Abant Platformu ile Akiller Heyeti arasında bir yer: Dört Ayaklı Minare


Kafa yorarsanız hayatı bambaşka okutan, anlatan bir disiplin semiyoloji. Ve zannediyorum “bir dolar”, “haki cüppe” benzeri tecrübelerden ve gözümüzün önünde alenen inşa edilen darbe sürecinden sonra göstergeler arasında bir anlam ilişkisi kurmak üzerine uzmanlaşmak artık hepimiz için gerekli.

Misal...

Fethullah Gülen’in CNN INT’dan Fareed Zakaria’ya verdiği röportajın dekorunda yer alan o meşhur -Tahir Elçi suikastına da “sahne” olan- “Dört Ayaklı Minare” tablosu.

Röportajın yayımlanmasından sonra “PKK’ya mesaj mı” diye soruldu da sorulduğuyla kaldı.

* * *

Özel Kuvvetler kökenli araştırmacı Abdullah Ağar paylaştığı son yazısında, bu hengamede kaynayıp giden işte o fotoğrafa dönüyor ve diyor ki;

“PKK artık sadece metropol terörü, meskun mahal ‘sözde’ isyanı ve dağ terörü ile yetinmek istemiyor.

Artık hedeflerinin ve amaçlarının içinde ‘sözde’ şehir isyanı ve YPG’yi ‘aynı IŞİD’in Musul’da yaptığına benzer bir şekilde’ Türkiye’de kullanmak vardır.

Bunun fotoğrafı ise FETÖ’nün duvarında asılıdır.

PKK sahada mücadele ediyor gözükmesine rağmen IŞİD’le asimetrik bir bağlantı içerisinde. Buna benzer FETÖ’cülerle de bağlantı içerisinde olduğunu görmek gerekiyor. Sonuçta hepsini güden patronajlar söz konusu.

(...)

Bir de geçmişe bakın lütfen (...) PKK’nın Uludere olayından sonra nasıl nefes aldığına, ‘sözde’ çözüm sürecinin nasıl başladığına ve nasıl meskun mahal isyanını yapacak güce kavuştuğuna...

Ve bu sadece bir tanesi.

Geriye doğru eşelediğimizde bakın daha neler çıkacak...”

* * *

Çok eşelemeden minik bir hafıza jimnastiğiyle ilk aklıma gelen “illiyet delili”ni sunayım:

Bugün “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Nazlı Ilıcak, KCK operasyonları üzerine ne yazmıştı?

“Netice itibariyle KCK’lılar eli silahlı teröristler değil...

Gerçekçi olalım: Barışı, ancak PKK ile anlaşmak suretiyle sağlayabiliriz...

Bence zaman kaybetmemek lazım...”

Gerçekçi olalım MİT krizi ve Oslo sızıntısını da dahil ederek tıpkı “Balyoz”, “Ergenekon” kumpasları gibi aynı hukuki garabetle yürütülen “KCK Davası”na da mercek tutalım;

“Balyoz” Türk Ordusu’nu hedef almış bir saldırıydı.

“Ergenekon” Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi/değerlerini...

Ya “KCK”;

PKK’yı hedef almadığı ortada değil mi?

Naçizane ipucu olarak;

“Abant Platformu” müdavimleri ile “Akiller Heyeti” listesini bir üst üste koyun bakalım nasıl bir tablo çıkacak karşınıza...

---

Murat Eren için ümitvar bir adım

Avukat Hüseyin Ersöz yolladığı e-postayla haberdar etti;

Müstafi Kara Pilot Yüzbaşı Murat Eren hakkında Özel Yetkili Mahkemece verilen mahkûmiyet kararına karşı yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği -oradan da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan- yazıda Eren’in durumunun yargılamanın yenilenmesi prosedürü çerçevesinde ele alınması istedi.

Sonunda...

Ersöz’ün dediğine göre Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Askeri Yargıtay 3. Dairesi’ndeki incelemelerden birinden verilecek Adil Yargılanma Hakkı İhlali Kararı, İtiraz ve Yargılamanın Yenilenmesi Kararı neticesinde Murat Eren özgürlüğüne kavuşabilecek...

Hayli gecikti; “adalet”in prangalarından kurtulabilmesi ümidiyle...

Günlerdir duyduğum en komik açıklama NATO’dan geldi: Türkiye, NATO’nun dayanışma ve desteğine güvenebilir!

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa...

Her sabah ve her akşam zannediyorum bir miktar günaha giriyorum İstanbul’un her yanının bezendiği şu “Biz Milletiz, Türkiye’yi darbeye, teröre yedirmeyiz” pankartları yüzünden...

Hangi milletsiniz?

Yok mu bu milletin adı?

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa...

Hayır korkuyorsanız, Cumhurbaşkanı da “İmanlı çılgın Türkler” dedi; yol verdi yani...

Gönül rahatlığıyla ilan edebilirsiniz artık milletin kimliğini!

---

Ah nerede vah nerede



Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in görüşmesinden sonra:

Star: Nerede Kalmıştık

Güneş: Nerede Kalmıştık

Vatan: Nerede Kalmıştık

Selcan: Nerede Yaratıcılık?

Selcan TAŞÇI, 11 Ağustos 2016
selcantasci@gmail.com