29 STÖ'den Sivil Anayasa için Ortak Deklarasyon

Sivil örümcekler ile ilgili gelişmeler, yazılar ve değerlendirmeler

29 STÖ'den Sivil Anayasa için Ortak Deklarasyon

İletigönderen tuba » Pzr Kas 16, 2008 22:49

SİVİL ANAYASA İSTEDİLER


TRABZON’DAKİ 29 Sivil Toplum Örgütü adına açıklama yapan Mazlum-Der Şube Başkanı Mehmet Çınar, gerekçesi açıklanan başörtüsü yasağının tam bir facia olduğunu belirterek, “Başörtüsü nedeniyle eşit ve hür bireyler olan kadınların eğitim hakkı yönüyle ayrımcılığa tabi tutulması toplumsal bir faciadır” dedi. Ortak deklarasyona Hizmet İş, Öz Gıda İş, Memur Sen, İHD, Trabzon Barış Meclisi, Tüm Kadınlar Birliği, MÜSİAD gibi ST֒lerin yanısıra gönüllü kuruluşlar da katıldı.

Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli başörtüsü kararına ilişkin Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) basın toplantısı düzenleyen Trabzon’daki 29 sivil toplum kuruluşu, Türkiye’de acilen sivil bir Anayasa’ya ihtiyaç duyulduğunu deklare etti.

TGC’de toplanan Trabzon’daki 29 Sivil Toplum Örgütü (STÖ) adına açıklama yapan Mazlum-Der Trabzon Şube Başkanı Mehmet Çınar, kararın toplumsal bir facia olduğunu belirterek, "Başörtüsü sebebiyle, eşit ve hür bireyler olan kadınların eğitim hakkı yönüyle ayrımcılığa tabi tutulması toplumsal bir faciadır. Dünyanın geldiği anlayış seviyesinde çok anlamsız kalan bu yasağın kalkması için büyük ümitler beslenen siyasî iktidar yeni, demokratik, sivil bir anayasa yapacak yerde, birçok eksiklikleri ve MHP’nin de yönlendirmesi ile Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik yapmıştır. Anayasa değişikliği birçok eksiklikleri bünyesinde barındırmakta olup, özgürlüklerin önünü açmaktan uzak bir düzenleme idi. Ancak böylesine eksik bir düzenleme bile, hukuk tarihînde ibretlik bir emsal olacak gerekçeler ile iptal edilmiştir" dedi. Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığını ifade eden Çınar, "Meclisin anayasa değişikliklerini, Anayasa Mahkemesi’nin ancak usulden inceleme yetkisi olmasına rağmen, mahkeme bu karan ile 148.maddeye ek yaparak, şekil şartı koymuş ve yetkisini aşmıştır. Hâlbuki Anayasa Mahkemesi, anayasal sınırlan aşarak denetim yaparsa, denetlenen otoriteden farkı kalmaz. Bu durum ile Anayasa Mahkemesi kendisini meclisin yerine koymuş ve yetkisini aşmış olmaktadır. Anayasa Mahkemesinin ‘başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açtığı’ hususundan bahsetmesini anlamak mümkün değildir. Demokrasi çoğulculuk ve tahammül rejimidir, kendisinden farklı olanı ötekileştirme ve silikleştirme rejimi değildir. Gerekçe, yasa teklifinin eşitliğe değil eşitsizliğe hizmet ettiğini söyleyerek bir hukuk garabeti daha sergiliyor" diye konuştu.

Çınar, daha sonra şunları söyledi:
"Kamusal alan, devletin kaskatı ideolojisi ile hâkim olduğu ve bütün çeşitliliği sildiği bir alan olamaz. Bilakis, uygar toplumlarda, kamusal alan, kamunun göründüğü, toplumun tüm çeşitliliği ile görünürlük kazandığı alandır. Toplumun kullandığı alanlarda, insanların hangi kıyafet ile bulunacaklarını da uygar toplumlarda kanun değil, bireylerin, gelenek, görenek, kültür ve İnançları belirler. Kanun perdesi altında insanların kılık kıyafetlerine dokunmak, baskıcı, çağdışı anlayışların ürünü olabilir. Dünyadaki, özgürlüklerin önünün açıldığı genel gidişin ve Türkiye'deki toplum ufkunun çok gerisinde kalan, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi iptal konusundaki karan, hukuk tarihine ibretle geçecek bir karardır. Yetki aşımını içinde taşıyan, meclisin yetkilerini gasp eden, olasılıklar ile temel haklan kısıtlayan, hukuk dışı, keyfi bir karardır. Bu sebeple, milletimizin siyasi iktidardan beklediği; bir an önce bu hukuk dışı duruma müdahale ederek, darbe ürünü 1982 anayasasını rafa kaldırılması, bütün toplumun, ortak paydasında buluşabilecekleri özgürlükçü, "fakat" ve "ama"ları olmayan bir sivil anayasayı yaparak, ülkemizde toplumsal barışın önünü açmasıdır."

