"Açılım" diye diye!

"Açılım" diye diye!

İletigönderen kush » Çrş May 13, 2009 11:26

"Açılım" diye diye!

Son zamanlarda herkesin ağzında bir “açılım” lafıdır, gidiyor. En büyük açılım Kıbrıs’ta Annan Planı’nın büyük bir çoğunluk tarafından kabul edilmesiyle başlamıştı. Sonra Kıbrıs’ta köprüler yıkıldı, kapılar açıldı. Sıra, Türkiye’ye yönelik PKK terörünü destekleyen Kuzey Irak’taki Barzani yönetimini muhatap alarak bir açılım yapmaya gelmişti. O da “hamdolsun” gerçekleştirildi. Ardından Ermenistan’la olan ilişkilerin normalleştirilmesi ve kapıların açılmasına sıra gelmişti. Obama’nın Türkiye ziyaretinin arkasından, 24 Nisan konuşmasından ise birkaç saat önce Ermenistan’la da böyle bir açılım apar topar gerçekleştirildi.
Açılımlar Kürtçe “TRT 6” ile hayata geçirildi. Nazım Hikmet’in vatandaşlığının iadesiyle ivme kazandı. Alevi yurttaşlara yönelik sözde açılımlarla zirveye vurdu. Süreç içerisinde iktidar 1 Mayıs’ı bayram, Taksim’i de makul koşullu miting alanı yaparak devam etti.

Açılımın iktidar ve destekçileri için tek bir anlamı vardır: Taviz. Kastedilen açılım devletten, milletin birliğinden, ülkenin bütünlüğünden, tarihten ve milli çıkarlardan taviz anlamına geliyor. Söz gelimi: Kıbrıs’ta Maraş’ı Rumlar’a vermek, asker çekmek ya da Türk limanlarını Rumlara açmak, onların nezdinde yeni bir açılımdır. Patriği “ekümen” olarak kabul etmek ve Ruhban okulunu açmak, azınlık haklarında açılım üstüne açılım yapmaktır. Kürdü ve Alevi’yi “azınlık” olarak kabul etmek ise AB için Lozan’ı sömen altı eden çağdaş bir açılımdır. Ermenilerden “özür” dilemek, sınırları açmak ya da sözde “soykırımı” tanımak ise tarihi bir açılımdır. Hele hele Kuzey Irak’taki terör destekçisi Barzani yönetimini tanımak, tam anlamıyla açılımın kendisidir.


PKK’ya açılanlar!
Son zamanlarda açılımın ibresi Kandil’e döndü. Hasan Cemal, Kandil’e çıktı. Murat Karayılan adlı teröristin söylediklerinden ne tür bir açılım istediğini, dizi halinde köşesinde sayıp, döktü: “PKK eski PKK değil”miş, “Silahlı mücadele artık meşru savunma çizgisinde”ymiş. Bu açılımlar, Hasan Cemal’in ardından Ertuğrul Özkök’ü büyük bir iştahla harekete geçirdi. Özkök, bir buçuk yıl önce Genelkurmay Başkanlığı’na başvurduğunu, “İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmek istediğini” bildirerek, Öcalan’ın “postacılığını” yapmaya hazır olduğunu ilan etmiş. Özkök’ü bu kadar heyecanlandıran husus, Murat Karayılan’ın, sorunun çözümü için Kandil, İmralı ve DTP’den sonra içinde “İlter Türkmen, Hasan Cemal gibi kişilerin bulunduğu bir akil insanlar heyeti”nde yer almak isteği olmalı. Kısacası gazetecisinden, siyasetçisine PKK lehine açılım yapmayan kalmamış. Türkiye’deki PKK terörünün neden bitirilemediğini, aslında Karayılan’ın bu işaretinden anlamak mümkündür.

Eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın bir zamanlar “BBG evi” olarak nitelediği Kandil’le ilgili olarak “Askerle Kandil’in işgali zor” anlamına gelen sözleri de bir çeşit açılım olarak algılanmıştır. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise “Sorunun çözümü için konjonktür, iç ve dış etkenler şu an her zamankinden daha müsaittir.../...İlelebet terörle yaşamayı değil, terörsüz bir hayat istiyoruz. Güçlü bir siyasi irade ile bu mümkündür. İnsan hayatını koruma adına ne gerekiyorsa onu yapacağız” demiştir.
İyi de Sayın Bakan, Kıbrıs’ta, Irak’ta, Ermenistan kapısında barış adına, açılım adına ne gerekiyorsa fazlasını yaptınız. Hangi sonucu aldınız? “Çözümsüzlük çözüm değildir” diyerek başladığınız hangi sorunu çözüp gündemden düşürdünüz? Önce onu açıklayın! Siyasetin temenniden ve iyi niyetten öte bir anlamı vardır. “Açılım” diye diye birileri, devlet ile PKK’ya Rus ruleti oynatmaya çalışıyor. Bu durumda silahın kimin şakağında patlayacağı hiç de belli değildir.


KAYNAK
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

İletigönderen mufisas » Çrş May 13, 2009 12:32

Devletin gücü yetmiyor mu?

