AKP'den DTP'ye: Darısı başınıza!

Genel & Güncel Konular

AKP'den DTP'ye: Darısı başınıza!

İletigönderen tuba » Prş Tem 31, 2008 13:03

AKP'den DTP'ye: Darısı başınıza

Anayasa Mahkemesi’nin, AKP hakkındaki kapatma davasında verdiği karar, DTP’yi de umutlandırırken, AKP Grup Başkanvekillerinden, DTP’ye “darısı başınıza” temennisi geldi.

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, 16 Eylül’de partileri hakkındaki kapatma davasında savunma yapacaklarını hatırlatarak, “Ümidimiz partimizin kapatılmayacağı yönündedir, buna inanıyoruz” dedi. Demirtaş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın siyasilere yönelik uyarısını ise, “Mahkeme Başkanı Sayın Kılıç’ın siyasi partilere, siyasilere yaptığı çağrı çok önemliydi. Dolayısıyla Meclis'in tatilden sonraki gündemi Anayasa değişikliği ile siyasi parti kapatmanın tarihe karışmasıdır” sözleriyle değerlendirdi.

AKP Grup Başkanvekilleri Sadullah Ergin ve Mustafa Elitaş, Meclis’in tatile girmesi konusunda muhalefetten destek arayışları çerçevesinde, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. Meclis’in 7 tasarı ve teklifi görüşerek tatile girmesi yönünde, AKP ve DTP arasında mutabakat sağlanırken görüşmede, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar da gündeme geldi.

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, karar nedeniyle AKP Grup Başkanvekillerine, “hayırlı olsun, gözünüz aydın” derken, AKP Grup Başkanvekilleri de “darısı başınıza” temennisinde bulundular.

-KARAR DTP’Yİ UMUTLANDIRDI-

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, hakkında kapatma davası bulunan DTP’yi de sonuca ilişkin umutlandırırken, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, AKP Grup Başkanvekillerinin ziyareti sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, “16 Eylül'de savunmamızı yapacağız. Ümidimiz partimizin kapatılmayacağı önündedir buna inanıyoruz” dedi.

-“MECLİS’İN GÜNDEMİ SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASININ TARİHE KARIŞMASI OLMALIDIR”-

Demirtaş bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın siyasilere yönelik uyarısını da değerlendirdi. Demirtaş şunları söyledi:

“Mahkeme Başkanı Sayın Kılıç’ın, siyasi partilere, siyasilere yaptığı çağrı çok önemliydi. Dolayısıyla Meclis'in tatilden sonraki gündemi Anayasa değişikliği ile siyasi parti kapatmanın tarihe karışmasıdır. Mesele DTP'nin veya AKP'nin kapatılması meselesi değil. Demokrasinin kurumsallaşması meselesidir.

Yoksa bizim partimizin kapatılacağı veya kapatılmayacağı üzerinden bir Anayasa değişikliği tartışılmamalıdır. İlkesel olarak parti kapatılmasına karşıyız. Parti kapatma tarihe karışmalı. Demokratik yaptırımlarla bu tür önlemler alınabilir. Tüzel kişilik olarak parti kapatmalar sonlanmalıdır. Ama nihayet bu Anayasal değişiklik olmasa bile partimizin kapatılmayacağına inanıyoruz. AKP ile ilgili gerekçeli kararı görmedik.

Anayasa Mahkemesi nasıl bir açılım getirmiş, parti kapatmalarla ilgili yeni bir içtihat var mıdır, bunları görmeden bir şey söylemek mümkün değil. Ama dün mahkeme üyelerinin parti kapatma konusunda bir davayı görüyor olmalarından dahi rahatsızlık duyduğunu Sayın Başkan ifade etti. Dolayısıyla önemli olan parti kapatmaların mahkeme önüne gitmemesidir. Çünkü Mahkeme bu davalara bakmak istemiyor. Türkiye'ye de yakışmıyor bu davalar.”



Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen Mete Han » Prş Tem 31, 2008 13:12

AKP şu an kendisini,en tepede,zirvede görüyor.Tıpkı bir kartalın avı gibi.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Mete Han
Üye
Üye
 
İletiler: 14
Kayıt: Prş Tem 31, 2008 9:38

İletigönderen Türk-Kan » Prş Tem 31, 2008 13:47

Durmak yok, el ele ülkeyi bölmeye, satmaya devam!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen maydonos » Prş Tem 31, 2008 16:00

merak etmesin dtpliler kesin kapatilacaklar .. akp ile ya anlasacak yada akp bu partiyi kapattiracak. anayasa mahkemesi simdi bu partiyi kapatirsa sevinmeyecegim neden?cunku akp nin yolunu acmak adina yapacaklar yoksa bu partinin boluculuk yaptigini dusundukleri icin degil.digerr turlu olsa akp kapatilirdi.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Egeli » Prş Tem 31, 2008 16:29

Darısı DTP'ye koçanı kendilerine!Yani DTP acı çekmesin de,biz çekeriz elhamdülillah demeye getiriyorlar.
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40

İletigönderen Kadir Kavri » Cum Ağu 01, 2008 1:04

Genel olarak baktığımda Demokratik Toplum Partisin'i haklı görüyorum,çünkü Adalet Kalkınma Partisi Ülke Düzeni değiştirmek şuçundan yargılandı kapatılmadı,Demokratik Toplum Partisi ise Bölücülük yapmak Suçuyla yargılanıyor Devletin düzeni değiştirmek şuçuyla yargılanan AKP Kapatılmadığına Göre Demokratik Toplum Partisinin'de kapatılmaması gerek
Kullanıcı küçük betizi
Kadir Kavri
Üye
Üye
 
İletiler: 41
Kayıt: Pzt Mar 31, 2008 20:09

İletigönderen tuba » Cmt Ağu 02, 2008 12:50

Borabey yazdı:Değerli dostlar,

Dış ve iç mihraklar AKP davasında istenilen neticeyi aldılar ya,
Şimdi sıra DTP'de...
Önce AKP Grup BşkçVekillerinin temenilerini paylaşalım sonra öngörümüzü...


*************************************************************************
Darısı başınıza!
AK Parti Grup başkan vekillerinden Sadullah Ergin ile Mustafa Elitaş , DTP `li mevkidaşları Selahattin Demirtaş `a `Darısı başınıza` dileğinde bulunmuş. Damdan düşenin halinden ancak öyle bir kaza geçiren anlayabileceği için, bu dileğin içtenliğinden eminiz.
Tutar mı? Görülmekte olan davayla ilgili görüş belirtmeme kuralını çiğnememeye özen göstererek, tabloyu çizelim:
- AK Parti davasının aksine DTP için iç ve dış kamuoyunda güçlü destek oluşmadı. Elbette AK Parti `nin kendine özgü durumu vardı; dünya siyasi tarihinde ilk kez iktidar partisi için dava açılmıştı.
- Daha önemlisi; AK Parti `ye destek verirken kullanılan iddianamenin yetersizliği, delillerin bir bölümünün inandırıcılık katsayısının düşüklüğü gibi argümanların, DTP için de kullanılmasında hayli sıkıntı var.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, kapatma talebini üç gerekçeye dayandırdı: 1-PKK `nın siyasal uzantısı olması. 2-Öcalan `ın emriyle kurulması. 3Şiddet yanlısı olması.
Bu gerekçelerden en az ilk ikisinin kanıtlanması ne kadar kolaysa, çürütülmesi de o kadar zor.
Çünkü DTP`liler PKK ile aynı tabanı paylaştıklarını söylemekten çekinmiyorlar. DTP `nin hiç değilse il ve ilçe yönetimlerinin PKK kadrolarının onayından geçtiği, hatta milletvekili adaylarının çoğunun PKK `nın telkinlerine göre belirlendiği de sır değil.
Aynı şekilde Başsavcı`nın da iddianamede epeyce örneğine yer verdiği gibi, DTP `nin adından tüzüğüne, programına kadar her şey, Öcalan `ın avukatlarıyla ilettiği talimatlara göre yapıldı, Başta `Demokratik Toplum Projesi` olmak üzere tüm politikalar o talimatlar doğrultusunda üretildi.
Yüce Mahkeme `nin ikilemi
Bu gerçekler, DTP `yi kapatılan diğer Kürt partilerinden farklı konuma getiriyor. Onlarda `Terör örgütü liderinden emir alma` gerekçesi olmadığı için kararlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi `nce Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi `nin `Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü` ile ilgili 11`inci maddesine aykırı bulundu.
Bu fark nedeniyle Başsavcı Yalçınkaya iddianamesinde `DTP `nin kapatılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi `ne aykırı olmadığını` rahatlıkla söyleyebiliyor.
Peki, DTP kapatılmalı mı? Şöyle yanıtlayalım: HEP kapatıldı DEP kuruldu, DEP kapatıldı ÖZDEP kuruldu, ÖZDEP kapatıldı HADEP kuruldu, HADEP kapatıldı DEHAP kuruldu, DEHAP `ın kapatılacağı anlaşılınca DTP kuruldu. Şimdi DTP kapatılırsa bir başkası, o da kapatılırsa, bir yenisi gelecek. Nereye kadar ?
Ancak sorun şu: DTP Hazine yardımından yararlanamıyor. O yüzden Yüksek Mahkeme `nin önünde iki seçenek var: Ya kapatacak ya kapatmayacak.
Ne diyelim ki biz DTP `lilere `Darısı başınıza` dileğini tekrarlamaktan başka!

