BOP'un 'Arap baharı' denilen Amerikan yayılmacılığı kapsamında, Washington işi kitabına uydurup ilerliyordu. Nasıl olduğunun en yakın tanığı olduğumuz olaylar Suriye'de yaşanıyor. Türkiye başta olmak üzere bazı ülke liderleri, Esad'a 'teslim ol' çağrısı yaptı önce. Suriye lideri açıkladı.'Türkiye'nin ABD adına talebine gerek yok. Amerikan büyükelçisi aynısını söylüyor' dedi.
Derken sıra, Suriye içindeki bir kısım insanların dolar/tehditle çevre ülkelere sığınmasına geldi. Sebep basitti. 'Esad katliam yapıyordu.' Bu arada, Suriye içindeki ajanlar, hedef gözetmeden ordu kuvvetleri ve sivil halka ateş açmaya başladı. Haliyle, ordu bunu önlemeye çalıştı. Suriye'de olup biten, Esad'ın kendiliğinden gitmezse başına gelebilecekleri göstermekten ibaret. Saddam ve Kaddafi ile sadece Esad değil, Dünya liderleri de tehdit edildi.
Dünya'nın kaderiyse 15 üyeli, BM güvenlik konseyi üyelerinin oy rengine bağlı. Libya saldırısına kadar, ABD istediği sonucu çıkardığı halde, Suriye kapısında üçüncü kez durduruluyor. "Suriye yönetimini muhaliflere karşı ağır silah kullanmaya ve askeri birlikleri yerleşim yerlerinden çekmemeye devam etmesi durumda yaptırım uygulamakla tehdit eden Batılı devletlerin BM Güvenlik Konseyi tasarısını" Rusya ve Çin veto ederken, Pakistan ve Güney Afrika çekimser kaldı. O tasarıya göre Amerika 'yandaşlarına' dokunan Suriye'ye saldırmanın yolunu, Uluslararası hukuka göre açmaya çalışıyordu. Farkında iseniz şu ana kadar, Dünyayı yönlendiren devletlerin davranışlarını yazdım. Gurur kırıcı şekilde, ABD'ye eklemlenmiş ve kontrolünde hareket eder haldeyiz. Cilinton ile Davutoğlu'nun söylemleri arasında zerre fark yok. Obama ve Erdoğan'ında.
BM tasarısının vetosundan sonra, ABD tehdit eder gibi bir söylem geliştirdi. "ABD'nin BM Temsilcisi Susan Rice, dünkü toplantıda, Suriye karşıtı kararın veto edilmesini "iğrenç ve tehlikeli" olarak tanımlarken, ülkesinin Suriye aleyhine BM çerçevesi dışında davranacağı tehdidinde bulundu." (Fars Haber ajansı- 20 Temmuz 2012)
BM tanımayacağını söyleyen Amerika, Dünya Savaşı tehdidinde bulunuyor. Suriye'yi işgal etmeyi, hastalıklı bir ruh haline getirdiler. Komutanları cezaevinde olan TSK'yı, Gül'ün başkomutanlığında Suriye'ye mi sokacaklar? Ne dersiniz?
***
Erdoğan Putin Görüşmesi
Her zaman ki gibi basına 'görüşülmeyenler' yansıtıldı. Muhtemeldir ki Erdoğan 'Rusya'ya yeni seçenekler' sundu. Liderliğe oynayan Rusya, onu dikkate alır mı? Rusya kabul etmedi. Yine iddia edildiği gibi, ufak çaplı tartışma bile yaşanmış olabilir. Basın toplantısı yapılırken, Erdoğan'ın yüzünden düşen bir parça idi. Yine çok muhtemeldir ki, Putin daha önce tekrarladıklarını muhatabına hatırlattı. 'Türkiye ABD istiyor diye Suriye'ye girecek olursa, Kürecik ve İncirlik başta olmak üzere tespit edilen noktaları vuracaklarını söyledi.'
Akdeniz'deki tek üssünü Amerika istiyor diye bırakacak hali yok Rusya'nın. Suriye konusunda şamar oğlanına dönen Türkiye, 'hukuk tanımam' diyen Amerikan yardakçılığını bakalım nereye kadar sürdürecek?'
***
CHP kongresi ve TESEV
CHP, 2010 mayısından itibaren eski ile bağlarını kopararak ilerliyor. Hem eski yüzler değiştirildi zaman içinde, hem de fikirler. YCHP denilen çehrenin içinde, AKP'nin sol versiyonu görülüyor. Kurultaya bir hafta kala, ne kadar Atatürkçü ve altı okçu olduğunu söyleme konusunda kendisi ile yarışan Kılıçdaroğlu'nun gelecekteki hali TESEV mütevelli heyeti üyeliğinde gizli.
Çok ilginçtir ki, TESEvvari STK'nı, toplum bilmiyor. Sıradan bir dernek gözü ile görüyor. Gerçi CHP'nin yakın geçmişinde, bazı partililerin Alman Vakıfları ile yakın ilgisini biliyoruz. O vakıflarla birlikteliği, sosyal demokratlık olarak özümsemişlerdi.
TESEV benzeri vakıfların, Amerikan politikalarını vatandaşa benimsetmek için kurulduğunu, karşılığında Soros'tan milyon dolarlar aldıklarını başkanı Can Paker söylüyor. Vakıf hakkında en özlü anlatım şöyle:
"Ahmet Davutoğlu'nun defalarca ziyaret edip rapor verdiği bu vakfa, Gürsel Tekin'in o dönemde beni çağırsalar ben de üye olurdum demesi, Kemal Derviş Türkiye'ye kurtarıcı olarak geldiğinde en büyük destekçilerinden Hurşit Güneş'in, İshak Alaton'un CHP yeni yönetimi için umutluyum diyerek saydığı isimler arasında Umut Oran ve füze kalkanı kurulmasını olumlu bulan Faik Öztrak'ın olması, Sezgin Tanrıkulu ve Hüseyin Aygün'ün milletvekili yapılması ve bu kişilerin CHP'de aynı yönetimde toplanması(ki bu isimler daha da çoğaltılabilir) bir tesadüften ibaretse, Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu ülke de Başbakan olması anasının ak sütü gibi helaldir!" (O.Kemal Aksoy-25 Kasım 2011-Politika Dergisi)
Neval KAVCAR - 22 Temmuz 2012
ORTADOĞU