Ne oluyor? Bir avuç çapulcuya devletin gücü yetmiyor mu? Nedir bu gidip gelen kuryeler? Bölücübaşı muhatap alınmalıymış... O olmazsa Karayılan... O da olmazsa bunların siyasi partileri... Adam, on binlerce kişinin katili olarak idama mahkûm edilmiş. Öbürü, Irak’ın kuzeyinde mevzilenmiş; durmadan Türkiye’ye silahlı terörist gönderiyor. Siyasi partileri de “Kürdistan’ın sınırlarını çizdik” diyor... Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunları muhatap alacakmış!... Kimin, hangi mevkinin Türkiye’yi bu kadar güçsüz, çaresiz, zayıf göstermeye hakkı var? Adamlar, daha geçen günlerde, uzaktan kumandalı mayınlarla onlarca askerimizi şehit etmedi mi? Neredeyse her gün şehit vermiyor muyuz? Bunların elebaşıları muhatap alınacakmış... Birileri bizimle şaka mı ediyor? Koca koca gazeteler, adı büyük yazarlar katillerle gidip konuşuyor; konuşma talep ediyor. Bunun da adı arabuluculukmuş... Gerekirse devletin en mühim makamları da bunlarla görüşebilirlermiş... Bu bir şaka değilse bir kâbus mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yıllardır eşkıyalık edip on binlerce insanımızı katleden çetecilerle masaya mı oturacak? Bu kadar âciz miyiz; bu kadar küçüldük mü?
Sorun, ne Güneydoğu Anadolu sorunu, ne terör, ne de Kürt sorunudur. Sorun bölücülük sorunudur efendiler! Eşkıya silahla veya siyasetle senin devletine ortak olmak istiyor; senin vatanından parça koparmak istiyor; Kürdistan’ın sınırlarını çizdik, diyor. Tam da hamaset söyleminin yeridir. Bu taleplere tek bir şekilde cevap verilebilir: Mehmetçiğin silahıyla. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devlete başkaldıran, devlete silah çeken karşısında Türk ordusunu bulur. Siyasi irade yalpalamazsa Türk ordusu bu işi birkaç ayda bitirir. Siyasete düşen, sonuna kadar ordunun arkasında durmaktır. Şehitlerin cenaze namazlarına katılarak kendinizi mazur gösteremezsiniz.
Siyasi irade, devlet makamları, bölücü söylemleri hiçbir şekilde müsamaha ile karşılayamaz; bölücü söylemlerin sahiplerini makamlarında ağırlayamaz. Devletin ciddiyetini ve gücünü makam sahipleri göstermeyecekse kim gösterecek? Eşkıya ne yılışık gülümsemelerle sindirilir; ne de yaptırımı olmayan parmak sallamalarla. Siz siyasiler, bölücülük karşısında gösterilmesi gereken kesin tavrı takınınız; gerekli kanuni tedbirleri alınız; sonrasını Türk askerine bırakınız! Bunu yapınız; mesele halledilir.
Uluslararası ilişkiler mi? ABD ve AB ne der, kaygıları mı? Onlar bir şey diyecek diye her gün bunca insanımızın şehit olmasına müsaade mi edeceğiz? Memleketimize Türk milletinin yanında bir ortak kabul etmek için masaya mı oturacağız? Ne zamandan beri yabancı güçler, bir ülkenin bölünmesine yol açabilecek müdahalelerde bulunuyorlar? Bu tür müdahaleleri kabul eden ülkeler bağımsız sayılabilir mi? Yoksa zaten bağımsızlığımız elden gitti de milletten mi saklıyorsunuz? Bu kadar yılışma, bu kadar kıvrılışma, bu kadar bükülüşme bu sebeple mi? Dik durmak, millete gerçekleri anlatmak o kadar zor mu?
Bağımlılık her şeyi yok eder. Hürriyeti, şerefi, haysiyeti, namusu... her şeyi yok eder. Ancak bağımsız bir ülkenin vatandaşları sokaklarda başları dik dolaşabilirler; şeref ve haysiyetleriyle yaşayabilirler. Ancak bağımsız bir devletin yöneticileri, makamlarında şeref ve haysiyetleriyle oturabilirler. Bağımsızlık yoksa bunların hiçbiri yoktur; o makamlarda oturmanın da bir anlamı yoktur. Ben, Türkiye’nin hâlâ bağımsız olduğunu düşünüyorum. Eminim ki Türkiye’yi yönetenler de böyle düşünüyor. O hâlde nedir bu gidip gelen kuryeler? Nedir bu filanın veya falanın muhatap alınacağı söylentileri? Nedir bu eşkıyanın siyasi temsilcilerini ağırlamalar? Kimin, hangi makamın Türkiye’yi bu kadar güçsüz, çaresiz, zayıf göstermeye hakkı var? Devletin gücü, bir avuç çapulcuya yetmiyor mu? Yetmiyor mu?

Kaynak http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_hab ... ityaz=8426
Kullanıcı küçük betizi
mufisas
Üye
Üye
 
İletiler: 6
Kayıt: Cmt Tem 05, 2008 2:22

İletigönderen bozkurtlar diyari » Çrş May 13, 2009 20:19

GARDAS AZERI'LERE,
Kardes TÜRMEN'LERE
pkk'la savasan canim KARDESLERIM SEHITLER icin
Ne acilimi yaptin ey akp
Körleri sagirlari oynadin ey akp
Yaziklar olsun yaziklar.
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

Gazete Köşe Yazarları

İletigönderen jamesB07 » Cum May 15, 2009 20:19

ic-dis dusmanlarin acilim yaygaralariyla yakinda Yugoslavya gibi tam acilacagiz(bolunecegiz),ondan sonra bu akp'liler
ve soros'un cocuklari,butun bolucu-kurdcu-dinci demokrasi maymunlari(ACILIMCILAR) hepside k..cina kina yakacaklar artik!
Kullanıcı küçük betizi
jamesB07
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Pzr Eyl 28, 2008 2:39


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x