Deklarasyona şu ST֒ler imza koydu: MAZLUMDER, Hak-İş, Memur-Sen, İHD, Trabzon Barış Meclisi, Hizmet-İş, Eğitim-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Toç-Bir-Sen, Bem-Bir-Sen, Sağlık-Sen, Büro-Memur-Sen, Birlik-Haber-Sen, Enerji-Bir-Sen, Tarım-Orman-İş Sen, Özgıda-İş Sen, İHH, ESDER, TEK-DER, ESAM, Tüketiciler Birliği, Tüm Kadınlar Birliği, ÖĞ-DER, HUDER, Yavuz Selim Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, Müsiad, Konut İşçileri Sendikası, Türkiye Yazarlar Birliği Trabzon Şubesi.

24 Ekim 2008

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gunebakis.com.tr/haber.php?id=8486&t=Sivil+anayasa+istediler
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen taironas » Pzr Kas 16, 2008 23:33

Sivil Anayasa = Bölünmek

Bunu isteyenlere bakın nereye kimlere göbekten bağlı anlamamız zor olmaz , Ya sabır çeken milyonlar sonunda meşru müdafa hakkını , Misak-ı Milli savunma noktasına gelecektir sanırım , en meşru hak VATAN, İSTİKLAL ve ATATÜRKÜ ayrıca ÜNİTER YAPIYI korumaktır (Milletiyle Devleti iele Bölünmez Bütünlük) hatta LOZAN ANTLAŞMASININ delinmesine mani olmak ETNİK isteklere zemin hazırlayan hainleri deşifre etmek gerek diye düşünüyorum.

Bu Vatan'a adı sıfatı ne olursa olsun dokunmak isteyen varsa sonuçlarınada katlanır , Her Vatandaşın VATAN Toprağını savunma hakkı vardır bu herşeyden üstündür , işte bu direniş ruhu uyanmasın istemeyenler var ve nerdeyse başarıyorlardı ama acele atılmış onlarca adım halkı uyandırdı ve alarm zilleri çaldırdı , artık tekrar uyutmak imkansız ,

Kurbağayı soğuk suya koyup kaynatırsan anlamaz haşlanır sıcak suya atarsanız zıplar ve kaçar , bu halk soğuk suda haşlanmak üzereyken yanlış adımlarla üsten kaynar su atttılar ve hasar da alsa kurbağa sıçramayı kurtulmayı başarmıştır şimdi sıra biz gençlerde , ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİNDE : HALKI BİLİNÇLENDİRMELİYİZ tekrar haşlanmaya müsade etmemeliyiz ,

Saygılar ,

*****************

Bursa Nutku


Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Ky:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.add.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=58&Itemid=61
TÜRKİ CUMHURİYETLERİ DEMEYELİM : TÜRK CUMHURİYETLERİ DİYELİM

ORTA ASYA DEMEYELİM : TÜRKİSTAN DİYELİM
Kullanıcı küçük betizi
taironas
Üye
Üye
 
İletiler: 142
Kayıt: Pzt Nis 28, 2008 3:21
Konum: TÜRKİSTAN

İletigönderen AlpereN » Pzr Kas 16, 2008 23:55

Mazlum-Der değil Zalim-Der, sorun Başıörtüsü takılması değil.Etnik siyaset yaparak ülkeyi parçalamak.Zihniyetleri budur,bu zihniyette onların gizli faşist olduğunu gösterir.(gerçi gizliliği kalmadıya)Bu Zalim-Derlere saygı göstermek Türk Halkının geleceğine kastetmekle aynıdır.Şeyh Sait ve benzerlerinin kafası nasıl ezildiyse bunlarında kafasının aynı şekilde ezilmesinden yanayım. :o
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57


Şu dizine dön: Bağlantılı Gelişmeler ve Değerlendirmeler | S. Ö.

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x