AB sürecinde ufak bir yol kazası / ALTEMUR KILIÇ

AB sürecinde ufak bir yol kazası / ALTEMUR KILIÇ

İletigönderen Başkomutan » Pzt Mar 29, 2010 22:21

AB sürecinde ufak bir yol kazası

Resim

Almanya Şansölyesi Frau Angela Merkel Ankara’yı şereflendirdiler!.. Ancak daha gelmeden önce, “ufak” bir kaza oldu, iki Başbakan arasında medyaya, kamuoyuna yansıyan bir tartışma yaşandı.
Erdoğan, geçen hafta Alman “Die Zeit” gazetesindeki söyleşisinde, Almanya’daki Türklere Türkçe öğretilmemesinden Almanya’yı sorumlu tutup, “İstanbul’da bir avuç dolusu Alman yaşarken, Alman liseleri kurulmuştu. Türk-Alman Üniversitesi’ni kuruyoruz. Neden sizde de bir tane kurmuyoruz? Bu benim gözümde lüks değil, uyuma katkı olacaktır” demişti.
Merkel de gene medya üzerinden, “Bence bu fikir bizi ileriye götürmez. Türk kökenli çocuklar ve gençler Alman okullarına gitmeli” dedi... Alman gazeteleri de Merkel’i desteklediler. Erdoğan bu sözlere, haklı olarak kızdı: “Biz şamar oğlanı değiliz. Merkel’den, bu yaklaşımı beklemezdim” dedi... Resmi bir ziyaret öncesinde pek alışılmamış aşikare bir dalaşma!
Bizim medyada da Merkel’e hak verenler, Almanya’da yerleşik bazı “Türk” asıllılar da var! Mesela, Hür Demokratların Meclis sözcüsü “Türkiyeli” Serkan Tören “Bu okullara sadece Türk çocukları gider, uyumu engeller” dedi... Tabii, aksi düşüncede olanlar, çocuklarının din, dil ve kültürlerini muhafaza etmelerini isteyen Türkler de var!
Çelişkili bir durum, Merkel’in ziyareti vesilesiyle bir daha ortaya çıktı... Kısacası Türkiye’nin, Kürtleri ve diğer etnik grupları asimile etmelerini, “AB Kriterlerine” aykırı bulan Almanlar, ülkelerindeki Türklerin dil ve kültürlerini muhafaza etmelerine karşı çıkıyor ve onları, açıkça asimile etmek istiyorlar!
İmtiyazlı ortaklık!
Frau Merkel Türkiye’ye kendi ifadesiyle “Tam üyelik olmaz. Size ’İmtiyazlı Ortaklık’verelim” demek için geliyor!
“İmtiyazlı Ortaklık”, aslında eski “Kapitülasyonlar” gibi Avrupalılara “imtiyazlar vermek” için bir oyun. “AB Kriterlerine uyum” da Osmanlının son dönemlerinde Avrupalıların dayatmalarıyla çıkarılan “Islahat Fermanları” gibi kendilerine ve çıkarlarına, müsait bir zemin oluşturmak, ülkemizi “uydu” yapmak için, oyun içinde oyun!
Bu “oyunlar-çelişkiler” fark edilmiyor, Atatürk’ün önsezisi ve engin vizyonu ile “Hiç bir bağımsız millet, yabancıların program ve projeleriyle kalkınamaz” uyarısına rağmen adeta amentü gibi “AB sürecine bağlıyız” diye niye tekrarlanır?.. Nasıl uyanacağız bu “hab-ı gafletten” ? Acaba Merkel’in sözleri de bizi uyarmayacak, uyandırmayacak mı?
Şimdi “İmtiyazlı Ortaklık” dayatmasıyla özellikle Türklerin çok olduğu Almanya’da, başlangıçta “gast arbeiter” -misafir işçi- dedikleri Türkleri, şimdi asimile etmek, Türklüklerinden, dil ve kültürlerinden arındırmak ısrarları arasındaki “bağlantıyı” kuralım. Türkiye’nin, “tam üye” olmasını da Avrupa’daki Türklerin “Türk” kimliği ile kalmasını da istemezler... Çünkü Türkiye “tam üye” olur, Türkler de “Türk” kimliklerini muhafaza ederlerse, Avrupa’da ve özellikle Almanya’da, artan sayılarıyla, AB’de egemen olurlar! Kısacası Almanlar, Avrupalılar “Viyana Kapılarından” geri çevirdikleri Türklerin, bu sefer Avrupa’yı içinden “feth etmesinden” korkuyorlar!
Türk diasporası?
Bugünün dünyasında “yazılı olmayan” bir olgu vardır; Anglosaksonlar, Latinler, Ermeniler, Rumlar, Museviler arasında bir dayanışma vardır... Dünyaya yayılan Yahudiler İsrail devletine, Ermeniler Ermenistan’a, Rumlar Kıbrıs Rum Yönetimine ve Yunanistan’a destek verirler... Dünya Türkleri arasında ise maalesef, sıkı bir dayanışma yok... Ama daha acısı, dünyada düzenli bir “Türk diasporası” ve Amerika hariç, etkin bir “Türk lobisi” yok! Mesela, Almanya’daki Türkler; asimile edilmekten adeta memnunlar, anavatanlarına destek vermeyi, yerleştikleri ülkeye ihanet etmek sayıyorlar! Son zamanlarda, İsveç’te böyle olmadı mı?
Dönelim, Erdoğan’la Merkel’in Ankara mülakatına... “İhtilaf”, büyük ihtimalle “yuvarlak” söz ve vaatlerle, sarılıp sarmalanır, “AB” sürecinin “tıkır-tıkır” devam etmesi hususunda anlaşma sağlanır... Fakat asıl gerçekler değişmez!
Gel de söyleme: “Yabancıdan dost, AB’den post” olmaz... “Akrep etmez akrebe, Türk’ün Türk’e ettiğini!”

ALTEMUR KILIÇ 30.03.10 YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x