Afganistan Narko-Devlet'tir.– Dünya Eroin pazarının ihtiyacı olan eroinin yüzde 90'ı tek başına bu ülkede üretiliyor.

Afganistan Narko-Devlet'tir.– Dünya Eroin pazarının ihtiyacı olan eroinin yüzde 90'ı tek başına bu ülkede üretiliyor.

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Ağu 21, 2022 3:32

Afganistan'dan çıkan eroinden her yıl 65 Milyar Dolar gelir elde ediliyor, her yıl 65 milyar dolar….
Resim
- Bu paranın sadece üç milyar doları Afganistan'da dağıtılıyor, geriye kalan 62 Milyar Dolar bu işi organize edenler arasında kırışıliyor...

– Afganistan'da fabrika yok, üretim yok, iş yok, güç yok, bir milyon kişi uyuşturucu üretimi ve satışıyla geçiniyor...

- Afyon hasadı Nisan ayında yapılıyor, bir milyon kişi haşhaş tarlalarına koşuyor, çalışıyor, yevmiye alıyor, geriye kalan 11 ay yine işsiz kalıyor, hasat zamanının gelmesini bekliyor...

– ABD'deki eroin pazarını Meksika besliyor, Avrupa ve Asya pazarının tedarikçisi ise Afganistan… “Balkan Rotası” denilen bir karayolu güzergahıyla, Afganistan'da üretilen Afyon, eroin olarak İran ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidiyor...

– Havayoluyla sevkiyat uzun süredir sadece Kabil havalimanı'ndan yapılıyor. Çünkü, Afganistan'da irili ufaklı 60 küsur havaalanı var ama, sadece dördünden uluslararası uçuş yapılabiliyor, ABD kontrolünde sadece Kabil havalimanı kaldı, diğerleri Taliban kontrolüne geçtiği için, başka uluslararası uçuş yok...

– Denizyoluyla sevkiyat Pakistan üzerinden yapılıyor. Afganistan'dan Pakistan'a geçiriliyor, Umman denizi'nde gemilere yükleniyor, sonra Somali limanlarına indiriliyor, karayoluyla Akdeniz kıyılarına çıkarılıyor, Libya, Tunus, Fas üzerinden, yine deniz yoluyla Avrupa'ya sokuluyor...

– Haşhaş Afganistan'da elbette hep vardı ama, bizzat ABD tarafından eroin üretimi , dağıtım, satış ve pazarlama üssü haline getirildi...

Nasıl derseniz?...
2000 yılında Taliban fetva çıkardı, haşhaş ekimini yasakladı...
Şak…

2001 yılında ABD Afganistan 'i hemen işgal etti...
Feodal savaş lordlarını uyuşturucu trafiğini yönetmeleri için şehirlere “vali” yaptılar, böylece, 2002 yılından itibaren haşhaş ekimi tam gaz yeniden başladı, Afganistan

Eroin Devleti haline getirildi...
– 2001 yılında haşhaş ekilen arazi yedi bin hektarken, bugün 300 bin hektara çıktı...
Artış oranı % 4200 e yakın...

– 2001 yılında yılda 150 ton uyuşturucu üretilirken, bugün yedi bin ton uyuşturucu üretiliyor... Artış orani % 4.600 e yakın...

– Afganistan'da güya “Uyuşturucuyla Mücadele Bakanlığı” var ama, hükümetin, generallerin, polis şeflerinin uyuşturucuya bulaştığını, bu zehirli parayla servet kazandıklarını bütün dünya biliyor...

– Afganistan Sağlık Bakanlığının verilerine göre, Afganistan'da her on kişiden biri uyuşturucu bağımlısı haline geldi, yaklaşık dört milyon kişi uyuşturucu kullanıyor, bunların bir milyonu kadın… Nüfusuna oranla, dünyada en fazla uyuşturucu bağımlısı olan ülke, Afganistan...

– Kabil'de eroin satın almak, bakkaldan ekmek almak kadar kolay… Uyuşturucuya başlama yaşı altı'ya kadar düştü. Cehalet öylesine feci boyutlarda ki, emzirme sırasında öksürüğünü kessin diye bebeğine afyon verip, çocukları neredeyse doğuştan bağımlı yapanlar var...

– Kırk yıldır bitmeyen savaş, bitmeyen terör, şiddet, yoksulluk ve kolayca ulaşabilme imkanı, uyuşturucu kullanımını arttırıyor...

