
Yasını ulusça tuttuğumuz 301 Can.
Türk Ceza Kanunun en çok tartışılan maddesi ile örtüşen bir sayı. 5237 nolu Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap, dördüncü kısım, üçüncü bölümünün son maddesi. Üçüncü bölümde "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" ele alınmaktadır.
Bu facia sırasında Devlet, Egemenlik Alametleri ve Organları ile Soma’da adeta terör estirdi.
Gözyaşlarının su gibi aktığı Soma’nın acılı madenci aileleri ile konuya duyarlı vatandaşlarımız, itildi, kakıldı, yumruklandı, tekmelendi, üzerlerine biber gazı ve su sıkıldı.
İşi kriz önleme olan görevliler, kriz yaratarak Soma’nın kanayan yarasına tuz bastılar.
Bu işgüzarlar ve çıplak kralın, kraldan kralcıları, yanlış davranış biçimleri ile orada gece gündüz demeden, uykusuz özveri ile çalışan tüm görevlilerin ve kurtarma ekiplerinin çalışmalarını da hiçe sayarak gölgelediler.
Başbakandan yumruk yedikten ve korumalar tarafından darp edildikten sonra hangi tehdit ve uyarı ile konuşmasında defalarca “Sayın Başbakan istem dışı beni yumrukladı ama korumaları bilerek darp etti” diyen zavallı vatandaşımız,
Yerde etkisiz hala getirildikten sonra Başbakanın danışmanı tarafından acımasızca tekmelenen gencimiz, bu olaya istinaden Akit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya’nın “Tekmenlerine sağlık Yusuf” yazısı,
Soma Faciasının hafızalarımıza kazıdığı olaylar olarak kalacak ve ileride, İleri Demokrasiden bahsedenlere toplumsal bir tokat olarak geri dönecektir.
Şimdi toplumsal dayanışma ile acıları paylaşma duyarlılıkla sarma ve “Hesap SOrMA” zamanıdır.
Hesap sadece bu facianın günah keçilerine değil, geçen yetmiş yılda hayatını kaybeden 3000 madencimizin faili meçhullerine, 19 yıldır Uluslararası Maden Sözleşmesine imza koymayarak insanca güvenli çalışma ortamı sağlamayan bu iş cinayetlerini taammüden hazırlanmasına katkıda bulunan bütün yetkililere sorulmalıdır. Günlerdir rahatsız olduğum bir konuyu da burada size aktarmak isterim.
Soma Maden Faciası nedeni ile Ulusal Yas ilan edilen ve tüm etkinliklerin, düğün derneğin, konserin ertelendiği iptal edildiği, eğlence yerlerinin kapandığı, 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı Şenliklerinin bile iptal edildiği bir ortamda, ülkemizdeki TV Reklamları neden yas tutmaz?
Üstelik bu kadar Can kaybedilmişken hala alay eder gibi, “Dünyanızı değiştirmek için tek bir tutulma yeter …….Maslak Rezidans – Hayallerinizi yükseklerde yaşayın Kartal Kule – Cennette Tatil İçin erken Rezervasyon” vb. sloganlı reklamlar neden aralıksız devam eder anlayabilmiş değilim.
Bir haftadır yazılı ve görsel basının yanı sıra internet haberlerinde yer alan Soma Maden Faciasını izleyen binlerce maden işçisi aileleri ile vedalaşarak her gün yerin yüzlerce metre altında, kilometrelerce uzunluğundaki maden tünellerine ekmeklerini kazanmak için bu gün hayatta olmayan 301 Madenci Şehidi meslektaşlarının koşulları ve bu moralsizlikle ile girmekteler. 301 artık hiç unutulmayacak bir rakam olarak kalmasına rağmen yeni bir yasa kadar, bu yas bitmiş bulunmaktadır.
Hayat yarından itibaren normal akışına, ateş ise düştüğü yeri yakmaya devam edecektir.
Yeni Soma Faciası yaşanmaması adına şimdi “Hesap SOrMA” zamanıdır.
Bu 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Soma Madenlerinde okul harçlığını çıkarmak için çalıştığı sırada hayatını kaybeden gençlerimizin de anılacağı ve onları bu koşullara mahkûm edenlerin unutulmayacağı bir bayram olarak tarihe geçecektir.
Umur ÖZLÜER, 18 Mayıs2014
umuriko@hotmail.com