10 Yıl Önce Bugün...

10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Eki 21, 2009 20:42

10 Yıl Önce Bugün...

Sonbahar hüzündür... Sonbahar İspanyol şair Rafael Alberti’nin başkaldıran yılmaz rüzgârıdır...

Sonbahar, tramvayın balkonundan koparılmış bir çiçek, üstünde yer adları yazılı bir yaprak.

Ay tutulması aklını karıştırır çiçeklerin... Kuşların uçmasını hızlandırır...

Alberti şöyle seslenir, bir sonbahar sabahında:

“Ne gül yanar gövdende, ne ölü karanfiller

çağdaş bir menekşedir içindeki, birinin cebinde

yolculuk eden kitaptan çıkagelmiştir.”


Bugün Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm yıldönümü...

Serin bir Ankara sabahında aracına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmişti on yıl önce.

Ben yazımı yazdığım saatlerde Silivri’de Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan’ın çapraz sorgusu sürüyordu.

Arslan, önceki gün verdiği ifadede, Cumhuriyet’i bombalama nedenini şöyle anlatmıştı:

“Emir Allah’tan geldi... Turhan Selçuk’un başörtülü domuz karikatürüne kızdığım için bombaladım!”

Malum dinci ve tetikçi gazete Ahmet Taner Kışlalı’yı hedef göstermişti, tıpkı Danıştay üyelerinin fotoğraflarına çarpı işareti koyduğu gibi.

Kışlalı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine inanmış, Atatürk ilkelerini özümsemiş bir bilim insanı, siyasetçi ve yazardı.

Yazılarında, konferanslarında terörle savaşımın salt silahla olmayacağını, ekenomik, sosyal, kültürel alanlarda eşzamanlı adımlar atılmasını öngören bir insandı Kışlalı.

Bir yazısında aynen şöyle diyordu:

“Sadece silahlı mücadele, baskı ve yasaklarla gidilirse, sorun daha da derinleşir, şiddet taban bulur ve böylece geçerlilik kazanmaya başlar.”

Kışlalı 1995 yılında Kürt sorununa böyle yaklaşıyordu.

***

Ahmet Taner Kışları suikastı, adı duyulan duyulmayan dinci terör örgütleriyle bağlantılı bulundu, tıpkı Uğur Mumcu cinayetinde olduğu gibi tetikçiler yakalanıp yargılandı.

Suikastın hemen ardından, bombalanan aracının jandarma tarafından yıkanması, kanıt oluşturabilecek olay yerinin süpürülmesi kafamdaki kuşkuları arttırdı benim.

Uğur Mumcu suikastında da aynı durum yaşanmış, kanıtlar ortadan kaldırılmıştı.

Kışlalı da Uğur gibi gardırop Atatürkçüsü değildi...

Yazılarında, konferanslarında ve derslerinde felsefenin ortaya çıkışından, siyaset bilimine, toplumların sınıfsal bölünmelerinin tek başına olmayacağını anlatırdı.

Salt Atatürkçülüğü değil, sosyalizmi de bilir, askeri darbelere, yasaklara karşı tavır alırdı.

Demokratik siyaset alanının genişletilmesinden, farklı ideolojilerin tartışılmasından yanaydı.

Dinsel ve etnik siyasete karşı çıkardı...

Ahmet Taner Kışlalı için, demokrasi bir yaşam biçimiydi ve özgürlükleri savunurdu.

YÖK’ü eleştirirdi!

Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı suikastı kanımca derinliğine araştırılmadı ve ihale adı sanı belli olmayan dinci örgütlere kaldı.

Yani büyük patron, devlet içindeki derin ilişkiler göz ardı edildi.

Kışlalı’nın, demokratik cumhuriyet anlayışı tüm yurttaşların hangi etnik, dinsel, mezhepsel kökenden gelirlerse gelsinler anayasa karşısında eşit oldukları yolundaydı.

***

10 yıl önce bugün yitirdik Ahmet Taner Kışlalı’yı...

Atatürk’ün ulus modelinin ırk ya da etnik temele dayanmadığını anlatan yazıları, kitapları ve konferansları...

Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrencilerle olan ilişkileri, farklı ideolojilere olan yaklaşımı, bunu tartışması.

Demokrasiyi özümseyen, özgürlüklerin genişletilmesini isteyen yaklaşımı.

Peki neden öldürüldü Ahmet Taner Kışlalı? Olay yerindeki kanıtlar niçin aceleyle süpürüldü, aracı yıkandı?

Aradan 10 yıl geçti ama hâlâ bu suikast aydınlanmadı bana göre!

Rafael Alberti’nin dizelerinde bir sonbahar hüznü yaşıyorum.

Yitip gitmiş evrenin içinde onurlu bir yaşam. Denizlerin iç çekişleri gibi ölüm durakları.

Ve geçen yıllar!..

Bir yiğit insandı Kışlalı!

hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr


Hikmet ÇETİNKAYA, 21 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: 10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen Mustafa Recep » Çrş Eki 21, 2009 20:59

Vural Savaş onun için ''tanıdığım en demokrat insandı'' der.

Hocamızı saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.

Uğrunda savaştığı değerler bizim de değerlerimizdir, belki bizlerde kahpece katledileceğiz ancak ölmek var dönmek yok.
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: 10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen arazi » Prş Eki 22, 2009 1:02

kışlalı benim için "aydnlık" ın diğer adıdır...onun kadar, insanın zihnini aydınlatan başka birisi varmıdır bilmiyorum...

farkındamısınız kimseyi bırakmadılar?

hepsini öldürdüler...ve biz bu günlere geldik...

ve bugün, onlar demokrat biz faşist...
Kullanıcı küçük betizi
arazi
Üye
Üye
 
İletiler: 28
Kayıt: Sal Ağu 18, 2009 23:31

Re: 10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen kaanka68 » Prş Eki 22, 2009 9:13

UNUTMAYACAĞIZ!

Resim
Ahmet Taner Kışlalı (10 Temmuz 1939 - 21 Ekim 1999)

“Dinciler, Kürtçüler ve "yeni mandacılar" numaracı cumhuriyetçiler,
"Atatürk'ü yıkmak"tan söz ediyorlar... Kimi aymazlar da "Atatürk'ü
aşmak"tan...

Aşmak için, önce ulaşmak gerekir.

Ulaşabildiler mi ki, aşacaklar?!”


Cumhuriyet – Ekim 1995



“Anayasadaki "Yüce Türk milleti önünde ant içerim ki ..." diye başlayan milletvekili andı üzerinde tartışmalar oluyor. Hükümet ortakları bile, "oradaki Türk sözcüğünü kaldıralım mı, kaldırmayalım mı" kavgası içindeler.
Kafatasçılığın sonu yok.
Onu değiştirip "Yüce millet önünde..." deseniz, bu kez de sıraya, "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım..." da değişmeli tartışması gelecek. “


Cumhuriyet – Ekim 1992



“Artık yabancılar Türkiye'de yabancılık çekmeyebilirler; ama Türk insanı Türkiye'de yabancılık çekmeye başladı...

Aşağılık duygusunun ürünü bir "yaranma içgüdüsü" bizi Batı'ya yaklaştırmıyor, uzaklaştırıyor...

Tıpkı, "Tanrı uludur, Tanrı'dan başka yoktur tapacak!" tümceleri ile sabah uykumun arasında bana bir başka huzur veren müezzin sesinin yerini, hoparlörlerden gümbür gümbür yayılan Arapça tümceler alınca, Tanrı'ya daha yaklaşacağımıza uzaklaştığımız gibi...”


Cumhuriyet – Kasım 1992
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: 10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen bezgin » Prş Eki 22, 2009 19:54

İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: 10 Yıl Önce Bugün...

İletigönderen yigitler » Prş Eki 22, 2009 20:07

Ahmet Taner Kislali'yi rahmet ve saygiyla aniyorum. Duzgun, onurlu ve ter temiz bir adamdi. Ama e yazik ki o Vakit Gazetesi'nin serefsiz yaratiklari hala sokaklarda dolasabiliyorlar, Ahmet Taner Kislali bu kopeklerin yuzunden oldu.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x