
Tarafın arka sayfasındaki standart sorulara her gün birbirinden ünlü kişiler, birbirinden ilginç cevaplar veriyor. Hiç düşündünüz mü aynı soruları gazetenin yayın yönetmeni cevaplasa nasıl bir tablo oluşurdu?
Velev ki...
Ahmet Altan
1. En sevdiğiniz kelime?
Para!
2. Nefret ettiğiniz kelime?
Namus...
3. Ne sizi heyecanlandırır?
Yaşlı kadınlar...
4. Heyecanınızı ne öldürür?
İnançlı insanların tabuları, ahlak kuralları, sınırlar...
5. En sevdiğiniz ses nedir?
Diyarbakırda polislere sapanla bilye atan çocukların çıkardığı senfonik melodi(!) O ses sayısız yazıma ilham olmuştur!
6. Nefret ettiğiniz ses nedir?
Hani insanlar okul bahçelerinde, tören alanlarında vs. yan yana dizilip, hareketsiz halde, hep birden bağırıyorlar, o gürültüye hiç tahammülüm yok!
7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Askerlik tabii...
8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
Karda yürüyüp izimi belli etmemeye...
9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
Arabistanlı Lawrence! Yasemin de Mata Hari olsa; tarihe geçerdik!
10. Nerede yaşamak isterdiniz?
Tampon bölgede!
11. En önemli kusurunuz nedir?
Bir çift güzel kadın göğsünü vatana tercih ederim!
12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz nedir?
Cinayeti çekici buluyorum, günde 8-10 kişiyi öldürmek istediğim oluyor.
13. Kahramanınız kim?
Milwaukee canavarı! Hem romantik, hem cinayetin cazibesine karşı koyamıyor!
14. En çok kullandığınız küfür?
Hangisi daha tahrik edici olacaksa duruma göre değişir; bazen Türk, bazen milliyetçi...
15. Şu anki ruh haliniz?
Bozuk plak gibiyim! Evirip çevirip aynı yazıyı yazıyorum ama Kürtleri, solcuları, Alevileri ve dindarları birleştirip, büyük bir isyan organize edemedim...
16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Kardeşler birleşin, yaşasın ensest!
17. Mutluluk rüyanız nedir?
Herkesin haymatlos olduğu bir dünya!
18. Sizce mutluluğun tanımı?
Kadın, para, boğaz, rakı, balık...
19. Nasıl ölmek isterdiniz?
Gösterişli! Şöyle yarım saatte Hepimiz Ahmetiz organizesinin yapılabileceği biçimde!
20. Öldüğünüzde cennete giderseniz, Tanrının kapıda size ne söylemesini istersiniz?
Varlığına inanmıyorum ki ne isteyebilirim... Tabii eğer varsa; hurilerim burada buyur dese fena olmaz!..
Oğlunla gurur duy Taha!
Armut dibine düşer, kızıl elma olacak hali yoktu ya!
Türkiyenin resmi ideolojisinde devletin itibarı başka her şeyden kıymetlidir. Zaten vatandaş denen şey, varlığım Türk varlığına armağan olsun diye bağırta bağırta büyütülen bir aparattır. Arada biraz zayiat verilse ne olur?
Bu, kuşkusuz otoriter bir ideoloji. Allahtan giderek seyreliyor. Elbette bunda Türkiyenin vardığı demokrasi seviyesinin, küreselleşmenin, Avrupa Birliği standartlarının, kök salan liberal felsefenin büyük etkisi var. Ama iktidardaki AK Partinin zihinsel ve manevi dokusu da bu işte rol oynuyor. Çünkü bu partinin değerleri, sözünü ettiğim otoriter Cumhuriyet ideolojisine dayanmıyor.
Ben bu açıdan AK Partinin Türkiyeye önemli bir katkıda bulunduğunu, devlet fetişizmi ve Ulu Önder kültünden başka her şeye kapatılmış olan kamusal alana o çok ihtiyaç duyulan geleneksel değerleri kattığını düşünüyorum. Bunu en veciz şekliyle ifade eden Sayın Mehmet Ali Şahini de yürekten tebrik ederim.
* Mustafa Akyol / Star
***
Günün Sözü
Soru: Küresel ekonomik kriz Türkleri nasıl etkiliyor?
Yanıt: Dolar ve altına
yatırım yapanları teğet... Kömür ve nohuda yatırım yapanları delip geçerek...
* Haldun Ertem
***
Bu fotoğraf da mı sahte?
Geçtiğimiz günlerde 1983 yılında ANT tarafından yayımlanan ve Mehmet Ali Biranda yakışmayacak ifadelerledolu Ermeni Terörü adlı kitaptan bahsetmiştik. Hani işbirlikçi Ermeni çetecilerini, Türklere yaptıkları katliamları ve diplomatlarımıza dönük suikastleri anlatan kitap!
Birand, Yiğit Buluta yolladığı açıklamada, o kitabı ben yazmadım demiş. Ve ilanlar vermesine, hukuki haklarını kullanmasına rağmen de yazarı bulamadığını eklemiş.
