Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

Forumda gereksiz, yanlışlıkla açılmış veya kilitlenmiş başlıklar buraya taşınır.

Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen kemalist58 » Sal Oca 26, 2010 8:57

Yazıyı okumadan öce Ordu Neden Hedefte Yazısını okuyun.
---------------------------------------------

- ABD’nin güvenini kazanmış bir “ılımlı İslam temsilcisidir”.

- Washington’ın Ortadoğu politikalarına, “şov yapmadan, en güçlü desteği sessiz ve derinden sağlayan kişidir”.

- Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde Brüksel’in taleplerini bir bir yerine getirirken önde hiç görünmeyen; hatta Tayyip Erdoğan ve Ali Babacan ‘ın kırdığı potları tamir eden insandır.

- İslam Kalkınma Bankası’nda ve örgütlerindeki deneyimini, “İngiltere’de aldığı altyapı ile tamamlayan” kişidir. Hem de Osmanlı dönemindeki Anglo-Arap modeline uyan bir biçimde…

- “Batı’ya güven veren” bir kimlik yanında Sünni Arap dünyasının da bel bağladığı insandır. İngiltere, ABD, Arap üçgeninde önemli bir kişidir.

- ABD’nin üst düzey yetkilileri ve AB kurumları ile “AKP dönemindeki en önemli ve kritik anlaşmalara” imza atan biridir.

- Rand Corporation ‘ın1996′daki Türkiye öngörüsünde, “Tayyip Erdoğan’la birlikte adı geçen insandır”.

- Ve Abdullah Gül 1979′da Sakarya Üniversitesi yönetiminin birkaç aylığına bana tahsis ettiği bir asistandır; 5 Ocak 1982′de İktisat Fakültesi’ndeki doktora jürisinde bulunduğum kişidir, 20 Temmuz 1996′da Başbakan Necmettin Erbakan ‘ı, benim ricam üzerine KKTC’ye ite kaka getiren genç bakandır.

- Yine 1995 ve 1996 yıllarında TBMM’de yaptığı çok çarpıcı konuşmalarda, “Benim AB ve Gümrük Birliği konusundaki değerlendirmelerime tam destek veren bir milletvekilidir”.

Abdullah Gül 1996′daki hali ile kalsaydı acaba;

- Tayyip Erdoğan’la birlikte AKP’yi kurabilir miydi?

- AKP iktidara gelebilir miydi?

- Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olabilir miydi?

- Ve şimdi AKPmin cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenebilir miydi?

Eğer 1996 öncesindeki Abdullah Gül aynen kalsaydı bunların hiçbiri olmazdı. ABD 28 Şubat ile değişenleri kendi tarafına aldı ve operasyonlarını uygulamaya koydu.

Değişmesi gerekirdi…
Bütün bunların olabilmesi için Abdullah Gül’ün değişmesi gerekirdi. Washington’ın ve Brüksel’in taleplerine hiçbir zaman karşı çıkmayan; onların Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki isteklerine boyun eğen bir kimliğe dönüşmesi kaçınılmazdı. Kısacası anti-Amerikancı kimlikten Amerikancı Abdullah Gül’e dönmesi gerekiyordu.

Sanki AKP yönetimince Cumhurbaşkanlığı’na getirileceğini tahmin etmişçesine son kitabımda ona bir bölüm ayırdım. (*) Kendisini enine boyuna inceledim. Onun kimliğinde AKP’nin “serbest piyasa üzerinden İslamcı yapılanmaya geçiş yöntemini” sorguladım.

AB konusunda beni 1995 ve 1996′da destekleyen Gül’ün değişiminin arkasındaki nedenleri gözler önüne serdim. Bunun gerisinde Batı’nın yeni politikalarının Türkiye’yi biçimlendirmek isterken “seçtiği aktörlerin rollerini ele aldım”.