– Ülke savaşla-terörle “Taş Devri”ne döndükçe, uyuşturucu üretimi kolaylaşıyor, üretim kolaylaşınca kullanım ucuzluyor, yayılıyor...

– Afganistan, eroinin yanısıra Metamfetamin'in dünyadaki en önemli üreticisi konumuna geldi. Çünkü, doğada kendiliğinden yetişen Efedra isimli bitkiden Metamfetamin'in hammaddesini elde edebileceklerini keşfettiler, pahalı kimyasallara gerek kalmadı, bir anda yüzlerce Metamfetamin laboratuvarı kuruldu...

– “Kristal Meth” tabir edilen Metamfetamin'e “gariban kokaini” deniyor, eroinden ucuz, eroinden daha kuvvetli bağımlılık yapıyor. Kırılmış kristal, kırık cam/buz parçaları, limon tuzu gibi görünüyor. Avrupa'da, ergenlik çağındaki çocuklar arasında hızla yayılıyor...

– Kristal Meth, Türkiye'de ilk kez 2009 yılında İstanbul'da ele geçirilmişti, bugün maalesef 81 şehrimizin 81'inde de yakalanıyor, ücra ilçelerimize kadar yayıldı. Torbacıların sokak jargonunda, meth'ten yola çıkarak “Metin amca” ismiyle satılıyor...

– Pakistan istihbarat teşkilatı, Sovyet işgali sırasında CIA tarafından maşa olarak kullanılmıştı, Afganistan'daki silahlı direniş, komşu Pakistan tarafından örgütlenmişti.

- Pakistan'dan Afganistan'a gizlice silah ve savaşçı götüren kamyonlar, dönüşte uyuşturucu balyalarını yükleyip getiriyordu. Örtülü askeri operasyon bu uyuşturucuyla finanse ediliyordu. Kaçınılmaz olarak Pakistan'a da sirayet etti…

- İşgalden önce Pakistan'da uyuşturucu kullanımı neredeyse sıfıra yakınken, bugün uluslararası raporlara göre 10 milyon civarında Pakistan vatandaşının uyuşturucu kullandığı biliniyor...

– Pakistan'da üç milyondan fazla Afgan mülteci yaşıyor. Bunlar resmi olarak bilinenler… Pakistan'da kimliği bile olmayan, herhangi bir kaydı olmayan en az bir milyon Afgan vatandaşı daha olduğu tahmin ediliyor...

– Sıkı durun lütfen… Sovyet işgalinden beri, 40 yıldır Pakistan'da yaşayan Afganlar var! Geçiçi olarak sığındılar, 40 yıldır oradalar!...

– Bir milyondan fazla Afgan vatandaşının Pakistan'da dünyaya geldiği, çeşitli vatandaşlık yollarıyla Pakistanlı haline geldikleri tahmin ediliyor...

– Taa en başında 340 mülteci kampı kurulmuştu, Afgan göçmenler buralara yerleştirilmişti, bugün sadece 54 mülteci kampi var, göçmenlerin gerisi şehirlere dağıldı, Pakistan şehirlerinde Afgan ilçeleri oluştu...

– Amerikan ve İngiliz televizyonları, Pakistan'daki Afgan mülteci kamplarında uyuşturucunun ne kadar yaygın olduğunu gösteren belgeseller yayınlıyor, sayın medyamız bunları asla göstermiyor...

Afgan göçü, Suriyeli göçüne benzemez!
Afgan göçüyle sadece kaçak göçmen gelmez...
Saray zihniyeti feci bir şey yapıyor…
Bu iş tıpkı orman yangını gibi, herkesin kapısına dayandı...
Herkesin aklını başına toplaması, herkesin sesini yükseltmesi lazım...
(Şimdilik iyi kötü idare ediyoruz ama, beş yıl sonra tıpkı Latin Amerika'da olduğu gibi, bunları yazacak gazeteci de bırakmazlar...)
Henüz hâlâ yazabiliyorken haykırırcasına yazalım…

Bu iş derhal durdurulmazsa, bu memleketin çocuklarını kimse kurtaramaz!... "

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Bakkalda satıldığını gördüm lan ben uyuşturucunun.

