ADINI DOĞRU KOYMAK

ADINI DOĞRU KOYMAK

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Tem 29, 2015 14:04

ADINI DOĞRU KOYMAK
Batı basını bölgemizdeki son gelișmeleri nasıl değerlendiriyor acaba ?
Türkiye’nin ‘Suriye karșıtı koalisyon’a girmesini olumlu mu buluyor ?
Yoksa yine ABD’nin güdümünde ‘ne yaptığını bilmeden’ mi ‘savaș’a girmiș sayılıyor ?
Ya da ABD’lilerin dediği gibi, ‘haddini așan’ eylemlere mi girmiș oluyor ?
Türkiye’nin tutumunun ‘adını doğru koymak’ gerekiyor yani.
Platon ve Konfiçüyüs’ten buyana, « șeyleri yanlıș adlandırmak dünyaya yapılacak kötülüklere katkı yapmaktan bașka bir ișe yaramaz » deniyor.
Fransız ‘entel’ Henri Temple, bu söze dayanarak Amerikalılara, o arada tüm Batı’ya ‘semantik bir ders’ veriyor.
Bu ünü uzun aklı kısa ‘entel takımı’ bir ‘koro’ biçiminde Türkiye’nin bir ‘iç savaș’a yöneldiğini ileri sürmekteler.
Olayların da bu doğrultuda geliștiğine kușku yok.
Ancak ‘adını doğru koymak’ gerekiyor.
Bu iç savaș, daha ileri bir Türkiye, gönenmiș bir ülke, adil bir toplum, ahlaklı bir yönetim için mi yapılmakta, yoksa parçalanmıș bir Türkiye ve bölgenin, giderek dünyanın daha fazla ‘huzursuzluğu’na ‘katkı’ yapmak için mi yapılmakta ?
İște, batılı ‘entel takımı’ ya da ‘düșünce kurulușları’ bu ayırımı yapmakta zorlanıyorlar.
Bunların ‘saf’ olanlarının ayzmazlığı tartıșılabilir, ama ‘aylıklı’ olanlarının gözüne mertek soksan değișen bir șey olmuyor.
Nato kafa nato mermer sözü tam da bunlar için söylenmiș olmalı.
Bunlara göre, Türkiye’nin ve bölgenin ve giderek tüm dünyanın kurtulușu Westfelya Barıșı’nda.
Sanki, aradan dörtyüzyıl geçmemiș.
Sanki üçer-dörder yüzlük prensliklerden olușan Fransa, İtalya ve Almanya ‘ulus’ kavramında barıșı bulmamıșlar gibi.
Șimdi onların ‘ulusal birlikleri’ne toz kondurulmaz.
Akıllarına bile getiremezler ama; konu Türkiye, İran, Suriye, Irak, Mısır ve Libya olunca harita üzerinden dörde beșe bölebilirler.
Adını doğru koyalım diyorlar, Ortadoğu’daki devletlerin bölünmeleri ‘hak’tır; Türkiye’deki iç savașın nedeni de ‘Kürtlerin hak arayıșları’..
Senin Apo’dan bașlayarak ‘Selo’n, ‘Figo’n, ‘Pervo’n, ‘Sürro’n da ‘kahraman’!
Benim ‘memo’mun ekmeği de ‘umut’.
Doğrudur, Türkiye bir ‘iç savaș’ın eșiğindedir.
Ve bu ‘savaș’ da ‘kaçınılmaz’dır.
Ancak, Apo’nun önderliğinde, İsr’ail’in himayesinde, ABD’nin gözetiminde, Batı’nın hayalindeki bir ‘Kuzey Kurdistan’ için değil, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkının, Cumhuriyet’ini islam fașizmi ve kürt șovenizinden kurtarmak için yapılacaktır.
Adını doğru koyacaksak, söyle de diyebiliriz ; bu savașı ‘devrimci’ler bașlatmadığına göre, bu bir ‘devrim için savaș’ değildir.
Ancak, eğer bu savaș, her ne nedenle olursa olsun bașlatılacak olursa, kesinlikle ‘devrim’le taçlandırılacaktır.
Otuz yıl mı sürer, daha kırk yıl mı bilinmez.
Ama orada, Westefalya artığı, ‘Kuzey Kürdistan’a yer olmayacaktır.
‘Devrimci Türkiye’ olacaktır.
‘Devrim’ sözünden korkan, tatlısu ‘demokrat’, ‘aydın’, ‘entel’, ‘millîyetçi’, ‘halkçı’ ve bilmem necilerin dikkatine sunulur.
Platon ve Konfiçüyüs’ten buyana, demek ki ne imiș ?
‘Adını doğru koymak’ gerekiyormuș.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1680
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x