Bu durumda ortada sahte bir Birand var diyor Bulut.
Madem ortada sahte bir Birand var, bir konuyu daha açığa kavuşturmak lazım. Şimdi biz iki de bir elleri kelepçeli, nitelikli dolandırıcılıktan sanık sandalyesine oturtulmuş bir Mehmet Ali Birand fotoğrafı yayımlıyoruz ya.
Acaba fotoğraftaki kişi gerçeği mi, sahtesi mi?
Malum photoshop denen bir teknoloji var?
Eğer Mehmet Ali Bey, TRTyi dolandırmaktan yargılanırken çekilen bu fotoğraftaki kişinin kimliği ile ilgili de bir açıklama yaparsa seve seve yayımlarız!
***
Üç Maymunu oynamıyorlar
Cannesdan En İyi Yönetmen ödülü ile dönen Nuri Bilge Ceylana Altın Portakalı yedirmemelerini Nobelli Orhan Pamuk abisinden öğrenip, Nası diyoo siz Turklaer diye konuşmaması, Fatih Akın gibi Ben askere maskere gitmem dememesi ne bağlamıştı Yılmaz Özdil. Radikalden Nur Çintayı Ceylanın başrol oyuncusu Hatice Arslana saldırırken okuyunca dahası da varmış dedim.
Arslan, Radikale verdiği röportajda Biz eğer Atatürkün ilkelerine sahip çıkan bir millet olsaydık böyle olmazdık. demiş.
Büyük suç!
Yeterince liberal takılamamışsın, hem aile kurumunun öneminden bahsetmişsin, hem de utanmadan(!) Atatürk ve milleti aynı cümle içinde kullanmışsın! Cumartesi annelerinden bahsedemedin mi? Veya illa Atatürkü anacaksan, peşinden tabuları yıkmak filan deyiverseydin... Nuri Bilge ülkem diyor, Hatice milletim... Üç Maymundan geriye ne kaldı? Yavuz Bingöl! Bir filme bir tabu yıkıcı az demek bu devirde!
***
Rakamsal İrade konuşacaksa;
Var mısın? Yok musun?
TBMM ile yerel ideolojinin kalkanı yargı çatıştığı zaman ortaya çıkan manzara hoş değilmiş ama yine de illaki bir pozisyon almak şart ise milli iradeden yana olmak evlaymış!
Koskoca AİHM yargıcının eşi Eser Karakaş böyle diyor.
Bir de Işıl Hanıma sormak lazım, yargı kararlarıyla ilgili olarak tarafgirlik konusunda ne düşünüyor?
Anayasa alerjisinin altındaki gerekçe malum: 1982 Anayasası! Darbe yasaları! Cunta mirası!
Anlamadığım bir şey var: Her fenanın kaynağı sayılan bu anayasa halk oylamasına sunulmamış mıydı?
7 Kasım 1982 tarihinde rekor katılımla yapılan referandumda yüzde 93 evet oyuyla kabul edilmemiş miydi?
Yüzde 47 milli irade ise, bu yüzde 93 neydi Eser Hoca?
***
Yiyin efendiler yiyin
Memurun, işçinin kemerini sıkan hükümet, Çankaya Köşkünün bütçesine yüzde 25 zam yaptı. Çankayanın 2009 yılı bütçesi 69 milyon 300 bin YTL oldu. Yalnızca tadilat işlerine, 23.5 milyon YTLlik ödenek ayrıldı (Bu paraya yeni bir köşk bile yaptırılır)... Ahmet Necdet Sezer 7 yılda 110 milyon YTL harcamıştı... Gül ailesi bir yılda yaklaşık 70 milyon YTL harcayacak... Acaba zihinlerinde Fakir ülkenin yarıdan çoğu yoksulluk sınırı altında yaşarken biz bu saltanatı hak etmek için ne yaptık? gibi bir vicdani soru oluşuyor mudur? Hiç sanmıyoruz...
* Melih Aşık / Milliyet
***
Mini Yorum
Tehlikenin farkında mısınız?
Perihan Mağden İstiklal Marşının sözlerini değiştirelim diyor! Mustafa Akyol, Anayasanın değiştirilemez ilkeleri, başkent, rejim vs. gibi birilerinin tercihleri değişebilmeli, Ulu Önder Kültü nden kurtulalım diyor! Cezaevinden meclise geçiş yapan Sabahat Tuncel, terörist olduğunu söylüyor! Ahmet Altan, vatan dediğin toprak parçası, bunun için ölünür mü diyor! Tehikenin farkında mısınız? Cumhuriyetin ellerimizden kaydığına inanalım istiyorlar! Hak ediyor muyuz? Ne demek? Biz hak etmiyoruz, buyrun siz alın mı diyeceğiz! Her koldan böylesine kuşatıldığı halde 85 yıldır ayakta tuttuğumuz Cumhuriyeti kutlamak elbette hakkımız.
* Selcan TAŞÇI
Selcan TAŞÇI, 28 Ekim 2008