" (...)
Bu çatışmada ABD'nin tutumu tam manasıyla Makyavelist.
ABD bir yandan PKK'yla savaşan Türkleri desteklerken, aynı zamanda büyük olasılıkla aldıkları eğitim ve silahları Türkiye ile savaşan PKK'lı ortaklarına aktaracaklarının tam bilincinde olarak, Suriye merkezli PYG Kürt milislerine ve Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi’ne yardım ediyor.
Bu tezatlar halkası gibi görünen mantık aslında tesadüfi değil, ABD'nin büyük planın bir parçasıdır.
ABD aynı zamanda Türkiye'nin Suriye’yi işgalde nereye kadar gideceğini görmek istiyor ve Suriye Arap Ordusu ve/veya Kürtler tarafından durdurulduğunda Ankara’ya verdiği desteği çekip (PKK’ya karşı orantılı güç kullanmadın bahanesiyle) Kürdistan’dan 'jeopolitik İsrail' yaratılışını başlatmak için tüm Kürt gruplarını Ankara üzerine yönlendirebilir.
Bu noktadan bakıldığında ABD Kürtleri, Erdoğan’ı azdırmak için kullandıkları kırmızı pelerin, Erdoğan’ı da kızgın, saldırgan bir boğa olarak görüyor.
Medyayı devamlı meşgul eden bu olaylar sırasında Kürtler biraz hasar görecekler fakat usta bir boğa güreşçisi yara almadan, bu boğa öldürme gösterisini saatlerce sürdürür.
Doğrudan ifade etmek gerekirse ABD, Kürtleri kazanılması imkânsız bir savaşa sürüp, yem olarak kullanarak Erdoğan’ı Suriye’ye çekmeyi başardı. Erdoğan kendisine tanınandan öteye geçerse -yukarıda saydığımız sebeplerden bu kaçınılmaz bir durum- ABD bu defa Kürtleri Türkiye’ye altından kalmayacağı bir darbe indirmek için kullanmayı planlıyor; bu da bağımsız Kürdistan’ın doğuşuna yol açacak.
Bu nedenle ABD olayların akışını izleyerek uygun vakti bekliyor; biliyor ki gerektiğinde stratejik müdahale ile, veya müdahaleden kaçınarak, sonuç Kürtlerin destek taleplerini kulak ardı ederek Türkiye’nin Suriye’yi işgali de olsa, Kürtler İran’la fazla yaklaşmadıkları takdirde, Amerikan yanlısı bir Kürt devletinin doğuşunda ebelik görevi de olsa, dış siyaseti için beklediği kazancı elde edecek."
Kaynak: http://orientalreview.org/2015/08/10/strategic-scenarios-surrounding-prolonged-kurdish-insurgency-in-turkey-i/