14 Temmuz Kerkük Katliamı - 1959

Tarihî belgeler, resimler, belgeseller, sesli ve görüntülü içerikleri, bu bölümde paylaşabilirsiniz.

14 Temmuz Kerkük Katliamı - 1959

İletigönderen Ram » Çrş Şub 18, 2009 23:30

    [quote="Ram"][/quote]

14 TEMMUZ 1959 KERKÜK KATLİAMI

"Kerkük katliamının 48. yıldönümü"

Irak Türkmenlerinin Kerkük'te uğradıkları en büyük katliamın 48. yıldönümüdür. Bu tarih, katliamlar zincirinde en önemli halka olduğu için unutulmaz ve bütün şehitler her yıl o gün saygıyla ve minnetle anılır..

























Türkmenler kadar; tarihte hiçbir millet yoktur ki neredeyse her şehri bir katliamla anılmasın... Tarihte hiçbir millet yoktur ki yıllar itibariyle bakıldığında, sistematik olarak katledilmesin... Tarihte hiçbir millet yoktur ki soykırıma ve asimilasyona bu kadar maruz kalmasın..

Osmanlının uzantısı, Türkiye'nin devamı bir coğrafyada yaşayan bu insanların tek suçları Türk asıllı olmalarıdır. Irak'taki hemen hemen bütün yönetimlerin, Türkiye'ye olan hırslarını ve hınçlarını Türkmenlerden çıkardıklarını söylemek yalan ve yanlış olmaz.. Buna karşın bu milletin, Türklüklerini korumak için verdiği mücadele çoğu zaman fark edilmemiştir...

Türkmenlerin katline, 1920'de Irak'ın Osmanlıdan kopup İngiliz denetimine geçmesiyle birlikte başlanmıştır.. Bundan sonra da Türkmenler, 85 yıl süreyle, Irak'ta hangi rejim ve kim gelirse gelsin, bu makus talihi yenememişlerdir.

İngiliz mandasındaki "İdare"den Krallığa; Krallıktan Cumhuriyete; Cumhuriyetten Diktatörlüğe; ezilen ve yok edilmek istenen tek millet, Türkmenler olmuştur. Çok sayıda münferit katliam vardır... Ancak kitlesel katliamları unutmak mümkün değildir. Bu nedenle Türkmenlerin katliamı ve toplu idamları sırayla; 1920, 1924, 1946, 1959, 1979, 1980, 1991, 1996 yıllarında ve hatta Irak'ın işgalinden sonra da sürmüştür.. Ama Irak Türkleri, bunların içinde 1959 ve 1980'i hiç unutamazlar… Ve bütün şehitlerini de 1959'daki Kerkük katliamının yıldönümünde anarlar..

Irak Türkleri, tarihlerinin en büyük ve en korkunç katliamını, 14 Temmuz 1959'da yaşadılar. Irak'ta Tümgeneral Abdülkerim Kasım, Kraliyeti devirmiş ve Cumhuriyet ilan edilmiştir. Irak'ta bu ihtilal, 30 yıldan beri zulüm altında yaşayan Irak Türkleri için bir umut olmuştur. Cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde, bu coşkuyu yaşamak onların da hakkıdır. Ne yazık ki bu sevinç ve ümit çok geçmeden yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakır. Irak Türklerine bu yıldönümü şenlikleri zehir olur. Bir kalleş baskının kurbanı olurlar...

Katliam öncesinde, Irak Türklerinin önde gelenleri tutuklanarak, tecrit kamplarına gönderilirler… Bu yetmiyormuş gibi, 14 Temmuz 1959 günü saat 17:00 civarında, gözü dönmüş caniler, şenliğin birinci yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Türkmen halkına saldırırlar. İlk şehit Osman Hıdır olur. Daha sonra konan sokağa çıkma yasağı da sadece Türkmenlere uygulanır. Bu vahşet 3 gün 3 gece sürer. Kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden yüzlerce kişi boğazlanır, iplerle caddelerde sürüklenerek katledilir... Çok daha fazlası da yaralanır, sakat kalır. Cana kast edenler, mala da göz dikmişlerdir… Bu süreçte, Türkmenlere ait işyerleri ve mağazalar da yağmalanır...

Bağdat'taki rejim ise bütün bu olup bitenleri görmezden geldiği gibi Türkiye'den de ses çıkmaz... Üstelik, Kerkük'te yaşanan insanlık tarihinin en acımasız vahşeti, Türk kamuoyundan da gizlenir... Bu tutum, Irak Türkleri için karşılaştıkları katliamlardan daha acı ve daha hazin olmuştur. 1959 Kerkük katliamı, bugün dahi Türkiye’de esefle hatırlanmaktadır.

Sonraki yıllarda, soykırımın aktörleri değişecek ama Türkmeneli yöresi ve Türkmenler için akıbet değişmeyecektir. 1968'de Baas partisi iktidara gelecek ve Türkmenler bu kez Irak'ın işgaline kadar Saddam Hüseyin'in korkusuyla yaşayacaklardır.