******************************************************
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen tuba » Cmt Ağu 02, 2008 12:52

Borabey yazdı:Yandaş Medya kalemşörleri eksik kalır mı?
Düğmeye basıldı
O halde atışa devam...

Kapatma kararı, PKK`nın önünü açar
Kürt meselesinin çözümü için aşiretlerin ve varoşların sosyalleştirilmesi gerektiğini söyleyen Gazeteci-yazar Osman Güzelgöz ciddi bir tehlikeye de dikkat çekiyor: AK Parti ve DTP kapatılırsa terör örgütü bölgede yeniden etkin olabilir.

Osman Güzelgöz, otuz yılını gazeteciliğe vermiş bir isim. Çeşitli gazete ve dergilerde haberleri, araştırma yazıları, denemeleri, şiirleri ve röportajları yayımlandı. Özellikle Kürt meselesi üzerine yoğunlaştı. Bu konuda çeşitli konferanslar verdi, birçok kez Kuzey Irak `a gitti. Güzelgöz, otuz yıllık tecrübesini kaleme aldı. Timaş Yayınları `ndan çıkan `Kürt Sorunu ile Yüzleşmek ` isimli kitabında çözümü tartışan gazeteci-yazar Güzelgöz, bu konuda bazı öneriler de sunuyor. Ona göre üç ayrı proje ile bu sorun çözülebilir: Aşiretlerin Eğitilerek Sosyalleştirilmesi Projesi (AŞESOP), Varoşların Eğitilerek Sosyalleştirilmesi Projesi (VARESOP) ve Manevî Dinamiklerden Yararlanma Projesi (MADİYAP). Bu önerilerle birlikte önemli bir tehlikeye de dikkat çekiyor: `Şu anda Doğu ve Güneydoğu halkının destek verdiği iki parti de kapatılmayla karşı karşıya. Eğer her ikisi de kapatılırsa bölgede PKK yine etkin olabilir.` Güzelgöz ile Kürt meselesinin nereye gittiğini ve çözüm önerilerini konuştuk.


-Kitabınızın adı `Kürt Meselesi ile Yüzleşmek `. Toplum ve devlet olarak Kürt meselesi ile yüzleşmeye hazır mıyız?


