
Üç mislini toplardık!
TV'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan gündemdeki isim Abdullah Gül'den ilginç açıklamalar geldi...
Gül: ''Mitinglerdeki kaygıları anlıyorum''
Cumhurbaşkanı adayı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Tandoğan ve Çağlayan'da yapılan Cumhuriyet mitingleri sonrasında AKP'nin de kendi lehinde bir miting toplamasının gündeme geldiğini belirterek, "Parti olarak 'arkadaşlar gelin biz de miting yapalım, o kalabalığın üç mislini toplayalım' desek ne kadar sorumsuzca iş olur. Konuştuk, 'yapmayalım' dedim" diye konuştu.
Yüksek mahkemenin kararını açıklamasının ardından TRT'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, şu mesajları verdi:
ÜÇ MİSLİNİ TOPLARDIK:
Siyasetçilerin üç beş oy alacağım diye kutuplaşmaları körüklememesi gerekir. Bu durumlardan menfaat temin etmeye kalkışmak, kalıcı derin yaralar açar. Bu yanlıştır, asla yapmamamız gerekir. Parti olarak 'arkadaşlar gelin biz de miting yapalım, o kalabalığın üç mislini toplayalım' desek ne kadar sorumsuzcu iş olur. Konuştuk, 'yapmayalım' dedim. Daha fazla kalabalığı toplayacağıma inanıyorum ama bunlar çok yanış işler
NASIL İZAH EDECEKLER:
AB ile müzakerelere başladığımızda ben "Türkiye öngörülebilir ülke oldu. Demokrasisi sağlamdır" demiştim. Kararı eleştirmeyeceğim. Gerekçeyi yazanlar nasıl kendilerini kamuoyuna izah edecekler, onu hep beraber göreceğiz.
CHP'LİLERİN OYUNU ALIRDIM:
Milletvekilleri fikirlerini değiştirdiyse görülür. Sayı çoğalabilir, azalabilir. Şu anda adaylığım sürüyor. CHP Meclis'e girseydi üçte biri bana oy verirdi. Ençok üzülenlerin de CHP'li arkadaşların olduğunu biliyorum. Deniz Bey bunu bildiği için parti olarak sokmadılar Meclis'e.
TSK'YA SORMA İHTİYACI:
Cumhurbaşkanlığı konusunu TSK'yla görüşme ihtiyacı hissetmedim. Görüş almaya başlarsanız demokrasinin ruhuna zıt bir şey olur. Ama sayın Başbakan'ı bilemem. TSK'nın Tayyip Bey Başbakan olmasın diye bir görüşü olacağına inanmam.
EN ERKEN SEÇİM:
İlk turda 367 bulunamazsa ondan sonra turlar olsun 367'yi görelim diye beklemeye hiç gerek yok. Kanaatim erken değil, en erken vakitte seçime gitmektir. Seçimden sonra Türkiye tekrar krize girebilir, bugünkü manzarayla karşılaşabiliriz. Onun için cumhurbaşkanını halka seçtirmek lazım.
DARBE TEHLİKESİ YOK:
28 Şubat'la bu süreç arasında hiç alaka kurmuyorum. Bildirinin (Genelkurmay Başkanlığı açıklaması) nedeni çeşitli kaygılar, farklı yanlışlar olabilir. Darbe tehlikesi yok. Benim adaylığımın darbeye yol açacağı izlenimi de almadım.
KİME GÜVENİLECEK:
Ben Türkiye'yi bütün dünyada temsil eden, Türkiye'nin en gizli evraklarına vakıf insanım. Bana güvenilmeyecekse güvenilecek insan sayısı azdır. Dışişleri Bakanı olarak bir hafta içinde yaşadıklarımızın hasarını düzeltmek bile bana düşecek. Dışarıya mücadelesini ben vereceğim.
Kendimi, hiç de gadre uğramış ya da çifte standarta uğramış görmüyorum. Başımız dik. Öyle kompleks içinde değiliz. Yanlış yapanlar vicdanıyla hesaplaşır.