ABD ve AB, Türkiye’yi değil ama Türkiye içindeki oligarşiyi değiştiriyordu. “Siyasal sermaye yanında siyasal İslam, oligarşiye dahil ediliyordu.” Abdullah Gül işte burada sahneye çıkıyor ve bu senaryoda bana göre, “en önemli misyonu” üstleniyordu.

AKP iktidara geldiğinden beri Abdullah Gül Türkiye’nin iç ve dış dengelerinde çok önemli işler yaptı. Medya Tayyip Erdoğan’ı, Bülent Arın ç’ ı, Abdüllatif Şener ‘i konuştu.

Gölgede kalıp saklanan güç ise Abdullah Gül’dü. Batı, işlerini Abdullah Gül ile yürüttü. O medyaya çıkmadı, geride kaldı. Hatta “iyi polis” rolünde oldu; Tayyip Erdoğan, Rauf Denktaş ‘a en ağır sözleri söylerken Gül gidip onun koluna girdi, el ele resimler çektirdi.

ABD’ye büyük ödünler verilirken hiçbir şey yokmuş gibi resim verdi.

Gölgedeki adam şimdi öne çıkarıldı. Washington ve Brüksel memnun; onu çok iyi tanıyorlar ve güveniyorlar; kendilerinden biri gibi görüyorlar. Ilımlı İslam için ideal bir lider.

Üstelik Sünni Arap dünyasında da fiilen çalışmış, kaynaşmış bir kişilik. Bu durum Batı için biçilmiş kaftan, arasan bulamazsın.

Türkiye’de herkes Erdoğan’ı, Arınç’ı, Şener’i konuşuyordu; Ama Batı Abdullah Gül’ü tanıyor ve onunla yüz yüze geliyordu.

Bu sadece AKP liderliğinin değil Washington ve Brüksel’in de seçimiydi. Kulağınızı verip dinleyin bakalım; Batı’ya yakın iş çevreleri ve medyası nasıl el ovuşturacaklar görün… Hepsi Abdullah Gül’ü göklere çıkaracaklar: Türkiye’nin değil ama Batı’nın penceresinden görülen manzara bu…
TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ
AHMET TURAN ÖZTÜRK/
Kullanıcı küçük betizi
kemalist58
Üye
Üye
 
İletiler: 37
Kayıt: Sal Kas 24, 2009 8:51
Konum: sivas

Re: Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen MansurSah » Sal Oca 26, 2010 9:22

Paylaşımlarınızda lütfen kaynak ve ilgili bağlantıyı da veriniz.

Yazıyı yazan, Erol Manisalı hoca galiba.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen bozkurtlar diyari » Sal Oca 26, 2010 14:26

kemalist58 yazdı:Yazıyı okumadan öce Ordu Neden Hedefte Yazısını okuyun.
---------------------------------------------

- ABD’nin güvenini kazanmış bir “ılımlı İslam temsilcisidir”.

- Washington’ın Ortadoğu politikalarına, “şov yapmadan, en güçlü desteği sessiz ve derinden sağlayan kişidir”.

- Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde Brüksel’in taleplerini bir bir yerine getirirken önde hiç görünmeyen; hatta Tayyip Erdoğan ve Ali Babacan ‘ın kırdığı potları tamir eden insandır.

- İslam Kalkınma Bankası’nda ve örgütlerindeki deneyimini, “İngiltere’de aldığı altyapı ile tamamlayan” kişidir. Hem de Osmanlı dönemindeki Anglo-Arap modeline uyan bir biçimde…

- “Batı’ya güven veren” bir kimlik yanında Sünni Arap dünyasının da bel bağladığı insandır. İngiltere, ABD, Arap üçgeninde önemli bir kişidir.

- ABD’nin üst düzey yetkilileri ve AB kurumları ile “AKP dönemindeki en önemli ve kritik anlaşmalara” imza atan biridir.

