5 Milyonluk Mobil Seçmen

YSK 1 Haziran 2011’de, kamuoyunda dillendirilen “nerden çıktı bunca seçmen” iddiasını cevapladı. Bakın o açıklamada ne dendi?

“22 Temmuz 2007 yılında yapılan Genel Seçimde seçmen sayısı 42.571.284 iken, bu sayı 29 Mart 2009 Mahalli idareler Seçiminde 48.049.446’ya ulaşmıştır, buradaki artış 5.478.162’dir. 22 Temmuz 2007’de kullanılan seçmen kütükleri seçmenin beyanına göre oluşturulmuş iken, 13.03.2008 tarihli değişiklik yapılmış ve seçmen tespiti Adres Kayıt Sistemi esas alınarak oluşturulmuştur. Bu fark, beyan esasından zorunlu Adres Kayıt Sistemine geçilmesinden kaynaklanmıştır.”

2007 ve 2009 arasındaki seçmen farkı, seçmenin beyanıydı, adres kayıt sistemine geçildi ile açıklanabilir mi? Geçmişte, milyonlarca vatandaşın seçmen kaydı yoktu demeye getirmiş YSK. İktidar Anayasa’ya aykırı şekilde 2008’de bir gece yarısı yasa çıkarırken, muhalefet neredeydi?

Durumu birkaç mahalle muhtarına sordum. Mahallemizde geçmişte eksik kayıt olmazdı. Şimdi “ya kaydımız yok ya da bizim evdekiler kim?” diye geliyormuş vatandaş. Bu işlerden nüfusunda bilgisi yok. Nüfus müdürlükleri kayıtları girdikten sonra ilçesindeki genel dokümana, TÜİK yayınlamışsa ulaşabiliyor. Tamamen TÜİK kontrolünde bir sisteme gidilmiş.

YSK yekûn artışın, 2009 yerel seçimde olduğunu söylüyor. Peki o artışın doğruluğu, test edildi mi? Muhtarların bir çoğu, seçmenleriniz gerçek mi sorusuna cevap vermek istemiyor. Mademki bir tereddüt var. Siyasi partilerimiz seçmen kütükleri ellerinde olduğu halde, niçin yerelde onu doğrulatıcı bir araştırmaya girmiyor?

***

Niye Mobil Seçmen?

SEÇSIS ile ilgili tereddütlerimi, bu işlerin alt yapısından anlayanların destek açıklamaları ile epeyce ele aldım. Sistemin neresinden tutarsanız döküldüğü, gelişmiş olarak nitelenen AB ülkelerinde hala manuel yani elle sayımın yapıldığı, sebebi de internet alt yapılı oluşundan dolayı, kullanılan programlara bir şekilde ulaşılabileceği endişesi idi.

“Biz Türküz, seçim sistemimize kimse ulaşamaz” havasında, seçimlere gidiyoruz. Ne partilerimiz ne de YSK, bilişim teknolojisinden ve tehdidinden haberdar değil. Milli iradenin, güvenilmez o sistemle tesis edilebileceğine, YSK inanmış. Partilerimiz de tatmin olduğuna göre, 12 Haziran gecesi sonuçlara bakıp, halkımıza da tatmin olmak düşüyor.

Neyse, konumuz bir türlü denkleştiremediğimiz seçmen sayısı. Bazen yükselip, bazen düşen haline bakıp, o sayıyı kafalarımızda bir türlü denkleştiremiyoruz. Mobil seçmen başlığını atış nedenim, Konya milletvekili Atilla Kart’ın açıklaması.

“Bir siyasi parti, en az 5 milyon ‘olmayan oyu’ kendisine mal ediyor. En az yüzde 10’luk bir oy, kanun dışı yollarla siyasi iktidara mal ediliyor. Gerçeği ortaya çıkaracak olan MERNİS kayıtları ise 4 Ağustos 2010’de yanıyor ya da yakılıyor. Hükümet ise bu konudaki gerçekleri gizlemeye ve karartmaya devam ediyor. Ciddi kaygılarımız var. MERNİS kayıtları bu konudaki belirsizlikleri, kayıt dışılıkları giderecek özelliğe sahip. MERNİS kayıtlarına müdahale yapıldığı kuşkusunu taşıyoruz" (Milliyet – 8.6.2011)

Ve ekliyor “YSK’da yaşanmakta olan bu tablo, ÖSYM tablosundan da vahim.”

Geçmişte demiştim ki: “Stratejik bir proje ile kara düzen mücadele sonuç vermez.”

***

Boş Dairelere Seçmen Kağıdı

“CHP Adana İl Başkanı Zeydan Karalar, kentte inşaatı kısa süre önce biten bir aparmandaki boş dairelere seçmen kağıtları gönderildiğini iddia edip, partilerine ‘hayali seçmen’ ihbarları yağdığını söyledi. Bu olay son seçimlerde usulsüzlük ve hile olduğu kanaatini ve 12 Haziran’da sandığa doğru oyların girmesiyle ilgili kaygıları ne yazık ki kuvvetlendirmektedir. (Vatan – 7.6.2011)

Yine aynı soruyu soracağım. Velev ki fazla seçmen var. Sonuca nasıl ulaşacaklar, ya da ulaşıyorlar? Bu seçmen yanlışlıkları bilerek mi yapılıyor? Asıl vurgunu, bilişim üzerinden mi yiyoruz? Ya da boş yere mi ikircikleniyoruz?


Neval KAVCAR, 08 Haziran 2011