İletigönderen İlteriş Kağan » Sal Eki 04, 2022 8:12

1-Türkiye’de uyuşturucu, büyük bir toplumsal problem haline geliyor. Çünkü uyuşturucu tüketimi burada artık bireysel değil toplumsal bir karakter kazanmaya başladı. Uyuşturucu baronları ve karteller için paha biçilmez bir yer artık Türkiye. Bunun belli başlı birkaç nedeni var:

2-Afganistan yıllardır uyuşturucunun yayılım alanı. Bu husustaki öncülüğünü çok az ülkeyle paylaşır. BM raporuna göre, 2020’de dünyadaki afyonun yüzde 85’inden fazlası Afganistan’da üretiliyor. Afganistan'da sadece 1 yılda, tüm dünyadaki kullanıcılara 320 ton saf eroin sağlanıyor

3-Afganistan’dan Türkiye’ye doğru akan yoğun göçle birlikte orada üretilen haşhaş menşeili uyuşturucu da Türkiye’ye giriyor.Afgan göçüyle birlikte uyuşturucu rotası yeniden düzenlendi.Sınırda denetimin olmaması, Afganistan’dan göçen çok kişiyi bu rotada birer taşıyıcıya çeviriyor

4-Üstelik Afganistan’dan Türkiye’ye insan kaçakçılığı işi yapan pek çok çete bir süre sonra daha kârlı olduğu anlaşılan afyon kaçakçılığı işine giriyor. Afganistan’dan çıkan herhangi çeşit bir uyuşturucu çok rahat şekilde insan kaçakçılığı yapan bu çeteler eliyle ülkeye sokuluyor

5-Ama ülkeye esas uyuşturucu Latin Amerika'dan giriyor. Bir süredir Latin Amerikalı uyuşturucu kartelleri, Avrupa ve Ortadoğu’ya uyuşturucuyu Türkiye üzerinden sokuyor. Bu uğurda pek çok kartelle ve hükümetle çeşitli ilişkiler kuruldu. Mersin Limanı bu işler için tahsis edildi.

6-Meksika'nın en tehlikeli uyuşturucu çetesi Sinaloa kartelinin, fonda mehter marşıyla bozkurt işareti yapan çete üyelerinin Türkiye’deki ortaklarına selam yolladığını gösteren videoları çok konuşuldu. Bu selamlaşma, aslında uyuşturucu trafiğinde oluşan yeni rotayı ifade ediyor.

7-Kolombiyan uyuşturucu çetesi Cali kartelinin organize ettiği uyuşturucu sevkiyatının son durağı ise yine Mersin Limanı. Uyuşturucular Kolombiya’dan; çiçek, muz ve kahve kolileri arasında uçakla ABD ve Hollanda rotasını izleyerek İtalya üzerinden Mersin Limanı’na ulaşıyor.

8-Kolombiya'dan gelen uyuşturucunun bir kısmı Mart 2021’de ele geçirilmişti. Ayrıca Tarım Bakanlığı’nın “Venezuela’dan beyaz peynir ithal edebilir” onayından sonra ise, Venezuela’dan Türkiye’ye gelen ve Ekram Yıldırım'a ait olduğu söylenen bir gemide, tonlarca kokain yakalanmıştı

9-Ağustos 2021’de ise Brezilya polisince yakalanan ve son durağı Türkiye olan özel Türk jetinde, 1300 kilo kokain ele geçirildi. İşin ilginç yanı adı geçen uçak, uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılmış TC-ATA tescilli Gulfstream 4 tipi özel jetti.

10-Balkan mafyasının önde gelen isimlerinin Türkiye'yi üs seçtiği biliniyor. Mafya lideri Vukotiç geçtiğimiz günlerde İstanbul’da öldürüldü. Sırp mafyasının önemli ismi Milan Vujotiç ise İstanbul’da yakalandı. Peki, Balkan mafyasını bir mıknatıs gibi Türkiye’ye çeken şey neydi?

11-Balkan mafyası uyuşturucu ticareti ile hayatta kalan bir organizasyon. Balkan çeteleri uyuşturucunun Avrupa’ya çıkarılması işinde uzmanlaşmış durumda. Anlaşılıyor ki Türkiye’deki varlıkları da uyuşturucu rotasının Türkiye merkezli şekilde yeniden düzenlenmesiyle alakalı.

12-Uyuşturucunun Türkiye merkezli şekilde yeniden organizasyonu kaçınılmaz olarak Türkiye’de uyuşturucuya ulaşmayı kolaylaştıran bir etki yarattı. Ulaşımın kolaylaşması beraberinde kullanımının da artması demek. Bunun ne kadar büyük bir tehlike olduğu yakında anlaşılacak.

