40 bin, 72 Milyon Olduğunda...…

40 bin, 72 Milyon Olduğunda...…

İletigönderen faruk haksal » Cmt Tem 23, 2011 9:47

Şükrü Saraçoğlu stadında 40.000 Aziz Yıldırım’ın feryadı, hakemin hazırlık maçını tatil etmesi ile “ertelendi”…
Ertelendi, diyoruz, belki siz “bir başka bahara kaldı,” diyebilirsiniz.
Aziz Yıldırım’ların saha girmesi doğru değildi.
Belli medya mensuplarını dövmesi doğru değildi.
Medyaya ayrım gözetmeden sövmesi doğru değildi…
Ama doğru olan bir şey vardı: Bu tepki haklıydı, anlamlıydı, güçlüydü!..
Peki medyanın suçu neydi?..
Lig TV ekranlarına çıkan bir medya yetkilisi şunları söylüyor:
- Evet, haklısınız, Şike Soruşturması dosyasında gizlilik kararı vardır. Ama belli kişiler bu bilgileri bize sızdırmıştır. Suçlu olan bu kişilerdir, biz değiliz.
Peki bu bilgiler niçin sızdırıldı?..
Yetkili yanıt veriyor:
- Kamuoyunu istedikleri biçimde yönlendirmek için!..
Peki bay yetkili, bir mermiyi üreten kadar o mermiyi karşısındaki kişinin alnına sıkan kişi de sorumlu değil midir?..
Mermiyi sıkana katil, deniyor.
Mermiyi üretene ise, sanayici, tacir…
Önemli olan karşıdaki kişinin alnın orta yerine kurşunun sıkılmış olmasıdır.
İşin esası ve özü budur!
Dikkatlerimizi toplamamız gereken nokta budur.
Kim sıkmıştır o mermiyi o kişilerin alınlarının ortasına?..
Medya!..
Kim üretmiştir o bilgi kirliliğini?
“Belli” odaklar!..
Peki medyanın bu alış/ verişteki konumu nedir, işlevi ne ölçüdedir?
O belli odakların aleti olmak, tetikçisi olmak!..
Onların ürettiği mermileri başta Aziz Yıldırım olmak üzere hedeflenen kişi ve kurumların alınlarına sıkmak, ocaklarını söndürmek…
Arkasına sığınmaya çalıştığınız “haber değeri” kavramı ayrı bir ahlak dışı olgudur ve saçma sapan bir gerekçedir…
Ne demektir haber değeri?..
Gazetenizi satabilmek ve ekranlarınızın başında bizleri pinekletebilmek için karanlık yollardan satın aldığınız kirliliğin piyasa değeridir sözünü ettiğiniz kavramın anlamı…
Peki, siz o mermileri kaç para ödeyerek satın aldınız?
Kimlerden aldınız?
Ve son soru:
- Gizlilik kararı olan bir dosyadan haber sızdırmak suçsa, [ki öyledir] bu haberi sızdıran da, sızdırtan da aynı derecede suçlu değil midir?..
Bu bir alış-veriştir…
Gizli, kirli, karanlık bir alış-veriş!
Bu alış-verişin satıcı tarafının amacı, toplumu kendi istediği tarafa doğru yönlendirmektir.
Alıcı tarafın hedefi ise, bu karanlık odaklarla halkın bilinci arasında köprü kurarak, bu kişilerin amacına hizmet etmek ve karşılığında da reyting zıngırdaması nedeniyle para kazanmaktır.
Ortada bir suç ve iki suçlu vardır.
Ve Şükrü Saraçoğlu Stadı’na toplanan 40.000 Aziz Yıldırım bu suçu [el yordamı ile de olsa] farkındadır.
Ve suçlulardan birisini doğru olarak teşhis etmiştir.
Tepki fazladır, ölçüsüzdür ve kontrolsüzdür.
Nasip… İkinci suçlu, asıl suçlu, gerçek suçlunun teşhisi noktasındadır.
Eğer Saraçoğlu’nda 40.000 Aziz Yıldırım olmayı becerebilen bir halk kitlesi, ülke sathına yayılıp, yüzlerine üstünde tam bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı kimliklerini taktıkları zaman bu ülkenin tümünü kurtarma mücadelesine girmiş olacaklardır.

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x