“Şerefsiz” sıfatına takılmış, her olayda Başbakan’ı aynı sokak ağzıyla aşındırmaya çalışıyor. Olayın aslına ilişkin tek söz yok!
“Çözüm olacaksa görüşülebilir” diyor. “Hangi çözüm? Sizin öneriniz yok mu?” diye soruyorlar.
“Onlar getirsin çözümü biz yardımcı olalım” diyor da başka bir söz çıkmıyor ağzından. Sanki kahvehanede söz yarıştırıyor. Bekleyecek karşısındaki bir şey desin, sonra karşısındakini o sözle mat edecek!
İşin aslıyla ilgili düşüncesini bir türlü öğrenemiyoruz. Öğrensek biz de akıl yürüteceğiz, yurttaşlara anlatacağız.
Örneğin, 3K’nın yurdu ABD güdümünde parçalamaya çalışan PKK ile ilgili düşüncesini bilmiyoruz. Masada Kürdistan Kuzey Devleti’nin Ankara’dan bağımsız yönetilmesi görüşülmüş, yani önce federasyon, sonra bağımsız Kuzey Kürdistan…
3K bu konu üstüne tek söz etmiyor da “Çözüm olacaksa görüşülebilir” deyip kesiyor mu? Hayır, arkasından ekliyor; “Şimdi şerefsiz kim?”
İki gün geçiyor 3K, “Silahla çözüm olmaz” diyor. Yine çözüm ne söylemiyor. Çözüm yoksa silahla olmayacağını nasıl biliyor? Burasını geçelim! Ancak 3K, o çözüm olmayan silahın hangi silah olduğunu da söylemiyor:
“PKK’nin silahıyla mı çözüm olmaz, yoksa TSK’ninkiyle mi?”
3K, ayaküstü çok söz edip bir şey söylemeden durumu idare ederken, PKK mayın patlatıyor, bombalar insanlarımızı yakıyor, asker Mehmetler pusuya düşürülüyor; çok yıldızlı zabitler beşer beşer içeri tıkılıyor… 3K “Silahla çözüm olmaz” diyor.
TBMM kararı yokken yeni bir Amerikan üssü kuruluyor. 3K ve partiye çökmüş arkadaşlarının Cumhuriyet Devletini hiçe sayan bu karara en azından usulen karşı çıkarak ortalığı inletmeleri beklenirdi! Öyle yapmıyorlar, bir iki vekil TV mikrofonlarına seslenmekle yetiniyor.
O arada 3K susuyor. Belli ki Başbakan bir söz edecek, o da sözü kullanarak Başbakan’ı yıpratacak! Amerikan üssü devletin varlığıyla esastan ilgili… 3K susuyor, susuyor…
Başbakan BM’de gürlüyor, ama Kıbrıs’tan, PKK’den, Irak’tan söz etmiyor da Suriye, Libya, Mısır, Tunus ve Gazze’nin kahramanı olmaya çalışıyor, NATO’nun gözüne giriyor… 3K buna katlanamıyor, tez halkın arasına giriyor ve “İsrail’i koruyan füze istemiyoruz” diyor!
Ne yazık ki Bağımsız Cumhuriyet Devletini kuran Parti’nin başına ve içine yerleşenler, “Amerikan üssü istemiyoruz!” diyemiyorlar…
Samanyolu TV’yi meşrulaştırmak, iyi ilişkiler kurmak için ekrana çıkan 3K ve arkadaşları, alelade sokak politikasıyla durumu idare ederlerken devlet ikiye yarılıyor; toprakları parçalanıyor!
Daha bir yıl önce Devleti kökünden koparan tek yanlı Anayasa geçirilmiş, 3K ve arkadaşları yeni değişiklikleri görüşelim diyorlar… Demek ki 12 Eylül 2010 Anayasasına dünden razıymışlar…
AFİC (Anadolu Federe İslam Cumhuriyeti)’nin hukuku yerleşmiş, 3K ve turuncu arkadaşları, “Ama bu hukuka uymuyor…” diye diye sızlanıyorlar…
3K şimdi içindekini dışa vurmalı ve şu soruları “şeffaf”ça yanıtlamalı:
Özerk Kürdistan, Özerk Dersim eyaletleri istiyor mu, istemiyor mu? Oralarda T.C. Valilerinin, TSK’nin yetkisini tanıyor mu, tanımıyor mu?
“Kürt sorunu” mu var, yoksa emperyalizmin Türkiye’yi parçalama sorunu mu?
Yoksa 3K görüşmelerin önünde gidemezse, AFİC’nin kahramanlığını da Recep Tayyip Erdoğan’a kaptıracak!
Mustafa YILDIRIM / 26 Eylül 2011