Kendi sitesinde de yapmıştı kışkırtmasını haspa. Aşığıda da kustuğu bir şeyler var...
Kaltak yazdı:Ekim 19,2007
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan mızraklı ilmihalse, vatan polis copuysa,
vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ
Evet, ben de bir Vatan hainiyim. Çünkü :
- Önce insanım, sonra insanım tekrar insanım diyorum.
- Türklük kavramının üstünlüğünü reddediyorum.
- Türk ırkı diye bir ırk olmadığını biliyorum.
- Savaşa karşı çıkıyorum.
- Sınır ötesi operasyon Türkiye için çok büyük bir tehlikedir diyorum.
- Kardeş kanı dökülmesini istemiyorum.
- Barışın ve Demokrasinin en hararetli savunucularından biriyim.
- 301. maddeyi reddediyorum. İnsan haklarını ve özgür düşünceyi
savunuyorum.
- Vicdani retçiliğin insan hak ve özgürlüğü olduğunu düşünüyorum.
- Türkiyenin emrivakiler ülkesi olmasını istemiyorum.
- Militer devlet yerine egemen millet anlayışını benimsiyorum.
- Devlet birey için vardır düsturunu ve hukuk devleti mantığını savunuyorum.
- Kürtlerin onurlu bir halk olduğu gerçeğini herkesin kabul etmesini istiyorum.
- Eşit ve özgür yurttaşlık modelinden yanayım.
- Kürt halkının Türk halkının sahip olduğu tüm haklara sahip olması gerektiğini savunuyorum.
- Kürt halkının bu ülkenin kurucu unsuru olduğu gerçeğini tüm Türkiyenin kabul etmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Kardeşlerimin acı çekmesine, inkar edilmesine, zulüm görmesine ve öldürülmesine karşı çıkıyorum.
- Kürt çocuklarının, bebeklerinin sokak ortasında kurşunlanmasını insanlık suçu olarak görüyor ve nefretle kınıyorum.
- Köylerin boşaltılmasını, halkın göçe zorlanmasını, açlığa mahkum edilmesini, çeteler eliyle faili meçhul cinayetler işlenmesini insanlık dışı olarak kabul ediyorum.
- Kürdistan ile iyi dostluk ve komşuluk ilişkileri kurmanın Türkiyenin çıkarları gereği
olduğunu savunuyorum.
- Türkiyenin, Kürdistanın var olduğu gerçeğini kabul etmesini istiyorum.
- Kerkük Kürdistanın kalbidir diyorum.
- Sayın Barzani, Sayın Talabani diyorum.
- Irkçılığı, kafatasçılığı ve faşizmi reddediyorum.
- Radikal Milliyetçilik, militan milliyetçilik, kökten milliyetçilik kavramlarından nefret
ediyorum.
- Dünya Türk olsun diyenleri soykırımcı olarak nitelendiriyorum.
- Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürdüz diyorum.
- Ne mutlu Türküm yerine, Ne mutlu insanım diyorum .
Özellikle "Perinçeklere - Kerinçsizlere" karşı göğsümü gere gere, Nazım Hikmetin dediği gibi demek istiyorum: Ben "vatan hainiyim".
Vatan hainliği tartışmasına başlarken öncelikle sormamız gereken sorular "ülke nedir? Ne yaparsak ülkeye zarar vermiş oluruz ? Bu yaptığımız şeyin "zarar" olduğunu kim belirler ? Ülke homojen bir şey midir ki yaptığınız bir şey o ülkenin tüm unsurlarına zarar versin ?..." olmalı.
Türkiyede "Vatan hainliği" kavramı farklı düşünenleri ötekileştirmenin, edilgenleştirmenin, çoğu zaman yok etmenin en kestirme yolunu sunan bir yaftadır.
Bugüne kadar 20 yıldır kan ve gözyaşı durmadı. Binlerce aile acı çekti, 30 bin Kürt öldü. Bölge yangın yerine çevrildi. Sadece Kürt Sorunu yüzünden acılı, hüzünlü bir toplum olduk. Biliyorum ki; Kürdistandaki Kürtler, Türklerle dostluk, kardeşlik ve işbirliğini çok arzuluyor. Bölgeye yatırımlar için giden Türk şirketleri işte bu nedenle büyük ilgi ve sevgiyle karşılanıyor.