Aslında burada hazır olmaktan çok gereklilik üzerinde durmak lazım. Eğer biz gerçekten bu meselenin ortaya çıkardığı semptomlardan rahatsız isek, ki rahatsızız, o zaman bunu çözmek için tek şey var: Bu mesele ile yüzleşmek. Ankara `da oturup bölgenin şartları ve geleceği ile ilgili ahkâm kesmek yerine bölgenin bütün gerçekleri ile yüzleşmek, insanı ve geçmişi ile yüzleşmek, arzu ve talepleri ile yüzleşmek bizim için bir gereklilik. İnsaf ve izan sahibi insanlar için bu daha da önemli bir gereklilik. Bu mesele ile gerçekten doğru dürüst yüzleşebilirsek, çözümü için olumlu adımlar atabiliriz.


-Buna hazır mıyız?


Toplumun çeşitli kesimlerinin arz ettiğim çerçevede bu mesele ile yüzleşmeye hazır olmadığını söyleyebilirim.


-Devletin Kürt meselesine yaklaşımı ile ilgili nasıl bir değişimi görüyorsunuz?


58, 59 ve 60. hükûmetler, bu meselenin çözümü ile ilgili önemli işlerin bir kısmını yaptı. Bu sorun başladığından beri içinde olan, takip eden bir vatandaş olarak bunu söylüyorum. Bunu söylemek de boynumuzun borcu.


DEVLETİN KÜRT POLİTİKASI DEĞİŞTİ


-Peki, ne/neler yapıldı?


KÖYDES , BELDES projeleri başlı başına önemli adımlar. İnsana ulaşabilmek, suyunu, yolunu götürebilmek, sağlık açısından birinci sınıf vatandaş olduğunu hissettirebilmek, o insanların eğitimini destekleyen önemli projeleri uygulamak... Buna benzer şeyleri sayabiliriz.


-Bunlar çözümü getirir mi?


Bunlar çözümün tamamı değil tabii ki. Bir kısmı. Genel politikalar açısından yani kültürel ve siyasi yaklaşım açısından hükûmetler, en azından şu çizgiye geldi. Yani politika değişikliği var mı derken, evet var. Kara Kuvvetleri Komutanı Org . İlker Başbuğ bölgeye gidip `Bu mesele dağın yolu kapatılmadan çözülemez.` demişti. Daha önce Kürt sözcüğünü ağza almak mümkün değildi. Ama bugün hem devlet hem toplum Kürt meselesinin varlığını kabul ediyor.


-Eski genelkurmay başkanları da `yanlış yaptık` diye itiraflarda bulundular.


Evet. Bu, politika değişikliğini gösteriyor zaten. En azından mantalite değişikliğinin devlet nezdinde gündeme geldiğini söyleyebiliriz. En doğru teşhis de budur: Dağın yolu kapatılmadan çözüm de mümkün değil.


GÖNÜL KÖPRÜSÜNÜ ÇOK ÖNCEDEN KURMALIYDIK


-Dağa giden yol nasıl kapatılır?


`Ekonomik tedbirlerle dağın yolu kapanır` gibi yanlış bir yaklaşım var. Önemli olan devletin samimiyetidir. Zaten kitapta şu çağrıyı yapıyorum: Ciddi merhamet, riyasız hizmet, emniyet ve adaletin temin edilmesi. Dağın yolunu kapatmak için devletin yapacağı şey bu cümlelerde gizli. Bir yandan işsizliğin ve eğitimsizliğin önlenmesi, gençleri dağa çıkaran şartların ortadan kaldırılması, bir yandan da bunların istikrarının sağlanması. Eski Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Felat Cemiloğlu`nun bu konuyla ilgili orijinal bir sözü var: Aşı olan, işi olan, eşi olan dağa çıkmaz. Ekonomik tedbirlerle iş ve aş sağlanır. Eş, sadece onu evlendirmek değil. Onun dostluğunu, kardeşliğini kazanmaktır. MEB `in yürüttüğü `Gönül Köprüsü` projesi ne yapıyor? Batıyı doğuya, doğuyu da batıya getiriyor. Kürt meselesi 40 yıldır konuşuluyor; ama biz bu projeleri yeni yeni yapıyoruz. Gönül köprülerini çok önceden kursaydık bizim gönüllerimizle eşleşen gönüller hiçbir zaman dağa çıkmazdı. Bu devletin, bu milletin tarihini, toprağını, bayrağını savunanlar gönül kapılarını yıllar önce bu işe açanlardır. Şimdi de yapılacak şey bölgedeki insanların, gençlerin gönül kapılarını bu milletin hassasiyetlerine, değerlerine açmak. Dağın yolu başka şekilde kapanmaz.


