Akıl ve Eylem: Teşkilat

Akıl ve Eylem: Teşkilat

İletigönderen KOLBAŞI » Cum Ağu 24, 2012 23:29

Akıl ve Eylem: Teşkilat

Eylemsiz düşünce âtıl;
Akılsız eylem kördür.


Mustafa Kemal, buyruğu altındaki bir avuç inançlı subayla birlikte mücadele etti. Ülkeyi kurtarmaya kararlı subaylar, önce kendilerini, sonra halkı örgütlediler. 1919’u ortaya koyan koşulların altında, sekiz yıllık bir cephe mücadelesi ve çelikleşen ve yenilmesi güç savaşçılar haline gelen bu subaylar vardır.

Bugün üstümüze gelen kuşatma ve uygulanan gerçek darbe, gerçek düşmanı cephede gören ve yıllarca örgütle çarpışarak, ihaneti yerinde ve alınan kararların yakıcı ve yıkıcı etkisinde, hayatıyla sınamış, zinde ve savaşçı subayların, genç kadroların, gelecekteki komuta döneminde, anti-emperyalist duruş ve kararlılıklarını halk gözünde itibarsızlaştıramayacaktır.

Nitekim, Gaziantep'teki hain saldırıda vatandaş, meseleyi ayırmış; askerine sahip çıkmış ve uygulanan siyaseti açıkça yermiştir.

Tüm bu kirli çabalara rağmen, o günlerde de, aydın ve subaylarımıza daha ağır ve açık saldırılar yapılmıştır. Mustafa Kemal Paşa, harp okulu ve sonrasında yaşadığı cephe deneyimlerinde geliştirdiği gayri nizami harp tekniklerini, düzenli ordu öncesi ve düzenli ordu kurulduktan sonra, birlikte ve ayrı ayrı uygulamış ve bu düşüncelerini sivil hayatta da düşünsel ve siyasi çalışmalarında da insan merkezli bir onur mücadelesinin merkezi halinde yürütmüştür.

Örgütlediği, emperyalizme karşı top yekün bir halk direnişidir. Emrinde bulunan ve iletişim zorlukları ve işgal nedeniyle emir alamaz durumdaki küçük birliklerin, bağımsızlık savaşındaki gücünü dayandırdığı en önemli etkenin; ”emir almadan da inisiyatif kullanabilmek” olduğunu, Nutuk’ta tarihe kayıt etmiştir.

Bir şart ve hal bozulmadığı sürece bunun başarıda en etkin yol olduğunu belirtmiştir. O şart, merkeze ve temel hedefe saygı ve sadakatten asla vazgeçmeden, disiplin içinde anlık ve planlı kararlar alınmasıdır.

Bugün, sıcak savaş ortamında değiliz. Fakat düşünsel ve iletişim aygıtlarının saldırısı altında, sahip olduğumuz değerler yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda, örgütlenerek yeni bir "güç birliği" üretilmek zorundadır. Bunun için kararlı ve tutarlı, etrafına güven veren yoğun bir ilişkiler ağını sırtlayabilecek bir liderlik kadrosuna ihtiyaç vardır.

Seçime endeksli yaklaşımın ve kanımızı emen siyaset bezirgânlarına, varlığımızı hissettirmenin yolu, örgütlü olmaktır.

Teşkilatlı olmak, tek başına olmaktan her zaman daha üstündür.

"Mustafa Kemal'in eylemini de, düşüncesini de, Kuva-yı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk çerçevesi içinde yeniden ele alıp, diyalektik bir görüşle değerlendirilmek" gerekiyor...

Biz Kemalist'iz. Büyük Türk Devrimi'nin, inişli çıkışlı yolunda, hedefimiz, dünya melletleri içinde, mazlum milletlerin bayrağını taşımaktır. Mustafa Kemal budur. Ve daha fazlasıdır. O'nu indirgemek ihanettir.

Bu düşüncelerle, Türk aydınına düşen görev, düşünce ve eylemi bir arada sürdürmektir.

İmkânlarımız kısıtlı mı? Kaynak bulamıyor muyuz? Bunlar bahanedir.

İş yapacak, örgütlü iş yapacak Türk aydınını arıyoruz biz.

Biz kimmiyiz? Kuvayıumumiyenin sıcak nefesiyiz.


Tuna KOLBAŞI, 24 Ağustos 2012
tunakolbasi@gmail.com



Yararlanılan kaynak: - Ülkeye Adanmış Yaşam - Metin AYDOĞAN

"Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet, vatana ihanettir!" Mustafa Kemal Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
KOLBAŞI
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 41
Kayıt: Cum Eyl 18, 2009 22:49

Şu dizine dön: Tuna KOLBAŞI

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x