ARINÇ'A HAKSIZLIK YAPILDI:
"Tayyip Bey aday olmazsa kimi istersiniz" diye sorulduğunda halk da, teşkilat da beni gösteriyordu. Böyle bir durumda farklı bir şey yapabilir misiniz? Yaparsanız "iki dudağının arasında istediğini kral, padişah yapıyorsun" derlerdi. Tayyip Bey Bülent Bey'e anketlerin neticesini anlattı. Bülent Bey'e çok haksızlık yapılıyor.
'Kadınlarla fotoğrafım hazırlanmış'
Bir panelde yaptığı konuşmada "Ne mutlu Türküm diyene" sözünü eleştirdiği yönündeki iddia için "Böyle bir panele katılmadım, uydurma" diyen Gül, şunları söyledi:
"Ben devletin içindeyim. Benimle ilgili yürütülen bilgiler de bana geliyor. Ben seçime girerken, benimle ilgili fotoğraf dağıttılar. Kimlerle? Kadınlarla. Hepsinin fotomontaj olduğu ortaya çıktı. Vay ben Atatürk'ün şu resmini yırtmışım. Bu kirli işleri yapanlar var içerimizde. Bunların hepsini takip ediyorum."
ERDOĞAN'DAN MİTİNG YORUMU
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin, Cumhuriyet, demokrasi benimdir havasına girmemesi isteyerek, "Demokrasi de cumhuriyet de bizimdir. Kimsenin böyle bir hak ve yetkisi yok. Bu tür tüccarlara da ihtiyacımız yok" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, dönemlerinde kimseye imtiyaz tanımadıklarını belirterek, "İş dünyası bunun en büyük tanığıdır. Bizim için yaşam biçimi, kılık kıyafeti, inancı, siyasi tercihi ne olursa olsun vatandaşlarımız birdir. Bütün mesele, farklılıklarımız içinde birlik olmayı başarabilmektir. Yani kesrette vahdet, çoklukta birlik... Bunu başarabilmek" diye konuştu.
Hak ve özgürlüklerin herkese lazım olduğunu, laikliğin herkes için güven olduğunu ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:
"Demokrasi de cumhuriyet de bizimdir. Kimse cumhuriyet, demokrasi benimdir havasına girmesin. Kimsenin böyle bir hak ve yetkisi yok. Bu tür tüccarlara da ihtiyacımız yok. Benim değildir diyen varsa çıksın ortaya o zaman onu bilelim, o ayrı mesele. Ama bizimdir diyenler varsa, ona saygı duymak lazım. Bizimdir, benimdir... Kusura bakmayın, bunu biz kabul etmiyoruz. Çünkü tekelci bir anlayışla cumhuriyete saygısızlık duyarsınız. Çünkü cumhuriyet, teke indirgenecek kadar zayıf değildir, çok güçlü bir temele dayanır.
Bizi birleştiren müşterek değerlerimiz, farklılıklarımızdan çok daha fazladır. Bunu hepimiz bilmek, öne çıkarmak durumundayız. Onun için değişik yerlerde değişik toplantılar, mitingler yapılıyor. Hepsine saygımız var. Hükümete uyarıda bulunmak isteyenler olabilir. Hepsine saygımız var. Hiç bunlardan endişe duymaya gerek yok. Ama şimdi seçimler başlıyor, sandık geliyor. Gerçeği orası yansıtmayacak mı? Orası yansıtacak. Telaşa ne gerek var. Hiç telaşa gerek yok. Biz bu kalabalıklara alışığız iyi tanırız, iyi biliriz."
"RAKİP TOPLANTILAR YAPMADIK"
Başbakan Erdoğan, tarihte olduğu gibi yapılan mitinglere karşı, rakip toplantılar yapma gayreti içinde olmadıklarını söyledi.
"Çünkü cephecilik olur. Böyle bir şey bizim felsefemizde yok" diyen Erdoğan, böyle bir şey aramak isteyenlerin Ordu, Samsun, Artvin arasındaki geçidin açılışında toplanan millete bakmasını istedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlardan telaşımız, sıkıntımız yok. Ama bunlara alışık olmayanlar bu tür sıkıntıları duyabilirler. Oralardan almamız gerekenleri biliriz.
