30 yılda geldik bugüne...

30 yılda geldik bugüne...

İletigönderen K. Milliyeci Torunu » Pzt Nis 11, 2011 17:41

Bugünkü Türkiyenin nüfusu 72 Milyon. Nüfus dağılımına bakacak olursak 0-30 yaş grubunda bulunan nüfus , toplam Nüfusun % 55 ini oluşturuyor. Peki bu % 55, yani yarıdan fazla olan 0-30 yaş grubunun önemi sizce nereden kaynaklanmaktadır ? En yaşlısının, 1980 yılında doğmuş olması olabilir mi acaba?

Peki bu ne anlama gelir ? Ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun, ülkenin aydınlık ve bilinçli kadrolarının üzerinden silindir gibi geçen, Atlantik ötesindekilerin “Our boys have done it” diyerek karşıladığı 12 Eylül darbesinin olduğu yıl içinde ve sonrasındaki yıllarda doğmuş oldukları gerçeği anlamına gelmez mi?


12 Eylül ve sonraki hükümetlerin uygulaması ile bu topluma en fazla hangi alanda ciddi darbeler vuruldu ?

Sayalım:

    Eğitim,

    Ulus bilinci,

    Toplumsal yaşamda ki değerler,

    Okuma alışkanlığı,

    Örgütlenme hakkı,

    İfade Özgürlüğü,

    Ya peki din inancı, ?

    Atatürkçülük, ?



Say saya bildiğin kadar…

12 Eylül tezgahı ile kökünden sarsılan Milli Eğitmeme bakanlığı, milleti 30 yıldır nasıl bir eğitim tezgahından geçirdi sizce ? Sonrasında ki hükümetler, “benim memurum işini bilir” diyerek devlet çarklarını bozmadı mı ? “İşi bilecen işe gitmicen”, diyerek kolaycılığı, “Kazanç ve çıkar için her yol mubahtır” diyerek vahşi kapitalizmi el birliği ile empose etmediler mi bu değerli halka ? Son yıllarda bir de toplumu toplum yapan , bir arada yaşamasını sağlayan değerleri örselemeye başladılar bin bir kanallı TV yarışmaları , dizileri ile.

Sorarım size, son iki yıldır, kaç kez evinize yemeğe misafir aldınız ? Acaba konuğunuz, sofranın düzeninden, pilavın tane tane olmayışından da şikayet etti mi acaba ? Hani etti derseniz hiç şaşırmayacağım. İnsanlar artık yemeğe konuk almaya bile çekinir oldu, “yemekteyiz” gibi saçma sapan programlar yüzünden.

Sendikalı, örgütlü, işçi sayımız, 12 eylül döneminin dörtte biri şu an biliyor musunuz ? Dünyanın bütün patronları birleşin demiş gibi sanki Marx, ülkenin bütün patronları, patron sendikaları çatısı altında birleşmiş, çalışma hayatını yönlendirici görüşler bildiriyor. Yetmiyor, anayasa da yapmaya kalkıyor hazretler.

Neden örgütlenemiyor kitleler ? çünkü “aman oğlum sağa sola karışma, etliye sütlüye karışma, okuluna git” dedi ailelerimiz yıllardır.
Azıcık kafasını kaldıranın kafasını ezdiler “ senin amacın nedir, 12 Eylül öncesine dönmek mi ?” diye sorgulayarak, elektrikli işlemlere maruz bırakarak.

Solu ezdiler, Sağı ezdiler, Kutsal dinimizi kazançlarına alet edenlerin önünü açtılar. Tarikatlar, cemaatler çevresinde toplandı insanlarımız. Kitapları suç unsuru diye TV lerde ele geçen silahlar ile birlikte teşhir etmediler mi yıllardır ? Kitaplardan okumaktan, aydınlanmaktan korkar hale getirmediler mi insanları ?

Emeği iyice ucuzlattılar, hepimizi borç kölesi haline getirdiler. Kimin bankalara kredi kartı borcu yok ki ? Kim sesini çıkarabilir halde ki ?
Sesini çıkaran işinden de oluyor. Çoluğu ile çocuğu ile aç sefil kalıyor ortalıkta.

Yazı ile de yazayım nüfusun yüzde elli beşi bu tezgahta ezildi. Sadece o kadar mı sanıyorsunuz ? Hayır, 1980 de 12 yaşında olanlar da o Milli eğitmeme bakanlığının tedrisatından geçti.

0-30 yaş grubuna o gün 1-12 yaş grubunu da eklerseniz karşınıza, kısaca 0-42 yaş grubu nüfus çıkar ki , bu ülkenin YÜZDE ALTMIŞ BEŞİDİR, hanımlar beyler. Yüzde 65 i. Yani her 3 kişiden ikisi. O tezgahtan geçmiştir.

Gelmiştir bugüne.

Muhafazakar eğilimli, okuyup yazmayan, TV ca yönlendirilen, emeği ucuzlatılmış, örgütsüz kitleler, sadaka ekonomisi ile, azıcık kol kanat gerilerek istenildiği gibi yönlendirilmektedir. Halkın % 60 ı aptal diyen A.Nesine, Göbeğini kaşıyan adam diyen, Bidon kafa diyen yazarlarımıza kızmaya kimin hakkı vardır ?

30 yıldır öcü diye gösterilen, Milliyetçilik, Ulusalcılık, Atatürkçülük gerçeği vardır bu ülkede.