- Rand Corporation ‘ın1996′daki Türkiye öngörüsünde, “Tayyip Erdoğan’la birlikte adı geçen insandır”.

- Ve Abdullah Gül 1979′da Sakarya Üniversitesi yönetiminin birkaç aylığına bana tahsis ettiği bir asistandır; 5 Ocak 1982′de İktisat Fakültesi’ndeki doktora jürisinde bulunduğum kişidir, 20 Temmuz 1996′da Başbakan Necmettin Erbakan ‘ı, benim ricam üzerine KKTC’ye ite kaka getiren genç bakandır.

- Yine 1995 ve 1996 yıllarında TBMM’de yaptığı çok çarpıcı konuşmalarda, “Benim AB ve Gümrük Birliği konusundaki değerlendirmelerime tam destek veren bir milletvekilidir”.

Abdullah Gül 1996′daki hali ile kalsaydı acaba;

- Tayyip Erdoğan’la birlikte AKP’yi kurabilir miydi?

- AKP iktidara gelebilir miydi?

- Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olabilir miydi?

- Ve şimdi AKPmin cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenebilir miydi?

Eğer 1996 öncesindeki Abdullah Gül aynen kalsaydı bunların hiçbiri olmazdı. ABD 28 Şubat ile değişenleri kendi tarafına aldı ve operasyonlarını uygulamaya koydu.

Değişmesi gerekirdi…
Bütün bunların olabilmesi için Abdullah Gül’ün değişmesi gerekirdi. Washington’ın ve Brüksel’in taleplerine hiçbir zaman karşı çıkmayan; onların Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki isteklerine boyun eğen bir kimliğe dönüşmesi kaçınılmazdı. Kısacası anti-Amerikancı kimlikten Amerikancı Abdullah Gül’e dönmesi gerekiyordu.

Sanki AKP yönetimince Cumhurbaşkanlığı’na getirileceğini tahmin etmişçesine son kitabımda ona bir bölüm ayırdım. (*) Kendisini enine boyuna inceledim. Onun kimliğinde AKP’nin “serbest piyasa üzerinden İslamcı yapılanmaya geçiş yöntemini” sorguladım.

AB konusunda beni 1995 ve 1996′da destekleyen Gül’ün değişiminin arkasındaki nedenleri gözler önüne serdim. Bunun gerisinde Batı’nın yeni politikalarının Türkiye’yi biçimlendirmek isterken “seçtiği aktörlerin rollerini ele aldım”.

ABD ve AB, Türkiye’yi değil ama Türkiye içindeki oligarşiyi değiştiriyordu. “Siyasal sermaye yanında siyasal İslam, oligarşiye dahil ediliyordu.” Abdullah Gül işte burada sahneye çıkıyor ve bu senaryoda bana göre, “en önemli misyonu” üstleniyordu.

AKP iktidara geldiğinden beri Abdullah Gül Türkiye’nin iç ve dış dengelerinde çok önemli işler yaptı. Medya Tayyip Erdoğan’ı, Bülent Arın ç’ ı, Abdüllatif Şener ‘i konuştu.

Gölgede kalıp saklanan güç ise Abdullah Gül’dü. Batı, işlerini Abdullah Gül ile yürüttü. O medyaya çıkmadı, geride kaldı. Hatta “iyi polis” rolünde oldu; Tayyip Erdoğan, Rauf Denktaş ‘a en ağır sözleri söylerken Gül gidip onun koluna girdi, el ele resimler çektirdi.

ABD’ye büyük ödünler verilirken hiçbir şey yokmuş gibi resim verdi.

Gölgedeki adam şimdi öne çıkarıldı. Washington ve Brüksel memnun; onu çok iyi tanıyorlar ve güveniyorlar; kendilerinden biri gibi görüyorlar. Ilımlı İslam için ideal bir lider.

Üstelik Sünni Arap dünyasında da fiilen çalışmış, kaynaşmış bir kişilik. Bu durum Batı için biçilmiş kaftan, arasan bulamazsın.