-Kitabınızda `Meseleyi sürekli Güneydoğu ve Kürt kimliği etrafında tartışmak aslında bize değil PKK `ya yarıyor.` diyorsunuz. Neden?


Çünkü PKK bunu en iyi şekilde kullanıyor. İşi Kürt kimliğine kilitlemek kimseye bir şey kazandırmıyor. Kimlikler konuşulmasın anlamında söylemiyorum. Meselenin tamamını bu kavram etrafında tartışırsanız kimliğe takılıp kalırsınız. Kürtler adına siyaset yapanlar için söylüyorum. Bazı partiler, örgütler, Kürt kimliği etrafında siyaset yapıyor. Gerginlikten medet umuyor. Varsa söyleyeceğiniz, söyleyin; ama kimliğe takılıp kalmayın. Konuşmamız gereken ve esas sahiplenmemiz gereken bir üst kimliğimiz var. Türk, Kürt, Çerkez gibi alt kimliklere sahip çıkmalıyız. Ben Kürt isem Kürtlüğümü yaşayabilmeliyim, söyleyebilmeliyim; ama orada takılıp kalmamalıyım. Bir üst kimliğe çıkarsak, ki daha önce örneklerini yaşamış bu millet, Türkiyelilik olabilir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği olabilir. Devlet ve millet o insanlara şunu söyleyebilmeli: Evet, siz Kürt`sünüz ama bu devletin ve milletin ayrılmaz bir parçasısınız. Bizimle aynı çatı altında yaşıyorsunuz. Bizim sizden hiçbir üstünlüğümüz, sizin de bizden hiçbir eksikliğiniz yok. Bu vatanın havasını beraber teneffüs ediyoruz. Kaynaklarını beraber kullanıyoruz. Bu bayrağın altında beraber başımız dik geziyoruz. Çanakkale `de bu topraklar için omuz omuza savaştık. Bunlar çok hamasi cümleler gibi ama gerçek böyle.


PKK , ACİZ BİR YAPILANMA


-Terör örgütü PKK daha önce sözde bağımsız Kürdistan için mücadele ettiğini söylerken şimdi bunu dillendirmiyor. DTP `nin taleplerinde de benzer bir kırılma var.


Bence PKK `nın elinden şu argümanı aldık: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan hiçbir Kürt, bağımsız bir Kürt devletine taraftar değil. Refah ve huzur içinde, demokrasi içinde yaşayan Kürt`ün böyle bir talebi yok. Geçmişte sadece PKK ideolojik anlamda böyle bir şeyi dile getirmiş, aksine örgütten de Kürtlerin önemli bir kısmı bu konuda PKK `yı samimi görmedikleri için ayrılmışlardı, kaçmışlardı. Görüşüp röportaj yaptığım teslim olmuş birçok örgüt elemanı `PKK `nın bu konuda samimi olmadığını anladık, onun için kaçtık` demişlerdi. Zaten çocukları `bağımsız Kürdistan `ı kuracağız` diye dağa çıkarıyorlardı. Ama örgüte katılıp iç yapısını görenler bunun hiç de bahsedildiği gibi olmadığını anladı. Örgüt birtakım dış istihbaratların yönlendirdiği, zaman zaman bataklığa saplanan âciz bir yapılanmadır bana göre. Örgütün bu kadar uzun süre ayakta kalması da başka bir âcizliği gösterir tabii.


