AGİTin Kararı 1915 Olayları Konusunda Yeni Bir Başlangıç Olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 4-7 Temmuz tarihleri arasında Kazakistana resmî bir ziyarette bulundu. Astananın başkent oluşunun 10. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen törenlerde Orta Asya liderlerinin yanı sıra Kafkas ülkeleri liderleri de hazır bulundu. Türkiye açısından Astanadaki kutlamalar çerçevesinde gündeme damgasını vuran gelişme Cumhurbaşkanı Gülle Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan arasında yaşanan sıcak diyalog oldu. Ancak bu gayriresmî görüşmeden daha önemli olan AGİTin (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) 29 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında Astanada gerçekleştirdiği 17. AGİTPA Genel Kurul toplantısında aldığı karar oldu. Bu bağlamda Türkiye açısından oldukça önemli bir gelişme olan AGİTPAnın söz konusu kararı üzerinde durulmasında yarar vardır.
Soğuk Savaş döneminde Avrupanın bölünmüşlüğünün sona erdirilmesinin yanı sıra katılımcı ülkeler arasında barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması ve korunması amacıyla 1970li yıllarda kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının, aralarında Ermenistanın da bulunduğu 56 üyesi bulunuyor. Dünya çapında Birleşmiş Milletlerden sonra ikinci büyük uluslararası kuruluş olarak değerlendirebileceğimiz AGİTin Astanadaki toplantısının bu yılki ana teması AGİTte Şeffaflıktı. AGİTPAnın Demokrasi, İnsan Hakları ve İnsani Meseleler Komitesi toplantısının yapıldığı sırada AGİT Genel Kuruluna Türk heyeti tarafından önemli bir karar sunuldu. Kararda özetle soykırım gibi olayların öncelikle tarihçiler tarafından arşivlerde yapılacak araştırmalar sonucunda tanımlanması ve gerekli görülmesi hâlinde üçüncü ülke bilim adamlarının da söz konusu araştırmalarda yer alabilmesi konularına ağırlık verildi. Söz konusu karar tasarısına Ermenistan dışında ret oyu veren olmadı. Böylelikle AGİT Parlamenter Asamblesi, katılımcı ülkelerin, tarihlerindeki ihtilaflı dönemlere objektif ve bilimsel nitelikte ışık tutmak amacıyla, katılımcı ülkeler arasında, ilgili tarihî, siyasi ve askerî arşivlerde araştırma yürütmek üzere, kendi ülkelerinden, gerekirse üçüncü ülkelerden uzmanlar ve tarihçilerden oluşan ortak tarih komisyonlarının kurulmasını desteklediklerini bildiren bir karar yayınlandı.
AGİTPAnın bu kararı Ermenistanda Sarkisyanın Cumhurbaşkanı Gülü Türkiye-Ermenistan maçını izlemek üzere davet ettiği bir dönemde, özellikle de kamuoyunda Sarkisyana yönelik sert eleştirilerin yer aldığı bir ortamda kabul edildiği için çok fazla yankı bulmadı. Ancak bu gelişme Ermeni basınında AGİT kararının Türkiye tarafından çarpıtıldığı şeklinde yer aldı. AGİTPA Ermenistan delegasyonu başkanı Armen Ashotyan, Ermeni basınının Türkiye tarafından bilinçli olarak propaganda yoluyla yanlış bilgilendirildiğini dolayısıyla AGİTPA kararının Ermenistan ya da Türkiyeye yönelik değil AGİTe üye tüm ülkeleri kapsadığını ve bu nedenle Ermenistan açısından endişelenilecek bir durum olmadığını açıklamakla yetindi.
Ermenistanda Şubat ayında yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin ardından ülkenin çalkantılı bir dönem geçirdiğini söylemek mümkündür. Nitekim seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla yapılan protestolar, hemen ardından olağanüstü hâl ilanı, ölümler, tutuklamalar ve göz altıların yaşandığı bir dönemde Ermenistanda iç dengelerin durulmaya başladığı bir zamanda Sarkisyanın açıklamaları ülkede yeni bir kaos ortamının yaşanmasına neden olmuştur. Sarkisyanın bir yandan Ermeniler için tabu olarak kabul edilen, Türkiyenin öne sürdüğü soykırım konusunun Ortak Tarihçiler Komisyonu tarafından incelenmesi önerisine ilke olarak karşı olmadıklarını açıklaması, diğer yandan sert tepkilerden kaçınmak için ülkesinin soykırım konusundaki fikirlerinin değişmediği yönündeki açıklamaları Türkiye gibi Ermenistanda da şaşkınlıkla karşılanıyor. Bu nedenle Ermenistanda muhalefet ve koalisyon partilerinden sık sık Sarkisyana yönelik sert eleştiriler geliyor. Dolayısıyla AGİTin son Astana toplantısında Sarkisyanın konuyla ilgili açıklamalarını ve Türkiyenin tezlerini destekleyen bir karar alması, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde bir ilerleme olarak kaydedilirken, Ermenistanda ise bir hayal kırıklığı yaratıyor.
Türkiye açısından bakıldığında söz konusu karar AGİT tarafından kabul edilen ilk karar olması yönüyle önem arz etmesinin yanı sıra uluslararası camiada 1915 olaylarının araştırılması konusunda Türkiyenin 2005 yılından beri önerdiği Ortak Tarihçiler Komisyonu fikrinin bu yolla desteklenmesi bakımından da önemli bir kazanım olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra bu kararın önümüzdeki dönemde BM, NATO, Avrupa Parlamentosu gibi diğer önemli uluslararası kuruluşlara da örnek teşkil etme ihtimali bulunduğundan, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde son dönemde yaşanan olumlu gelişmelere katkıda bulunabilir. Ancak kararın uygulamaya geçirilebilmesi için başta Ermenistandaki Devlet Arşivleri olmak üzere Kudüs'teki Ermeni Patrikhanesi Arşivi ile Boston'daki Ermeni Arşivlerinin de kullanıma açılması gerektiği hususunun da hatırlatılmasında yarar var. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Ermeni Arşivlerinin açılması konusunda Ermenistan yönetiminin nasıl bir tutum sergileyeceği merakla bekleniyor.
Yıldız Deveci BOZKUŞ - ASAM
Kaynak