Vermek istedikleri ne var diye çok dikkat ettim. Söyledikleri şeyler, malum şeyler, Türkiye laiktir laik kalacak... E biz de aksini söylemiyoruz ki Türkiye laiktir laik kalacak. Yani değişik bir şey duydunuz mu? Ha, değişik bir şeyler yok mu? Var. İdeolojik yansımaları var. Sayın Gül cumhurbaşkanı adayı. İstemiyorum diyor.
İstemeyebilirsin. O da senin hakkındır. Ama sen temsilcini göndermişsin.
Ancak Meclise çalış diye gönderdiğin kişiler Meclise katılmıyor, dışarıda geziyor. Bu da bir vaka. Yani milletin vekili, bu parlamento çatısı altında çalışmakla yükümlü. Ama onlar Mecliste çalışmıyor, dışarıda çalışıyor, alanları orası. Niye geldin buraya? Ama tarih bunları hep kaydediyor. Hep bunlar gelecekte tartışılacak konular. Onun için biz yolumuza devam ediyoruz. Dedik ki madem siz parlamentodan böyle bir kararın çıkmasını istemiyorsunuz, mademki parlamentoyu bloke etmek istiyorsunuz, hodri meydan halka gidiyoruz."
"İKİ TÜRKİYE OLARAK YORUMLAMAK CİNAYETTİR"
Başbakan Erdoğan, çoğulcu, açık, demokratik bir rejimde, vatandaşların kanuni bir hakkını kullanmasını, iki Türkiye olarak yorumlamanın cinayet olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Ya her türlü iyi niyetten yoksun olmaktır ya da Türkiyeyi tanımamaktır. Hayır...Görüşlerimiz, yaşam biçimlerimiz farklı olsa da bizler tek bir milletiz, tek bir Türkiyeyiz. Hepimiz, aziz Türk milletinin parçasıyız, taşımaktan gurur duyacağımız ortak sembolümüz şanlı bayrağımızla gurur duyarız. Kimse bu noktada da bir ayrımcılığa gitmesin. Türk bayrağı altında hepimiz biriz, beraberiz, tek bir milletiz. Bunu hep birlikte sahiplendik, sahipleniyoruz, sahiplenmeye devam edeceğiz. Ha, bunun karşısında olanlar zaten bellidir. Onları zaten zaman zaman milletimiz olarak gördük, görüyoruz. O bayrak, nasıl giyinip, ne düşündüğümüze bakmaksızın bizi tek bir millet yapan değerleri temsil eder. Devletimizin bekasını, milletimizin huzur ve selametini bugüne kadar her şeyin üzerinde tuttuk, bugünden sonra da aynı kararlılıkla yola devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
"CUMHURİYETİN DEĞERLERİNİ KORUMA HASSASİYETİ..."
Erdoğan, her türlü yasadışı faaliyetin bugüne kadar nasıl takip edildiyse bundan sonra da takip edileceğini ifade ederek, "Gereken idari ve adli takibatlar yapılmaktadır, yapılıyor. Cumhuriyetin değerlerini koruma konusunda aynı şekilde hassasiyetlerimiz nasıl devam ettiyse, bundan sonra da devam ediyor" dedi.
Türk milletine, "Müsterih olunuz. Bütün kalbimle inanıyorum ki Türkiyenin önü açıktır, Türk milletinin geleceği aydınlıktır" diye seslenen Erdoğan, 1 Mayıs İşçi Bayramını da kutladı.
"GENEL KURULA EKSİKSİZ KATILALIM"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda, milletvekillerinden, 17 Mayısa kadar kesinlikle Ankaradan ayrılmamalarını istedi.
17 Mayısa kadar çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüreceklerini ifade
eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu sürecin ne kadar önemli olduğunu anlatmama gerek yok. Çünkü yasama organı çalışmalarını sürdürecek. Bildiğiniz gibi 17 Mayıs Perşembeye kadar hafta sonları dahil olmak üzere, yasama organı çalışmalarını devam ettirirken, yarın Cumhurbaşkanı seçimine yönelik bir tur yapılacak.
İkinci bir karara kadar kesinlikle Ankaradan ayrılmayın, sizleri genel kurulu da eksiksiz katılmaya davet ediyorum."
Kaynak