-Bölgede PKK `ya destek azaldı; ancak bugün bölge insanının destek verdiği her iki partiye de kapatma davası açıldı. AK Parti ve DTP kapatılırsa bölge halkında bir hayal kırıklığı olur mu? Beklentileri karşılanamayınca nasıl bir tablo ortaya çıkar?


Şundan çok endişe ediyorum. Siyasi temsil anlamında hem AK Parti `nin hem de DTP `nin bölgede büyük bir gücü var. Halk, tercihini çoğunlukla bu iki partiden yana koymuş. Benim siyasi temsilcilerim bunlardır demiş. Eğer partileri kapatarak bu siyasi temsil hüviyetini bunların elinden alırsanız örgüt veya bazı çevreler vatandaşı suiistimal etmek için çok büyük bir imkân elde etmiş olur. En büyük endişe ettiren şey budur. PKK bunun propagandasını yapabilir. Kürtler sandığa gitti, tercihini yaptı; ama bu irade yok sayıldı der. Böylece bu işleri karıştırmak isteyen çevrelerin eli de güçlenir. Bu, çok ciddiye alınması gereken bir husus. Çünkü vatandaş özgür bir şekilde sandığa giderek tercihini yaptı. Ama siz manipüle ederek vatandaşın bu tercihini elinden alırsanız bu insanlar suiistimale açık hâle gelir. Örgüt bundan yararlanmak isteyecektir.


-Bu ortamda PKK `nın etkisi artabilir mi?


Bunun propagandasını yaparsa tabii ki artabilir. Ama bu da bertaraf edilebilir. Devlet politikası olarak hizmetlerinizi samimiyetle devam ettirirseniz bertaraf edebilirsiniz.


-Sorunun çözümü için üç proje önerisinde bulunuyorsunuz.


Evet. Birisi, Aşiretlerin Eğitilerek Sosyalleştirilmesi Projesi (AŞESOP). Bu projeyi anlamadan Kürt meselesi ile yüzleşmek mümkün değil. Bölgedeki feodal yapının ıslah edilmesi gerekiyor. Aşiret ve feodal yapı kötü şey değil. Biz hep kötü bakıyoruz ama aşiretlerden okumuş, eğitim almış ve bu gerçeklerle yüzleşen çok sayıda insan çıkıyor. Aşiretler artık çocuklarını okutuyorlar. Eskisi gibi kan davaları çok sıklıkla yaşanmıyor. Yine başlık parası eskisi gibi değil ama hâlâ var. Bir de gücü temsil ettikleri için çeşitli haksızlıklara sebep oluyorlar. Bunu kullanan örgüt bu haksızlıklara karşı çıkmak üzere gençleri dağa çıkarıyor. Aşiretlerin eğitilerek sosyalleştirilmesi bunun önünü kesecek.


-Diğer projeler...


Varoşların Eğitilerek Sosyalleştirilmesi Projesi (VARESOP). PKK `nın varoşlarda çeteleri var. Örgüt de bir aşiret. O da gücü kullanıyor. Felsefeyi kullanmıyor. PKK bugün dağda çok zayıflamış, bitmiş. İdeolojik anlamda Kürt siyaseti yapanlar da buna karar vermişler. Ama nereye gelmiş örgüt? İstanbul , Ankara , İzmir , Mersin , Adana gibi illerin varoşlarına gelmiş. Varoşları ıslah edemezseniz örgütü ortadan kaldıramazsınız. Bunun gasp, hırsızlık, çetecilik gibi yan unsurlarını da ortadan kaldıramazsınız. Üçüncü proje ise Manevi Dinamiklerden Yararlanma Projesi (MADİYAP). Bunun içini bilim adamları, üniversiteler, sivil toplum önderleri dolduracak. Manevi dinamiklerden alabildiğine yararlanmamız lazım. İnsanı kontrol eden en önemli güç manevi dinamiklerdir. Bunun suiistimalini de önlememiz gerekiyor. Birileri şekilci bir şekilde manevi değerleri bölgede kullanıyor. Bunların önüne geçip bölgede çok sevilen insanları devreye sokmak lazım.


-Önümüzdeki süreçte siz nasıl bir tablo bekliyorsunuz Kürt meselesinin çözümü konusunda; siyaset bu sorunu çözebilecek mi?


Aslında bundan daha önemli bir şey var. Bana göre Türkiye `de bir Kürt sorunu yoktur. Herkes vardır diyor ama.


TÜRK SORUNU DA VAR! PKK `NIN MÜCADELESİ VAROŞLARA KAYDI


-Böyle bir sorun yok mu?


Türkiye `de Kürtlerin bazı sorunları olabilir. Türkiye `de başörtülülerin bazı sorunları olabilir. Türkiye `de laiklerin bazı sorunları olabilir. Ama Kürt sorunu dediğinizde Kürtlerin o sorunun bir parçası olması lazım. Ama Türkiye`de hiçbir zaman böyle bir şey olmamıştır.


-Ama bugüne kadar `ben Kürdüm ` diyemiyordu bu insanlar...


Kürt sorunu dediğiniz zaman bir kere doğu ile batı arasına Türk ile Kürt arasına kalın bir kırmızı çizgi koyuyorsunuz. Bunlar sorunlu bir topluluk. Adına da Kürt sorunu diyorsunuz. Böyle bakarsanız Türk sorunu da var. DHKP /C üyelerinin yüzde 80`i Türk. Mafya yapılanmasında yine çoğunlukla Türkler var. Oysa bu yanlış.


-Önümüzdeki süreçte ne olur?


Bana göre PKK ortadan kalkmıştır, bitmiştir. Ufak tefek artçı şeyleri olabilir. Ama devletin ciddiyeti olayı çözer. Fakat varoşlardaki kontrol giderek zorlaşıyor. Çünkü o yapılanma şehirlerde varoşlara taşındı. Biz eskiden dağda mücadele ediyorduk, şimdi varoşlarda mücadele ediyoruz. Bence alabildiğine olumlu olacaktır önümüzdeki süreç. Hizmetlerin samimiyeti devam ettiği sürece. Geçmişte bu samimiyet ve ciddiyet gösterilmedi. Ama gönül köprüleri ile bu mesele daha olumlu bir atmosferde ilerleyecektir.


-Toplumun da yeni süreçte aktif olması gerekiyor.


İşin en önemli tarafı da bu. Şimdiye kadar herkes bu işin çözümünü devletten beklemiş. Hâlbuki bu meselenin çözümünde toplumdaki her bireyin, sivil örgütlerin, medyanın payı var.

***************************

Yarın AB DTP kapatılmasın kampanyasını açar,
ABD destekler,
Yandaş medya zaten tetikçiliğine aynen devam eder,
TÜSİAD'tan suya tirit açıklamalar sürer,
Sahibinin sesi Talabani Barzani dahi bize akıl verir
TSK yeniden FB'li Genel Komutan seçer,
Sonra da biz bu filmi yakın tarihte seyretmiştik diye kendi kendimize dövünürüz..

En içten sevgi ve saygılarımla
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Re: AKP'den DTP'ye: Darısı başınıza!

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Ağu 03, 2008 20:28

AKP Grup Başkanvekillerinden, DTP’ye “darısı başınıza” temennisi geldi.

Ergenekon savcılarının görmedikleri son İT Kongresi!

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

gafletin ve ihanetin tanımı.....

İletigönderen borabey » Pzt Ağu 04, 2008 10:06

Değerli Kardeşim Türk-Kan

Her zaman olduğu gibi bir kez daha sergilediğin hassasiyete teşekkür ediyor, yürekten kutluyorum.

2006 yılı başlarında "yasaklanmadan önce" ART'de Anadolumun yiğit bacısı Nuriye ATABEY ile yaptığımız haftalık programlardan "nevruz ile ilgili" olan bölümünde bir devlet yetkilisinin açıklaması karşısında aynen şöyle bir yorumda bulunmuştum;

Olay;

Bir avuç hain bölücü PKK tayfasının, devlet ve millet aleyhine her türlü slogan ve çirkefliklerini sergiledikleri ihanet gösterisinde;

Devlet güvenlik görevlilerimizin yukarıdan aldıkları "sadece kontrol ve gözetim altında tutun, müdahale etmeyin, tutuklama yapmayın, bebek katilinin resmini indirmeyin, bölücü sloganları susturmayın vb" içerikli emrin uygulanması sonucu hain toplantının bitmesini takiben üst düzey bir yetkilinin açıklaması; YILLARDAN BERİ İLK DEFA BİR OLAY ÇIKMADAN BİR TOPLANTI YAPILDI, İLK DEFA GECE RAHAT UYUDUM...,

Kabulü ve sindirilmesi mümkün olmayan bu açıklama karşısında şöyle bir çağrıda bulunduk...

BEYLER NE YAPIYORUSUNUZ..
DEVLET GÖZETİMİ VE KONTROLÜ ALTINDA "DEVLETE BAŞKALDIRMA ÖZGÜRLÜĞÜ" MÜ GETİRİYOR SUNUZ?

DÜNE KADAR SURİYE'DE HER AN ÖLDÜRÜLME KORKUSU İÇİNDE ŞEYTAN AZABI ÇEKEN
BEBEK KATİLİ APO'YA

İMRALI'DA DEVLET BAKIMI VE KONTROLÜ ALTINDA İSTEDİĞİ GİBİ ÖRGÜTÜ İDARE ETME/İTEDİĞİ AÇIKLAMALARI YAPMA, ÖLDÜRÜLME KORKUSU OLMADAN YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ VERİYOR SUNUZ

HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR...

TÜRK BAYRAĞININ İNDİRİLMESİ ,
ŞEREFSİZ BEDEK KATİLİ LEHİNE SLOGAN ATILMASI
SÖZDE PKK BAYRAKLARININ AÇILMASI
AYRILIKÇI SLOGANLARIN ATILMASI
SUÇ ve OLAY DEĞİL SE
BÖLÜCÜLÜK SUÇUNU YENİDEN TANIMLAR MISINIZ?
YOKSA BİR YANDAN TÜRKLÜĞÜ VE TÜRK KÜLTÜRÜNÜ KALDIRIRKEN
BÖLÜCÜLÜĞÜ SUÇ OLMAKTA ÇIKARTTINIZ MI?
Dedik ve ikaz ettik..

Nitekim kendilerine yönelik akıl almaz ve anlaşılmaz ! hoşgörüden şımaranlar eylemlerini ve terörün İNSANLIK DIŞI şiddetini arttırdılar ve ilk defa rahat uyuyan devlet görevlisinin malesef uykusunu kaçırdılar.

Bu gün gelinen nokta itibari ile problem hainlerde değil.Onları zaten insanlık tarihi mahkum etti ve hakettikleri cezayı eninde sonunda görecekler.

Esas problem işin bu noktaya kadar gelmesine gözyumanlarda ve "darısı başınıza "temennisinde bulunanlarda..
Asıl tarih bunları affetmeyecektir.

Miletimizin "mili sabrı" sonuna kadar test edilmek istenmekte
ama sabrın da sonunun olduğunu unutmaktadırlar.

Söz uçar
Yazı ve bizlerle paylaştığın görüntüler kalır....
Bir kez daha GÖRMEYEN GÖZLERİN AÇILMASI, DUYMAYAN KULAKLARIN DUYMASI için yaptığın milli ikaza teşekkür ediyor ve
Gaflet uykusuna dalanların uyanmasına vesile olmasını diliyorum.

En içten sevgi ve saygılarımla.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x