13-Önümüzdeki aylar ve yıllar, uyuşturucu problemin açtığı derin yaralarla yüzleşeceğiz. Çünkü uyuşmuş beyinler bireysel trajedileri de beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz hafta Bağcılar’da kafa kesmeyle sonlanan vahşet, bunun öncül bir prototipiydi. Bu prototip salgına dönecek.

14-Türkiye’de bugün her sınıftan ve ekonomik gelir grubundan insana göre uyuşturucu bulunabiliyor. İsteyen herkes kendi bütçesine uygun uyuşturucuya çok hızlı ve rahat biçimde ulaşabiliyor. Bir ülkede en hızlı ulaşılabilir şeyin uyuşturucu olması korkunç değil mi?

Bakkalda satıldığını gördüm lan ben uyuşturucunun.
Bir çok esnafın kafası güzel. Bizzat şahit oldum. Çok kaygılıyım bu konuda
( Vatan millet diye göz boyayan 1 Numarali Vatan haini bunlar..
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

EğitRe: Afganistan Narko-Devlet'tir.– Dünya Eroin pazarının ihtiyacı olan eroinin yüzde 90'ı tek başına bu ülkede üretiliyor.

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Eki 15, 2022 17:54

Eğitim seviyesi düşük olan bir ülkenin, diğer tüm sistemleri de çarpık, bozuk ve geridir. Eğitimin gelişmediği, Düzenin bozuk olduğu ülkelerde iktidarda olanlar da ilelebet o koltuklarda otururlar. Eğitim seviyesi, bir ülkenin her şeyini etkilerken kimse ses çıkarmadığı sürece farklı bir durum da beklenmemelidir. Vahameti olan durum ise toplumun bu çarpık düzen içerisinde yaşamaya artık alışmış olmasıdır.
Ortalama kültür düzeyi Afganistan seviyesinde Gayet açık! Bakın Türkiye, Afganistan düzeyinde bir ülkedir.
Eğitim seviyesi düşük Toplumlar daha çok 'aldatılır'
Resim
Ama aptallık derseniz işte buna verecek o kadar çok örnek var ki.
Siz bir topluma korkuyu mutsuzluğu sonrasında yalnızlığı aşılarsanız kendi aptallığına inanacaktır. Zira beynini nasıl kullanacak onun bile farkında olamayacak, ” Aptallık baki kalır” sözünün Türk toplumu zaten yıllardır içinde yaşıyor, eğitimden aydınlıktan uzak bir toplum, nasıl olur da uyuduğu uykudan uyanıp aklını ve aptallığını görmeye çalışır. Güdülmüş koyun misali nereye sürersen oraya gidiyor, üstelik sesini bile çıkaramadan

Güdülmüş toplum, körleştirilmiş toplum, her söylenen yalanlara ve yaşananlara inanan cahil toplum. Kendi dünyasında korkunun yoksulluğun, fukaralığın, mutsuzluğun, gelecek endişesini bile düşünemeyecek kadar sağırlığının cehaletinin döngüsü içinde yapayalnız kalacaktır.

OKUMAYAN KÖR BİR TOPLUM…
Bugün ne yazık ki kitap ve gazete okumayan bir toplum haline geldik, bakar kör haline gelen bir toplum olduk.

Atatürk’ün akıl ve bilimi eğitimi miras olarak bıraktığı bir toplum, nasıl olur da gözlerinin önünde söylenen onca yalanlara yaşananlara inanır bunu görmezden gelir.

80 milyonluk bir ülkede 5,6 milyon insanın kitap ve gazete okuduğunu düşünmek, okumayan insanı ilkokul mezunuyla eşdeğer görmek o toplumun bakar kör olması değil mi?

Sadece bakan ama görmeyen duyarsız mazohist bir toplum olmak, buna örnek ”’bana dokunmayan yılan bin yaşasın” işte tüm akılsızlığın körlüğün resmi. Kör toplum körletilmiş toplum yaşananları görmemesi duymaması için en kolay yolun uyumaktan uyutulmaktan geçtiğine inanır oldu artık.

Ama birde uyanıklar var, körleşen topluma kendi kuruldukları koltuklarda birilerinden aldıkları görevi yerine getirmenin zevkini yaşayanlar. Çünkü efendileriyle birlikte bunun zevkini birlikte tadan yalakalar dalkavuklar dır onların adı.

Onlar daima kazanır, ama kör ve duyarsız toplumlar daima aynı acıyı zorluğu çileyi sıkıntıyı yoksulluğu yaşar. Yani her halk layık olduğu biçimde yönetilir.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x