Saddam döneminin katliamları da saymakla bitmez... Ancak, 16 Ocak 1980 tarihinde, 4 Türkmen liderin (Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doç. Dr. Necdet Koçak ve İşadamı Adil Şerif ile zindana atılan ve bir daha izine rastlanamayan Dr. Rıza Demirci) idamları da asla unutulmaz... Bu bir dönüm veya kırılma noktası olmuştur. Bu katliamda, Türkmen - Türkiye ilişkilerinde tedavisi uzun yıllar alacak bir yara açmıştır. Bu tarihte Türkmenler, ilk kez Türkiye' den umutlarını kesmişler ve bir sahipsizlik duygusuna kapılmışlardır…

İsimlerini saymakla bitmeyen şehitlerimiz vardır... Katliamlara ise tarihi bir perspektiften bakacak olursak şöyle sıralanabilir:

01- Kaçakaç Katliamı, Telafer - 1920
02- Levi Katliamı, Kerkük -1924
03- Gavurbağı Katliamı, Kerkük - 1946
04- Kerkük katliamı, 14-17 Temmuz 1959
05- Tazehurmatu Katliamı-1, 1979
06- Türkmen Liderlerin Katliamı, 16 Ocak 1980
07- Tazehurmatu Katliamı-2, 25 Mart 1991
08- Altunköprü Katliamı 28 Mart 1991
09- Erbil Katliamı, 31 Ağustos 1996
10- Tuzhurmatu Katliamı 22 Ağustos 2003
11- Telafer katliamı-1, 09 Eylül 2004
12- Telafer Katliamı-2, 21.02.2005
13- Musul katliamı, 24 Eylül 2005
14- Yengice Katliamı, 10 Mart 2006
15- Karatepe Katliamı, 04 Haziran 2006
16- Kerkük Terör Katliamı, 13 Haziran 2006


ABD ve koalisyon güçlerinin işgali altındaki topraklarda saldırılar hız kesmemiş, üstüne üstlük toplu katliamların yanında münferit cinayetler işlenmeye devam etmiştir. Saldırılar bu kez, ITC mensuplarına ve Türkmen kanaat önderlerine yönelmiştir. Bu dönemde işlenen münferit cinayetlerde; suikastlar ve yargısız infazlar ile trafik kazaları gibi şüpheli ölümler dikkati çekmektedir.

Bunlar arasında; M.Kemal Yayçılı (1 Mayıs 2004), Dr. Ferik Sait Efendi, İhsan Abdullah Efendi, Ahmet Arafat ve Azad Erbilli (23 Nisan 2004), İsmail Tuzlu, Yaşar Cengiz (8 Ocak 2005), Sabah Ketene (22 Nisan 2006) sayılabilir..

Bütün bunlar göstermektedir ki Türkmenler, Irak'ta sürekli baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Nihai hedef, Türkmenleri yok etmek, yok edilemeseler bile, Türkiye'den, Türk milletinden ve hatta Türk dünyasından koparmaktır.

Şehitlerimiz

1- Ata Hayrullah- Albay
2-İhsan Hayrullah- Yarbay Doktor
3-Salahattin Avcı - İş adamı
4-Mehmet Avcı .... Memur
5-Nihat Fuat Muhtar. Öğretmen
6-Cihat Fuat Muhtar.. Öğrenci
7-Emel Fuat Muhtar .. Öğrenci 12 yaşında
8-Kasım Neftçi .. Arazi Sahibi
9-Ali Neftçi .. Serbest Meslek
10- Osman Hıdır .. Kahve Sahibi
11-Cahit Fahrettin ..Öğrenci
12- Zuhur İzzet Casim Çaycı..Kahve Sahibi
13-Şakır Zeynel .. Kahve Sahibi
14-Gani Nakib ..Memur
15- Kemal Abdul Samet ..Mühendis
16-Fatih Yunus Ali..Teknisyen
17-Cuma Kamber ..Teknisyen
18-Enver Abbas ..Öğrenci
19-Kazım Abbas Bektaş ..Öğrenci
20- Hacı Necmettin Abdullah .Serbest Meslek
21-Hasib Ali ..İşçi
22-Nurettin Aziz .. İşçi
23- İbrahim Ramazan ...Tamirci
24-Abdul Halik İsmail ...Öğrenci
25- Abdullah Ali Bayatlı..Teknisyen
26-Salahattin Kayacı..İşçi
27- Abbas Kadir ...Öğrenci
28-Salahattin Köprülü ...Polis
29-İbrahim Hemze ...Kasap Kemal’in Annesi olarak tanılan yaşlı bir ev hanımı
30- Adil Abdülhamit .. Öğretmen
31-Abdullah Ahmet...İşçi
32-Habib Ali ..
33- Abdul Gani Seyit Mehmet..
34- Sadık Kaleli...
35-Halil Şakır ...Serbest İş
36-Salah Terzi ..Serbest İş.


Cmt Tem 14, 2007
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Ram » Çrş Şub 18, 2009 23:30

MedceziR yazdı:Ram, hatırlattığın için sağol. Allah rahmet eylesin..


|Cansu| yazdı:Allah rahmet etsin yazık bu insanlara ya :cry: :cry: paylaşımın için saol


|Kuralsız| yazdı:Şehitlerimizin Ruhları Şad olsun...

12 Eylül 1980'de Türkiye'de malum İhtilal yapılmasaydı ırak'ta Türkmeneli Cumhuriyeti kurulmuş olacaktı.Ve bugün Türkmenler kendi ordusuyla kendini müdafaa edebilecek güçte olacaktı.Ama malum sistem böyle işledi ve o mazlum halk yine Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten acizler tarafından kaderine terk edildi...

Ama dediler | Bir gece ansızın |


Ram, anlamlı paylaşım için tşk.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Çokluortam Paylaşımları - Tarih

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x