Türkiye’de herkes Erdoğan’ı, Arınç’ı, Şener’i konuşuyordu; Ama Batı Abdullah Gül’ü tanıyor ve onunla yüz yüze geliyordu.

Bu sadece AKP liderliğinin değil Washington ve Brüksel’in de seçimiydi. Kulağınızı verip dinleyin bakalım; Batı’ya yakın iş çevreleri ve medyası nasıl el ovuşturacaklar görün… Hepsi Abdullah Gül’ü göklere çıkaracaklar: Türkiye’nin değil ama Batı’nın penceresinden görülen manzara bu…




Arkadasim biz bunlarin kim oldugunu cok iyi biliyoruzda
son secimlerdeki % 37,5 bilmiyor.
Onlarda anlayacaklar ama tabi biraz zamana ihtiyaclari var.

Paylasim icin tesekkürler...
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

Re: Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen gokturkmka » Sal Oca 26, 2010 14:56

bende çıkaramadım kaynağın kim olduğunu. hatta aradım ama bulamadım. birkaç hocasını buldum ama onlarda aynı yolun yolcusu oldugunu düşündüğüm insanlar... bu yazıyı yazacak kadar cesur ve bağımsız olduklarını düşünmüyorum! ve işin açığı sakarya mezunu biri olarak bu yazıyı kimin yazdığını çok merak ediyorum! bulduğum şeylerden bir kaç paragraf ekledim alta...

<<Üniversiteden mezun olunca akademik kariyer yapması içim Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Sebahattin Zaim gibi hocaları tarafından teşvik edilir. Abdullah Gül'de zaten üniversite bünyesinde kalarak akademik çalışmalarla faydalı olabileceğini düşünmektedir. 1976-1978 yıllarında Fehmi Koru ve Şükrü Karatepe ile birlikte Milli Kültür Vakfı'nın bursuyla doktora çalışması yapmak için İngiltere'ye gönderilir. Gül. Exeter'de akademik çalışmalarını sürdürürken de sosyal faaliyetlerini aktif olarak sürdürür. Kısa adı FOSİS olan Müslüman Öğrenciler Birliği'nde Türk Öğrencileri Yardımlaşma Derneği'nin (TÜRKYAR) kurucuları arasındadır.

Doktora çalışması için İngiltere'de kaldığı dönemde, gerek Batı dünyasını içeriden tanıma gerekse İslam Dünyasından kalıcı ilişkiler kuracağı üniversiteli gençlerin teşkilatlanmasına öncülük etmek Abdullah Gül'e önemli tecrübeler kazandırır. Aynı dönemde hocası Sebahattin Zaim, Sakarya Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği Bölümünü kurar. İstanbul İktisat Fakültesi'nde daha önce başladığı doktorasını İngiltere dönüşü tamamlar ve Sakarya Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi olarak göreve başlar.

Doktara tezi: Türkiye ile İslam Ülkeleri Arasındaki Ekonomik İlişkilerin Gelişimi. Tez hocası ise ileride aynı siyasi partide milletvekili olacakları Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş.>>
Kullanıcı küçük betizi
gokturkmka
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Pzt Eyl 22, 2008 23:30

Re: Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen Türk-Kan » Sal Oca 26, 2010 14:58

Kaynak ekleyiniz! "Asker neden hedefte" yazisi burada mevcuttur: :arrow: asker-neden-hedefte-t23737.html
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Abdullah Gül Kimdir? & Ordu Neden Hedefte?

İletigönderen Ram » Sal Oca 26, 2010 15:12

Erol MANİSALI / 27 Nisan 2007 - CUMHURİYET

[mod="Ram"]Kaynak, kabûl edilebilir bir ilişim verilerek eklenmezse konu silinecektir.[/mod]
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Güncel Meydan Çöp Tenekesi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x