; doğruyla yanlışın kesişmesi olağan dışı bir çelişki değildir. Bana göre asıl çelişki, çoğu koşulda iki eşit olanın birbiriyle catışmasıdır. Adalet sınırını aşanlar en nesnel olanlardır da diyebiliriz; öyleyse bir duygu olan adaleti sağlamak gerekir.

Görüşlerim bunlardır; sevgiler ve saygılar...


Dipçe: Konu dışı tartışma devam ederse yeni bir başlığa taşınacaktır.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen Türk-Kan » Prş Eki 22, 2009 15:09

Resim

ABD'YE MÜZİK, BAKÜ'YE BAYRAK NOTA'SI

BURSA’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçında, bayraklarının stada alınmamasına ve vatandaşların ellerindekilerinin de üzerinde “wc bay bayan” yazılı kutulara atılmasına tepki gösteren Azerbaycan’ın ülkesindeki Türk bayraklarını gönderden indirmesi kriz çıkardı.

Azerbaycan’a şahin kesildiler

TÜRK bayraklarını indiren Azerbaycan’a nota veren iktidar, Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçiren ABD’ye ses çıkaramamış, nota verilmesini isteyen muhalefete de “Ne notası veriyorsun, müzik notası mı?” diyerek alaycı bir üslûpla cevap vermişti.

ABD’ye müzik, Bakü’ye bayrak notası

Türk askerinin başına Irak’ta çuval geçiren ABD’ye nota verilmesini isteyenleri azarlayan Başbakan, Azerbaycan’a şahin kesildi

Haber: Önsel ÜNAL

Azerbaycan ile Türkiye arasındaki bayrak krizi büyüyor. 2003 yılında Irak’ta ABD askerlerince Mehmetçiğin başına çuval geçirilmesine seyirci kalan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gücü Azerbaycan’a yetti. Türkiye, Bakü’de Türk bayraklarının indirilmesiyle ilgili Azerbaycan’a bayrak notası verdi.

Artık dalgalanmıyor

Türkiye-Ermenistan milli maçına Azerbaycan bayrağına reva görülen hakaretin ardından, Azerbaycan’daki Türk Şehitliği, Türk okulları ve çeşitli Türk kurum ve kuruluş binaları önündeki bayraklar kaldırıldı. Azeri yetkililer, bayrakla ilgili yasa uyarınca yabancı ülkelerin bayraklarının sadece belirli yerlerde asılabildiğini ifade etti.

Camiler de kapatıldı

Türk Büyükelçiliği’ne ait Din Müşavirliği binası önündeki Türk bayrağının. Bakü Valiliği (İcra hakimiyeti) yetkilileri tarafından indirildiği belirtildi. Din Hizmetleri Müşaviri Muzaffer Şahin, gelişme ile ilgili Türkiye Büyükelçiliği’ni haberdar ettiklerini bildirdi.

Öte yandan, Bakü’deki Şehitlik Camii’nden sonra, Abşeron bölgesindeki Türkiye Diyanet Vakfı’na ait Mehtabat Camii’ni de ibadete kapattı. Cami imamı İsmail Süleymanova, geçen yıl onarılan caminin 17 Ekim’de restorasyon gerekçesiyle kapatıldığını söyledi. Azerbaycan, Şehitlik Meydanı’ndaki Diyanet’e ait Şehitlik Camii’ni de geçen Nisan’dan bu yana kapalı tutuyor. Bu olayların ardından Ankara, Türk bayraklarının indirilmesiyle ilgili olarak Azerbaycan’a nota verdi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Eşhan Poluhov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nce sunulan notaya yanıt hazırladıklarını söyledi. Ermenistan’la protokollerin imzalanmasının ardından da iki ülke arasında gerilim yaşanmıştı.

Bu sözler unutulmadı

Hatırlanacağı gibi, çuval krizinin sürdüğü saatlerde açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, ABD’ye protesto notası verilip verilmediği sorusu üzerine ilginç bir benzetme yapmıştı: “Nota dediğiniz konu müzik notası değildir. Aklınıza esince nota verilmez.”

    * Bursa’da Azerbaycan bayrağının WC bay-bayan yazılı kutulara atılmasına seyirci kalan Türkiye, Bakü’deki şehitlikten Türk bayraklarının kaldırılmasına tepki gösterdi.

    * 2003’te, Süleymaniye kentinde 11 Türk askeri, ABD askerlerince gözaltına alınmış ve başlarına çuval geçirilmişti.

Skandal görüntüler kriz yarattı

Türkiye ile Ermenistan arasında Bursa’da oynanan milli maçta Azerbaycan bayraklarının WC bay-bayan yazılı kutulara atılması Azerbaycan’da tepki yaratmıştı.

Hâlâ özür dilenmedi

AKP iktidarı, Bursa’da oynanan maçta Azerbaycan bayrağına reva görülen muameleden dolayı Bakü’den özür dileme ihtiyacı hissetmedi

Türkiye-Ermenistan maçında Bursa’da oynanan milli maçın ardından Türkiye ile Azerbaycan arasında ortaka çıkan kriz derinleşiyor. Azerbaycan bayraklarının WC bay-bayan yazılı kutulara atılmasına ses çıkarmayan AKP hükümetinin, skandalın telafisi için henüz özür dilemezken, iki ülke arasındaki ipler geriliyor. Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdulah Gül, dün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir telefon görüşmesi yaptı. Uzun ve kapsamlı telefon görüşmesinde, “zorlu bir süreçten geçerken ortaya çıkan bazı duygusal tepkilerin yol açtığı yanlış anlama ve algıların giderildiği” kaydedildi.

Davutoğlu Bakü yolcusu

Öte yandan, Ermenistan’la imzalanan protokol nedeniyle iyice gerilen Türkiye-Azerbaycan ilişkileri sonrası Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün Bakü’ye gidiyor. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Toplantısına katılmak üzere Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gidecek olan Davutoğlu’nun bu çerçevede, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile de görüşmesinin öngörüldüğü bildirildi.


YENİÇAĞ
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Bakü'deki anıtta Türk bayrakları indirildi

İletigönderen bezgin » Prş Eki 22, 2009 15:16

Davut Yildizi yazdı:Bizim icin Azerbaycan'in toprak bütünlügü, Türkiye'nin toprak bütünlügü kadar kutsaldir.


Madem öyle Sayin Davut Yildizi, Azeriler endiselenmekte cok hakli. :shock:
Nedense bu bana Amerika Disisleri Bakanlari'nin her sene yaptigi "toprak bütünlügüne saygiliyiz" aciklamasini hatirlatti.

Davut Yildizi yazdı:Sehitlikten bayraklarin inmesi kendi tercihleridir.


Senin Gestapo polisin gecen hafta bayraklari cöpe atmamis miydi? Hafizamiz zayif, ama bir hafta öncesini hatirlayabiliyoruz Allah'tan.

Anlasildi bu serefsizleri yargilayip, cezalarini vermek yetmeyecek, yedi sülalelerini ruhsal tedaviye almamiz gerekecek.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x