Ancak Türkiyenin bölgeye silahlı müdahalesi barışa giden yolu daha da kapatacak ve ileride daha büyük acıların, yeni kan dökmelerin önünü açacaktır. Sinirlenmeden, kolay yola kaçmadan bu sorunu çözümlememiz gerekiyor. Çünkü Türkiyenin Kürt Sorunu son derece karmaşıktır. Güçe başvurularak çözülecek boyutu da çoktan aşmıştır.
Sadece kızıp size gününüzü gösteririz diyenlerin hemen her savaşın bedelini Türkiyenin ödediği gerçeğini artık görmeleri gerekiyor..Yeni söylemlere, korkusuz fikirlere ve cesur tartışmalara gerek vardır.
Peki nedir Yurtseverlik ?
Memleket için kurşun atmak mı, yurtiçinde ve dışında yasadışı eylemler yapıp kan dökmek mi, kitapçıya bomba atmak mı, bomba atanları suçlayan savcıyı meslekten atmak mı? Türkiye sevdalısı Ermeni aydın Hrant Dinki alçakça ve kalleşçe öldürmek mi ? Türkiyeyi dünyanın gözünde aşağılayıp küçük düşürmek mi ?
Yoksa "Cumhuriyet tehlikede" diye ortaya çıkıp bir tek fikir, görüş, proje üretmeden kıyamet koparmak mı?
Yoksa sınır ötesi operasyon a karar veren TSK, Bahçeli, Baykal, Başbakan Erdoğan mı ?
Şemdinli'de memleket aşkına sağa sola bomba atan iyi çocuklar mı vatansever, yoksa onları mahkûm eden hâkimler mi?
Elinde silah olanlar, hukuk kitabı olanlardan daha mı yurtsever bu ülkede?
Tuhaf ilişkilerin kurulup tuhaf kuralların işlediği bir ülkedeyiz.
Birilerinin sorması, insanların kafasına çakması gereken sorular bunlar.
Faili meçhul, kalleşçe, alçakça cinayetler işleniyor.
İki kişilik çeteler, tek kişilik çeteler çıkıyor ortaya.
Hep iki kişiyle kalıveriyorlar.
Üstelik bunları AB umudumuz sürerken yapıyoruz.
Çetelere, yasadışı girişimlere destek çıkanlar vatansever oluyor bu topraklarda, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, barışı ve insan haklarını savunanlarsa vatan haini.
Bu gün gördük ki, aslında vatan hainleri Türkiyenin bir mozaik olarak bütün halkları ile kardeşçe ve barış içinde yaşamasını istemeyen, ülkeyi kaos ortamına sürüklemeye çalışan derin çetelerdir. Gerçek yurtseverler ise Hrant Dink gibi, Türkiyeyi Ya sev ya terk et diyen faşist, kafatasçı zihniyetten çok daha fazla seven barış yanlısı, demokrat, humanist Türkiye vatandaşlarıdır.
Şemdinli'yi yok sayacağız, Susurluk'u yok sayacağız, bombacıları sahiplenip savcıları mahkûm edeceğiz, sonra da canımız ve malımız hukuk devletine emanet diye geceleri rahat yatacağız.
Türkiye sevdalısı, bu topraklarda sadece gömülmek için gözü olan Ermeni Hrant Dinki bilinçli bir şekilde alçakça katledeceğiz. Sonra vatan, millet, Sakarya edebiyatı ile aklanmaya çalışacağız.
Nüfusun bir kesimini diğer halklara karşı kinle eğiten, bir yüzyıldan fazladır çocuklara Türk ırkının üstün olduğunu öğreten, bugüne kadar kendi topraklarında aşırı sağcı formasyonlara izin veren ve onurlandıran vatansever zihniyeti savunanlar, barışı, kardeşliği, insan haklarını, özgürlüklerini ve demokrasiyi savunanları elbette vatan haini ilan edecekler.
Böylece yıllardır Türkiyenin ulusal çıkarlarını gözetmeyen yanlış stratejilerinin ortaya çıkardığı hataları ve tehlikeleri ört bas etmeye çalışacaklar..
Türkiye, yıllardır Türk olmayan Ermeni, Asuri, Kürt ve Yunan halklarına karşı şoven milliyetçiliği ve ırkçılığı sürekli kışkırttı.
Siyaseti dizayn etme çabaları yetmiyormuş gibi, hukuku ve terörle mücadeleyi de dizayn edenlerin şimdi gelinen tehlikeli süreçte yüzleri kızarıyor mu acaba?
NİL DEMİRKAZIK
ÇOCUK-DER GENEL BAŞKANI
AMED BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI