AKP harcamalarına dikkat

AKP’nin, ‘kapanma davası’ her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. İhtilaflar, artarak ‘derinleşiyor’.

Sadece kurumlar ile AKP arasında değil, AKP içinde de ihtilaf artıyor.

Özellikle AKP’nin TBMM Grubu içten içe kaynıyor. Endişeli ve gergin bir bekleyiş sürüyor.

Tayyip Erdoğan, ‘AKP ya kapatılacak, ya da kapatılacaksa kapatılacak’ havasında. Herhalde kendisinin, ‘siyaset dışı’ kalması halinde AKP’nin ‘açık kalmasını’ bile istemiyor.

Zayıf bir ihtimal bile olsa, AKP’nin, kapanmaması buna karşılık ceza alarak Tayyip Erdoğan’ın siyaset dışı kalması halinde parti, ‘tek parça’ ya da, ‘büyük parça’ olarak kendisini muhafaza edebilir.

Ya da MHP ve Devlet Bahçeli ile bütünleşebilir.

Anayasa Mahkemesinin bu yönde kararı halinde AKP’nin Erdoğan’ın ‘altından çekilmesi’ ve partinin yoluna tek başına devam kararı Erdoğan’ın siyasetteki sonu olur.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ‘ceza almazsa’ bu karar Erdoğan’ın ‘siyasetten teskeresi’ anlamına da gelecektir.

Peki AKP kapatılmalı mı?

Çok üzücü bir olay. Niye kapatılsın? Ama, AKP kapatılacaksa bunun en büyük sorumlusu Erdoğan ve AKP’nin bizzat kendisidir. Tutum ve davranışlarıdır. İcraatlarıdır.

Suç yoksa bu telaş niye? CHP Lideri Deniz Baykal da söyledi. Clinton hakim karşısına çıkmadı mı? Hakimlere hesap vermedi mi? Ya Nixon? Daha niceleri. Tayyip Erdoğan tek başına Millet İradesi mi demek? TBMM Milletin, 'Kaytıtsız şartsız hakimiyetini' temsil eden yegane güç değil mi? Anayasa Mahkemesi Yargıçları gücünü TBMM'den almıyor mu? TBMM adalet yetkisini bu yüce mahkeme ile paylaşmadı mı? Bu görevi vermedi mi?

Buna karşılık Başbakan Tayip Erdoğan toplumu bir yandan ‘ekonomik kriz’ ile tehdit ediyor. Tehdidini 23 Milyar Dolarlık dış yatırımın şimdiden 13 milyar dolara düştüğünü söyleyecek kadar somutlaştırdı. Bu tehdide de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal TBMM Grup Toplantısı sırasında ‘rakamlarla’ cevap verdi. Ocak ayından bu yana dengesi bozulan ekonomik gidişatı rakam rakam deşifre etti. İktidarın ekonomiyi ‘iyi yönetemediğini’ anlattı. Baykal son haftalarda, ‘ekonomiden, siyasete, demokrasiye’ kadar her konuda çözüm üretiyor. Başbakanlığa hazır olduğu mesajını veriyor.

GÜL, ERBAKAN’A AF YETKİSİNİ HENÜZ KULLANMADI

Bu arada AKP parti faaliyetlerine hız verdi. Gün geçmiyor ki bir toplantı olmasın. Peki bunda ne var? Önce, ‘işin etik tarafına’ bakalım. Sonra da mali boyutuna.

Eski Başbakan Necmettin Erbakan ortadan kalkmış bir kanunun açılımı olarak hazırlanan bir yönetmeliğe dayandırılarak RP’nin ‘kayıp triliyon’ davasından hapse mahkum oldu. Aynı suçtan yargılanan Abdullah Gül ise Cumhurbaşkanı. Gül, 86 yaşında ev hapsinden çıkacak olan eski Başbakanın için af yetkisini kullanacak mı? Aracılar devreye girdi. Erbakan son ana kadar 'umutla' bekledi. Tık yok. Oğluna Necmettin Bilal adını veren Erdoğan’dan da ses çıkmadı.

Aslında, ‘parti kapatma davası!na kadar’ Erdoğan ile Erbakan siyasette kader çizgisi paralel.

Anayasa Mahkemesinde davalık olan ve hazine yardımının kesilmesi de gündemde olan AKP bu arada bol para harcıyor. Pahalı organizasyonlar düzenliyor. İnşallah AKP, parti faaliyetleri gereekçesiyle hazinenin kaynaklarını har vurup harman savurmuyor. Maalesef görünen tam tersi. Harcamalardaki artış, sadece yasal faturalama ile izah edilemez. İşin bir de ahlaki ve etik boyutu yok mu? AKP son iki üç ayda yaptığı harcamaları mukayeseleri ile açıklamalıdır. Şeffaf olmalıdır. Siyasetin de ahlakın da gereği budur.

KAYNAK