"Erdoğan hükümeti Genelkurmay'ın 27 Nisan'daki muhtırasına sessiz kalmayan ilk hükümet olmuştu. Önceki gün Başer'in görevden alınması, hükümetin askeri kanattan gelen tasarruflara karşı ikinci duruşu oldu. Erdoğan, askeri kanadın çıkışlarına karşı dik durduğu mesajını vermek istiyor ve bu duruş ile 22 Temmuz seçimlerinde oy artışı bekliyor."
Murat Yetkin/Radikal
Erdoğan'ın Karargahından
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF) açılış töreninde Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a en önde, yan yana yer ayrılmıştı. Aralarında yalnızca merdiven boşluğu vardı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Erdoğan'ın konuşmaları ardından hava akrobasi grubu Türk Yıldızları'nın gösterisi anons edildi.
Büyükanıt ve kuvvet komutanları, konuk savunma bakanları ve genelkurmay başkanları ile gösteriyi izlerken, Erdoğan, Gönül ile birlikte silah sergilerini gezmeyi tercih etti. Basına kapalı yemekte ise aynı masada oturdular. Ancak gözlemcilere göre, yemek sohbeti, törenlere yansıyan soğukluğu gidermeye yetmedi.
Soğukluğun yeni nedeni, emekli Orgeneral Edip Başer'in Terörle Uluslararası Mücadele Özel Temsilciliği'nden önceki gün alınmış olması mıydı? Başer adının, Erdoğan'a Büyükanıt tarafından önerildiği biliniyordu. Gerçi Büyükanıt sorulduğunda 'Ben atamadım ki' yanıtı verdi, tepkisi sorulduğunda da 'O da bana kalsın' dedi, 'Ne demek istediğimi anladınız herhalde?' diye ekleyerek. Oysa tam anlaşılamadı.
Erdoğan hükümeti Genelkurmay'ın 27 Nisan'daki muhtırasına sessiz kalmayan ilk hükümet olmuştu. Önceki gün Başer'in görevden alınması, hükümetin askeri kanattan gelen tasarruflara karşı ikinci duruşu oldu. Erdoğan, askeri kanadın çıkışlarına karşı dik durduğu mesajını vermek istiyor ve bu duruş ile 22 Temmuz seçimlerinde oy artışı bekliyor.
Yine de, şimdi yazının başlığındaki tahmine geliyoruz, Erdoğan'ın kurmay heyetinde yapılan değerlendirmeler, tabana yansıtılan, yüzde 40-45 oy alırız, Meclis'in yüzde 70-80'i elimizde olur, Anayasa'yı değiştirir, istediğimizi istediğimiz göreve getiririz' yaklaşımıyla pek örtüşmüyor. Dün bana söylenen, karargâhta 22 Temmuz seçimlerinden beklenen milletvekili sayısının, Meclis'e girecek parti sayısı ve yüzde 10'u geçme oranına bağlı olarak, 290 ila 320 arası olduğu idi. Yani Erdoğan'ın kurmay heyetinde, 22 Temmuz'dan en iyimser beklenti 320 sandalye. Yani bugünkü 354 sayısının altında.
Ancak, Başbakan'ın karargâhındaki değerlendirmelerde bir ihtimal daha var.
O da, Meclis'e birlik içinde girebilecek partilerin, girdikten sonra çözülerek 6-7 parçalı bir parlamentonun oluşmasına neden olması ve karar alamaz hale gelen parlamentonun en geç önümüzdeki yıl bir seçime daha karar vermesi.
Yazının başlığındaki merak bu noktada devreye giriyor. Başbakan'ın ekibinde Genelkurmay'ın gerçekten bir seçim tahmin çalışması yaptırıp yaptırmadığı merak ediliyor. Yaptırdıysa, bunun bir şirkete mi, yoksa TSK imkânları içinde mi yaptırıldığı da merak ediliyor. Tabii böyle bir çalışma varsa, bunun sonuçları.
Dikkati çeken bir ayrıntı var. Dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa değişiklik paketini inceleme süresini geciktirerek ikinci oylamanın başarısız kalmasına yol açabileceği senaryosunu aktarmıştım. Bugün, AK Parti'nin sandalye sayısının en pembe tahminlere göre dahi azaldığı ve parçalı parlamentonun yeni bir seçime gideceği senaryosunu aktardım. Bu kafa karıştırıcı senaryoların AK Parti kulisleri kaynaklı olduğu. Bir yandan askeri çıkışlara karşı dik duruş, diğer yandan 22 Temmuz'a doğru yürüyüş, zihinleri giderek daha çok bulandırıyor galiba.