ADD toplantılarında katılımcıların yaş grubunu hiç fark ettiniz mi ? Hiç isyan ettiğiniz olmadı mı ? nerede bu gençlik dediğiniz olmadı mı hiç ?

İşte bu 30 yıldır beslenilip büyütülen üçte ikilik kitlenin oy potansiyeli maalesef bu ülkenin bekasını belirleyecek büyüklüğe ulaşmıştır. Hiç kuşkusuz bugünler için tezgahlanmıştı o 12 Eylül darbesi atlantiğin öte yakasından.

Bu kitle Atatürkün partisinden uzaklaştırıldı oy vermez oldu ? Bahane bir, değil binbir.

“Dinazorlar” dediler pek saygın Atatürkçülere. “Politbüro üyesi” dediler , E onlar da tavizsizdiler, doğruya doğru. Her doğruyu dosdoğru söylüyorlardı, haksız değillerdi, ancak halk ele geçirilmiş medya ile zaten alehte olmak üzere çok kolay yönlendiriliyordu,

Bir çok kişi o dinazorlar !! Orada iken Atatürk’ün partisine oy vermeyeceğini söylüyordu ? Doğruydu da

O kadarlık “kültürel, entelektüel” birikimden daha ötesini beklemek saflık olurdu.

Gördüğümüz üzere, birer ikişer değil neredeyse topluca tasfiye edilip parti dışına çıkarıldı ulusalcı, Atatürkçü saygın isimler.

Tam burada iki kolaycı olasılık geliyor akıllara.

1) Atatürkün partisini de okyanus ötesi ele geçirdi diyip işin içinden sıyrılmak.
2) Atatürkün partisi takiye yapıyor. Seçim sonrası yine özüne dönecek. Diyerek umutlanmak.


Bana kalırsa, şu an ciddi ciddi hesaplar,uygulamalar yapılıyor; AKP ye anayasayı okyanus ötesinin istediği şekilde tek başına anayasayı değiştirici çoğunluğu sağlayamasın diye ve mecliste vatanseverlerin sayısını arttırmak amacı ile

Evet, CHP den tasfiye dilen bu Saygın kadrolarla CHP nin büyüyemediği, ve maalesef bu seçimde de büyüyemeyeceği bir gerçektir. Önce bunu bir tesbit etmeli. Bu kadrolar beraberinde bir miktar küskün, ve kızgın ulusalcı, Atatürkçü oyları da götürecektir, bu da doğru. Peki nereye götürecektir, ? AKP ye olmayacağı kesin. MHP ye belki çok az bir yüzdesi gidecektir, ama büyük çoğunluğu CUMHURİYET İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ adaylarına gidecektir. Vatanseverlerin bu yeni oluşumuna güç katacak, ve projeyi daha sağlam, ayakları daha çok yere basar, sonuç verir hale getirecektir.

Bu noktada tasfiye edilen bu kadroların ve ciddi anlamda seslerini duyurmaya başlamış Türkiye Gençlik Birliği kadrolarının bir arada çalışması zorunluluğu doğmuştur.

Aynı şekilde, Y-CHP, öncelikle eski CHP algısını değiştirmektedir ve Kılıçdaroğluna göre AKP ye tepkili kitleler, dinazor ya da politbüro üyesi olarak gördüğü kadrolar gittiği için, CHP ye daha fazla itibar edecek, oy sağlayacaktır.

Bir de Ergenekon soruşturmasında tutuklu bulunan ve kamuoyu tarafından masum oldukları genel kabul gören isimler özenle seçilmiş, listelere yerleştirilmiş durumdadır. Bu şekilde ulusalcı seçmene de selam gönderiyor Y-CHP, tabii ki bir miktar tepki oyu kaybını da göze alarak.

Kısaca olay havuz problemine benziyor, Eski kadroların tasfiyesi ile kayıp oylar, CUMHURİYET GÜÇBİRLİĞİNE YARAYACAKKEN, yeni kadrolar ile daha fazla oy kazanılacağı umuluyor (olmalı).

Umarım parti MYK sındaki hesap, sandığa uyar. Çünkü okyanus ötesinden modlu meydanlı bir şifre bile almış olsa, Y-CHPnin ayrılıkçı Kürtçülerin gemi azıya aldığı bu dönemde çuvallama lüksü bulunmamaktadır. Ne tarih, ne de bu millet bu konuda çuvallayanı af etmez. Edemez.

YCHP deki bu tasfiye ile meclise son derece bilgili, deneyimli, keskin, ulusalcı kadroların Cumhuriyet için GÜÇBİRLİĞİnden gireceğini, hatta grup oluşturacaklarını, aksi durumda çöpe gitmesi nedeni ile AKP ye haksız milletvekili kazancı olarak geri dönecek binlerce oyun vatansever cephe de değerlendirileceğine inanıyorum.

Değil bir gün, bir tek dakika bile kaybetmeden; vakit tasfiye edilen Atatürkçüler ile beraber Atatürkçü gençliğin bir arada çalışması vaktidir.

Çünkü çözüm “ Ey Türk Gençliği.. Birinci vazifen ….” Diye başlıyor.

Saygılar

Kuvvai Milliyeci Torunu
Kullanıcı küçük betizi
K. Milliyeci Torunu
Üye
Üye
 
İletiler: 43
Kayıt: Cmt Eki 09, 2010 21:52

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x